Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/369 E. 2019/975 K. 27.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/369 Esas – 2019/975
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/369 Esas
KARAR NO : 2019/975

HAKİM : ..
KATİP : …

: Müteveffa …
DAVACILAR : 1- … – …..( kendisine asaleten …, … VE …’a velayeten)
2- … – ……. Beşevler Mahallesi Selvi Sokak N:19 Nilüfer/ BURSA
VEKİLİ : Av. …… – Panayır Mah. 505.Sk. No:1 K:6 D:59 Evke Flex Office Osmangazi/ BURSA
DAVALI : 1- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …..
DAVALI : 2- … – Dumlupınar Mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi N:73/A Nilüfer/ BURSA
VEKİLİ : Av. …. – Ulu Cad. Yeşil Han K:4 D:59/60 Osmangazi/ BURSA
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/03/2017
KARAR TARİHİ : 27/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; … kendi adına kayıtlı bulunan sevk idaresindeki … plaka sayılı aracı ile davacı …’ın eşi, …, …, Halil ve Adil’in anneleri …’a çarparak ölmesine neden olduğunu, davalı … hakkındaki Bursa 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/633 Esas sayılı dosyasında taksirle ölüme neden olma suçundan ceza yargılamasının devam ettiğini, trafik kazası tespit tutanaklarına göre sürücünün tali yayanın asli kusurlu bulunmuş ise de ceza uygulaması gereği kusur oranlarının belirlenmediğini, ancak ceza dava dosyasında soruşturma evrakına yansıyan oluşa göre ve tanık anlatımlarına göre çarpma anında yayaya yeşil ışık yandığı, çarpma noktasının yaya geçidi üzeri üzeri olduğu, aracın yol üzerinde sapma gösterdiği, süratinin çok yüksek olduğu, kırmızı ışık ihlali ve hız sınırını aşması nedeniyle sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunu, ölen davacıların murisi 41 yaşında olup aylık gelirinin 1.500,00 -2.000.TL arasında olduğunu, davalının asli kusuru ile oluşan kazada hayatını kaybeden eş ve annenin desteğinden davacıların yoksun kaldığını, ayrıca davacıların cenaze kaldırma ve defin giderleri isteme hakkı bulunduğunu, bu tür giderlerin belgelendirilmesinin olanaksızlığı nedeniyle bilirkişi aracılığıyla gelenek ve göreneklere, dinsel zorunluluklara göre yapılması gereken olağan giderlerin hesaplanmasını talep ettiklerini, eşini ve annelerini kaybeden davacıların büyük bir keder ve yas süreci yaşadıklarını, davacılardan …’ın eşini kaybettiğini ve henüz reşit olmayan …, …. ve ….. bakımlarını tek başına üstlenmek zorunda kaldığını, diğer davacı …’nın ise evli olduğunu ve manevi olarak anne desteğinden yoksun kaldığını belirterek trafik kazasında eşini ve annelerini kaybeden davacıların, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1,000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, l .000,00 TL cenaze giderleri olmak üzere; toplam 2.000,00 TL tazminatın sürücü ve işleten yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olarak davalılardan tahsilini, sigorta şirketi yönünden yetersiz ödemeye ilişkin ibranamenin iptali ile bakiye maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle sorumluluk sınırlarına göre yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme tahsilini , ayrıca eş için 50.000,00 TL çocuklar adına ise 200.000,00 TL olmak üzere toplam 250.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte sürücü ve işletenden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazanın müvekkiline yeşil ışık, müteveffa yayaya kırmızı ışık yandığı sırada meydana geldiğini, bu hususun Bursa 13.Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/633 sayılı dosyasıyla yapılan yargılama sonucunda ortaya çıktığını, kaza sonrasında tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile ölü muayene zabıt varakasında yer alan bunun aksine tespitler ve tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, tüm bu nedenlerle meydan zarar ile davalının fiili arasında illiyet bağı mevcut olmadığından sürücü davalıya karşı açılan işbu maddi ve manevi tazminat talepleri davanın maddi ve hukuki dayanağı bulunmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin Cevap Dilekçesinde Özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen 28.07.2016 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı araç; davalı şirkete 17.08.2015-2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 104319200 uımaralı ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 310.000TL olduğunu, dava öncesinde, dava konusu kaza sebebi ile davalı şirkete başvurulduğunu, davalı şirket tarafından 9339346 numaralı hasar dosyasının açıldığını, … ‘ın vefatı nedeniyle, 04.10.2016 tarihinde eş … için 135.980,46 TL, kızı … … için 7.700,62 TL, oğlu … için 7.764,07 TL, oğlu … için 18.475,28 TL olmak üzere toplam 169.990,00 TL tazminat ödemesi yapılmış olduğunu, kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Derdest dava trafik kazası sebebiyle destekten yoksunluk tazminatı ile cenaze ve defin giderleri taleplerine ilişkindir. Davacı taraf maddi tazminatla birlikte ayrı ayrı manevi tazminat taleplerini de ileri sürmüş, sigorta şirketinin sadece maddi tazminattan sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
Haksız fiil sebebiyle tazminat davalarında temel olarak haksız bir fiilin varlığının ve haksız fiilde davalı tarafın kusurunun belirlenmesi gerekir. Ölümle sonuçlanan trafik kazası biçiminde ortaya çıkan haksız fiil aynı zamanda resen kovuşturulan bir suç niteliğindedir. Olay sebebiyle davacılar murisinin ölümüne neden olduğu ileri sürülen davalı … hakkında Bursa 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/633 esas sayılı dosyasıyla kovuşturma başlatılmış ve adı geçen sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir. Anılan dosyada sürücünün kusur durumuna ilişkin mahkeme kanaati açıklanmış, sürücüye tali – yayaya asli kusur izafe edilmiştir. Mahkemenin bu kanaati hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olmamakla beraber raporun dosya içeriğine uygun olması halinde hukuk hakimi tarafından da dikkate alınmasında yasal engel yoktur. Ancak hem kusurun oransal biçimde dağılımını belirlemek hem de ceza dosyasındaki kusur tespitlerini değerlendirmek amacıyla İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması uygun görülmüştür. ATK 13/03/2019 tarihli raporunda davalı sürücünün %40, davacılar murisinin %60 oranında kusurlu olduğunu bildirmiştir. Trafik kazası tespit tutanağı ve ekli basit kroki ile kaza görüntüleri ile dosya kapsamından; olay mahalli yerleşim yeri içi ışık kontrollü yaya geçidi mahalli olduğu, yolun 11m genişliğinde üç şeritli asfalt kaplama bölünmüş tek yönlü cadde olduğu, vakit gündüz hava açık zeminin kuru olduğu, yayanın yaya geçidi üzerinden yolun sağından soluna doğru geçmekte olduğu, çarpma noktasının sol şeritte olduğu, olay mahalli yaya geçidinin butonla kontrol edildiği, araca ait çarpma öncesi başlayan 10m fren izi bulunduğu, yayanın orta refüjde aracın ise çarpma noktasından 48m ileride sol şeritte son konumunu aldığı, görüntülerden yayanın kaplamaya girmeden 8saniye önce butona bastığı, sinyalizasyon bilgilerinden butona basılmasından en erken 10 saniye sonra yayalara yeşil yandığı, bu bilgilerle yayanın kaplamaya girdiği esnada istikametine kırmızı yanmakta olduğu, aracın istikametine hangi ışığın yandığının belirlenemediği, ceza dosyası kapsamı ve kesinleşen gerekçeli karardan; yayanın geçiş yapmak üzere butona bastıktan sonra henüz istikametine yeşil yanmadan kırmızı ışıkta kaplamaya girerek geçişine başladığı, çarpma noktasının konumu, yayanın kat ettiği mesafe, vakit gündüz ve görüşün açık olması, sürücünün ifadesinde istikametine yanan yeşil ışığın yanıp sönmesi üzerine yeşilde geçmek amacıyla hızını arttırdığı yönündeki beyanları, aracın ve yayanın son konumunu aldığı mesafeler de dikkate alındığında, tüm veriler ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde olay bölümünde belirtildiği şekilde meydana gelen kazada; bu duruma göre; davalı sürücü … idaresindeki otomobil ile seyri sırasında hızını mahal şartlarına göre ayarlamadığı, ışık kontrollü yaya geçidine yaklaşırken hızını azaltmadığı, bununla birlikte istikametine yanan ışığın yeşil fasılalıya döndüğünü gördüğünde geçmek amacıyla hızını arttırarak kontrolsüzce mahale yaklaştığında, yolun sağından soluna geçmek üzere kaplamaya girmiş ve geçişini tamamlamak üzere olan müteveffa yayaya çarpmayı engellemek üzere zamanında tedbir almaması ve hızından kaynaklı aldığı etkin fren tedbirinde yetersiz kalması ile karıştığı kazada kusurlu olduğu; müteveffa yaya …, olay mahalli ışık kontrollü yaya geçidinde; karşıya geçmek üzere kaplamaya girmeden önce, butona basıp istikametlerine yeşil yanmasını beklemesi, istikametlerine yeşil yanmasını müteakip geçişini gerçekleştirmesi gerekirken bu hususa özen göstermediği, bua rağmen solundan gelen aracın mesafesini ve hızını dikkate almadan geçişini sürdürmesi ve ilk geçiş hakkını bu araca vermemesi neticesinde bu aracın sadmesine maruz kalması ile meydana gelen kazada kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu görüş ve oran oluşa uygun bulunarak mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller kapsamında; davacıların var ise talep edebileceği detsekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin gideri tutarının belirlenmesi yönünden; bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olmakla; dava dosyası Aktüerya Uzmanı … ve Sigorta Uzmanı …’ye tevdii edilerek rapor aldırılmış olup;
Yapılan inceleme sonucunda; dava tarihi öncesinde KTK’nın 97.maddesi uyarınca davalı sigorta şirketine müracaatların gerçekleştiği ve bu kapsamda 2016 verileriyle yapılan hesaplamada müteveffanın %60 müterafik kusuru tenzil edildiğinde davacıların destek talep miktarlarının davacı dul eşin talep miktarının 77.724,38 TL, Adil’in talep miktarının 10.964,34 TL, Halil’in talep miktarının 2.258,15 TL, …’nin talep miktarının 3.736,25 TL olacağı hesaplanmış ve kazalının müterafik kusuru tenzil edildiğinde davacıların karşılanmamış zararının kalmamış olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketini ibra ettiği anlaşılmış olup; yeniden açılan bu davadaki talebin KTK’nın 111/2.maddesinde yer alan yetersiz anlaşma ve uzlaşmaların 2 yıl içerisinde iptal edilebilir hükmü uyarınca dava edilmiş olduğu anlaşılıp; davalı sigorta şirketi tarafından ödemenin yapıldığı tarih itibari ile davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı tutarı hesaplanılarak yapılan ödemenin yeterli olması halinde destekten yoksun kalma tazminatı talepleri reddedilecek, yetersiz olması halinde ise 2019 yılı verileriyle hesaplama yapılması gerekeceğinden; anılan tarihe kadar yıllık %9 faizi ile birlikte güncellenerek davacıların bakiye bir talep hakkının kalıp kalmayacağı hususu Yargıtay Uygulaması doğrultusunda hesap edilecek olup; bilirkişi heyeti tarafından bu yönde yapılan hesaplama sonucunda; ödemenin yapıldığı yıl verileri ile yapılan hesaplamada; davacıların karşılanmamış başkaca zararlarının kalmadığı ve zararlarının fazlasıyla karşılanmış olduğu tespit edilmiş olduğundan; davacıların destekten yoksunluk talepleri yönünden bu davayı açmakta haklı bulunmadıkları, talep edebilecekleri başkaca bir destekten yoksun kalma tazminatının bulunmadığı anlaşılmış olup; davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin bu nedenle reddine, davacıların defin gideri taleplerinin ise müterafik kusur tenzili sonucunda 708,77 TL olacağı bilirkişi heyetince hesaplandığı, hesaplanan cenaze defin giderinin poliçe teminat limitleri dahilinde olduğu, sigortacının dava öncesi ödeme ile cenaze defin gideri hariç ZMMS sorumluluğu çerçevesinde sorumluluğunu yerine getirdiği, 708,77 TL maddi zarar tutarının sigorta şirketi yönünden 04/10/2016 (ödeme ile temerrüde düştüğü kabul edilerek), diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren faizi ile talep edilebileceği kabul edilerek bu kalem maddi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir.
Eşini ve annelerini kaybeden davacıların her birinin ayrı ayrı ağır manevi zarar ve üzüntüye maruz kalacağı herkesçe malumdur. Olağan hayat tecrübesine uygun olan bu durum ayrıca ispatı gerekmez. O halde davacılar için makul bir manevi tazminata hükmetmek gerekir. Manevi tazminat kararlaştırılırken hem davalı tarafın olaydaki kusuru hem de tarafların ekonomik durumları dikkate alınmıştır. Müteveffa eş ve anne …’ın trafik kazası nedeni ile ölümü sonucunda davacıların duymuş olduğu elem ve üzüntü göz önüne alınarak; davalı taraf araç sürücüsünün %40 kusur oranı da dikkate alınarak mahkememizce her bir davacı için takdir edilen 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacılara verilmesine karar vermek gerekmiş, davacıların manevi tazminat talepleri yönünden faiz talebinde bulundukları görülmüş olup; 28/07/2016 kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilerek hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacı tarafın destekten yoksun kalma taleplerinin REDDİNE,
2-Cenaze ve defin giderlerine yönelik talebin KISMEN KABULÜ ile 708,77 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden 04/10/2016 tarihinden itibaren, diğer davalı … yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
3-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile davacı … için 15.000,00 TL, davacı …, …, … ve … için 15,000,00’er TL manevi tazminatın davalı …’den olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak adı geçen davacılara verilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.171,66 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 860,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.310,95 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına, (davalı sigorta şirketinin müteselsil sorumluluğunun 48,42 TL ile sınırlı tutulmasına),
5-Davacılar tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 860,71 TL peşin harç ve 1.182,30 Tl yargılama gideri, 314,50 TL ATK fatura gideri olmak üzere toplam 2.388,91 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 716,67 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, ( davalı sigorta şirketinin müteselsil sorumluluğunun 6,92 TL ile sınırlı tutulmasına), bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacıların vekil ile temsil edildiğinden maddi tazminat talebi yönünden AAÜT’ye 13/2. Maddesine göre belirlenen 708,77 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
8-Davacıların vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminat yönünden AAÜT’ye 13/1 Maddesine göre belirlenen 9.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
9-Davalılar vekil ile temsil edildiği anlaşılmakla maddi tazminatın reddedilen kısmı yönünden A.A.Ü.T 13/2. Maddesine göre 1.291,23 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
10-Davalı … vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminatın reddi yönünden AAÜT’ye 13 ve 10/2. Maddesine göre belirlenen 9.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
11-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı. 27/09/2019

Katip …
e-imza

Hakim ..
e-imza