Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/858 E. 2021/616 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/858 Esas
KARAR NO : 2021/616

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACILAR : 1-…
2-…
3-…
VEKİLLERİ : Av. …
Av…
DAVALILAR : 1-…
2- …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 3- ..
VEKİLİ : Av. ..
DAVALI : 4- …
VEKİLLERİ : Av. ..
Av…
DAVALI : 5…
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/06/2017
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; 12/10/2016 tarihinde sürücü … …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sürücü … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası neticesinde davalı … ….’in kullandığı araç içerisinde yolcu konumunda bulunan davacı .. .. ve .. … oğulları .. .. vefat ettiğini, aynı araç içerisindeki yolcu konumunda bulunan davacı … . ve …..’in anneleri ……’in vefat ettiğini, İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporu ile kazanın oluşumunda sürücü Davalı … .. ve karşı taraf sürücü davalı … …’ın kusurlu olduklarının tespit edildiğini, kaza nedeniyle vefat eden …… ve … … ‘in ise araç içerisinde yolcu konumunda bulunmaları nedeniyle kazanın oluşumunda kusurlarının bulunmadığını, Davalı … … ve davalı … … hakkında Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinde 2017/.. Esas sayılı dosya numarası ile ceza davası açıldığını ve davalıların ceza aldıklarını, Davalı … … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın kazanın gerçekleştiği tarihte ZMMP trafik sigortası bulunmadığından Davalı … … Fonunun zarardan sorumlu olduğunu, 04/11/2016 tarihinde davalı … Hesabına kaza ile ilgili başvuru yapıldığını, eksik evrak nedeniyle geri döndüğünü, 16/11/2016 tarihinde ilgili evraklar tamamlanarak tekrar başvuru yapıldığını, hesap edilen tazminat miktarının gerçek zararlarını karşılamayacağı sebebiyle kabul edilmediğini, Davalı … … sevk ve idaresindeki .. plakalı aracın .. Sigorta A.Ş.’ye .. poliçe numaralı ZMMP poliçesi ile sigortalı olduğunu, 19/01/2017 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvuru yapıldığını, vefat eden … … için hesap edilen tazminat tutarının gerçek zararın çok altında olması nedeniyle uzlaşma sağlanamadığını, müvekkili …… yönünden ise eksik evrak sebebiyle kendilerine dönüş sağlanması üzerine bu eksiklik giderilerek yapılan müracaata da dönüş olmadığını, davalı … Uluçınar7ın ise 16 ZE 411 plakalı aracın işleteni ve ruhsat sahibi olduğunu, vefat eden 2 yaşındaki … … annesi … … ve babası … … yaşam boyu müteveffanın desteğinden mahrum kaldığını ve oğullarının vefatı sebebiyle büyük bir acı ve ızdırap çektiklerini, müteveffa ……’in vefat etmesiyle oğlu …… ile kızı … …’ın müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, müvekkili ……’in 1999 doğumlu olduğunu ve babasını da kaybetmiş olması sebebiyle müteveffa …’ın müvekkili …’ın tek desteği olduğunu, ayrıca müvekkili …’nin de yeni doğan bebeğiyle birlikte iki çocuğunun bakımında yardım etmekte iken vefat etmesiyle desteğinden yoksun kaldığını, davacı … … ‘ın kazada yolcu konumundaki iken ağır derece yaralanması neticesinde Çekirge Devlet Hastanesinde tedavisinin devam etmekte olduğunu bu nedenle bedensel zararı bakımından maluliyet derecesinin tam olarak tespit edilinceye kadar tüm hak ve alacakları hakkında dava açma haklarını saklı tuttuklarını, ……’in 18 yaşını tamamlamamış olduğundan ve velayet altına alınabilecek bir ebeveyni kalmadığından dava takibi için Bursa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/.. Esas sayılı dosyası ile davacı .. …’ın vasi olarak atandığını, kusur durumunun ATK raporu ile sabit olduğunu , mevcut durumda iki ölü ve bir yaralı bulunduğunu ve bunların yolcu konumunda bulunduklarını, dava değeri kadar ve dava sonuçlanıncaya kadar tüm malvarlıkları üzerine ihtiyati haciz zımmında ihtiyati tedbir kararı verilmesini beyan etmekle tüm alacak kalemlerine kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ileride değeri tam ve belirli hale geldiğinde eksik harç ikmal edilmek üzere belirsiz alacak davasının kabulüne, .. … yönünden oğlu … …’ın ölümü nedeniyle 2.000,00 TL destek tazminatının kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan, oğlu … … ölümü nedeniyle manevi zarar için 50.000,00 TL manevi tazminatın ve kayınvalidesi … … ölümü nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı .. Sigorta ve .. . dışındaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Davacı … … yönünden oğlu … …’ın ölümü nedeniyle 2.000,00 TL destek tazminatının kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan, oğlu … … ölümü nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminatın ve annesi ve … …’ın ölümü nedeniyle 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Davalı . Sigorta ve . .. dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, … … ‘ın annesinin ölümü nedeniyle 2.000,00 TL destek tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı …… yönünden, annesi ……’in ölümü nedeniyle 2.000,00 TL destek tazminatının kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan tahsiline , annesi ……’in ölümü nedeniyle 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte Davalı .. Sigorta ve . .. dışındaki tüm davalılardan tahsiline, yeğeni … …’ın ölümü nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminatın Davalı . Sigorta ve . . dışındaki tüm davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, davanın konusuz kalmaması amacıyla davalı … … ve Davalı . … adına kayıtlı her türlü menkul ve gayrimenkuller ve kazaya karışan.. plakalı araç üzerine dava değeri kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine, desteğin vefat etmiş olduğu ve kazanın oluşumunda müteveffaların kusurunun bulunmadığının sabit olması nedeniyle davalılar aleyhine geçici ön ödemeye hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Kazaya karışan … plakalı araç, 09/09/2016-2017 vadeli, 52535076 numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Poliçede verilen şahıs başı sakatlık ve ölüm azami teminat tutarının 310.000-TL olduğunu, Müvekkil Sigorta Şirketi’nin sorumluluğu, Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartları gereğince “ Karayolu’nda meydana gelen zararların azami poliçe teminat limiti dahilinde sigortalısına düşen hukuki sorumluluğun tazmini ile sınırlı olduğunu, … …’ın vefatında Davacılar .. ve … …’ın müterafik kusuru bulunduğunu, Vefat eden … … kaza tarihinde 2 yaşında olduğunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 150. Md’sinin çocuk yönünden oto koltuğu kullanımını zorunlu tuttuğunu, Davaya konu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı ve savcılık soruşturma dosyası incelendiğinde vefat eden küçüğün vefatına neden olan yaraları da göz önünde tutulduğunda, zorunlu olarak kullanılması gereken çocuk koltuğunun kullanılmadığının tespit edilebilceğini, Vefat eden küçük yönünden hesaplanacak olan tazminattan yetiştirme giderinin mahsubu gerektiğini, Yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, bakım ve yetiştirme giderlerinin anne ve babanın destek tazminatından 1/2 oranında indirilmesi gerekmektedir. Annenin ölümünden sonra davacı babanın yetiştirme giderinin tümünden sorumlu olması gerekirken baba için %7,5 oranında yetiştirme gideri indirilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde hükmettiğini, Dolayısıyla vefat edenin eğitim ve yetiştirme giderlerinin anne ve babanın tazminatlarından ayrı ayrı yarısı oranında indirim uygulanması suretiyle mahsup edilmesi gerektiğini, Vefat eden ……’in soruşturma dosyasındaki otopsi raporu incelendiğinde; vefat edenin ölümüne sebep olan yaralanmaların emniyet kemeri takmamaktan kaynaklandığının tespit edilebileceğini, vefat eden kaza anında emniyet kemeri takıyor olsa idi çarpma sonucu kafa travması geçirmeyecek ve vefat olayı gerçekleşmeyeceğini, bu nedenle vefat edenin müterafik kusurunun da göz önünde tutularak hesaplanacak tazminattan mahsup yapılması gerektiğini, sigortacının sigortalısının kusur oranına isabet eden zarardan sorumlu olduğundan izafe edilecek kusur oranının tespiti gerektiğini, bu açıdan kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumu Başkanlığından rapor alınmasını talep ettiklerini, Davacı … …’ın vefat eden anne …… yönünden destekten yoksun kaldığının davacı tarafça ispatı gerektiğini, dosya kapsamında vefat edenin davacıya destek olduğunu ispata yönelik bir bilgi de bulunmadığını, dolayısıyla Davacı … …’ın, anne …… yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddi gerektiğini, tarafların kusur durumlarının belirli olmadığını, ayrıca vefat eden küçüğün Davacı anne ve babası’nın, zorunlu olmasına rağmen oto koltuğu kullanmamış olmaları sebebiyle, kazadaki müterafik kusurlarının tespiti gerekmekte ve müterafik kusur neticesinde tazminattan %20 oranında indirim uygulanması gerektiğini, vefat eden küçük yönünden yetiştirme giderinin de Yargıtay Kararları çerçevesinde hesaplanacak tazminattan mahsubu gerektiğini, kazada vefat eden anne yönünden ise Davacı … …’ın tazminat hakkı bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, Tüm bu sebeplerle Davacıların tazminat talep edebilme haklarının öncelikle tespitinin gerektiğini bu nedenle ön ödeme taleplerinin reddi gerektiğini, Aksi taktirde davacılar yönünden sebepsiz zenginleşme söz konusu olabileceğini, Davacılara sosyal kurumdan tazminat veya aylık bağlanması halinde bu ödemelerin destekten yoksunluk tazminatı hesabından düşülmesi gerektiğini, davalı şirketin davaya konu kazanın meydana gelmesinde taraf olmadığını, haksız fiilde taraf olmayan davalı şirket yönünden olay tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmasının yerinde olmadığını beyan etmekle, -Davanın reddine, tarafların kusur durumlarının belirlenmesine, Müterafik kusur, yetiştirme gideri ve gerçek destekliğin ispatı itirazlarının kabulüne, SGK tarafından, davacılara ödeme yapılıp yapılmadığının tespitine, Davacının olay tarihinden faiz talebinin reddine, Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine , davalı şirket aleyhine kısmi kabul olması halinde yargılama giderleri ve avukatlık ücretinde orantı kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; davalının kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, ceza dosyasındaki kusur oranları eşit kusur olarak çıkmasına rağmen yeniden bir kusur araştırması yapılması gerektiğini, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesi diğer davalı … …’ın tam kusuru ile gerçekleştiğini, Davacıların istediği tazminat rakamları büyük olup yeniden kusur incelemesi yapılması gerektiğini, davacıların birlikte kusuru bulunduğunu, Davalının aracında bebek koltuğu olmadığı halde, ayrıca davalının henüz ehliyet alma aşamasında bulunduğunu bilmelerine rağmen arabasına dindiklerini, Araca binen diğer vefat eden de Davalı ..nun henüz ehliyet alma aşamasında olduğunu bilindiğini, Davacıların istedikleri manevi tazminat miktarlarıda çok fahiş olduğunu, Davacıların maddi tazminat için ilgili sigorta şirketlerine başvurmadıklarını veya usule uygun başvurularını yapmadıklarını, Vefat eden …… ve Küçük … davalı …’nun akrabaları olduğunu, bu olaylara en çok davalının üzüldüğünü, … …’in ekonomik ve sosyal durumu oldukça kötü olduğunu, tazminatları ödeme gücünün olmadığını, olayın meydana gelmesinde davalı … … in hiçbir kusuru bulunmadığını, Manevi tazminat açısından her bir manevi zarar ölümüyle üzüntü duyulan kişilerin yakınlık derecesi gözetilerek ortaya çıkarılabileceğini , Manevi zararın tazmininin zenginleşmeye yol açamayacağını , olayda kusuru olan zarar gören ve vefat eden varsa buda tazminat miktarından indirilebilceğini veya böyle bir durumda hiç tazminata hükmolunamayacağını, manevi tazminat belirlenirken kast olup olmadığı ve bunun yoğunluğu kusurdan ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davalının da ölümden dönen ve olayın şokunu yaşayan bir şahıstan hiçbir kastı olmaması sebebiyle anılan tazminatların istenemeyeceğini beyan etmekle davacıların davasının reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; 6704 sayılı yasa ile KTK 97.maddesinde yapılan değişiklik gereği müvekkili kuruma gerektiği şekilde başvuru yapılmadığını, davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, müvekkili tarafından yapılan bir sigorta sözleşmesi söz konusu olmadığından zarar görenlerce açılacak davalarda genel yetki kurallarının uygulanması gerektiğini, müvekkilinin adresi itibariyle İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, dava öncesi davacılar adına müvekkili kuruma başvuruda bulunulduğunu, mevzuatta belirlenen ilkeler çerçevesinde tazminat hesaplaması yapıldığını, eksik belgeler tamamlanacağı yerde işbu davanın açıldığını, hakkında tazminat talep edilenlerin desteğe ihtiyaçları olup olmadığının araştırılması gerektiğini, destek ihtiyacı kesin olarak belirlenmeden geçici ön ödeme talebinin kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin sorumluluğunun trafik poliçesi olmayan motorlu araca atfedilen kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, yokluklarında sürdürülen ceza yargılamasında alınan kusur raporuyla yetinilmemesi gerektiğini, kusurun Adli Tıp Kurumu Başkanlığı marifetiyle tespit ettirilmesini talep ettiklerini, davacıların varsa uğradığı zararın uzman aktüer tarafından hesaplanması gerektiğini, kazaya karışan…. plakalı araç sigortacısı davalı … Sigorta AŞ tarafından herhangi bir ödeme olup olmadığının da araştırılması gerektiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkilinin temerrüdünün söz konusu olmadığını, haksız fiil faili olmadığından faiz ile ilgili taleplerin de kabul edilemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
HMK 16.maddesi gereğince haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olduğundan davalı … … tarafından yapılan yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı tanığı .. … beyanında: davacıları tanıdığını, davacılardan .. …’ın kendisinin abisi olduğunu, müteveffa ……’in kazadaki vefatından önce abisi .. ve yengesi …’nin üç çocuğuna yaşları küçük olması nedeniyle ve yengesinin çalışmasından dolayı baktığını, ancak kazada vefatından sonra …’nin kalan iki çocuğuna bakacak kimse olmadığı için işi bırakmak zorunda kaldığını, şimdi çocuklarına kendisinin baktığını, kazadan önce yengesi …’nin bir şirkette işçi olarak çalıştığını ve ne kadar ücret aldığını bilmediğini ifade etmiştir.
Davacı tanığı … … ise; davacı ..’un babası olduğunu, müteveffa ……’in kazadan önce oğlu .. ve gelini … çalıştığı için .. ve .. çocuklarına baktığını, oğlu .. üç çocuğu olduğunu , bir tanesi kazada vefat edince iki torununa bakmak için gelini .. işi bırakmak zorunda kaldığını, şimdi torunlarına gelini .. baktığını, kazadan önce …’nin bir şirkette işçi olarak çalıştığını, gelirini bilmediğini beyan etmiştir.
Davalı … tanığı ….. beyanında; davalı … …’in eşi olduğunu, kazanın oluşu anında orada olmadığını, kazadan yaklaşık 10 dakika sonra kaza yerine ulaştığını, ancak olay mahallinde jandarmaların konuşmalarından ve onlara soru yönelterek kazanın nasıl olduğunu öğrendiğini, eşinin şeridinde giderken öndeki aracı sollayarak geçmek istediğini, önünü boş görerek önündeki aracı solllamaya çıktığını, o esnada o araçta sola direksiyon kırınca kazanın meydana geldiğini, öndeki araç sola kırmasa kazanın meydana gelmeyeceğini, öndeki aracın dönüş yapmak için sola kırdığını bildiğini, öndeki aracın eşinin aracını hiçbir şekilde görmediğini söylediğini, bu konuda Ağır Ceza dosyasında da ifadeleri olduğunu, eşinin ehliyeti olmadığını ancak şoförlüğü olduğunu, yazılı sınavı geçemediği için ehliyetini alamadığını ifade etmiştir.
Davaya konu trafik kazası sebebiyle ceza yargılaması yürütülen Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/.. Esas sayılı dosyasında İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin 22/12/2016 tarihli raporunda; sürücü … …, sevk ve idaresindeki otomobili ile iki yönlü yolda mahal şartlarını dikkate alıp hızını yeterince azaltıp kontrollü ve tedbirli bir şekilde seyretmeyip ilerisindeki aracı zemindeki devamlı düz çizgiyi dikkate alıp sollama yapmaması gerekirken dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde sollama yaptığı, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları ile, sürücü … … ise, sevk ve idaresindeki otomobili ile gerisinden gelen araçların hız ve mesafesini dikkate alıp gerekli ve yeterli kontrollerini yapıp zamanında işaretlerini vererek tedbirli bir şekilde dönüşünü gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip kontrolsüz bir şekilde dönüş yaptığı, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde araç kullandığı, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları ile gerçekleşen kazada eşdeğer kusurlu oldukları ifade edilmiştir.
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat yoluyla alınan 12/02/2020 tarihli aktüer bilirkişi raporu ile 25/11/2020 tarihli ek raporda davalı tarafından yapılan ön ödemeler davacıların zararından tenzil edilerek yapılan hesaplamada; … …’ın vefatı nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden davacı anne … …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 46.227,86 TL , davacı baba .. …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 35.020,58 TL olduğu; ……’in vefatı nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden davacı oğlu ……’in destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 3.433,31 TL olduğu, davacı kızı … …’ın destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat talep koşullarının bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacılar vekili rapor sonrası talebini ıslah etmiştir.
6098 sayılı TBK m. 53 öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Destek tazminatı, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminattır. Bir kimseyi başkası için destek haline getiren yardımlarda düzenlilik ve devamlılık unsurları vardır. Ölen annenin torununun bakımını yaşamış olsaydı bir süre üstleneceği şeklindeki yardımları düzenli olmadıkları için destekten yoksun kalma tazminatına esas alınamazlar. Bunun gibi her gün, her hafta, her ay düzenli bir şekilde yapılmış olmakla beraber ancak sınırlı bir süre için yapılmış veya ilerde yapılması umulan yardımlar da destek olarak nitelenemez. Olayımızda ölen torununa bakmakla yükümlü olmadığına göre, böyle bir bakmanın gerçekleşeceği kuvvetle umulsa dahi, bu bakma olgusu ölenin ihtiyarına bağlı ve insani bir duygu ve ahlaki bir vazifeden kaynaklanan, bu itibarla da para ile değerlendirilemeyecek ve bu niteliği ve özelliği bakımından destek zararı olarak kabul edilemeyecek olan bir kayıptır. (Yargıtay 4. HD 1981/906 E). Kaldı ki ölenin torunlarına ne kadar süre ile baktığı belli olmadığı gibi, ölen torununa bakmasaydı da davacı …’nin çocuklarının bakımı için bir bakıcı bulmak zorunda kalacağı da bir gerçektir. Böyle bir zorunluluk karşısında davacı … için annenin desteğinden faydalanıyor diyemeyiz.
Yine Yargıtay 17. HD’nin 2015/.., 2015/…, 2019/… ve 2010/… E. Sayılı emsal kararlarında açıkça küçüğün ölümünde 18 yaşından itibaren destek olacağı belirtilmektedir. Bu nedenle …’in vefatı sebebiyle yapılan hesaplamada destek süresi 18 yaşından sonra başlatılmıştır. Davacı …’ın ise öğrenim gördüğüne dair belge bulunmadığından rüşt yaşı olan 18 yaşına kadar müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı kabul edilmelidir.
Müteveffalar araç içerisinde yolcu olduklarından kendilerine kazanın oluşuyla ilgili kusur isnat edilemeyeceğinden davalıların kusura ilişkin itirazları bu dosyada dinlenmez. Davalılar kül halinde davacılara karşı müteselsilen ve müştereken sorumludurlar. Kusur durum ve oranları ancak davalıların birbirlerine karşı açacakları rücu davalarında esas alınabilir ve değerlendirilebilir. Hal böyle iken davacılar vekili 13/01/2021 tarihli beyan dilekçesinde; davalı … Sigorta AŞ’nin ATK kusur raporu doğrultusunda (ceza dosyasında / %50 kusur oranı) kendilerine isabet eden kusur oranında müvekkilerinin aktüer rapor sonucunda belirlenen tutarın yarısı olmak üzere maddi tazminatı ödediklerini, bu nedenle davalı … sigortanın ve sigortalısının kusuruna isabet eden sorumluluğu yönünden ve yalnızca maddi tazminat bakımından konusuz kaldığını ifade ederek sınırlı sorumluluk esaslarını tercih etmiştir. Taleple bağlılık esastır. Ceza dosyasında ATK trafik İhtisas dairesinin düzenlediği raporda belirlenen eş kusur oranı (%50) dikkate alınarak davalı … Sigortanın kendisine isabet eden kusur oranında davacıların maddi zararını karşıladığı ifade edildiğinden onun yönünden maddi tazminat davası konusuz kalmıştır. Davalı sigorta şirketi hakkında yapılan bu talep poliçe teminat limiti ve yapılan anlaşma tutarından müteselsil sorumlu araç maliki ve araç sürücüsüne de sirayet edeceğinden davalılar … … ve … … yönünden de maddi tazminat taleplerini konusuz bırakacaktır. Aktüer raporunda belirlenen tutarın kalan yarısından ise kendilerine isabet eden kusur oranı sebebiyle davalılar … … ve … …’in sorumluluklarına hükmedilmiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde, her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44. maddesi (6098 S.K. m.58) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Davacılar ile davalı … akraba olup davacılar davalı …’nun aracına onun ehliyetsiz olduğunu bilerek binmişlerdir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre tazminattan öncelikle %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmıştır.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nin 43. (6098 sayılı TBK’nin 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda, davalı … ile davacıların ve müteveffaların akraba oldukları gözetilerek karine olarak hatır taşımasının gerçekleştiği aksinin davacı tarafından ispatı gerekir. Olayda hatır taşıması bulunduğunun kabulü ile tazminattan ayrıca %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmıştır.
Değinilmesi gereken bir başka konu da; davacılar vekili dava açarken davacılardan … yönünden hem müteveffa oğlu için hem de müteveffa annesi için ayrı ayrı 2.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Ancak davasını ıslah ederken dava dilekçesinde müteveffa annesi yönünden istenen 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı talebini gözönüne almadan talepte bulunmuştur. Bu nedenle ıslah dilekçesinde oğlu için istenen maddi tazminat bedeli içerisinde bu kısmın da bulunduğu değerlendirilerek ve bu tutar düşülerek davacı … yönünden annesi müteveffa ……’in vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma talebi reddedilmiştir.
Davacı tarafından davalı … Hesabına 05/05/2017 tarihinde başvuruda bulunulmuştur. Her ne kadar yasal düzenlemeye göre temerrüdün başvuru tarihinden 8 iş günü sonrasına göre belirlenmesi gerekmekte ise de; başvuru dilekçesinde 15 gün içinde ödeme talep edildiğinden taleple bağlı kalınarak, 05/05/2017 başvuru tarihinden 15 gün sonrasına göre … … bakımından 20/05/2017 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
Davacıların müteveffaların ölümü sebebiyle manevi zarara uğradığı, ruhsal acılar çektiği, anne ve babanın da oğullarının ölmesi neticesi üzüntü ve elem duyduğu olağan hayat tecrübesi ile sabittir. Bunun ayrıca ispatı gerekmez. Davacıların manevi tazminat isteği haklı ve yerindedir. Manevi tazminat belirlenirken davacıların müterafik kusurları tüm davalılar yönünden dikkate alınmıştır. Ancak davalı … yönünden manevi tazminat takdir edilirken ayrıca hatır taşıması da değerlendirilmiştir.
Mahkememizce, müterafik kusur ve hatır taşıması nedeni ile hükmedilen maddi tazminatlardan indirim yapılarak hüküm kurulmuştur. Yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan ve hakimin takdirine dayalı hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalılar yararına vekalet ücreti taktir edilmemiştir. (Yargıtay 17. HD 2019/1009 esas 2020/8684 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
Davacıların maddi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile
A) Müteveffa … …’ın vefatı nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden;
1) davacı … …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle 13.512,91 TL maddi zararının … … ve … …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, işbu tutara … … yönünden 20/05/2017, davalı … … yönünden ise kaza tarihi olan 12/10/2016 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,

2) davacı .. …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle 11.206,58 TL maddi zararının … … ve … …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, işbu tutara … … yönünden 20/05/2017, davalı … … yönünden ise kaza tarihi olan 12/10/2016 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,

B) Müteveffa ……’in vefatı nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden;
1) davacı ……’ın destekten yoksun kalma sebebiyle 1.098,65 TL maddi zararının … … ve … …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, işbu tutara … … yönünden 20/05/2017, davalı … … yönünden ise kaza tarihi olan 12/10/2016 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,

2) Davacı … …’ın annesi müteveffa ……’in vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin REDDİNE,
C) Davalı … … , … … ve … Sigorta A.Ş yönünden konusuz kalan maddi tazminat talepleri hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile ;
Davacı … …’ın müteveffa … …’ın vefatı sebebiyle uğradığı manevi zarar için 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … , … … ve … … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, ( davalılardan … …’in bu tutarın 32.000,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olduğunun dercine, )
Davacı … …’ın müteveffa ……’in vefatı sebebiyle uğradığı manevi zarar için 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … , … … ve … … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, ( davalılardan … …’in bu tutarın 4.000,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olduğunun dercine, )
Davacı … …’ın müteveffa … …’ın vefatı sebebiyle uğradığı manevi zarar için 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … , … … ve … … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, ( davalılardan … …’in bu tutarın 32.000,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olduğunun dercine, )
Davacı … …’ın müteveffa ……’in vefatı sebebiyle uğradığı manevi zarar için 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … , … … ve … … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, ( davalılardan … …’in bu tutarın 12.000,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olduğunun dercine, )
Davacı ……’in müteveffa ……’in vefatı sebebiyle uğradığı manevi zarar için 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … , … … ve … … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, ( davalılardan … …’in bu tutarın 12.000,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olduğunun dercine, )
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 9.619,28 TL harçtan başlangıçta alınan 642,12 TL peşin harç ile 655,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 8.322,16 TL harcın davalılar … …, … …, … … ve … …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (davalılar … … ve … …’ın bu tutarın 6.795,87 TL si ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla)
Davacı tarafça yapılan 642,12 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı, 655,00 TL tamamlama harcı ve 3.211,60 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 4.540,12 TL ‘den red ve kabul oranına göre hesaplanan 3.010,55 TL’nin davalılar … …, … …, … … ve … …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, (davalılar … … ve … …’ın bu tutarın 2.458,41 TL si ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla)
a) Maddi tazminat yönünden; davacılar vekili lehine takdir edilen 4.080,00 TL ücret-i vekaletin davalılar … … ve … …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Maddi tazminatın reddedilen kısmı yönünden davalılar … … ve … … vekilleri lehine takdir edilen 2.000,00 TL ücret-i vekaletin davacılardan müteselsilen alınarak adı geçen davalılara verilmesine, (red sebebi ortak olduğundan tek vekalet ücretine hükmedilmiştir)
b) Manevi Tazminat yönünden; kabul edilen kısmı için davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri(10/4 maddesi) gereğince hesaplanan 14.875,00 TL vekalet ücretinin davalılar … … , … … ve … … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, ( davalı … … bu tutarın 11.900,00 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla)
Reddedilen kısmı için davalılar … … , … … ve … … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 7.950,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davalılara ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı diğer davalı tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/06/2021

Katip ..
✍ e-imzalıdır.

Hakim …
✍ e-imzalıdır.