Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/110 E. 2019/142 K. 18.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/110 Esas – 2019/142
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2017/110
KARAR NO : 2019/142

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … TUR. TAR.TEM.İNŞ.GIDA YEM.HAY.OTO.İHT.İTH.LTD.ŞTİ. –
VEKİLLERİ : Av. …… – Hacı İlyas Mah. Kıbrıs Şehitleri Cad. Sezen Sk. No:4 Arat İş Merkezi K:2 D:3 Osmangazi/ BURSA
Av. ………. – Birlik Mah. Ziaur Rahman Cad. 285.Sk. No:14/1 Çankaya/Ankara 06610 Çankaya/ ANKARA

DAVALI : …. OTOBÜSLERİ ANONİM ŞİRKETİ – ……
Panayır Mah. Yeni Yalova Yolü Üzeri N:421/A Osmangazi/ BURSA
VEKİLİ : Av. ……….. – İhsaniye Mah. Kartallar Sok. Atalay 6 Sitesi B Blok D:7 Nilüfer/ BURSA

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2017
KARAR TARİHİ: 18/02/2019

Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde taraflar arasında …….. plakalı aracın çalıştırılması konusunda taşıt sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme gereğince tahakkuk eden faturaların davalıya tebliğ edildiğini, faturalara itiraz edilmediğini, sözlü taleplerin sonuç vermemesi üzerine Bursa 8.İcra Dairesinin 2016/… esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalının takibe haksız biçimde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddi gerektiğini savunmuş, davanın bir yıllık hak düşürücüü süre içersinde açılmadığını bu sebeple usulden reddi gerektiğini, alacak taleplerinin zaman aşımına uğradığını, icra inkar tazminatı istenemeyeceğini, davacı tarafa davaya konu edilen miktar kadar borçları bulunmadığını, nitekim takibe de kısmen itiraz edildiğini, borcun kabul ettikleri 4.862,34 TL’lik kısmını icra dosyasına yatırdıklarını bunun dışında herhangi bir boırç doğuran olay olmadığını, 41.307,54 TL’lik kısım yönünden borçları bulunmadığını herhangi bir alacak sebebi de olmadığını ileri sürerek davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava ilamsız takibe itirazın iptali davasıdır. İlamsız takibe dayanak yapılan alacağın taşıma işi yapan tacirler arasında imzalanan, bir otobüsün işletilmesine ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı borç doğuran bir sözleşmenin varlığını ve sözleşmeden kaynaklanan alacak miktarını ispat etmelidir.
Davalı tarafın cevabı davacıyı ilk aşamadaki ispat külfetinden kurtarmıştır. Davalı taraf bir sözleşmenin varlığını ve bir miktar borcu olduğunu kabul etmiştir. Bu durumda davacı taraf sadece borçlu-davalının kabul etmediği alacak miktarının varlığını ispat etmek zorundadır.
Davalı taraf dava hakkının zaman aşımına uğradığını ileri sürmüşse de bu savunmasına itibar edilmemiştir. Zira davalı taraf takibe konulan alacağın bir kısmına itiraz etmemiş, borcu kabul ederek ödeme yapmıştır. Keza davalının takibe itirazı ile dava tarihi dikkate alındığında hak düşürücü süre de dolmamıştır.
Her iki taraf da ticari defterlerini delil olarak gösterdiğimden önce Ankara’da bulunan davacı defterleri, sonra da Bursa’da bulunan davalı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması uygun olacaktır.
Davacı defterlerini inceleyen bilirkişi 08.02.2018 tarihli raporunda, defterlerin usulüne uygun biçimde tutulduğunu, sahibi lehine delil olma vasfını taşıdığını belirtmiş, fatura ve ödemelerin dökümlerini bir tablo halinde göstermiştir. Rapora göre davacı taraf 2014 yılında davalıya 79.186,98 Türk Lirası tutarında dokuz adet fatura tanzim etmiş, karşılığında 28.365,48 Türk Lirası tutarında tahsilat yapmıştır. Bu hesaba göre davacı davalıdan 50.821,50 Türk Lirası alacaklıdır. Yine davacının satıcılar hesabında,davalıdan toplam tutarı 5272,40 Türk Lirası tutarında faturaları alarak ticari defterlerine kaydettiği, bu iki hesabın minha edilmesi ile davacının kendi defterlerine göre 45.549,10.TL alacaklı göründüğü açıklanmıştır.
Davalı defterlerinin incelenmesine ilişkin 02.11.2018 tarihli raporda da defterlerin usulüne uygun biçimde tutulduğu, sahibi lehine delil olma vasfını taşıdığı belirtilmiş, fatura ve ödemelerin dökümleri tablolar halinde gösterilmiştir. Davalı defterlerinde davacıda kayıtlı olmayan ödemeler söz konusudur. Davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olan dokuz adet fatura davalı defterinde de kayıtlıdır. Keza bu faturalar BA formuyla vergi dairesine bildirilmiştir. Taraf defterleri arasındaki temel fark “sözleşmeli acentelerden nakit olarak tahsil edilen hakediş bedellerinden” kaynaklanmaktadır. Davalının bu türden ödemeleri ispat edecek bir belgesi bulunmamaktadır.
Davalı taraf rapora itirazıyla birlikte bu ödemelere ilişkin belgeler de sunmuş, bu çerçevede bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi 09.01.2019 tarihli ek raporunda önceki görüşünü tekrar etmiş, sunulan hesap ekstrelerinin makbuzlarla desteklenmediği açıklanmıştır.
Sonuç itibariyle davacının verdiği mal ve hizmetin miktarı sabit olmuştur. Kendilerine fatura tebliğ edilmediğini söylese de davalı taraf davacının kestiği dokuz ayrı faturayı defterine işlemiştir. Ödemeyi ispat külfeti davalıya geçmiştir. Davalının sunduğu belgeler ödemeyi ispata yeter nitelikte değildir. Her ne kadar davalı taraf bir e-posta ile bakiye borcun 4.241,56.TL olduğunu belirten davacının bu beyanının yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi ve tanık dinlenmesi yolunda talepte bulunmuşsa da, kayıtlı olmayan e-postalar üzerinden elektronik imza içermeyen yazışmaların yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Davacı taraf bu ödemeleri aldığını kabul etmediğine göre davalı 41.307,54.TL tutarındaki bakiye borcun ödendiğini ispat edemediğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacak miktarı muayyendir, yargılamaya muhtaç değildir. Bu sebeple davalının takibe itirazı kötü niyetli kabul edilmiş ve aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın kabulü ile Bursa 8. İcra Dairesinin 2016/… sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin 41.307,54 TL üzerinden devamına,
Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 2.821,71-TL karar harcının, peşin olarak alınan 705,43-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.116,28-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı tarafından yapılan 36,00-TL başvurma ve vekalet harcı + 169,80-TL posta ve tebligat gideri + 1.200,00-TL bilirkişi ücreti + giderinden oluşan toplam 1.369,80-TL yargılama gideri ile peşin olarak alınan 705,43-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı vekili lehine takdir edilen 4.893,83-TL ücreti-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu ve alacağın belirlenebilir bulunduğu nazara alınarak davalı borçlunun asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı. 18/02/2019

İş bu kararın gerekçesi 20/03/2020 tarihinde yazılmıştır.

Katip
¸

Hakim
¸