Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/870 E. 2020/167 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/870 Esas – 2020/167
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/870
KARAR NO : 2020/167

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- …. SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2-
VEKİLİ : Av.
DAVA : Trafik Kazası Sebebiyle Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/12/2015
KARAR TARİHİ : 17/02/2020
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde; 26/06/2015 tarihinde Kestel Yeni Mahahle Fatih Caddesinde karşıdan karşıya geçerken davalı …’ın sevk ve idaresindeki 10 AFD 99 plakalı aracın çarpması sonucu müvekkilinin yaralanmasına neden olan trafik kazısının meydana geldiğini, kaza sonrası müvekkilinin Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesinde muayene edildiğini,daha sonra yakınları tarafından Özel Aritmi İnegöl Hastanesi’ne götürüldüğünü bu hastanede yapılan muayenesi neticesinde sol/diz baldırında büyük kemik kırığı tespit edildiği ve ameliyat edildiğini, ameliyat sonrası sol dizine platin takıldığını, hastaneden çıktıktan sonra 4 ay kadar evde istirahat edip tedavi gördüğünü, müvekkilinin halen daha tedavi ve kontrollerinin devam ettiğini, meydana gelen kazada araç sürücüsü …’ın tamamen kusurlu olduğunu, kaza sonrası davalının müvekkiline “şikayetçi olma, tüm hastane vb masraflırını ve bakımını ben üstleneceğim” dediğini, bunun üzerine müvekkilinin davalıdan şikayetçi olmadığını, davalının bu beyanından sonra hastaneden ayrıldığını, bir dahada müvekkili ile irtibata geçmediğini, davalının ilgilenmemesi üzerine tüm hastane masraflarını müvekkilinin karşıladığını, müvekkilinin kaza sebebiyle uzun süre fiziksel rahatsızlık yanında psikolojik alarak da çöküntü yaşadığını ileri sürerek 10 AFD 99 plakalı araç kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI HALK SİGORTA A.Ş. VEKİLİ’NİN CEVABI : Zorunlu mali mesuliyet sigortasına karşı açılan davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının önceden müvekkili şirkete başvurusu olmadığını, dava dilekçesi ile olaydan haberdar olduklarını, bu nedenle olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebini kabul etmediklerini, davacının geçici iş göremezlik oranı ve iyileşme tarihinin Adli Tıp Kurumu tarafından tayin edilmesi gerektiğini, davacının yaya geçidinden yada lambalı yaya geçişinden karşıya geçmesi gerekirken bunu yapmaması nedeniyle kusurlu olduğunu, davacının 52 yaşında olduğunu emekli olması halinde emekli maaşı aldığından geçici iş göremezlik talebinde bulunamayacağını, ayrıca SGK’dan geçici iş göremezlik aylığı almış olması gerektiğini, bu nedenle evde yattığı dönem için tazminat talebinde bulunamayacağını, dava dilekçesinde sigorta şirketinden manevi tazminat talep edildiğini, trafik sigortasına karşı manevi tazminat davası açılamayacağını belirterek öncelikle davanın görev yönünden Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini ve müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, mahkeme masraf ve vekil ücretinin davacıya ödettirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI … VEKİLİ’NİN CEVABI : Trafik kazasından dolayı sigorta şirketine karşı açlıan davalarda Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, 26/06/2015 tarihinde meydana gelen kaza ve sonrasında belirtilen olayların davacı tarafın iddia ettiği gibi gelişmediğini ve oyalda müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, kaza ve sonrasında müvekkilinin davacı ile yakından ilgilendiğini belirterek davacı ile ilgilenmediği şeklindeki iddiaların hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, kaza nedeniyle davacının maddi bir zarara uğradığının kabulünün mümkün olmadığını, davacının emekli olduğunu ve SGK’dan emekli maaşı aldığını, sosyal güvencesi olduğunu ve her türlü sağlık giderlerinin devlet tarafından karşılandığını, müvekkilinin gerek kazanın hemen sonrasında gerekse davacının tedavi sürecinde davacı ile ilgilendiğini, eşi ile ziyarete gittiğini, özel hastane faturasına ödemeyi teklif ettiğini buna rağmen davacının manevi tazminat talebinin hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek öncelikle iş bölümü itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava trafik kazası biçiminde ortaya çıkan haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi tazminat davasıdır. Dava başlangıçta asliye hukuk mahkemesine açılmış ise de davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da bulunduğundan görevli mahkeme ticaret mahkemesidir. Bu sebeple asliye hukuk mahkemesinin verdiği görevsizlik kararı çerçevesinde yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
Bu tür davalarda ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı trafik kazasını, davalının kusuru ile kaza arasındaki illiyet bağını, kazadan kaynaklanan zararın miktarını ispat etmelidir. Trafik kazasının meydana geldiği konusunda tartışma yoktur. Üzerinde durulması gereken ilk mesele kusur dağılımıdır. Davalının kazada kusurlu olup olmadığı ve kusur oranı ispat edilmelidir. Olay aynı zamanda bir ceza soruşturmasının konusudur. Ancak ceza yargılamasında alınan kusur raporu mahkememizi bağlamayacağından ceza davasını beklemek yerine mahkememizce keşif yapılarak kusur raporu alınması uygun bulunmuştur. Ceza soruşturmasına ilişkin dosya da celp edilerek buradaki bilgilerden yararlanılmıştır. Keza taraf tanıkları sa keşif sırasında dinlenmiş, davacı tanığı İsmail Öztürk, kazaya karışan ve yaya olan davacıya çarpan aracın hızının 45-50 km civarında olduğunu, kasis sebebiyle aracın biraz yavaşladığını, aracın ters yönden seyrettiğini ancak yolun diğer yönünün trafiğe kapalı olduğunu bu yüzden araçların yolun bu kısmını kullandığını anlatmıştır. Diğer tanık ve davacının oğlu Rafet Yılmaz kazaya tanık olmamıştır. Ancak kaza sonrası yaralıyı hasteneye götüren davacının masrafları karşılamayı taahhüt ettiğini, sonradan bundan caydığını anlatmıştır. Davalı tanığı İsmail Sözüneri ise araç içinde yolcu olarak bulunduğunu, bölünmüş yolun bir yönünün trafiğe kapalı olması nedeniyle araçların diğer yöndeki şeride yönlendirildiğini, yola devam ederken davacının yola çıktığını, aman dikkat demeye kalmadan yayaya çarptıklarını, muhtemelen yayanın yolun çift yönlü trafiğe açık olduğunu fark etmediğini zira Bursa tarafına bakarak yola girdiğini anlatmıştır.
Keşif sonrasında düzenlenen 05.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda davalı sürücünün %20 oranında tali kusurlu, yayanın %80 oranında asli kusurlu olduğu yolunda görüş bildirilmiştir. Bu rapordaki kusur dağılıma mahkememizce itibar edilmiştir. Öncelikle belirtelim ki kaza noktasından 60 metre kadar geride bir yaya geçidi vardır. Davacı yaya bu yaya geçidini kullanmak yerine sürücüler yönünden görüşü kısıtlayan bitki ve ağaçlarla ayrılmış orta refüjden geçmeyi tercih etmiştir. Üstelik araç yoluna çıkarken ilk geçiş hakkını araçlara vermesi gerekirken buna dikkat etmemiştir. Davalı tanığının akla uygun gelen açıklamasında olduğu gibi muhtemelen davacı yaya, yolun geçici olarak çift yönlü trafiğe açık olduğuna dikkat etmemiş, orta refüje geldiğinde sanki kendi solundan araç gelemeyecekmiş gibi düşünerek sadece sağa (Bursa yönüne) bakarak refüjden yola inmiştir. Sürücünün yayanın müteyakkız olacağını düşünerek yoluna devam ettiği tahmin edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi aracın hız sınırına uymadığına dair tahminde bulunmuş ise de ne olay yerinde geçerli hız sınırından ne de aracın muhtemel hızından söz edilmeden sürücünün hız sınırına uymadığı iddia edilemez. Bu yönden bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir. Fakat sürücünün, özellikle geçici trafik düzeni sebebiyle daha dikkatli olabileceği kabul edilerek sürücün cüzi oranda müterafik kusurlu görülmüştür.
Bu aşamadan sonra tüm tedavi evrakları da getirtilerek İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan davacının bedensel kazanma gücü kayıp oranı konusunda rapor alınmıştır. 29.04.2019 tarihli rapora göre davacının bedensel kazanma gücü kaybı %6’dır.
Bu husus da tespit edildikten sonra bu kez aktüerya hesabından anlayan bir bilirkişiden davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarı konusunda rapor alınmıştır. 04.10.2019 tarihli rapora göre davacının maddi zararı 6.490,87.TL’dir. Özellikle emekli bir kişi olan davacının geçici iş göremezlik alacağı talep edemeyeceğine ilişkin itirazlar da gözetilerek alınan 12.11.2019 tarihli ek raporda seçenekli hesap yapılmış ve takdir mahkemeye bırakılmıştır. Ek rapora göre asıl rapordaki hesap doğru olmakla birlikte pasif dönem ve geçici iş göremezlik kabul edilirse zarar 5.975,86.TL, kabul edilmezse 4.942,90.TL’dir.
Davacının yaptığı tedavi harcamalarının tamamının SGK tarafından karşılanması gerektiğine işaret eden 27.01.2020 tarihli rapor dikkate alındığında davacının bu giderleri davalılardan istemesi doğru olmayacaktır.
Toplanan tüm deliller mahkememizce değerlendirilmiş, özellikle maddi tazminat açısından bilirkişi raporlarından ayrılarak karar verilmesi hakkaniyete uygun bulunmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere davacının kusuru daha yüksek ve niteliklidir. Kazaya sebep olan temel etken davacının dikkatsizliğidir. Davalının tedbir almak için yeterli zamanı olup olmadığını kestirmek bile güçtür. Elbette kaza meydana geldikten sonra söyle veya böyle tedbir alındaydı kaza olmazdı demek kolaydır. Ancak yayanın aniden yola girdiği kabul edilirse sürücünün reaksiyon göstermek için yeterli zamanı kalmadığı ortaya çıkar. Sürücünün tali kusurlu olduğu kabul edilmiş olmakla birlikte oran konusunda takdir hakkı sürücü lehine kabul edilmiştir. Oran konusunda keskin bir rakam belirlemek yerine tazminatın miktarı konusunda takdir hakkı kullanmak daha yerinde olacaktır. Kaldı ki aktüer raporu da mahkememizi bağlayıcı değildir. Aktüerya hesabı özelliği itibariyle tamamen tahmin ve varsayımlara dayalıdır. Yani kapsam ve sınırları tartışılmaz değildir. Öyleyse bu raporun mahkemenin takdir hakkını kısıtlayan bir yönü olduğu söylenemez.
Kazada davacının daha ağır kusurlu olduğu, davacının emekli olması sebebiyle maddi zararının çalışan kişilere göre daha az olacağı kabul edilerek maddi tazminat miktarı resen 3.000.TL olarak takdir edilmiştir. Davacının kendi ağır kusuruna rağmen tüm zararı davalı sürücü üzerine yıkmaya çalışması adil bulunmamıştır.
Davacının yaralanması sebebiyle acıya ve manevi zarara uğradığı kabul edilerek manevi tazminata da hükmedilmiştir. Ancak davacının daha ağır kusurlu olması, davacının da aracında hasar oluşması, kazadan hemen sonra sürücünün yaralıyı hastaneye götürmesi, tedavi sürecinde ilgilenmesi dikkate alınarak 1.000.TL’lik manevi tazminat yeterli görülmüştür. Davalı sigorta şirketi poliçe kapsamına göre manevi tazminattan sorumluluğu yoktur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile 3.000 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Hükmedilen maddi tazminata davalı … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2015 tarihinde ve davalı Halk Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 14/12/2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile, 1.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/06/2015 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin ve ….. Sigorta A.Ş yönünden manevi tazminat talebinin reddine,
Maddi Tazminat yönünden alınması gereken 204,93-TL nispi karar harcına, peşin yatırılan 174,20-TL harç ile ıslah anında yatırılan 18,76-TL harcın mahsubu ile bakiye 11,97-TL harcın davalılar … ve ….. Sigorta A.Ş.’den müteselsilen tahsiline,
Davacı tarafından yapılan 31,80-TL başvurma ve vekalet harcı, 608,20-TL posta ve tebligat gideri, 1.350,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.990,00-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 919,75-TL’sinin davalılar … ve ….. Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, peşin olarak alınan 174,20-TL harç ve keşif harcı olan 221,80-TL ile 18,76-TL ıslah harcının davalılar … ve …. Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
Maddi tazminat yönünden davacılar vekili lehine taktir olunan 3.000-TL ücreti vekaletin davalılar … ve ….. Sigorta A.Ş.’den müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden davalılar vekilleri lehine takdir edilen 1.000-TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalılar vekillerine verilmesine,
Manevi Tazminat yönünden alınması gereken 68,31-TL harcın davalı …’dan tahsil edilerek hazineye irad kaydına,
Manevi tazminatın kabul olan kısmı yönünden davacı vekili lehine taktir olunan 1.000,00-TL ücreti vekaletin davalı …’dan alınarak davacılar vekiline verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı. 17/02/2020

İş bu kararın gerekçesi 17/02/2020 tarihinde yazılmıştır.

Katip 154201
¸

Hakim 37232
¸