Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/482 E. 2018/413 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/482
KARAR NO : 2018/413

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … PARKE YAPI DEKORASYON İNŞ. SAN. TİC. LTD.
ŞTİ. ( V.N : ………)
VEKİLİ : Av. …
Kükürtlü Mah. Kükürtlü Cad. No:67 Tan İş Merkezi B Blok No:5
Osmangazi/Bursa
DAVALI : … GAYRİMENKUL TURİZM YATIRIM
DANIŞMANLIK A.Ş (Birleşen Fideltus İnşaat Taahhüt San. Tic.
A.Ş ile birlikte)
VEKİLİ : Av. …
Uluyol Kıbrıs Şehitleri Cad. No:20 Orhan Plaza K:2-3-4-5 16220
Osmangazi/BURSA
DAVALI : …
Bademli Mah. Eski Mudanya Yıl Cad. Erimtaş Sitesi 77/1
Mudanya/Bursa
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2017
KARAR TARİHİ : 29/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında özetle ; davalı taraf aleyhine Bursa 16.İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıklarını, takip konusu alacağın davalılar Adi Ortaklığı ile davacı arasında 25/07/2012 tarihli sözleşme ile davalı tarafça edim olarak ifa edilmesi gereken Nilüfer İlçesi 254 ada 17 parsel sayılı B Blok 15 numaralı bağımsız bölüme ait taşınmazın ifa edilmemiş olması dolayısıyla bu taşınmazın bedeline yönelik yapılan takip alacağı olduğunu, davacı tarafça sözleşme kapsamınca tüm edimlerin yerine getirildiğini, davalı tarafın haksız olarak borca itiraz ettiğini, bu haksız itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesin karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … Gayrimenkul Turizm A.Ş vekili beyanlarında özetle ; taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde söz konusu taşınmazın tescilinin davacı adına yapılamamasının kendi kusurlarından kaynaklanmadığını, toprak sahiplerinin açmış olduğu davalardaki tedbirler dolayısıyıla devir işleminin yapılamadığını bu nedenle davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen …’in duruşmalarda hazır olmadığı gibi süresi içesinde herhangi bir cevapda vermediği anlaşılmakla davayı ret ve inkar ettiği görülmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava Bursa 16.İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı icra dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır.
Taraflar arasında imza ve tanzim edilen adi ortaklık sözleşmesi uyarınca işveren olarak nitelendirilen davalı yüklenici olarak nitelendirilen davacı arasında davalı işverene ait Mihraplı Köprü Camisi Odunluk Mah. Nilüfer /BURSA adresinde bulunan Misia Şantiyesinde kullanılmak üzere lamine parkelerin temin edilmesi, döşenmesi, kaplanması, imalat ve montaj yapılması işinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Söz konusu adi ortaklık sözleşmesinde davacı ( yüklenici)’nın ifa etmekle yükümlü olduğu edim belirlenen lamine parkelerin sözleşme şartlarınca temin edilerek davacıya ait şantiye inşaatında işçiliğiyle birlikte montajlanması, işin miktarı, fiyatı ve tutarı sözleşmede yaklaşık olarak belirlenmiştir. 4.maddede yapılan işin nasıl faturalandırılacağı düzenlenmiştir. Davalının edimi belirlenen 260.000,00 TL bedelin karşılığı olarak daire teslimidir. 4.madde de ödemenin ise sözleşme gereği 1 adet 1+1 dairenin 260.000,00 TL karşılığı olarak verilmesi kararlaştırılmıştır.
Yine 3 ayrı çek ile 200.0000,00 TL’lik ödemeler belirlenmiştir.
Taraflar arasında davacının adi ortaklık sözleşmesi kapsamında üstlendiği edimleri ifa etmiş olduğundan daire bedeli olarak davacının yaptığı işlere ilişkin 260.000,00 TL adı altında dairenin davacının adına tescil edileceği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasında ihtilaf tapuda tescil işleminin yapılmasının davalıdan kaynaklanmayan sebeplerle gerçekleştirilip gerçekleştirilemediği, davalının sözleşme kapsamında edim borcunun alacak temeline dayanmış olması nedeniyle davacının dairenin tescili dışında bedel karşılığı alacak isteminde bulunup bulunamayacağı noktalarındadır.
Davalı taraf dava konusu bedelin fahiş olduğunu da ileri sürmüştür. Ancak sözleşmede davacının belirlenen alacağı olarak 260.000,00 TL ( 1+1 daire teslimi ) yine 05/10/2012 tarihli 200.000,00 TL bedelli çek, 31/10/2012 tarihli 200.000,00 TL bedelli çek, 31/11/2012 tarihli 200.000,00 TL bedelli çek, karşılığından alacağının bulunduğu bakiye bedelin ise işin teslim tarihinde düzenlenecek fatura karşılığında 30 gün içerisinde nakden yükleniciye ödenecektir. Fatura tarihleri ile ödeme tarihleri arasında döviz para cinsinden kur farkı olması durumunda kur farkınında ayrıca yükleniciye ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmede iş karşılığı olarak 860.000,00 TL bedel kararlaştırılmıştır. Bu bedelin 260.000,00 TL ‘lik kısmı sözleşme gereği daire teslimi suretiyle gerçekleştirilebilecektir. 860.000,00 TL’lik bu bedel sözleşmenin bedeli olsada davacının bakiye bedel alacağı kalması durumunda bu bedelinde 30 gün içerisinde kur farkı da uygulanmak suretiyle ödeceği kararlaştırılmıştır. Yani sözleşme kapsamındaki işler uyarınca her halukarda davacı 860.000,00 TL bedel üzerinden yaptığı işler karşılığı alacaklıdır. Davacının kendi üzerine düşen edimini gerçekleştirdiği hususuda taraflar arasında ihtilafsızdır.
Dava konusu edilen ise sözleşmede belirlenen bedelin 260.000,00 TL’lik kısmıdır. Tarafların iradesine göre sözleşme kapsamında bu bedel davalı tarafından davacıya ödenecektir. Davacının ne kadarlık iş yaptığının sözleşmede belirlenen 860.000,00 TL’lik bu bedelin üzerinde ayrıca bir alacağının bulunup bulunmadığının tespiti yargılamamızın konusunu teşkil etmez. Bu nedenle davalının istenilen bedelin fahiş olduğuna ilişkin savunması kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ve ayrıca bir araştırmaya gerek yoktur.
İfası istenen alacak sözleşmede davalının ödemekle yükümlü olduğu alacaktır. Esasında sözleşmede bu alacağın karşılığı olarak daire teslimi kararlaştırılmış ise de, sözkonusu daire tesliminin gerçekleşmemesi nedeniyle davacının buna ilişkin bedel alacağını talep ettiği görülmektedir. Asıl edim 260.000,00 TL alacaktır, bunun yerine geçmek üzere taşınmazın tescili de taraflar arasında kabul edilmiştir. Tescilin gerçekleştirilememesi nedeniyle de davacının 260.000,00 TL alacağı sözleşme kapsamında talep etme hakkı halen devam etmektedir.
Tescilin taşınmazın üzerinde tedbir bulunması dolayısıyla gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin ve yine bu konuda tanık dinlenilmesinin dosya kapsamına göre yargılamaya bir etkisi bulunmayacaktır. Zira davacı ila nihayet sözkonusu taşınmazda tescil şartlarının oluşmasının ve tedbirin kalkmasını beklemekle yükümlü değildir. Davacı bu konudaki bedel alacağını davalıdan talep etme hakkına sahiptir. Davalının davanın açılmasına sebebiyet vermedikleri iddası da yersizdir. Zira dava öncesinde davacı noter ihtarnamesi ile taşınmazın tescil işleminin gerçekleştirilmemesinden dolayı sözleşme kapsamındaki 260.000,00 TL’lik alacağını tahsil edilmesini talep etmiştir. Bu talebinde davalıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve taraflar arasındaki ihtilafa göre takip konusu alacak likittir. Bu nedenle icra inkar tazminatına da hükmolunmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda yazıldığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; Bursa 16.İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı dosyasında davalıların yaptığı itirazın ayrı ayrı İPTALİNE,
2-Takibin 260.000,00 TL asıl alacak, 4.712,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 264.712,05 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına,
3-260.000,00 TL’nin %20’si tutarında alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 18.082,48 TL harç başlangıçta alınan 3.197,07 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 14.885,41 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 3.228,47 TL harç, 149,10 TL yargılama gideri toplam 3.377,57 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 21.832,72 vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/03/2018

Katip …

Hakim …