Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1029 E. 2020/184 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1029 Esas – 2020/184
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1029
KARAR NO : 2020/184

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….

DAVACI : TÜRKİYE …… BANKASI TÜRK ANONİM ORTAKLIĞI

VEKİLİ : Av.

DAVALILAR : 1-
2-
3-

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 19/02/2020
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı taraf dava dilekçesinde özet olarak davacı banka ile dava dışı … İnş. Ltd. Şti. Arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kredi kullandırıldığını, davalıların bu sözleşmede müteselsil kefil olarak yer aldığını, kredi borcun ödenmemesi üzerine kredi borcun kat edildiğini ve Bursa 14. İcra Dairesinin 2018/… sayılı dosyasıyla takibe başlandığını, davalıların takibe haksız biçimde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş ispat külfetinin davacı üzerinde olduğunu, hesabı usule uygun biçimde kat edilmediğini, bu sebeple alacaın muaccel olmadığını, belgelerin takip talebine eklenmediğini, farklı icra dosyalarıyla mükerrer takip yapıldığını ileri sürmüş davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı banka, taraflar arasında bir bankacılık ve kredi sözleşmesinin varlığını, bu sözleşme sebebiyle davalıya veya davalının müteselsil kefil olduğu bir gerçek veya tüzel kişiye kredi kullandırıldığını, kredi sözleşmesine aykırı davranış sebebiyle hesabın kat edilip borçlunun temerrüde düşürüldüğünü ve takip tarihi itibariyle ne kadar bakiye kredi borcu olduğunu ispat etmek zorundadır.
Banka kayıtları aksi ispat edilinceye kadar geçerli kayıtlardır. Elbette davalı tarafın sunacağı ödeme belgeleri ve diğer kayıtlar da dikkate alınmak kaydıyla, davacı bankanın tuttuğu kayıtlara itibar edilmesi gerekir. Bu amaçla banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması uygun olacaktır.
Somut olayda davalı taraf kredi ilişkisini inkar etmemiş, daha çok kefillerin sorumluluğu üzerinde durmuş, ispat külfetinin davacı üzerinde olduğuna vurgu yapmıştır. Bu durumda davacı banka kayıtları ile sonuca gitmek gerekir. Mahkememizce seçilen bir bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek rapor alınmıştır. Bilirkişi 16.09.2019 tarihli raporunda taraflar arasındaki kredi ilişkisini özetlemiş, davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında 26.05.2015 tarihli 5.000.000.TL limitli ve 02.05.2016 tarihli 7.500.000.TL limitli sözleşmeler bulunduğunu, davalı iki gerçek kişi ve davalı şirketin müteselsil kefil olduğunu, bu sözleşme kapsamında taksitli ticari kredi kullandırıldığını, çek karnesi verildiğini belirtmiştir. Taraflar arasındaki kredi hesabı 31.01.2018 tarihli bir ihtarla kat edilmiştir. Bilirkişi ödeme için verilen mühleti de gözeterek temerrüt tarihini 03.02.2018 olarak belirlemiş, akdi faiz oranını ve temerrüt faiz oranını raporda göstermiş, takip tarihinden önce sorumluluk bedelleri ödenen çek yapraklarını veya henüz riski devam eden çek sorumluluk bedellerini dikkate alarak hesaplama yapmıştır. Takip tarihi itibariyle ana para yönünden banka talebi ile bilirkişi hesabı arasında fark yoktur. Fark sadece işlemiş faiz kaleminden kaynaklanmaktadır. Kararda taleple bağlılık ilkesine göre uygulama yapılmış ve bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı taraf kefillerin sorumluluğu için gerekli şartların oluşmadığını savunmuş ise de bu savunmasına itibar edilmemiştir. Zira müteselsil kefaletin şartları tahakkuk etmiş, kat ihtarı kefillere de tebliğ edilmiştir.
Takipte asıl alacağa yıllık %39 faiz uygulanmalı tahsilde tekerrür teşkil etmemek kaydıyla tahsilat yapılmalıdır. Takip tarihinden sonra ödenen veya tahsil edilen miktarlar raporda gösterilmiştir. Bu miktarlar infaz sırasında icra dairesince nazara alınmalıdır.
Davacı banka ispat külfetini yerine getirmiş, buna karşılık davalı taraf başkaca ödeme yaptığını ispat edememiştir. Bu sebeple davanın kabulüne karar verilmiş, alacak muayyen ve davalı tarafından bilinebilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile Bursa 14.İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı takip dosyasına davalı-borçlular tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline,
Takibin 372.799,51 TL asıl alacak , 41.774,37 TL işlemiş faiz , 1.225,45 TL BSMV ve 4.766,33 TL masraf olmak üzere toplam 420.565,66 TL üzerinden tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere kaydıyla devamına,
Davadan sonra 25/10/2018 tarihinde yapılan toplam 7.416,39 TL ve 20/03/2019 tarihinde yapılan 242,20 TL tahsilatın icra dairesince nazara alınmasına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39 temerrüt faizi ve bunun %5 i oranında BSMV uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu ve alacağın belirlenebilir bulunduğu nazara alınarak davalı borçluların müteselsilen 372.799,51 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
Alınması gereken 28.728,84-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı tarafça yapılan 658,50-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 597,96-TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı vekili lehine kabul edilen miktar üzerinden takdir olunan 37.890-TL ücret-i vekaletin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 19/02/2020

İş bu kararın gerekçesi 19/02/2020 tarihinde yazılmıştır.

Başkan 37232
e-imzalıdır
Üye 125321
e-imzalıdır
Üye 215947
e-imzalıdır
Katip 167697
e-imzalıdır