Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1102 E. 2019/951 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1102
KARAR NO : 2019/951

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … PEYZAJ BETON YAPI MALZEMELERİ
RESTORASYON MİMARLIK MÜH. HİZM. İNŞ. TAAH.
SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …
Hacıilyas Mah. 5.Güler Sk. No:7/10 Osmangazi/Bursa
DAVALI : … (Başkent Mermer) TC : …)
Gülbahçe Mah. Merve 2 Sokak No:5 Osmangazi/Bursa
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2018
KARAR TARİHİ : 24/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile aralarında eser sözleşmesi bulunduğunu, eser sözleşmesi kapsamında yapılacak işler için davalıya iki adet 10.000,00’er TL , bir adet 12.000,00 TL tutarında dava konusu çeklerin verildiğini, bu çeklerin avans çeki olarak yapılacak işler karşılığında verildiğini, ancak davalının herhangi bir imalat gerçekleştirmediğini, verilen çeklerinde bedelsiz kaldığını, yine çeklere ilişkin olarak dava açıldıktan sonra çek bedellerinin ödendiğini, davanın 32.000,00 TL üzerinden istirdat davasına dönüştüğünü belirterek 32.000,00 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermediği gibi delilde bildirmediği görülmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında verilen çekler dolayısıyla menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasında 05/05/2018 tarihli sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşmeye göre dubleks merdiven, merdiven bamakları, döşeme, tezgahlar, asansör kaplaması işi için 136.500,00 TL’ye anlaştıkları, ödemenin %30’luk kısmının nakit, geri kalanın ise 30,60,90,120 günlük çeklerle yapılacağı kararlaştırılmıştır.
Yine 20/01/2018 tarihli sözleşme ile taraflar arasında yapılacak işlere de ödemelerin nasıl yapılacağına ilişkin belirlemelerin bulunduğu bir sözleşme daha imzalanmıştır.
Davacı kambiyo senedi niteliğinde bulunan çekler dolayısıyla borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir.
Bilindiği üzere çekler bir ödeme aracı olup kambiyo senedi vasfına sahiptirler. Kural olarak kambiyo senetleri illetten mücerret senetler olup, temel ilişkiden bağımsız borç ilişkisi kurarlar. Bu bağımsızlık özelliklerinden dolayı temel ilişkinden ayrı olarak alacak istemlerine konu edilebilirler. Temel ilişkiye ilişkin defiler kambiyo senedinin ve temel ilişkinin tarafları arasında hüküm ifade etmekte olup, temel ilişkiden kaynaklı aksaklıklara ilişkin defiler iyi niyetli ve temel ilişkide yer almayan hamillere karşı ileri sürülemezler.
Kural olarak kambiyo senedine karşı her türlü ileri sürülen iddialar yazılı delil ile ispatlanmalıdır. Kambiyo senedi yazılı belge niteliğinde olup aksi de yazılı belge ile ispatlanır. Aynı ispat kambiyo senedi ve temel ilişki arasındaki bağ bakımından da geçerlidir. Menfi tespit iddiasında bulunan kambiyo senedinin hangi temel ilişkiden kaynaklandığını da ispatlamalıdır. Bu durumda kambiyo senedi bakımından borcun bulunup bulunmadığı tarafların temel ilişkideki durumlarına göre belirlenebilecektir.
Dava konusu uyuşmazlık bakımından davacının sunduğu sözleşme hükümleri dikkate alındığında ödemelerin çekle yapılacağına dair kayıt bulunduğu görülmektedir. Davacı çeklerin avans ödemesi olarak verildiğini öne sürmüştür. Yani davacı davalının herhangi bir imalat gerçekleştirmeden sözleşme kapsamında bu çekleri verdiğini iddia etmektedir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiş, delil de bildirmemiştir. Bu halde kambiyo senedinin temel ilişkisi belirli olduğuna göre çekler dolayısıyla borcunun bulunup bulunmadığı davalının temel ilişkideki edimlerini yerine getirip getirmediğine göre belirlenecektir. Bu bakımdan taraflar tacir olduğundan tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Taraflara defter ve belgelerini inceleme gününde hazır etmeleri için kesin süre verilmiş, kesin sürenin müeyyidesi de taraflara açıklanmıştır. Davalıya gerekli uyarı tebliğ edilmek suretiyle yapılmıştır. İnceleme gününde davacı inceleme için defterlerini ibraz etmiş ancak davalı ibrazdan kaçınmıştır.
Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan ticari defterlerin yasada kesin delil olarak düzenlendiği açıktır.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Ticari defterler kesin delillerden olduğundan HMK’nun 222.maddesindeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olacaklardır. Hatta ve hatta bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış, karşı tarafın defterlerine açık bir şekilde delil olarak dayanılmamış olsa da karşı tarafın defterlerinin incelenmesi zorunludur. (Bunun istisnası bir tarafın münhasıran bir ticari defter ve belgeye delil olarak dayanmış olması halidir. Zira bu halde taraf bir delile açıkça dayanmadığını ortaya koymuş olup taleple bağlılık ilkesi uyarınca tarafların açıkça dayanmadıklarını bildirdikleri bir delil mahkemece toplanamayacaktır.) Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir. (Aynı yönde bknz Yargıtay 15.Hukuk 12/09/2017 tarih 2016/3858 E. 2017/2944 K. Sayılı ilamı)
Davalı defterlerini ibrazdan kaçındığından davacı defterleri dikkate alınarak değerlendirme yapılmıştır. Davalı davaya konu çeklere ait temel ilişkideki edimlerini yerine getirdiğini ispatlamalıdır. Ancak davacı kayıtlarında davalının edimlerini yerine getirdiğine dair herhangi bir kayıt bulunamamıştır. Yine davacı defterlerinde çeklerin avans çeki olduğu da kayıtlıdır. Çek bir ödeme aracı olduğundan var olan bir borcun ödemesi amacıyla verildiği kabul edilmektedir. Ancak yeknesak Yargıtay uygulamalarında da belirtildiği üzere taraf kayıtlarında çekin avans çeki olduğu belirli ise böyle bir durumda avans ödemesine karşılık işin yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerekir. Davalı defter ibraz etmemiş, davacı defterleri dikkate alınmıştır. Davacı defterlerine göre çekler avans ödemesi olarak verilmiş ve avanslar hesabına kaydedilmiştir.
Davacının çekler dolayısıyla davalıya borçlu olmadığı belirlenmiş, yargılama aşamasında davaya konu edilen toplamda 32.000,00 TL tutarında olan üç ayrı çekin ödendiği anlaşıldığından dava istirdat davasına dönüşmüştür. Davacının davalıdan 32.000,00 TL tutarında istirdat alacağı bulunduğundan bu miktarın davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile 32.000,00 TL istirdat alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 2.185,92 TL harçtan başlangıçta alınan 546,48 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.639,44 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 582,38 TL harç, 177,50 TL yargılama gideri toplam 759,88 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.840,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/09/2019
Katip …

Hakim …