Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/123 E. 2019/63 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/123
KARAR NO : 2019/63

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … MÜHENDİSLİK TAAHHÜT VE TİC.LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … TC : …
VEKİLİ : Av. … KUŞ

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2018
KARAR TARİHİ : 24/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davacının, davalının dava dışı Oyak Renault isimli firmanın hat taşıma elektrik tesisat işlerini taşeron olarak üstlendiğini, davacının ikinci taşeron firma olduğunu, davalının bu işi dava dışı … Dinamik Teknoloji .. Ltd Şti ‘den taşeron olarak aldığını ve bu işi kendilerine devrettiklerini, davacı tarafça hat taşıma işine ilişkin tüm edimler yerine getirildiği halde davacı tarafça düzenlenen 24/08/2017 tarihli 18.800,00 TL’lik faturanın davalı tarafa gönderildiğini, buna rağmen ödemenin yapılmadığını, Bursa 13.İcra Müdürlüğünün 2017/13467 sayılı dosyasında başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali ile% 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili beyanlarında özetle ; davacı ve davalı arasında iddia edildiği gibi bir sözleşmenin bulunmadığını, sunulan yazışma ve kayıtların davalı ile ilgisi olmayıp dava dışı 3.şahıslarla ilgili olduğunu, bu nedenle davanın reddini ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasını talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava Bursa 13.İcra Müdürlüğünün 2017/13467 sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki taşeronluk sözlelşmesi uyarınca dava dışı Oyak Renault’a ait fabrikanın hat taşıma elektrik tesisat işlerine ilişkin olduğu, davacının alt taşeron olarak sözkonusu işi gördüğü halde davalı … ‘nın sözkonusu sözleşme gereği hizmetin karşılığı olan bedeli ödemediğini ileri sürdüğü anlaşılmaktadır.
Davacının alt taşeron olduğu, Oyak Renault’un 13/12/2018 tarihli müzekkere cevaplarına göre; sözleşmenin dava dışı … Dinamik.. Ltd Şti ile imzalandığı, ancak bu şirketin sözkonusu hizmeti … aracılığıyla ifa ettiği bildirilmiştir. Davacı taraf … Dinamik… Ltd Şti firmasının sözkonusu davalı …’e verdiği, … Elektrik ismiyle davalının faaliyette bulunduğunu, …’inde sözkonusu işin yapılan kısmını kendilerine taşeron olarak aktardığını öne sürmüşlerdir.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Dosyaya bir takım e -posta yazışmaları sunulmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin varlığını ve sözleşme nedeniyle edimin yerine getirildiğini ispat davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf sözleşmeyi ve edimi yerine getirdiğini ispatladığı takdirde davalı tarafın bedelini ödeme borcunun bulunduğundan söz etmek mümkün olacaktır.
Dosyaya buna ilişkin yazılı bir delil bulunmadığından tarafların ticari defter ve belgelerinde bu hususta yapılan işlere ilişkin olarak kayıt bulunup bulunmadığının tespiti yönüne gidilmiş bu kapsamda taraflara 2017 yılına ait ticari defter ve belgelerini hazır etmek üzere kesin süre verilmiş, kesin süreye rağmen inceleme gününde davacı taraf ticari defter ve belgelerini hazır ettiği halde, davalı taraf ihtara rağmen defterlerini ibrazdan kaçınmıştır.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Ticari defterler kesin delillerden olduğundan HMK’nun 222.maddesindeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olacaklardır. Hatta ve hatta bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış, karşı tarafın defterlerine açık bir şekilde delil olarak dayanılmamış olsa da karşı tarafın defterlerinin incelenmesi zorunludur. (Bunun istisnası bir tarafın münhasıran bir ticari defter ve belgeye delil olarak dayanmış olması halidir. Zira bu halde taraf bir delile açıkça dayanmadığını ortaya koymuş olup taleple bağlılık ilkesi uyarınca tarafların açıkça dayanmadıklarını bildirdikleri bir delil mahkemece toplanamayacaktır.) Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir. Mahkememizce de 21/04/2016 tarihli celsede verilen süreye rağmen defter ve belgenin davalı tarafça sunulmamasının sonuçları bu kapsamda kabul edilmiştir. Yerleşik Yargıtay uygulamaları da bu yöndedir. (Aynı yönde bknz Yargıtay 15.Hukuk 12/09/2017 tarih 2016/3858 E. 2017/2944 K. Sayılı ilamı)
Bu sebeple davacının davalıdan takip miktarınca alacaklı olduğu yine alacağın faturaya bağlı likit bir alacak olduğu anlaşıldığından ayrıca icra inkar tazminatına hükmolunarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile Bursa 13.İcra Müdürlüğünün 2017/13467 sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazın İPTALİNE ,
Takibin 18.800,00 TL asıl alacak üzerinden bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle icra giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte devamına,
2-18.800,00 TL’nin %20’si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 1.284,22 TL harçtan başlangıçta alınan 225,28 TL peşin harç ile icra dosyasına yapılan 95,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 963,16 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 261,18 TL dava dosyasına yatırılan harç, 95,78 TL icra dosyasına yatırılan harç, 550,85 TL yargılama gideri toplam 907,81 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.275,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/01/2019

Katip …

Hakim …