Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1500 E. 2018/758 K. 28.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2017/1500
KARAR NO : 2018/758

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – Adalet Mah. Manas Bulvarı No:47 A Blok K:37 D:3709 Folkart Towers 35530 Bayraklı/ İZMİR

DAVALI : …

VEKİLİ : Av. … – Hacı Saki Mah. Alpay Sk. Lifos Tower İş Merk. A blk K:5 N:15/9-1 Kocasinan Kayseri

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 21/11/2017
KARAR TARİHİ : 28/05/2018
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirket ile davalı …-… Tekstil Tic. arasında alım satıma dayalı ticari ilişki olduğunu, müvekkili tarafından davalıya viskon emprime kumaş satılıp teslim edilerek satış faturaları düzenlendiğini, fatura bedelleri ödenmediğinden, İzmir 22.İcra Müdürlüğünün 2007/… Esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeni ile takibin durduğunu, bunun üzerine davalı hakkında İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada; 2007/447-2008/62 E/K sayılı dosyada İzmir İcra Müdürlüğünün yetkisizliği nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, bu nedenle davalıdan tahsil edilemeyen 45.485,53 TL fatura bedelinin 30/04/2007 icra takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddini savunmakta, davalı şirketin iş ve ticaret merkezinin ve ikametgahının Kayseri olduğunu, bu nedenle davada Kayseri Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili bulunduğunu, esas yönden; davacı tarafından müvekkilinden kumaş satımından doğan ödenmeyen fatura bedeli nedeniyle İzmir 22.İcra Müdürlüğünün 2007/… Esas sayılı takip dosyası nedeniyle açılan itirazın iptali davasında, İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesince 2007/447 Esas sayılı davada; davanın reddine karar verildiğini, faturaların tek başına alacağı kanıtlamaya yeterli olmadığına dair Yargıtay içtihatları bulunduğunu, müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişkiye istinaden müvekkilinin ticari defterlerine işlenen fatura bedellerinin müşteri çekleri ve müvekkiline ait kendi çekleri ile fatura bedellerinin ödendiğini, bu nedenle açılan davanın gerekçesinin bulunmadığını, davada öncelikle yetki itirazının kabulü ile davanın reddine, davacının %40’tan aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi savunulmuştur.
DELİLLER ve GEREKÇE: Yukarıda özetlenen dava sebebiyle mahkememizde yapılan yargılama sonucunda 30/12/2014 gün ve 2011/498 E 2014/785 K. Sayılı ilamla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karar temyiz edilemkle Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 18/01/2016 gün ve 2015/8073 esas sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamında “Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, davalı tarafça kendisine ödeme yapıldığı belirtilen …’un davacı şirket çalışanı veya ortağı olmadığının tespit edildiği belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece bu şahsın davacı şirket alacağını tahsile yetkili kişi olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca dosyada mevcut Finansbank’ın 03/11/2010 tarihli yazısında, davalı ödemesi olarak kabul edilen 4402686 nolu 4.000,00 TL bedelli … cirosu olan çekin iptal edilip bankaya iade edildiği belirtilmiş, davacı vekilinin kök rapora bu yöndeki itirazı ise dikkate alınmamıştır. Bu durumda mahkemece, …’un davacı şirket adına tahsile yetkili kişi olup olmadığının kesin bir biçimde tespit edilmesi, ayrıca davacı vekilinin 4402686 nolu 4.000,00 TL bedelli … cirosu olan çeke yönelik itirazı dikkate alınarak inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği,” hususuna yer verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak … ve …’un yaptığı tahsilatlar hakkında ek araştırma yapılmıştır. Öncelikle davacı şirket adına tahsile yetkili kişi olduğunun araştırılması uygun görülmüştür. Şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, …’un şirket ortaklığının bulunmadığı belirlenmiştir. Buna karşılık SGK kayıtları incelendiğinde …’un bir dönem şirkette işçi olarak çalıştığı belirlenmiştir. Elbette şirkette işçi olarak çalışıyor olması şirket adına tahsilat yapmaya yetkili olduğunu göstermez. Ancak şirketin bir aile şirketi olduğu, …’un da şirket ortaklarının oğlu ve kardeşi durumunda bulunduğu nazara alındığında şirketle temas kuran üçüncü kişiler açısından temsil konusunda yeterli inandırıcılık bulunduğu taktir edilmiştir. İyi niyetli üçüncü kişiler ödeme yaparken …’u şirketin ortağı yada yetkilisi sanmış olmaları hayatın olağan akışına uygundur. Şirketin yeterli tedbir alıp müşterilerini tahsilat konusunda yetkili kişiler konusunda açıkça uyarması gerekir. Bir ailenin oğlu o şirketin iş yerinde çalışıyor ve müşterilerle temas ediyorsa ona ödeme yapan iyi niyetli kişilerin korunması gerekir. Bu itibarla … tarafından yapıldığı söylenen tahsilatın davalı açısından geçerli bir ödeme kabul edilmesi gerekir.
Buna karşılık bozma ilamında sözü edilen 4.000 TL bedelli çekin bankaya iade edildiği iddiası konusunda taraflarca başkaca yeterli delil sunulmadığından davalı açısından geçerli bir ödeme kabul etmek mümkün değildir. Bu itibarla bozma öncesi karar yeniden gözden geçirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile 24.052,23 TL alacağın 23/07/2007 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Yasal şartlar oluşmadığından davalının tazminat taleplerin reddine,
Daha önce tahsiline karar verilen ve bu konuda harç tahsil müzekkeresi yazılan 755,67 TL’lik harç ile başlangıçta yatırılan peşin harçlar nazara alınarak bakiye 4-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı tarafça yapılan 983-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 520-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı vekili lehine kabul edilen miktar üzerinden takdir olunan 2.887-TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden davalı vekili lehine takdir olunan 2.572-TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 614-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda karar verildi.28/05/2018

İş bu kararın gerekçesi 22/06/2018 tarihinde yazılmıştır.

Katip …

Hakim …