Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/15 E. 2018/21 K. 10.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/15 Esas – 2018/21
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2017/15 Esas
KARAR NO : 2018/21

BAŞKAN:
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI : ………. – Taş Mağazalar Cad. No 85 ERZURUM
VEKİLİ : Av. ……… – Uluyol Tezcan Sok. Arslantaş İşhanı K:8 D:57 Osmangazi/ BURSA
DAVALI :……………. ELEKTRİK ÜRETİM TİCARET SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ – Beşevler Mah. Yıldırım Cad. No:336/4A Nilüfer/Bursa Nilüfer/ BURSA
VEKİLİ : Av. ………. – Gazcılar Cad. 2.Kocayunus Sk. No:19 K:1 D:2 Osmangazi/ BURSA
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 04/01/2017
KARAR TARİHİ : 10/01/2018

Mahkememize açılan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasında,
DAVACININ TALEBİ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle davacının hissedarı bulunduğu ……… Elektrik Üretim Ticaret Sanayi A.Ş.deki hisselerinin bir kısmını 10.06.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile dava dışı şirket ortakları olan ………,………,,,,,,,,,,,’e devrettiğini hisse devrinden önce şirketin limited şirket olan davalı şirketin sonradan nevi değiştirerek anonim şirket vasfına dönüştüğünü, Şirketin 28.08.2012 tarihinde yapılan 2011 yılı olağan genel kurul toplantısında üç yıl süreyle yönetim yeni yönetim kurulu seçimi yapıldığını ve görev süresi dolmuş olmasına rağmen yeni yönetim kurulu Üyesi seçimi yapılmadığını, Şirketin yetki süresi dolmuş olan yönetim kurulu tarafından idare edilmeye devam edildiğini şirket işleyişindeki hukuka aykırılıkların giderilmesi davacının imzasının bulunmadı işlemlerin onayı alınarak temlik sözleşmesine uygun biçimde yeniden ihdas edilmesi yatırım için yapılan işlemlerin maliyeti konusunda davacıya bilgi verilmesi 2013 2014-2015 yılları için genel kurul toplantısı yapılması konusunda şirket yönetim kurulu üyeleri ve diğer ol ortaklara ihtarda bulun olduğunu, verilen cevabi ihtarda 2013 yılı genel kurul toplantısının yapıldığı 2014-2015 yılları içinde toplantı yapılacağının bildirildiğini cevabi ihtarname sonrasında yapılan araştırma sonucunda Şirketin nevi değişikliği işlemlerinin sahte imzalarla alınan genel kurulun kararlarına dayanarak yapıldığının ortaya çıktığını şirketin nevi değiştirme işlemleri ve genel kurul toplantılarının hukuka aykırı biçimde yapıldığını, yine toplantı yapılırken yönetim kurulunun ibrasına ilişkin oylamanın usulüne aykırı olduğunu altsoy üstsoy ve üçüncü’ye kadar kan kayın hısımlığının dikkate alınmadığını aralarında hısımlık bulunan ortakların yönetim kurulunun ibrasında olumlu oy kullandığını bu hususun Türk Ticaret Kanununun 393/1 maddesine aykırılık teşkil ettiğini, kanunun emredici hükümlerine aykırı davranan ve şirket yönetiminde özen göstermeyen yönetim kurulu üyeleri tarafından şirketin idaresinin telafisi imkansız zararlar doğmasına sebep olacağından şirkete kayyum atanması gerektiğini ileri sürerek 2014-2015 yılı olağan genel kurul kararlarının iptaline verilmesini talep etmektedir.
DAVALININ CEVABI: Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmakta 2014 ve 2015 yılı genel kurul toplantılarının usule uygun biçimde yapıldığını alınan kararların da hukuka ve yasalara uygun olduğunu davacının yönetim kurulu toplantısına çağrıldığını nitekim davacı tarafından toplantıya katıldığını toplantıda görüşülecek gündem maddelerinin davet kağıdında açıkça yazılı olduğunu, Toplantı öncesinde şirketin finansal tablolarının şirket merkezinde incelemeye açıldığını davacının da bu belgeleri incelediğini, belgelerden örnek de aldığını, aralarında akrabalık ilişkisi bulunan ortakların yönetim kurulunun ibrasında oy kullanamayacağı iddiasının doğru olmadığını sadece yönetim kurulu Üyesi’nin kendi ibrasında oy kullanamayacak anı Yargıtay uygulamasına göre de yönetim kurulu üyeleri arasında akrabalık ilişkisi bulunmasının oy hakkını kısıtlamadığını ileri sürmektedir. DELİLLER VE GEREKÇE: Derdest dava anonim şirket genel kurulunda alınan kararların iptaline ilişkindir. Davaya konu edilen olaylar hukuki nitelikte olduğundan uyuşmazlığın çözümü için mahkememizce yapılacak değerlendirme yeterli görülmüş ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmemiştir. Taraflar arasında mahkememizin 2017/13 esas sayılı dosyası üzerinden görülen başka bir uyuşmazlık daha vardır. Bu uyuşmazlık özellikle bazı genel kurul tutanaklarındaki imzaların sahte olduğuna ilişkindir. Anılan dosyada imza yönünden bilirkişi incelemesi yapılması uygun görülmüştür. Bir süre bu dosyanın sonucu beklenmişse de, eldeki davayı esastan etkilemeyeceği takdir edilerek bekletici mesele yapılmasından vazgeçilmiştir. Anılan davanın eldeki davayı etkileyebilecek tek yönü davacı tarafın eski genel kuruldaki usulsüzlüklerin giderilmeden yeni genel kurul yapılmasına muhalefet etmesidir. Ancak yapılan değerlendirmede geçmiş genel kurul toplantılarında usulsüzlük olsa bile yeni bir genel kurul toplantısı yapılmasının önünde bir engel bulunmadığı kabul edilmiştir. Daha açık bir ifade ile eldeki davaya konu genel kurul toplantısından önceki genel kurullardan biri yahut birkaçının iptali söz konusu olsa bile bu durum iptalden önceki süreçte yeni genel kurul toplantısı yapılmasına engel teşkil etmez. O halde iptal kararının sonucunun beklenmesine de gerek yoktur.
Davacının iptal için ileri sürdüğü hususlar mahkememizce ele alınmış ve iptali gerektirecek bir hususun bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davacının ileri sürdüğü ana iptal sebebi yönetim kurulunun ibrasına dair oylamanın usulsüzlüğü yolundadır. Davacı taraf bu iddiasını ileri sürerken oydan yoksunluk hükümlerine değil TTK.nun 393/1.maddesinde yazılı olan menfaat ilkesine dayanmıştır. Davacının iddiasına göre yönetim kurulu üyeleri arasında baba-oğul-kardeş ilişkişi vardır. Bu durumda baba, oğul ve kardeşlerin birbirlerinin ibrasında oy kullanmasının mümkün olmadığı ileri sürülmektedir. Mahkememizce bu görüşe iştirak edilmemiştir. Birçok emsal yargıtay uygulamasına da esas olan yoruma göre şirket yöneticilerinin ibrasına ilişkin hususlar TTK.nun 393/1.maddesi kapsamına girmez. Anılan madde yönetim kurulr üyesinin ve yakınlarının şirket dışı kişisel menafati ile şirket menfaatlerinin çatıştığı hallere ilişkin olup, müzakerelere katılma yasağını düzenler. Şirket yöneticisinin kendi ibrasında oy kullanamaması hali kanunda özel olarak düzenlenmiştir. TTK.nun 436/2.maddesinde şirket yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacakları açıkça yazılıdır. Bu maddenin birinci fıkrasında müzakerelere katılma yasağı da düzenlenmiştir. Ancak yönetim kurulunun ibrası meselesi yönetici arasından şahsi bir iş sayılamaz ve oy hakkından yoksunluktan söz edilemez.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde şirketin genel kurul toplantısında alınan kararların ve özellikle ibra maddesinin kanuna aykırı bir tarafı bulunmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın reddine,
Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin yatırılan 31,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin davacıdan tahsiline,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 270,00 TL ilan gideri ile 11,00 TL tebligat giderinden oluşan toplam 281,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı vekili lehine takdir edilen 2.180,00-TL ücreti-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, anlatıldı. 10/01/2018

İş bu kararın gerekçesi 06/02/2018 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …

Üye ..

Üye …

Katip …