Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1217 E. 2018/752 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2017/1217
KARAR NO : 2018/752

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – TC Kimlik No:…
VEKİLİ : Av. … – Sakarya Mah. Kıbrıs Şehitleri Cad. No:32 Babadağ Apt. C Blok K:3 D:4 Osmangazi/ BURSA

DAVALI : … – T.C. Kimlik No: …

VEKİLİ : Av. … – Kıbrıs Şehitleri Cd.Şevki İpekten Plaza No:28 K:4 D:409-410 Osmangazi/ BURSA

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 25/02/2016
KARAR TARİHİ : 23/05/2018

Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde, Tarafların %50 hissedar olarak … Mad. İnş.Malz.ve İnş. Taah. Hafr.San.Tic.Ltd.Şti. isimli firmanın ortakları olduğunu, şirket faaliyetleri kapsamında alınan gayrimenkuller o anki şartlara göre ortaklardan her hangi birinin adına tescil edildiğini, bu şekilde iktisap edilen taşınmazlar daha sonra tarafların rızası doğrultusunda 3. kişilere satışı yapılıp veya 3. kişiler eliyle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılarak taraflar arasında 1/2 oranında paylaştırıldığını, 20/06/2008 tarihli belgede görüldüğü üzere davalı adına kayıtlı bulunan Bursa İli, Mudanya İlçesi, Halitpaşa maüh. 1232 Ada, 1 parselde kayıtlı arsa vasıflı taşınmaz yine aynı belgede belirtildiği üzere taraflar arasında 1/2 eşit hisselerle bu malların sahibi olduklarını, taraflar arasında başgösteren ve Bursa C. Savcılığına intikal eden olaylar sonrasında davalıya gönderdikleri Bursa 10. Noterliğinin 06/01/2016 tarih ve 609 Y. Nolu ihtarname ile davaya konu taşınmazın 1/2’lik hissesinin tapu devrinin davacı adına yapılması talep edildiğini ancak davalının Bursa 10. Noterliğinin 18/01/2016 tarih ve 1925 Y. Nolu cevabi ihtarnamesi ile taleplerini kabul edilmediği bildirildiğini, müvekkilinin davalı ile ortak olarak iktisap ettiği ancak kendi üzerine kayıtlı bulunan taşınmazları davalının talebi halinde 1/2 hissesi oranında devir ve tescil etmeye hazır olmasına rağmen davalının bunları almaktan kaçındığını, davalının tehdit hakaret içerikli söylemleri nedeniyle aleyhine suç duyurusunda bulunduklarını, davalı üzerine kayıtlı mezkur taşınmazın tapu kaydının 1/2′ lik kısmının (taşınmaz üzerinde bağımsız bölüm oluşturulmuş olunması durumunda arsa malikine intikal edecek bağımsız bölümlerin 1/2′ sinin) iptali ile müvekkili adına tesciline, tapu iptal ve tescil yönündeki talepleri uygun görülmez ise davaya konu taşınmazın 1/2’lik kısmının (taşınmaz üzerinde bağımsız bölüm oluşturulmuş olması durumunda arsa malikine intikal edecek bağımsız bölümlerin 1/2′ sinin ) rayiç bedeli tespit edilerek söz konusu bedelin faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.

DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddini savunmakta, Tarafların %50 hisse ile şirket ortakları olduklarını, bir çok inşaat işini bu firma üzerinden veya şahıs ortaklığı şeklinde birlikte yaptıklarını, bu şekilde ortak yapılan işlerle ilgili taraflar bir araya gelip davacı yanın dosyamıza sunduğu şekilde paylaşım tabloları yaptıklarını, taraflar arasındaki ortaklık davacı tarafın ortaklık boyunca şirket hesapları ile ilgili müvekkili ortağına bilgi vermemesinden bozulduğunu, davacının hesap vermekten kaçındığı ve huzursuzluk ortamı yaratıp bu dönemde aralarında yaptıkları sözleşmelerden menfaatine olanları yargıya taşıyıp davalıdan haksız ve yersiz mal veya para alma yolunu seçtiğini, davacının aralarında yapılan 20/06/2008 tarihli sözleşmeyi davaya konusu yapıp bu sözleşmede yer olan taşınmazlardan bir tanesi olan tapunun Bursa İli, Mudanya İlçesi, Halitpaşa Mah. 1232 Ada, 1 parselde kayıtlı taşınmazda 1/2 hakkını olduğunu iddiası ile tapu İptali ve Tescil davası açtığını, taraflar davaya konu sözleşmeyi yaptıkları esnada dava konusu taşınmazı müvekkili 160.000 TL bedelle satın alıdığını, davacı ise bu esnada tapunun Bursa İli, Osmangazi ilçesi, Polat Cad. 764 Ada, 40 parselde kayıtlı ve tapunun Bursa İli, Osmangazi İlçesi, Polat Cad. 764 Ada, 39 parselde kayıtlı iki taşınmazını 225.000 TL bedelle satın aldığını, davacının satın aldığı bu iki taşınmazla ilgili davalık olup taşınmazlardan zarar ettiği iddiası ile davalının kendi parası ile satın aldığı dava konusu taşınmaza ortak olduğunu idda ettiğini davacının müvekkiline ait taşınmazla ilgili yersiz ve mesnetsiz dava açtığını , davacının sözleşmede yer alan ve kendi adına olan taşınmazları satıp bu taşınmazlarla ilgili davalıya hiç bir ödemede bulunmadığını, davacının sözleşmede tarafına düşen edimleri yerine getirmeden yani sözleşmede bilgileri bulunan ve davacı adına kayıtlı olan taşınmazların davacı adına tescilini yapmadan sözleşmeyi adeta cınbız ile çekip menfaatlerine olduğunu düşündüğü kısmı ile ilgili dava açması kabul edilemez olduğunu, taraflarına çekilen Bursa 10. Noterliğinin 06/01/2016 tarihli ve 609 Y. Nolu ihtarı kabul etmediklerini buna süresinde Bursa 10. Noterliğinin 18/01/2016 Tarih ve 1925 Y. Nolu ihtarı çektiklerini belirterek haklarında mesnetsiz ve yersiz usul ve yasaya aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Yukarıda özetlenen davanın niteliğinin öncelikle tartışılmasında yarar vardır. Zira davanın niteliği mahkememizin görevi konusunu da yakından ilgilendirmektedir. Dava başlangıçta Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesine tapu iptali ve tescil talebiyle açılmıştır. Anılan mahkeme, 31/05/2017 gün ve 2016/85 E. 2017/195 K. Sayılı kararıyla “tapu iptal talebine konu taşınmazın tarafların ortak olduğu … Mad. İnş. Mal. San. Tic. Ltd. Şti.’nin faaliyetleri kapsamında alınan taşınmazlar olduğu” gerekçesiyle davanın ticari dava olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. Davanın şirket tasfiyesine ilişkin olduğu düşüncesiyle dosya heyete gönderilmiş, dava değerinin yüksekliği de nazara alınarak davaya heyette devam edilmiştir. Mahkememizin ana düşüncesi bu davanın bir şirket tasfiyesi niteliğinde olmadığı yönündedir. Zira davacı ve davalının birlikte ortak oldukları bir şirketin varlığı söz konusu ise de dava konusu taşınmazın şirket faaliyetleri kapsamında alındığı düşüncesine iştirak etmek mümkün değildir. O haliyle dahi bir veya birkaç taşınmazın mülkiyetine ilişkin uyuşmazlık şirket tasfiyesi kapsamına girmez.
Kanaatimizce dava bir nam-ı müstear davasıdır. Taşınmazın görünüşte bir kişi adına kayıt ve tescilli olmasına rağmen gerçekte mülkiyetin kısmen veya tamamen başka birine ait olduğunun iddia edildiği durumlarda nam-ı müstear iddiası vardır. Daha baştan, malın gerçek sahiplerinin iç ilişkiyi üçüncü kişilere göstermeyecek biçimde mal edindikleri, tapu kaydında malik görünen kişinin gerçekte malın tamamına sahip olmadığı, taraflar arasında muvazaalı bir ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde eldeki dava açıkça muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasıdır. Bunun şirket ortaklığı ile ilgisi olmadığı gibi malın gerçekte şirkete ait olduğu da ileri sürülmüş değildir. İki gerçek kişi kendi aralarında muvazaalı biçimde mal edinmiştir. Kişilerin bir şirkete ortaklıkları çok başka bir hukuki ilişkidir.
Bu nitelemeden sonra davanın ticarî dava niteliğinin de tartışılması gerekli görülmüştür. Zira bu dava, gerçek kişiler arasındaki muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası ise davanın da genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerekir. Fakat eldeki dosyada asliye hukuk mahkemesi bir görevsizlik kararı vermiştir. Bu aşamada karşı görevsizlik kararı verilmesi yargılamayı uzatacak ve hakkın özüne ulaşmayı geciktirecektir. Davanın bir ticari tarafı varsa buna istinaden yargılamayı esastan sürdürmekte usuli/pratik yarar görülmüştür. Davanın tarafları gerçek hayatta tacir olan kişilerdir. Her iki taraf da aynı şirketin ortağıdır. Elbette her tacirin tüm işlemleri ticari sayılmaz. Ancak fiilen bir şirket bünyesinde ticari faaliyet sürdüren iki kişinin arasındaki ilişkinin vasfına göre işin ticari iş olarak nitelenmesinde hukuki engel yoktur. Tarafların anlatımından ve olayın ortaya konuş biçiminden tarafların limited şirket yapısı dışında ayrıca adi ortaklık biçiminde örgütlenerek faaliyet sürdürdükleri anlaşılmaktadır. Adi ortaklar birlikte taşınmaz satın alarak kat karşılığı vermek suretiyle gelir elde etmektedir. Bu işin boyutu ve ortak malların sayısı yanında sermaye ağırlıklı işlemler olması nazara alındığında ortakların yaptığı bu iş bir ticari faaliyettir. Arsalar kimin adına kayıtlı olursa olsun kat karşılığı verilerek elde edilen gelirlerin ortaklık çerçevesinde paylaşılması ticari bir iştir. Eğer taraflar arizi biçimde bir mala paydaş olmanın sonucu olarak kat karşılığı elde edilen gelirler paylaşıyor olsalar, işin ticari niteliği tartışılabilir. Ancak süreklilik arz edecek biçimde yeni arsalar alıp kat karşılığı vererek elde ettikleri bağımsız bölümleri satmak suretiyle gelir elde ediyorlarsa, bu sermaye yoğun faaliyet ticari iş sayılmalıdır. Bu değerlendirme esas alınarak davada ticaret mahkemesinin görevli olduğu takdir edilmiştir.
Davanın esasına gelince; delillerin büyük kısmı görevsiz mahkemede toplanmış durumdadır. Usul ekonomisi gözetilerek işlemlerin tekrarlanmasında yarar görülmemiştir. Kural olarak ispat külfeti davacı tarar üzerindedir. Davacı taraf taşınmazın gerçekte davacı adına kayıtlı olmasına rağmen mülkiyetin kısmen veya tamamen kendisine ait olduğunu yazılı belge veya kesin delillerle ispat etmelidir. Davacı taraf davalının da imzasını taşıyan “Ortak Mallarımız / Şenocak – Çakırlı” başlıklı bir belge sunmuştur. Bu belgedeki imza davalı tarafça inkar edilmemiştir. Belgeye göre listelenen taşınmazların bir kısmı …, bir kısmı … bir kısmı da … adına kayıtlıdır. Mal kimin adına tescilli olursa olsun 1/2 paylar halinde hissedar olunduğu, yapılacak inşaatlardan doğacak hak ve borçların eşit hisselerle davalı ve davacıya ait olacağı yazılı biçimde belirtilmiştir. Bu yazılı belge davacının ileri sürdüğü muvazaa olgusunu ispata yeterli görülmüştür.
Dava konusu Mudanya ilçesi, Halitpaşa Mah. 1232 Ada, 1 parselde kayıtlı taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında tasarruf edildiği ve arsa sahibine isabet eden bağımsız bölümlerin -biri hariç- davalı adına tescilli olduğu gelen tapu kayıtlarından anlaşılmıştır. O halde bu bağımsız bölümlerin 1/2 mülkiyetinin davacı adına tescili gerekir. Arsa sahibine isabet etmesi gereken taşınmazlardan A blok 9 numaralı bağımsız bölümün davalı adına kayıtlı olmadığı anlaşıldığından bu bölümün mülkiyetine ilişkin hüküm kurulması mümkün değildir. Ancak davalı bu taşınmazın değerinin yarısını davacıya ödemelidir.
Gerek dava değeri gerekse bedele ilişkin değerler için 06/12/2016 havale tarihli bilirkişi raporundan yararlanılmıştır. Rapora göre kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile arsa malikine isabet eden bağımsız bölümlerin toplam değeri 2.785.000.TL’dir. Dava konusu olan miktar ise bunun yarısı olan 1.392.500.TL olacaktır. A Blok 9 numaralı bağımsız bölümün değeri 220.000.TL olarak belirlendiğinden bunun yarısı olan 110.000.TL’nin davacıya verilmesi uygun görülmüştür.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile Bursa ili Mudanya ilçesi Halitpaşa mahallesi 1232 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu yapıda yer alan A blok 5, 6, 7, 8, 11, 12, 20 ve B Blok 1, 5, 10 ve 12 numaralı bağımsız bölümlerin … adına olan tapusunun iptali ile taşınmazların 1/2 payının … TC Kimlik Numaralı Mehmet ve Fatma oğlu 1966 doğumlu … adına tapuya kayıt ve tesciline,
Bakiye 1/2 payın önceki malik … uhdesinde bırakılmasına,
110.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 95.121,67-TL karar harcının, peşin olarak alınan 23.780,75-TL harçtan mahsubu ile bakiye 71.340,92-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı tarafından yapılan 467-TL yargılama gideri ile peşin olarak alınan 23.780,75 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı vekili yararına ölçümlenen 65.725-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, anlatıldı. 23/05/2018

İş bu kararın gerekçesi 22/06/2018 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …