Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1200 E. 2019/173 K. 25.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2017/1200 Esas
KARAR NO : 2019/173

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –

VEKİLİ : Av. …… – Mansuroğlu Mah. 288/6 Sok. No:8-2 Gül Apt. K:1 D:1 … Bayraklı/ İZMİR
DAVALI : … – …

VEKİLİ : Av. … – Sakarya Mh. Sezen Sk. Alihan No:7 Kat:4 Daire:8. Osmangazi/ BURSA

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/09/2017
KARAR TARİHİ : 25/02/2019
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, bundan kaynaklanan 268.796,56 TL tutarındaki alacağın Bursa 8. İcra Dariesinin 2017/7315 esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davalının takibe haksız biçimde itiraz ettiğini, özellikle gerekçesiz itiraz ileri sürülerek alacağın vadesinin gelmediğinin ileri sürüldüğünü, halbuki mal teslimi ve fatura tebliği yapıldığını, faturaların taraf defterlerine işlendiğini, bir hesap mutabakatı da yapıldığını, buna rağmen yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddi gerektiğini savunmuş, başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, ticari kayıtlara göre davalı tarafın borçlu olmadığını, bir kısım ticari alışverişlere ilişkin borçların vadelerinin gelmediğini, ve alacaklıya vadelerine uygun senetler verildiğini, teamül olarak on ve ya on iki ay vadeli kambiyo senetleriyle ticari alışveriş yapıldığını, bu durumun taraf defterlerinden anlaşılacağını, davalıya teslim edilen kambiyo senetlerinin Bursa’da onun adına hareket eden Rahmi Keser isimli şahsa verildiğini, davalının temerrüde düşürülmediğini, bir borçları da bulunmadığını ileri sürerek davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava ilamsız takipe itirazın iptali davasıdır. İlamsız takipe dayanak yapılan alacağın Ticari nitelikte satış sözleşmesinden kaynaklandığı ileri sürülmüştür. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf bir satış sözleşmesinin varlığını bu sözleşme kapsamında mal teslim ettiğini ispat etmek zorundadır.
Davalı tarafın verdiği cevaptan yola çıkıldığında taraflar arasında bir satış sözleşmesinin mevcut olduğu rahatça anlaşılmaktadır. Davacı taraf bu yönden ispat külfetinden kurtulmuştur. Keza davalının verdiği beyanına göre bir kısım mal teslim etmiş olduğu hususunda da tereddüt yoktur. Zira davalı taraf alışverişten kaynaklanan borçların vadelerin gelmediğini ve alacaklıya vadeye uygun senetler verildiğini beyan etmiştir. O halde talep konusu alacağı karşılayacak miktarda mal teslim edilip edilmediği, teslim edilen malların bedellerinin ödenip ödenmediği, mal bedelleri için bir vade bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarına dayandıkları ve bilirkişi incelemesi talep ettikleri nazara alınarak her iki tarafın defterlerinin mukayese edileceği bir bilirkişi raporu alınması uygun bulunmuştur.
Bilirkişi her iki taraf defterini incelediği 18.12.2018 tarihli raporunda taraf defterlerinin delil olma niteliği konusunda açıklamalar yaptıktan sonra ticari ilişki sebebiyle kesilen faturalar ve yapılan ödemelerin dökümlerini çıkarmıştır. Rapordan anlaşıldığı üzere davacı tarafın kestiği satış faturaları ile davalı tarafın defterlerindeki faturalar ile uyumludur. Davalı tarafın defter kayıtlarına göre 01.07.2018 tarihi itibari ile davacının alacağı 18.796,58 TL’dir. Ancak dava ve takip tarihi itibari ile bakiye borç Toplamı 268.796,58 Türk Lirasıdır. Davalı taraf takip ve davadan çok sonra 250.000 TL tutarlı senet girişi yapmak suretiyle davacıya olan borcunu kayden 18.796,58 TL’ye düşürmüştür. Davacı kayıtlarında da alacak miktarı 268.796,56 TL’dir. O halde takip ve dava tarihi itibari ile taraf defterlerini birbiriyle uyumlu dur ancak uyuşmazlık davacının teminatı olarak alındığını ifade ettiği 250.000 TL tutarlı bonolardan kaynaklanmakta her biri 50.000 TL tutarında beş adet bono fotokopisinin bulunduğu bir kağıda elyazısı ile “Cari hesaba teminat olarak verilmiştir. Senetler işleme konulmayacaktır. Çalışma bittiğinde senetleri kadar hesap varsa işleme girecektir” ibaresi bulunmaktadır. Bu ifadeden anlaşıldığı kadarıyla o senetler teminat amacıyla verilmiştir. Ticari ilişki devam ettiği müddetce alacak borç miktarı cari (açık) hesaba göre belirlenmelidir. Davacının elinde ister teminat ister ödeme amacıyla verilmiş olsun kambiyo senedi bulunması cari hesap alacağını ortadan kaldırmaz. Taraflar arasında ticari ilişkinin bittiğine dair bir mutabakat ya karşılıklı ihtarlaşma bulunmadığına göre davacı taraftan elindeki teminat senetlerini takibe koyması beklenmemelidir. Nitekim davalı taraf dahi senetleri defterine verilme tarihi itibari ile işlenmiş değildir. Bu da bonoların ödeme uğruna verilmediğini açıkça ortaya koymaktadır.
Toplanan delillere göre davacı taraf mal satıp teslim ettiğini ispatlamış olmasına karşılık davalı taraf mal bedellerini ödediğini ispatlayamamıştır. Teminat yahut ödeme amacıyla kambiyo senedi vermiş olması ödeme anlamına gelmeyeceğinden davalının takibe itirazı haksızdır. Taraflar arasındaki alacak borç miktarı muayyendir, taraflarca bilinebilir ve yargılamayı gerektirmez. Bu nedenle davalının takibe haksız itirazı sebebiyle aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Buna karşılık takip öncesi faiz için gerekli temerrüt olgusu gerçekleşmemiştir. Davacı taraf ancak takip sonrası için faiz talep edebilir. Bu sebeple dava kısmen kabul edilmiş ve takibin anapara alacağı üzerinden devamına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın kısmen kabulü ile Bursa 8. İcra Dairesinin 2017/… sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline,
Takibin 268.796,56 TL asıl alacak üzerinden devamına,
İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu ve alacağın belirlenebilir bulunduğu nazara alınarak davalı borçlunun asıl alacak tutarı olan 268.796,56 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 18.361,49-TL karar harcının, peşin olarak alınan 3.297,49-TL harçtan mahsubu ile bakiye 15.064-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı tarafından yapılan 36,00-TL başvurma ve vekalet harcı + 99,30-TL posta ve tebligat gideri + 450,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 585,30-TL yargılama gideri ile peşin olarak alınan 3.297,49-TL harcın kabul-red oranına göre hesaplanan 3.822,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı vekili lehine takdir edilen 22.078-TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden davalı vekili lehine takdir olunan 2.725,TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı.29/03/2019

İş bu kararın gerekçesi 29/03/2019 tarihinde yazılmıştır.

Katip …

Hakim …