Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1064 E. 2020/274 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1064
KARAR NO : 2020/274

HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 10/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firma arasındaki ticari mal alım satımının gerçekleştiğini, satılan malların tesliminin müvekkili tarafından yapıldığını,yapılan iş doğrultusunda farklı tarihlerde ve miktarlarda faturalar kesildiğini, söz konusu faturalara ilişkin cari hesabın bir kısmının davalı tarafından ödendiği, son döneme ve cari hesabın büyük bir kısmına tekabül eden toplam 53.009,00 TL’nin ödenmediğini, müvekkilinin alacağın tahsili için 09/05/2018 tarihi itibarıyla 53.009,00 TL asıl alacak için Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun borca haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe karşı davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu icra takibine konu faturalarda belirtilen malların ayıplı olduğunu, söz konusu Turnes Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin sonradan kurulmuş, …’in kurduğu veya kurdurduğu şirket olduğunu, davacıya herhangi bir borçlarının olmadığını, bu nedenle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 09.05.2018 tarihli ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 17.05.2018 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcından sonuna kadar olan dönemi kapsayan ticari defter ve bağlı kayıtlar üzerinde inceleme yapmak üzere hem defterler üzerinde hemde fatura konusu ürünler üzerinde 25.07.2019 tarihli mali müşavir, kimya mühendisi ve metaluriji mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti ile keşif yapılmış ve ürünler üzerinde inceleme yapılmış olup, bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 25.07.2019 tarihli raporunda özetle: Dava konusu ürünün özel siparişe dayalı ürün olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin eser sözleşmesi olduğu, davacının davalıya sevk ettiği dava konusu fatura tanımlamasında Q12 PİM olarak belirtilen var kırma çekicin metal bölümünü içeren dava konusu parçanın varsa olası hatalarının açık ayıp niteliğinde olduğu, davalı şirket tarafından davacı şirkete ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, davacı şirketin icra takip tarihinde, davalı şirketten 36.844,49 TL alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacının davalıya aralarındaki ticari ilişki kapsamında cam kırma çekicinin metal kısmı olan malları sattığı ve buna ilişkin faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin, uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, tarafların ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğu ve ticari defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu yine davacı tarafından düzenlenen faturaların davalının ticari defterine kaydedildiği ve ayrıca davacı tarafından icra takibine konu faturaya dayanak ürünler 24/02/2018 tarihli, 21/02/2018 tarihli, 16/02/2018 tarihli, 15/02/2018 tarihli, 12/02/2018 tarihli, 07/02/2018 tarihli, 05/02/2018 tarihli, 31/01/2018 tarihli, 29/01/2018 tarihli, 27/01/2018 tarihli, 26/01/2018 tarihli, 23/01/2018 tarihli, 22/01/2018 tarihli, 18/01/2018 tarihli, 16/01/2018 tarihli,11/01/2018 tarihli, 05/01/2018 tarihli, 04/01/2018 tarihli, sevk irsaliyeler ile davalıya teslim edildiği, davalının ise Bursa 18. Noterliğinin 25631 yevmiye numaralı 16/05/2018 tarihli ihtarname ile ayıp ihbarında davacıya bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu faturaya konu ürünler üzerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda 25.07.2019 tarihli bilirkişi heyetinin düzenlediği raporda, yapılan inceleme üzerine ürünlerde ayıpların, hataların olmadığı var ise de açık ayıp niteliğinde olduğunun belirtildiği, davalı tarafça teknik bilirkişinin raporuna karşı yapmış olduğu itirazın somut bulgulara dayalı olmadığından raporun gerekçeli denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılarak rapora itibar edilmiş ve ürünlerin teslim edildiği en son 11/04/2018 tarihinden itibaren ayıp ihbarının yapıldığı 16/05/2018 tarihine kadar süresi içerisinde ürünlerde açık ayıp olduğu kabul edildiğinde dahi taraflar arasındaki ilişkisinin eser sözleşmesi olup davacının yüklenici, davalının ise iş sahibi olduğu ve TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde bildirmek zorunda olup makul süreyi aşar şekilde 1 aydan sonra ihbarın yapıldığından süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı diğer bir değişle dava konusu ürünlerin ayıplı olmadığı kaldı ki ayıplı ise de süresi içinde açık ayıba yönelik ihbarda bulunulmadığından davalının ayıp savunmasına itibar edilmeyerek davacının faturalardan kaynaklı toplamda 53.009,00 TL hak ediş alacağın olduğu ve davalı tarafından ödenmediği sabit olduğundan sübut bulan davanın kabulü ile asıl alacak yönünden icra takibinin devamına, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın eser sözleşmesinden kaynaklandığı ayıp iddiasının değerlendirilmesi yönünden bilirkişi incelemesi yapılması zorunlu olup, alacağın likit olduğu değerlendirilerek davacının icra ve inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile, Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasında davalı borçluların ödeme emrine itirazlarının İPTALİNE,
Takibin 53.009,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle icra giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte DEVAMINA,
53.009,00 TL’nin %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gereken 3.621,04 TL harçtan başlangıçta alınan 592,93 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 3.028,11 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.001,93 TL harç ve 1.305,00 TL yargılama gideri toplamı 2.306,93 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 850 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.691,17 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/03/2020
Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)