Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/135 E. 2019/555 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/135 Esas – 2019/555
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2017/135
KARAR NO : 2019/555

BAŞKAN : …….
ÜYE : ……..
ÜYE : ……..
KATİP: ……..

DAVACI : ………… BANKASI ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. ………. – Odunluk Mah. Lefkoşe Cad. Mihraplı Plaza No:9 B Blok Kat:5/33-35 Nilüfer/ BURSA

DAVALI : …………. – T.C. N:……….
Paşakonak Mah. 1028 Sk. No:14 İç Kapı No:2 Bandırma/ BALIKESİR
VEKİLİ : Av. ……. – Hacıilyas Mh. 1.Sezen Sk. No:4 K:1 D:1 Arat İş Merkezi Osmangazi/ BURSA

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/01/2017
KARAR TARİHİ : 08/05/2019
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı taraf özet olarak, davacı banka ile dava dışı Kaldera Isıtma Sistemleri San. Ve Tic. Ltd. Şti. Arasında imzalanan iki ayrı kredi sözleşmesi sebebiyle adı geçen şirkete kredi kullandırıldığını, davalının da bu sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, sözleşme koşullarına uyulmaması sebebiyle hesabın kat edildiğini, davalının da aralarında bulunduğu borçlulara ihtar tebliğ edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine Bursa 3. İcra Dairesinin 2016/… sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, dava dışı … İç Dış Tic. Ltd. Şti. ve dava dışı … … ile davalının da takibe haksız biçimde itiraz ettiğini, dava dışı şirketlerin Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/260 E. Sayılı dosyasıyla iflas ertelemesi talebinde de bulunduğunu, davalının yaptığı itirazın kötüniyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini, borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise davanın reddi gerektiğini savunmakta, davacı bankanın dayandığı kredi sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığını, davalının davacı bankaya borcu ve taahhüdü bulunmadığını, alacağın muaccel olmadığını, faiz talepleri ve icra inkar tazminatı taleplerinin haksız olduğunu ileri sürmektedir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı banka taraflar arasında bir bankacılık ve kredi sözleşmesinin varlığını, bu sözleşme sebebiyle davalıya veya davalının müteselsil kefil olduğu bir gerçek veya tüzel kişiye kredi kullandırıldığını, kredi sözleşmesine aykırı davranış sebebiyle hesabın kat edilip borçlunun temerrüde düşürüldüğünü ve takip tarihi itibariyle ne kadar bakiye kredi borcu olduğunu ispat etmek zorundadır.
Banka kayıtları aksi ispat edilinceye kadar geçerli kayıtlardır. Elbette davalı tarafın sunacağı ödeme belgeleri ve diğer kayıtlar da dikkate alınmak kaydıyla, davacı bankanın tuttuğu kayıtlara itibar edilmesi gerekir. Bu amaçla banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması uygun olacaktır.
Ancak bundan önce çözülmesi gereken ön mesele davalının imza inkarıdır. Davalının imza örnekleri alınmış, samimi imzalarının bulunduğu belgeler getirtilmiş ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişi 26.02.2018 tarihli raporunda, kredi sözleşmesinde yer alan ve şirket yetkilisi ………….’e atfedilen imzaların, adı geçenin eli ürünü olduğuna dair görüş bildirmiştir.
Esasen bir şirket yetkilisinin imzası olmadan kredi verilmesi doğal değildir. Eğer kredi şirket tarafından hesaptan çekilerek kullanılmışsa, ileri sürülen imza inkarının bir anlamı da yoktur. Kimsenin hesabına kendinden habersiz para gönderilmez, kimse de bu parayı kendinin gibi kullanmaz. Davalının imza inkarı zaman kazanmaya ve davayı uzatmaya yöneliktir. HMK 329. maddesindeki düzenlemeye istinaden, davalı tüm yargılama giderinden ve davacı tarafın avukatına ödeyeceği asgari avukatlık ücretinden de sorumlu tutulmuştur.
Kredi ilişkisinden kaynaklanan borç miktarı konusunda davacı banka kayıtları ile sonuca gitmek gerekir. Mahkememizce seçilen bir bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek rapor alınmıştır. Bilirkişi 29.05.2018 tarihli raporunda taraflar arasındaki kredi ilişkisini özetlemiş, davacı banka ile dava dışı Kaldera Isıtma San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 11.04.2013 ve 31.05.2013 tarihli iki ayrı sözleşme bulunduğunu, davalının da bu sözleşmeye müteselsil kefil olarak imza attığını, bu sözleşmeler kapsamında kredi ve kredili mevduat hesabı kullandırıldığını belirtmiştir. Taraflar arasındaki kredi hesabı 06.04.2016 tarihli bir ihtarla kat edilmiştir. Davalıya 08.04.2016 tarihinde tebliğ edilen ihtarda verilen ödeme süresi nazara alındığında temerrüt tarihi 10.04.2016 olacaktır. Bilirkişi, ayrı ayrı kredilere göre akdi faiz oranını ve temerrüt faiz oranını belirlemiş, kredili mevduat hesabına uygulanacak azami faiz oranlarını da dikkate almıştır. Kefalete ilişkin kurallara uygun şekilde düzenlenen kefalet geçerli olup davalıyı bağlayacaktır. Bilirkişi sözleşmede yer alan hususları dikkate alarak hesaplama yapmış ve takip tarihi itibariyle toplam 296.258,21.TL borç bulunduğunu, takip tarihinden sonra toplam 50.538,44.TL tahsilat yapıldığını açıklamıştır.
Bu rapora itiraz üzerine ve özellikle takip tarihi ile dava tarihi arasındaki tahsilatların açıkça gösterilmesi istenerek bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Ek raporda bilirkişi takip sonrası ödemeleri de dikkate aldığı halde daha yüksek bakiye alacak çıkarmış, alacağı toplam 356.199,47.TL olarak hesaplamıştır. Bu hesap davacının istediğinden de fazladır. Davacı banka dava açarken takip tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede yapılan ödemeleri dikkate alarak dava açmalıdır. Zira bu süreçte ödenen miktarlar yönünden dava konusuz kalmıştır. Mükerrer talepte bulunulması doğru değildir. Bu sebeple bilirkişi kök raporunda verilen bilgilerden ve ek rapordaki ödeme ve mahsup kayıtlarından yararlanılarak re’sen hesaplama yapılmıştır. Davalı taraf kredi borcunu yapılandırmış ancak bu taahhüdüne de uymamış, taksit ödemelerini yapmamıştır. Yapılandırmada borç toplamı 226.127,32.TL kabul edilmiştir. Ancak bu taahhüde uyulmadığını belirtmiştik. Bu durumda ve temerrüt tarihine kadar işleyen akdi faizin asıl alacağa katılarak kapitalize edilmesi gerekir. Davacı bankanın talep ettiği ana para miktarı bu hesaba uygundur. Bunun 11.587,40.TL’si kredili mevduat hesabından kaynaklanmaktadır. Bu alacak toplamından takipten sonra tahsil edilen miktarın tenzil edilmesi gerekir. Ancak işlemiş faiz miktarı fazladır. Re’sen hesap yapılarak işlemiş faizin 15.886,91.TL olduğu belirlenmiş, buna da BSMV uygulanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı banka ispat külfetini yerine getirmiş, buna karşılık davalı taraf başkaca ödeme yaptığını ispat edememiştir. Bu sebeple davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacak muayyen ve davalı tarafından bilinebilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Reddedilen kısımlar yönünden davacı banka kötü niyetli bulunmayarak aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile Bursa 3. İcra Dairesinin 2016/… sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline,
Takibin 230.073 TL asıl alacak 15.886,91işlemiş faiz 794.35 TL BSMV olmak üzere toplam 246.754,26 TL üzerinden , KMH hesabı kaynaklı 11.587,40 TL asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %28,08 oranında, BCH hesabı kaynaklı 218.485,60 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %72 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına,
İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu ve alacağın belirlenebilir bulunduğu nazara alınarak davalı borçlunun 230.073 TL tutarındaki asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
Alınması gereken 16.855,80-TL harçtan peşin yatırılan 3.917,09-TL ve icra takibi sırasında yatırılan 1.621,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.317,06-TL harcın davalıya tamamlattırılmasına,
Davacı tarafça yapılan 1.007,20-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 766-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı vekili lehine kabul edilen miktar üzerinden takdir olunan 20.756-TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden davalı vekili lehine takdir olunan 8.884-TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 16.855,80-TL harç ile icra takibinde yatırılan 1.621,65-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı. 08/05/2019

İş bu kararın gerekçesi 08/05/2019 tarihinde yazılmıştır.

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır