Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/977 E. 2020/890 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/977 Esas
KARAR NO : 2020/890

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA TARİHİ : 25/07/2017
KARAR TARİHİ : 23/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :25/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacı şirket hakkında Bursa 9.İcra Müdürlüğünün 2016/… E. sayılı dosyası ile 21.10.2016 tarihli cari hesap ekstresinden kaynaklandığı iddia edilen 115.500,00 TL asıl alacağın ilamsız takiplere mahsus takip yoluyla icraya konulduğunu, dosyanın usulsüz tebligat yoluyla kesinleştirilmiş olup şikâyet edildiğini, şikâyet üzerine açılan davanın Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/… E.sayılı dosyası ile derdest olduğunu, davaya konu takipte alacağın sebebi olarak gösterilen cari hesaptan kaynaklı borcun davacı tarafından kabul edilmediğini, davacı şirketin takip başlatan tarafa bu miktarda bir borcu bulunmadığını, takip dosyasında borcun sebebi 21.10.2016 tarihli cari hesap ekstresi uyarınca 115.500,00 TL alacak olarak gösterildiğini, davacının davalı yana böyle bir borcu olmadığını, Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/… E.sayılı dosyası ile Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2016/… E. Sayılı dosyası hakkında davacı tarafından şikâyette bulunulduğunu, davalı yanca yapılan haksız hacizler, 89/1 talepleri ve usulsüz tebligatlar nedeniyle ödeme emri ve takibin iptalinin talep edildiğini ve işbu şikâyet davasının halen derdest olduğunu, davacı şirket bakımından telafisi imkânsız zararların doğması ve katlanarak devam etmesi nedeniyle öncelikle teminatsız olarak, bu talebin reddi halinde mahkemenin uygun göreceği bir teminat karşılığında İcra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını, Müvekkilinin Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2016/… E. Sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine, ayrıca şimdilik 10.000 TL uğranılan zarar ve ziyanın davalı yandan tazminini, davalı yanın haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle takip tutarın asgari %20 olmak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; Davaya konu alacağın 21.10.2016 tarihinde Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2016/… E. Sayılı icra dosyası ile yasal takibe konulduğunu, anılan tarihte davacı/borçlunun, müvekkiline ticari defter kayıtlarına göre güncel borcunun 115.500,00-TL olduğunu, Davacı/borçlunun dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu kendi ticari defterlerine dayanan cari hesap ekstresinde ise bu borç miktarının 74.073,43 TL olduğunu, Davacı tarafın kendi ticari defter kayıtlarına göre 74.073,43 TL’lik borcu bulunurken davacı tarafın borcu olmadığı yönündeki iddia ve taleplerin haksız ve yersiz olduğunu, 5 adet faturanın davacı tarafından defterlerine işlenmediğini ve anılan hizmeti aldıklarını inkâr etmelerinden kaynaklandığını, Davacı/borçlu tarafın inkâr etmiş olduğu ve ticari defterlerine de işlemediği faturaların; 07.09.2016 tarihli, 52242 seri nolu, 9.067,14 TL tutarındaki fatura, 14.09.2016 tarihli, 52356 seri nolu, 6.173,01 TL tutarındaki fatura, 21.09.2016 tarihli, 52485 seri nolu, 10.471,68 TL tutarındaki fatura, 28.09.2016 tarihli, 52615 seri nolu, 12.043,35 TL tutarındaki fatura, 30.09.2016 tarihli, 52741 seri nolu, 3.671,46 TL tutarındaki fatura haricinde davacı ile davalının ticari defter kayıtları ve cari hesap ekstrelerinin örtüştüğünü, davacıya ise anılan faturalarda belirtilen ürün ve hizmetlerin tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, ihtilafa konu 5 adet faturanın, 2016 yılı Eylül ayında davacı/borçluya sunulan bir takım tatlı ve börek satışını ihtiva ettiğini, faturalardan kaynaklı olan irsaliyelerde belirtilmiş olan ürün teslim adreslerinin Bursa ili Muradiye Devlet Hastanesi olduğunu, ihtilafa konu faturalarda satışı yapılmış olan ürünlerin davalı tarafından davacı/borçluya satışının yapıldığını ve davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının davasını 10.000 TL üzerinden açmış olması sebebi ile kalan tutar üzerinden haczinin devamına karar verilmesini, davacı borcun tamamını inkâr cihetindeyse celse beklenmeksizin dava harcının tamamlattırılmasını, davacının davasını açmasında Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/… E. Sayılı dosyasının karara bağlanmasından sonra, herhangi bir hukuki menfaati kalmamış olacağından anılan dosyanın bekletici mesele yapılarak, dava sonucuna göre işbu davanın da usulen reddine, asgari %20 olmak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava, davacının davalı şirket ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebinden ve davacı borçlu tarafın icra dairesinde başlatılan bu takip nedeniyle uğradığını iddia ettiği zarar talebine ilişkindir.
Öncelikle usuli konulara değinmek gerekir.
Davalı vekili, icra hukuk mahkemesinin kararı ile ödeme emrinin iptal edildiğini, bu nedenle karşı tarafa yeniden ödeme emri göndermelerinin gerektiğini ancak karşı tarafa henüz yeniden bir ödeme emri tebliğ edilmediğini, karşı taraf için kesinleşmiş bir icra takibi bulunmadığını belirterek davacı tarafın iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını ileri sürmüştür. Ancak İcra Hukuk Mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez ve bu nedenle de davacı sürekli bu takibin yapılacağı ve alacağın tahsil edileceği tehdidi altındadır. Bu nedenle davalı tarafın davacının hukuki yararının blunmadığı yönündeki itirazları yerinde değildir.
Davacı vekili davasını açarken hem takipten dolayı borçlu bulunmadığını hem de maddi zararını istemektedir. Bu nedenle de davasını, takip çıkış tutarı ve istenilen maddi zarar tutarı toplamı üzerinden harçlandırması gerekmektedir. Davacı ise sadece istediği maddi zarar kalemini harçlandırdığından İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak takip dosyasında dava tarihi itibariyle kapak hesabının yapılması istenilerek, dava tarihi itibariyle yaptırılan kapak hesabı üzerinden eksik harç ikmal ettirilmiştir.
Davanın esası yönünden yapılan değerlendirmede ise; taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür. Bu nedenle taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Tarafların ticari defter kayıtlarına göre; her iki tarafın kayıtlarının da kendileri lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davacının ticari defterlerine göre davalı vekilinin Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı ilamsız icra takibine konu olan 21/10/2016 tarihindeki 115.500,00 TL tutarındaki cari bakiyenin davacı borçlu tarafın defter kayıtlarında 21/10/2016 tarihindeki bakiyenin 74.073,43 TL olduğu, aradaki farkın davalı alacaklı tarafın ürün ve belgelerini Muradiye Devlet Hastanesi’nde teslim ettiğini belirttiği ancak davacı borçlu tarafın teslim almadığını belirttiği ve defter kayıtlarına almadığı 07/09/2016 tarih A-052242 nolu 9.067,14 TL (KDV dahil) tutarlı, 14/09/2016 tarih A-052356 nolu 6.173,01 TL (KDV dahil) tutarlı, 21/09/2016 tarih A-052485 nolu 10.471,68 TL (KDV dahil) tutarlı, 28/09/2016 tarih A-052615 nolu 12.043,35 TL (KDV dahil) tutarlı, 30/09/2016 tarih A-052741 nolu 3.671,46 TL (KDV dahil) tutarlı tatlı ve börek satışına ilişkin 5 adet faturadan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Davacı borçlu tarafın takip tarihindeki cari ekstresine göre ödenmeyen cari borç bakiyesi 74.073,36 TL olduğu tespit edilmiştir. HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca, tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. İhtilafa konu olan davacı tarafından kayıtlara alınmayan Eylül /2016 dönemine ait 41.426,64 TL tutarındaki 5 adet fatura oluşturmaktadır. Bu konuda ispat külfeti davalı alacaklı üzerindedir. Bu faturalara konu edilen tatlı ve böreklerin teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Bu kapsamda, Bursa Şehir Hastanesine müzekkere yazılarak Muradiye Devlet Hastanesinin arşiv ve kayıtları incelenmek suretiyle davacının ihale ile yemek hizmeti aldığı işte davalı tarafın taşeron sıfatıyla vermiş olduğu ekmek ve sayir malzemelerin teslimi hususundaki hukuksal ilişkide uyuşmazlığa konu olan bu 5 adet fatura eklenmek suretiyle fatura içeriğindeki malzemelerin hastane kayıtlarında teslim alınıp alınmadığı, buna dair belge bulunup bulunmadığı, kim tarafından teslim edildiği konusunda bilgi sorulmuş; verilen cevabi yazıda, bahsi geçen beş adet faturaya ait talep edilen belgeler yemek hizmeti veren firmanın alt üstlenici taşeron firmaları ile yapmış olduğu alış veriş ve hizmet alımlarının idarelerince takip edilmediği ve hiçbir kaydı tutulmadığından Bursa Muradiye Devlet Hastanesi arşivlerinde bulunmadığı ifade edilmiştir. Davalı alacaklı ihtilafa konu bu beş faturaya konu malların teslim edildiğine dair yemin deliline dayanmış ve yemin metnini düzenleyerek karşı tarafa yemin yöneltmiştir. Bu konuda davacı şirket yetkilisinin ikametgahı mahkemesine talimat yazılmış ancak davacı şirket temsilcisi kendisine usulünce yapılan isticvaplı yemin davetiyesine rağmen duruşmaya katılmamış ve yeminden kaçınmıştır. Her nekadar davacı vekili yemin metnine dair itirazlarda bulunmuş ise de; yemin metnine ilişkin itirazını talimat mahkemesinde bir dilekçe ile belirtmediği gibi yemin eda edilecek talimat duruşmasına katılarak metne itirazlarını ifade ederek yeminden kaçındığını beyan da etmemiştir. Bu nedenle davacı tarafın yemin metnine itirazı haksızdır. Davacı yeminden kaçınmış sayılmaktadır. Ve yemin kesin delildir.
Takip tedbirle durmadığından ve alacaklı davalı alacağını almakta gecikme yaşamadığından yasal şartları oluşmayan tazminat taleplerinin de reddi gerekmiştir.
Vekalet ücreti hesaplanırken kayda alınan harca esas değer icra takibinin dava tarihi itibariyle yaptırılan kapak hesabı sonucu bulunan takip çıkış tutarı olan 141.546,24 TL ile 10.000 TL lik zarar miktarı toplamından ibarettir, bu değer esas alınmıştır.
Tüm bu gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmayan tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL harcın başlangıçta alınan 170,78-TL peşin harç ve 2.300,00-TL tamamlama harcı toplamı olan ‭2.470,78‬-TL harçtan mahsubu ile artan 2.416,38‬‬- TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 18.346,89 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2020

Katip …
✍ e-imzalıdır.

Hakim …
✍ e-imzalıdır.