Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/199 E. 2020/379 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/199 Esas
KARAR NO : 2020/379

HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI :…
VEKİLİ :Av. …

DAVALI :… – …

VEKİLİ :Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2017
KARAR TARİHİ : 02/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; davalı şirket ile davacı arasında çatı ve izolasyon işlerinin yapılması sözleşmesi akdedildiğini davacı şirket sözleşme gereği yapması gereken tüm işleri yaptığını bedelin 90.004,50 TL tutarlı faturayı düzenleyip davalı tarafa tebliğ ettiğini, davalı peyder pey 81.000,00 TL ödeme yaptığını kalan 9.004,50 TL tutarını ödemediğini bu alacağın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Bursa 1.İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; eser sözleşmesine konu işin Mudanya’da yapıldığını bu nedenle yetkili mahkemenin Mudanya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, açılan davayı kabul etmediklerini, dava konusu işin zamanaşımına uğradığını, 21/10/2014 tarihinde eser sözleşmesi yapıldığını, işin 15/11/2014 tarihine kadar teslim etmesi gerektiğini davacının bu sözleşmeye aykırı davranarak süresinde işi tamamlamadığını, eksikliklerin başka bir firmaya tamamlattırıldığını, açılan davanın reddini %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava itirazın iptali davasıdır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki çatı ve izolasyon işlerinin yapılması için sözleşme akdedilmiş olup; ancak ödemenin yapılıp yapılamadığından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Davacı taraf ve davalı taraf inceleme gününde defterlerini ibraz etmiştir. Öncelikle dosya kapsamında alınan 14.05.2020 tarihli bilirkişi raporunda; çatılarının tüm imalatlarının tam ve eksiksiz yapıldığı belirtilmiş, dosya içerisindeki faturalardan da çatı inşaatında kullanılan malzemeler ile uyumlu olduğu, ticari defter incelemeleri sonucunda; cari hesap hareketleri kayıtlarının ve bakiyelerin tutarlı ve uyumlu oldukları tespit edilmiş, davacı taraf defter kayıtlarının incelenmesinde takibe başlanıldığı tarihten itibaren davacının davalı firmadan 9.004,50 TL alacaklı olduğu, davalı ile davacı arasındaki ticari ilişkinin 2015 yılında başladığı, davacı tarafın davalı tarafı temerrüde düşürmediğinden davacı tarafın alacağı üzerinden herhangi bir faiz hesaplaması yapılmadığı tespit edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle; toplanan delillere göre dosya içerisine sunulan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davalının takibe itirazı haksızdır. Taraflar arasındaki alacak borç miktarı muayyendir, taraflarca bilinebilir ve yargılamayı gerektirmez. Bu nedenle davalının takibe haksız itirazı sebebiyle aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile Bursa 1. İcra Dairesinin 2016/11427 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın İPTALİNE, takibin 9.000,04 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Davacı tarafından yatırılan 500 TL tamamlama harcının sehven yatırıldığı anlaşılmakla karar kesinleştiğinde iadesine,
3-İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı…borçlunun asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 614,79 TL harçtan başlangıçta alınan 153,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 461,09 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 185,10 TL harç, 1.422,20 TL yargılama gideri toplam 1.607,30 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/07/2020

Katip …

Hakim …