Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1043 E. 2019/64 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1043
KARAR NO : 2019/64

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … TC : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … İNŞAAT MALZ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …
Hacı İlyas Mah. Gül Sok. Tokaç Saray İşhanı Kat:4 No:18
Osmangazi/Bursa
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Söz.Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2018
KARAR TARİHİ : 24/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
davalının, müvekkili aleyhine Bursa 10.İcra Müdürlüğünün 2018/7519 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıldığını, takibe konu çek dolasıyla davacının davalıya borçlu olmadığını, çekin tedavül ettikten sonra tekrar dava dışı keşideciye ibraz edildiğini, keşidecinin çeki teslim aldıktan sonra kendisi ciro etmek suretiyle çeki tekrar tedavüle konu ettiğini, bu şekilde çekin vadesi geldiğinde keşideci tarafından çeki elinde bulundurana ödeme yapıldığını, bu sebeple de çeke ilişkin borcun sona ermiş olduğunu, daha sonradan keşidecinin çeki geri aldıktan sonra çek üzerinde oynamalar yaparak çeki yeniden ciro ettiğini, bu ciro sonrası çeki elinde bulunduran davalı hamilin çeke ilişkin borcun sona ermiş olması dolayısıyla ilk tedavülde imzası bulunan davacıya müracaat edemeyeceğini, çek üzerinde tahrifat bulunduğunu, çek tarihinin 15/09/2016 olduğu halde daha sonradan 15/01/2017 olarak değiştirildiğini, yine 20.000,00 TL olan değeri de 40.000,00 TL olarak düzelttiğini, dolayısıyla kambiyo senedinin ilk halinin değiştirildiğini, yeni ortaya çıkan bu halide dikkate alındığında davacının bu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davanın iyi niyetten uzak olduğunu, çekin takibe konu edildiği mevcut haliyle dava dışı … … Ltd Şti. Tarafından borcuna karşılık davalıya verildiğini, davalının da çekin meşru hamili olduğunu, davacının ileri sürdüğü Yargıtay kararının çeki ödeyip eline alan kişiyi borçtan kurtamya ilişkin olduğunu, davalının iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu ve yine davacının diğer dava dışı şirket ile birlikte hareket ettiğini aralarnıda organik bağlantının bulunduğunu, yine davacı cirosunun da iptal edilmemiş olduğunu belirterek davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava Bursa 10.İcra Müdürlüğünün 2018/7519 sayılı takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
Takip konusu alacağın Vakıfbank A.Ş ‘ye ait keşidecisi … .. Ltd Şti olan 8994 çek numaralı çekten kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf sözkonusu çekin kendilerinin cirosundan sonra tekrar keşideciye teslim edildiğini, keşidecinin ciro etmek suretiyle çeki tekrar tedavvüle koyduğunu, tedavvüle koyarken de cirosuyla birlikte çekin bedelini ve tarihini değiştirmek suretiyle tahrif ettiğini, çekin keşideciye teslim edilmesinin borcun ödendiği anlamına geldiğini, ödeme nedeniyle davacının çekten kaynaklı sorumluluğunun kalmadığını ileri sürmüşlerdir.
Davalı taraf ise çekte davacının cirosunun bulunduğunu, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, çizilmeyen cirodan dolayı yetkili hamillerin lehtara karşı takip yapma haklarının bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık çekin keşideciye dönmesi dolayısıyla lehtar olan davacının çek bedelinden dolayı sorumlu olup olmayacağı çekin keşideci tarafından ciro edilmek suretiyle yeniden tedavvüle konulması dolayısıyla yetkili hamilin lehtara müracaat edip edemeyeceği noktasındadır.
TTK çeke ilişkin düzenlenen hükümlerinde keşidecinin çeki ciro etmesi ön görülmüş olup yasaklanmış değildir. Başka bir değişle keşideci sonradan ciro silsilesine katılarak çeki tedavvüle koyabilir.
Tekrar tedavvüle koyarken cirosunu çizmediği cirantaların çekten dolayı sorumluluğu devam etse de yerleşik Yargıtay uygulaması bu şekilde olsa da somut uyuşmazlığımız bu yönüyle Yargıtayın uygulamalarına konu kararlarından farklıdır. Zira çekin metni incelendiğinde 40.000,00 TL kısmındaki ” 4” rakamının sonradan eklendiği öncesinde “2” rakamının bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır. Yine çekin tarihinin 15/09/2016 olduğu sonradan keşideci tarafından ciro yapılırken tarihin ” 15/01/2017” olarak değiştirildiği, her iki değişikliğinde keşideci tarafından paraflandığı anlaşılmaktadır.
Takibe konu çek davacı lehtarın cirosuyla tedavvüle çıkan çekle aynı çek niteliğinde değildir. Keşidecinin ciro ederken yeni iradesiyle çek miktarı ve tarihi değiştirilmiştir. Bu sebeple sözkonusu çekten dolayı davacının borçlu olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Bu sebeple davanın kabulüne karar verilmiş davacının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi hukuki nitelendirmeye ilişkin olduğu, hukuki nitelendirmeden dolayı davalının takipte kötüniyetli sayılamayacağı kabul edilerek davacının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile Bursa 10.İcra Müdürlüğünün 2018/7519 sayılı takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalının takipte açıkça kötüniyeti saptanmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 3.470,35 TL harçtan başlangıçta alınan 867,59 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.602,76 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 903,49 TL harç, 56,00 TL yargılama gideri toplam 959,49 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.938,33 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden
itibaren iki haftalık yasal sürede Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/01/2019

Katip …

Hakim …