Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1020 E. 2019/139 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2018/1020
KARAR NO : 2019/139

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR: 1- … – T.C.N:…

2- … – T.C. N:…

3- … – T.C. N: …

VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – T.C. N….

VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/07/2018
KARAR TARİHİ : 13/02/2019
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı taraf dava dilekçesinde, davalı tarafın davacılar aleyhine Bursa 3.İcra Dairesinin 2018/6113 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu borcun doğumu öncesinde davalıların 30/10/2017 keşide tarihli 240.000,00 TL bedelli çeki verdiğini, çekin karşılıksız çıkması üzerine takibe konu bono tanzim edilerek çekin iadesi konusunda anlaştıklarını, davalının çeki teslim etmediğini ve takibe konu etmediğini, ancak yukarıda zikredilen bonoyu takibe koyduğunu, bunun üzerine alacaklıyla yeni bir protokol imzaladıklarını buna göre davalının bono takibini düşüreceğini ve elindeki çekle takip başlatacağını, davalının bu anlaşmaya aykırı davranarak takibe devam ettiğini ileri sürerek anılan takip dosyası sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, davacılardan …………… ………… ve …’nun davalıya olan borçlarına karşılık 240.000,00 TL bedelli çek verdiklerini ancak ödemediklerini, çek karşılığında bono vermeyi teklif ettiklerini, davalının da ancak diğer davacı …’nın kefil olması şartıyla teklifi kabul ettiğini ancak bononun da ödenmediğini, davacıların dayandığı protokolün doğru olmadığını, kesinleşmiş bir takip dururken bundan vazgeçmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacıların bahsettiği protokolün depolarındaki kerestelerin haczedilmemesi için yapılan bir protokol olduğunu düşündüğünü, imzanın kandırma suretiyle alındığını ileri sürmüş davacıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava kambiyo takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf takibe dayanak yapılan kambiyo senedi sebebiyle borçlu olmadığını ispat etmek zorundadır. Takip imzası ikrar edilmiş bir kambiyo senedine dayandığına göre davacı taraf iddiasını ancak aynı kuvvette bir delille yani ya kesin ya da yazılı delille ispat etmek zorundadır.
Davacı taraf temel olarak davalıya borçlu olmadıklarını ileri sürmüş değildir. Dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davacı tarafın davalı ya en az 240.000 tl tutarında borcu devam etmektedir. Tek farkla ki, davacılardan … temel borcun tarafı değildir. Davacı taraf eldeki davayı ispat edip kazansa davacılardan … borcun tamamından kurtulacak, diğer davacılar ise borcun 240.000 TL’sinin üzerinde kalan kısımdan kurtulacaktır.
Borcun dayanağı varlığı ikrar edilmiş ve imzası inkar edilmemiş 240.000 TL bedelli çektir. Bu çek karşılıksız çıkmış ve borçluları … ve … tarafından bugüne kadar ödenmemiştir. Her iki tarafın beyan ve iddiasından anlaşıldığı üzere dava konusu takibe dayanak yapılan bono, mezkur çekin karşılıksız çıkması sebebiyle düzenlenmiştir. Davalının savunmasına göre bono, borcun ödenmesi icin vade kazanmak amacıyla verilmiş ve davalı alacaklı da ek güvence sağlamak istemiştir.
Buraya kadar ilişkinin izaha muhtaç bir tarafı yoktur. Her iki tarafın iddia ve savunmaları birbiriyle uyumludur. Temel borç 240.000 Türk Lirası olduğu halde sonradan düzenlenen bononun 300.000 TL olması da vade farkıyla açıklanabilir. Davalının kendisine teslim edilen bonodan sonra karşılıksız çıkan çeki iade edip etmemesi eldeki dava yönünden önemli görülmemiştir. Zira taraflar arasında bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi davalı taraf hem çekle hem de bonoyla alacaklı olduğunu iddia etmemektedir.
Uyuşmazlığın çözümünde en önemli husus davacı tarafın sunduğu ve davalının imzasını inkar etmediği protokol başlıklı belgedir. Davalı taraf belgedeki imzasını inkar etmemiş ancak belgenin kendisine hile ile imzalatıldığını, kerestelerle ilgili başka bir mevzu konuşulurken düzenlenen belgeye imza attığını ileri sürmüştür. Bu konuda tanık da bildirmiştir. Hile iddiası tanıkla ispatlanmaya elverişlidir. Hile bir maddi vakıa içerdiğinden her türlü delille ispatlanabilir. Elbette hile iddiası hilenin öğrenildiği andan itibaren belli bir süre içinde dava yoluyla ileri sürülebileceği gibi açılan bir davada defi yoluyla da ileri sürülebilir. Dolayısıyla davalı tarafın bu yoldaki delillerini toplamak mantıklı görünebilir.
Buna karşılık mahkememizce yapılan değerlendirmede davacı tarafın sunduğu protokolün bono da gayet açık ve sarih biçimde yazılı borç ikrarını ortadan kaldıracak açıklık ve kuvvette olmadığı kabul edilmiştir. Bu sebeple hile iddiasının araştırılmasında yarar görülmemiştir. Davacı tarafın sunduğu protokol, açık bir biçimde taraflar üzerine düşen edimleri gösterir, hangi amacın tahakkuku için düzenlendiğini açıklar mahiyette değildir. Dava konusu olmayan çekin iade edilmemiş ve bu güne kadar takibe konulmamış olduğu ortadadır. Keza çek bedelinin ödenmediği de anlaşılmaktadır. O halde düzenlenen protokolün hem …nın sorumluluğunun ortadan kaldırmaya yönelik hem de çek ile bonu arasındaki miktar farkını gidermeye yönelik olmalıdır. Bu işlem karşılığında tarafların nasıl bir edim yüklendikleri belli değildir. Borçlu taraf hiçbir şey vermeden ve hiçbir yükümlülük altına girmeden takipten feragati gerektirecek bir protokol imzalandığını ileri sürüyorsa bunun net ve tereddütsüz ifadelerle ortaya konması yani en az bono kadar sağlam bir yazılı delil sunulması gerekir. Protokolde yer alan ifadeler tarafların ortak amaç ve niyetlerini anlatmaya yeterli netlikte değildir. Bu nedenle kesinleşmiş bono takibini ortadan kaldıracak kuvvette görülmemiştir. Açık ifadeler değil yoruma bağlı ifadeler kullanılmıştır. Örneğin davalı alacaklının 240.000 Türk Lirası bedelli çekle Bursa 3. İcra Dairesinin 2018/6113 sayılı dosya borçluları hakkında takip başlatacağı, bu nedenle icra takibinden feragat edeceği belirtilmiştir. Halbuki … bono takibinde borçlu olmasına rağmen çek yönünden borçlu değildir. Yukarıdaki ifade net ve yoruma kapalı bir beyan içermediğinden davayı ispata yeterli görülmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın reddine,
Alınması gereken 44,40-TL harcın peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 5.111,06-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Davalı vekili lehine takdir edilen 24.063.16-TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 13/02/2019
İş bu kararın gerekçesi 13/02/2019 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır