Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1256 E. 2019/220 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1256 Esas – 2019/220
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1256
KARAR NO : 2019/220

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ : Av.

DAVALI : HASIMSIZ

DAVA : Adi Konkordato
DAVA TARİHİ : 24/09/2018
KARAR TARİHİ : 21/02/2019
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı firmanın 2011 yılında … Mekanik Perde Sistemleri İplik Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. adıyla zebra stor perde konfeksiyonu yapmak amacıyla kurulduğunu, 2012 yılında da şimdiki adresine taşındığını, unvan değişikliği yaptığını, kumaşı mamul halde almak yerine fason üretim yaptırmaya başladığını, dijital baskı makinaları aldığını, 2014 yılında da 10 adet dokuma tezgahı satın aldığını, ancak 2015 yılı içerisinde sipariş miktarının kendi tezgahlarınca karşılanamaması üzerine fason iş de yaptırdığını en son 2015 yılında yeni bir dijital baskı makinası alıp üretim kapasitesini iki katına çıkardığını, sermayeyi de 2.700.000 TL’ye yükselttiğini, 2017 yılında yeni tezgah yatırımı yapılıp kapasitenin büyütüldüğünü, halen iki fabrikada 50ye yakın çalışanla hizmet verdiğini, yıllar içerisinde artan cirosunun 2017 yılında 21.421.000 TL ‘ye ulaştığını, 2018 yılı sonu itibariyle beklentinin 30.000.000 TL’nin üzerinde olduğunu, artan kapasiteye cevap verebilmek için yeni bir fabrika kiralandığını, ancak büyüme sürecinde döviz cinsinden borçlandığını, Türkiye’ye karşı açılan ekonomik savaşın etkisiyle döviz cinsinden olan borcun 2 katına yükseldiğini, bu durumun firmanın geleceğini tehdit ettiğini, konkordato ön projesiyle alacakların tamamının 2021 senesinin sonuna doğru ödeneceğini, nakit akım planının bunu desteklediğini, ancak şirketin haciz ve muhafaza baskısından kurtulması gerektiğini, şimdiye kadar sadece tek bir icra takibiyle karşılaştıklarını, takipte şirketin üretim araçlarını muhafaza altına alındığını, şirket ortağı …’ın da şirkete kefalet sebebiyle risk altında bulunduğunu, her iki davacı açısından konkordato talebinin kaçınılmaz hale geldiğini ileri sürerek öncelikle geçici mühlet verilerek tedbirler uygulanmasını akabinde de kesin mühlet verilmesini talep etmiştir.
Derdest dava borçlu tarafından açılan adi vade konkordatosudur. Konkordato ön projesinde devam eden tekstil – üretim faaliyetleri, gelir getiren ticari işletme ve yatırımlar anlatılmış ve borçların faizleri ile birlikte konkordatonun tasdik tarihinden başlayarak kısa süre içinde ödeneceğini, konkordato tasdikinin 2019 yılı sonuna denk geleceği düşünülürse 2021 senesinin sonlarına doğru borç ödemesinin tamamlanacağı vadedilmiştir. Ön projede elde edilecek muhtemel gelirlerin borçların ödenmesini sağlamaya yeterli olduğu ileri sürülmüştür. Borçlunun istediği vade konkordato tasdikinden itibaren 24 aydır.
Davacı tarafın dilekçesi ile birlikte sunduğu belgeler yeterli ve kanunda sayılan niteliklere haiz görülerek davacıya üç aylık geçici mühlet verilmiştir. Mühlet içerisinde duruşma gününe kadar rapor hazırlanmak üzere geçici komiser görevlendirilmiş ve davacının sunduğu kayıt ve belgelerin gerçeğe uygunluğunun denetlenmesi sağlanmıştır. Geçici mühlet içinde gerekli tedbirler alınmış, mal varlıkları araştırılmış ve konkordato talebine itirez ederek davaya müdahil olan alacaklıların iddiaları değerlendirilmiştir.
Komiser duruşma öncesinde raporunu hazırlamış ve mahkememize sunmuştur. 20/02/2019 tarihli bu rapor duruşmada tartışılmış ve alacaklıların eleştirileri dinlenmiştir. Komiser raporuna göre konkordato ön projesinde 31/08/2018 tarihli mali tablolar üzerinden analiz yapıldığı, rayiç değer bilançosunun oluşturulmadığı, kaydi değer bilançosuna göre yapılan hesaba istinaden borca batıklık bulunmadığı açıklanmış, buna karşılık ön raporda taahhüt edilen sermaye artışının hangi kaynaklardan sağlanacağı konusunda doyurucu ve net bilgi verilmediği anlatılmıştır. Raporda davacının dayanak yaptığı 31/08/2018 tarihli mali verilerle sonraki iki döneme ait bilanço ve gelir tabloları karşılaştırılmıştır. Geçici mühlet içerisinde davacı firma üretimini durdurmuştur. Ön projede anlattığının aksine 31/08/2018 tarihinden duruşma tarihine kadar olan dönemde ön görülen üretim ve gelir seviyesine ulaşılamamıştır. Herhangi bir varlık satışı yoluyla işletme sermayesi temin edilememiş, bilançoda izaha muhtaç olan hususlarda yeterli açıklama yapılamadığı gibi bu kayıtların revize edilmesi yoluna da gidilmemiştir. Konkordato komiseri davacının mali kayıtlarının sağlıksız olduğunu açıklamış, gerek ön projede yer alan beklentiler gerekse takip eden dönemlerde ortaya çıkan mali veriler itibariyle projenin başarıya ulaşmasının mümkün görülmediği anlatılmıştır.
Davacı taraf proje ile planladığı işleri gerçekleştiremediği gibi firmanın büyük ortağı ve yöneticisi gerek mahkememizle gerek komiserle ve gerekse alacaklılarla iletişimini kesmiştir. Verinin ek süre de beklenen yararı sağlamamış, bürolar boşaltılmış, büro malzemeleri işletmeden çıkarılmış ve çalışanlarla da iletişim kurulamaz hale gelmiştir. Bu durumda davacı kayıtlarının tutarlılığını denetleme imkanı kalmamıştır. Alacaklılarından kaçan ve kimseyle iletişim kurmayan, yurt dışına gittiği haber alınan şirket ortaklarının projeye bağlılıklarını sürdüremeyecekleri kabul edilmiştir. Davacının alacaklarının tahsil kabiliyeti dahi tartışmalıdır. Bu durumda davacının konkordato talebi inandırıcı ve yeterli bulunmamıştır. Davacı finansal kiralama yoluyla aldığı makinaların kiralarını ödeyemez hale gelmiş ve finansal kiralayan makinalara el koymuştur. Bu durumda üretimin devam etmesi de beklenemez. Süreç içinde şirket yetkililerince ciddiyetsiz bir tutum alındığı, fabrika binasının anahtarlarının dahi sahipsiz kaldığı görülmüştür. Bu durumda konkordato talebinin reddi gerekir.
Alacaklılardan hiçbiri davacının iflasını istememiştir. Yeterli ve sağlıklı mali veriye ulaşılamaması karşısında şirketin borca batık olduğu tam ve kesin biçimde belirlenememiştir. Bu imkanın ortadan kalktığı da aşikardır. Alacaklılardan herbiri istedikleri taktirde şirketin iflasını talep edebilirler. İflas tasfiyesi bir külli tasfiye olarak zor ve zahmetlidir. Alacaklıları tatmin etme konusunda başarılı bir süreç değildir. Yasaş prosedürler sebebiyle daha uzun sürmektedir. Dolayısıyla iflas kararı vermek alacaklılar lehine değildir. İlginç biçimde davacı vekili şirketin iflasını istemiştir. Ancak bu talep bizzat şirketin sunduğu mali verilerle çelişkilidir. Bu itibarla davacı tarafın iflas talebi daha çok alacakların tahsilini geciktirmeye yönelik bir manevra olarak değerlendirilmiştir. Kanun kötü niyeti himaye etmez. İflas kararı verilmesinde hiçbir alacaklının yararı olmadığına göre re’sen iflas kararı verilmesi doğru değildir. Kaldı ki iflas kararı verilebilmesi için borca batıklığın şüpheden uzak biçimde tespit edilmiş olması gerekir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı … İplik Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi İle davacı …’ın adi konkordato taleplerinin ayrı ayrı reddine,
İş bu dava sebebiyle konulan tüm tedbirlerin derhal kaldırılmasına,
Durumun İİK 289.maddesi gereğince ilanına,
Alınması gereken 44,40- TL harca peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile 8,50-TL harcın davacıdan tahsiline,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar hazır olan tarafların yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı.21/02/2019

İş bu kararın gerekçesi 21/02/2019 tarihinde yazılmıştır.

Başkan 37232
e-imzalıdır
Üye 37332
e-imzalıdır
Üye 125321
e-imzalıdır
Katip 167697
e-imzalıdır