Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1079 E. 2021/1241 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
(BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2021/767 ESAS)

ESAS NO : 2017/1079 Esas
KARAR NO : 2021/1241
HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI /BİRLEŞEN DOSYA
DAVACISI : ….
VEKİLLERİ : Av…..
Av….
Av…..
DAVALI / BİRLEŞEN DOSYA
DAVALISI : 1- ….
VEKİLLERİ : Av…..
Av….
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/08/2017
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 07/09/2021
KARAR TARİHİ : 24/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10.09.2013 tarihinde davalı sigorta şirketine …. Nolu Trafik Sigorta Poliçesi (KZMM Sigorta Poliçesi) ile sigortalı olan … plaka sayılı araç dava dışı sürücüsü … … sevk ve idaresinde iken davacı müvekkilinin sevk ve idaresindeki….plaka sayılı motosiklete çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davaya konu kaza neticesinde davacının yaralandığını, davacının tedavi görmesine rağmen vücudunda kazadan dolayı meydana gelen hasarın giderilemediğini, söz konusu kazanın davacıda kalıcı hasara sebebiyet verdiğini, söz konusu kazada davacıya atfedilecek bir kusurun olmadığını, davacının İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak Bergama Belediyesi İtfaiyesinde İtfaiye çavuşu olarak görev yaptığını, söz konusu kazaya ilişkin olarak Bergama Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2013/3699 Soruşturma Numaralı dosya ile soruşturma başlatıldığını, davalı Sigorta şirketine ait …. Nolu Trafik Sigorta Poliçesi (KZMM Sigorta Poliçesi) dolayısıyla davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu ve başvuru üzerine 4130045827 nolu hasar dosyası açıldığını, söz konusu başvuru dolayısıyla davalı tarafça davacıya bir kısım ödeme yapıldığını, ancak davacı müvekkilinin mağduriyetinin davalı sigorta şirketi tarafından ödenen miktarın çok üzerinde olduğunu, taraflarınca davacı müvekkili adına vekil sıfatıyla davalı sigorta şirketine11.08.2017 tarihinde 2918 Sayılı KTK Madde 97 gereğince bakiye alacak için başvuruda bulunulduğunu ancak taleplerinin davalı taraça karşılanmadığını, davalı sigorta şirketinin dava açılmasına sebebiyet verdiği için kazadan dolayı sorumluluğu ve faiz sorumluluğunun devam ettiğini, bu nedenle faiz başlangıç tarihi olarak kaza tarihinin temel alınması gerektiğini ve bu tarihten itibaren tazminata faiz işletilmesi gerektiğini, 2918 Sayılı KTK ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarına uygun müracaata rağmen eksik ödeme yapan davalı sigorta şirketinin ilk müracaatla birlikte temerrüde düştüğünü belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, davacıda oluşan cismani zarara ilişkin Sürekli Sakatlık Tazminatının (Davalı Sigorta Şirketi Azami Poliçe Limiti İle Sorumlu Olmak Kaydıyla) Kaza Tarihinden İtibaren İşleyecek Avans Faiziyle Birlikte Davalıdan Tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen dosya dava dilekçesinde ; 10/09/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine 9543098 nolu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı aracın dava dışı sürücüsü … … sevk ve idaresinde iken davacı sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı motosiklete çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza nedeniyle davacının tedavi gördüğünü ancak meydana gelen hasarın giderilemediğini, kaza dolayısıyla davacıda oluşan cismani zararın tazmini için Bursa 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1079 Esas sayılı dava dosyası ile davalı …….. Sigorta A.Ş.’ye karşı dava açtıklarını, 2017/1079 Esas sayılı dava dosyası kapsamında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulunun 06/09/2018 tarihli raporu ile dava konusu kaza dolayısıyla maluliyetin %23 olarak belirlendiğini, yine 2017/1079 Esas sayılı dosya kapsamında bilirkişi heyetince hazırlanan 13/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketince sigortalı olan dava dışı sürücü … …’nun %70 davacının ise %30 oranında kusurlu olduğunu, 01/12/2020 tarihli aktüer raporunda ise davacının bedensel zararının 151.974,03 TL olarak hesaplandığını ve rapor doğrultusunda dosyasının ıslah edildiğini, 28/06/2021 tarihli celse ara kararı uyarınca ek rapor için aktüer bilirkişiye yeniden gönderilmesine karar verilmiş olmakla 18/06/2021 tarihli aktüer ek raporunda davacının bedensel zararının 298.301,61 TL olarak hesaplandığını, davalı sigorta şirketinin poliçe limitinin 250.000,00 TL olduğunu, davalı sigorta şirketince başvuru yapan davacıya güncellenmiş hali olan 76.538,30 TL nin düşümü ile geriye 173.461,70 TL davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu poliçe limitinin kaldığını, geriye kalan bu poliçe limitinden 2017/1079 Esas sayılı dava dosyasında 151.974,03 TL ıslah edilen tutarın düşümü ile geriye 21.487,67 TL olan davacının bakiye zararı kapsamında davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde sorumluluğunun devam ettiğini, davalı sigorta şirketinin dava açılmasına sebebiyet verdiği için kazadan dolayı sorumluluğu ve faiz sorumluluğunun devam ettiğini, eksik ödeme yapan davalı sigorta şirketinin ilk müracaatla birlikte temerrüde düştüğünü , işbu dava ile Bursa 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1079 Esas sayılı dava dosyası arasında doğrudan hukuki ve fiili bağlantı söz konusu olduğundan her iki davanın birleştirilmesini beyan etmekle, davanın kabulü ile dosyasının Bursa 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1079 Esas sayılı dava dosyasının birleştirilmesine, davacıda oluşan cismani zarara ilişkin 21.487,67 TL sürekli sakatlık tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-Birleşen Dosya Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın talebinin zamanaşımına uğradığını, haksız fiilden doğan taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğracağını, bu sebeple davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, davaya konu kazanın İzmir Bergama’da meydana geldiğini, davacının ikamet adresinin de İzmir Bergama olduğunu, hal böyle iken davacının Bursa mahkemelerinde dava açmasının yasalara aykırı olduğunu, davanın yetkisizlik nedeniyle reddini talep ettiklerini, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili nezdinde Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza neticesinde davacı tarafın müvekkili şirkete maddi tazminat talepli başvuruda bulunduğunu, maluliyeti ve sigortalı aracın kusur oranları üzerinden yapılan aktüerya hesabı ile davacıya maluliyeti oranında tazminat ödemesi yapıldığını, bu ödeme sonrasında davacı tarafın söz konusu olaya ilişkin olarak maluliyet zararının karşıladığını, imzasını içeren “Kesin Mutabakatname, İbraname, Feragatname, Makbuz”a istinaden kabul ettiğini, sonrasında davacı tarafın ödenen tazminatın mağduriyetin çok altında olduğu iddiasıyla müvekkili şirkete yeniden başvuruda bulunduğunu, taleplerin uygun bulunmadığını, davacının ilk başvuruda hesaplanan tazminat miktarını kabul ederek müvekkili şirketten başka alacağı olmadığını beyan etmiş ve müvekkili şirketi ibra etmiş olmasına rağmen huzurda dava ikame ederek ödeme yapılmasını talep etmesinin tamamıyla haksız kazanç sağlamak amacıyla yapılan hukuka aykırı ve kötü niyetli bir talep olduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise dosya üzerinden alınacak yeni aktüerya raporuna göre hesaplanacak tazminat tutarından müvekkili şirketin ödemelerinin mahsubu gerektiğini, Geçici İşgöremezlik Tazminatı taleplerinin Trafik Sigortası Genel Şartları, Poliçe Özel Şartları ile Karayolları Trafik Kanunu hükümleri itibariyle poliçe teminatına dahil olmadığını, kusur ve sürekli sakatlık durumunun tespitinin gerektiğini, ayrıca kusur ve sürekli sakatlık durumunun tespiti halinde maddi tazminat miktarının aktüer tarafından hesaplanması esnasında SGK tarafından davacıya yapılmış veya yapılmakta olan ödemelerin tenzili gerektiğini, meydana gelen kaza haksız fiil niteliği taşıdığından müvekkili hakkında avans faizi değil haksız fiilden kaynaklı yasal faiz uygulanması gerektiğini ve bu faizin kaza tarihi değil, temerrüt tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava; haksız fiil nedeniyle açılan tazminat istemine ilişkindir.
Davalının yetkiye dair yaptığı itirazlarının değerlendirilmesinde; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7.maddesinde, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, kaza İzmir Bergama’da vuku bulmuş, sigorta poliçesi de burda tanzim edilmiştir. Davacı vekilinin davayı, sigortacının bir acenteden daha yetkili organı olan Güney Marmara Bölge Müdürlüğünün bulunduğu Bursa’da açtığı gözetilerek yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 12/12/2012 tarih ve 2011/13188 Esas- 2012/13953 Karar sayılı ilamı)
Zamanaşımı itirazları sebebiyle yapılan değerlendirmede; 2918 sayılı KTK.nun 109/1. Maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. 2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK’nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.) Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davaya konu kaza 10/09/2013 tarihinde gerçekleşmiş olup davanın açılma tarihi ise 22/07/2017’dir. Birleşen ek davanın tarihi ise 07/09/2021′ dir. Davaya konu trafik kazası sonucu davacı yaralanmış olmakla taksirle yaralama eylemi için ceza zamanaşımı süresi, olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıldır. Buna göre, talepler 10/09/2021 tarihinde zamanaşımına uğrayacağından gerek ana davanın gerekse birleşen ek davanın açıldığı tarihte uzamış ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından zamanaşımı itirazları yerinde değildir.
Dosya kapsamından; 10.09.2013 günü , saat 15.50 sıralarında , İzmir ili , Bergama ilçesi, Fabrika caddesi ile Fabrika sokağın kesiştiği kontrolsüz kavşakta ; sürücü … … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Fabrika sokak üzerinden sola dönüş yaparak Fabrika caddesine çıkmak isterken , Fabrika caddesi boyunca seyretmekte olan sürücü …. …. sevk ve idaresindeki …. plakalı motosiklet ile çarpışmaları sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı bir trafik kazası meydana geldiği anlaşılmaktadır. Trafik güvenliği uzmanının bilirkişi raporundaki tespitleri ışığında; somut olayda sürücü … … tali yoldan ana yola çıkarken kavşaklardaki geçiş önceliği kuralına uymayarak K.T.K’nun 57/a, 57 / b-5 ve 84/h maddelerini ihlal etmiştir. Diğer taraftan sürücü … … sevk ve idaresindeki araç ile sola dönüş yaparken sola dönüş kurallarına riayet etmediğinden K.T.K’nun 53/b maddesini ihlal etmiştir. Sürücü …. ….’ ın sevk ve idaresindeki ….plakalı motosiklet ile Fabrika caddesi üzerinden kontrolsüz kavşağa kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı gibi , aracının hızını ,trafik ve aracının teknik özelliğine göre ayarlamadığından K.T.K’nun 52/ a ve 52/b maddesini ihlal etmiştir. Somut olayda sürücü … … kavşaklardaki geçiş önceliği kuralına uymadığından , sola dönüş kurallarına riayet etmediğinden ( Ve 70 ) ( yüzde- yetmiş) oranında KUSURLU olduğu , Sürücü …. ….; kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı gibi , aracının hızını , trafik ve aracının teknik özelliğine göre ayarlamadığından söz konusu maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde ( Ve 30 ) ( yüzde- otuz ) oranında KUSURLU olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
E.Ü. Tıp Fakültesinin 06.09.2018 Tarihli 1951 Sayılı Raporunda, meslekte kazanma gücü kaybının %23 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) ay olacağının belirtildiği görülmektedir.
Hesabın en son asgari ücret miktarı dikkate alınarak yapılma zorunluluğu gereğince PMF tabloları kullanılarak alınan 01/12/2020 tarihli aktüer bilirkişi raporunda; davalı sigorta şirketince yapılan ödeme güncellenerek tenzilinden sonra davacının talep tavanının 151.974,03 TL olacağı belirtilmiş ve davacı taraf bu miktar üzerinden davasını ıslah etmiştir. Ancak alınan rapor ve ek raporda PMF-1931 tablosuna göre hesaplama ve değerlendirme yapıldığı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas 2021/34 Karar sayılı ilamı ile tazminat hesaplarında TRH2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına dair verilen karar uyarınca hesaplamanın TRH 2010 tablosu esas alınarak yapılması hususunda ek rapor alınmıştır. Buna göre; davalı tarafça yapılan %9 faizle güncellenmiş 76.538,30 TL tutarındaki ödemenin tenzilinden sonra davacının talep tavanının 221.763,31 TL olacağı ifade edilmiştir. Davacı vekili bunun üzerine davalı sigorta şirketinin sigorta teminat limitini esas alarak ek dava açmış ve yargılamalar birleştirilerek görülmüştür.
Davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limiti 250.000,00 TL ‘dir. 76.538,30 TL güncellenmiş davalı sigorta şirketi ödemesi tenzil edildiğinde davacının davalı sigorta şirketinden 173.461,70 TL tazminat talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Ana dava ile bu tutarın 151.974,03 TL’si talep edilmiş ve bakiye 21.487,67 TL’sinin de ek dava ile talep edilmesi haklı bulunmuştur.
Öte yandan temerrüt tarihi açısından yapılan incelemede, UNİCO Sigorta şirketinin 01/12/2015 tarihli ilk başvuru üzerine 41345827 nolu hasar dosyasının açıldığı, 08/12/2015 tarihli red yazısı ile ilk başvurunun red edildiği görülmektedir. Bu durumda 08/12/2015 tarihi itibariyle sigorta şirketi yönünden temerrüde uğranıldığı kabul edilmelidir. Sigorta şirketinin temerrüt tarihi aynı zamanda , faizin işlemeye başladığı tarihtir. Hem ana dava hem de ek dava için ilk müracaat sigortanın temerrüdü için yeterlidir. Olay ve talcp haksız fiile dayalı olduğundan, faizin bu tarihten itibaren yasal faiz olarak işletilmesi gerekir.
Tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Ana davanın KABULÜ ile, 151.974,03 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 08/12/2015 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile sigorta teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine,
Birleşen Mahkememizin 2021/767 Esas sayılı davasının KABULÜ ile, 21.487,67 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 08/12/2015 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile sigorta teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine,

2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 11.849,17-TL harçtan başlangıçta alınan (gerek ana davada gerekse birleşen ek davada birlikte alınan) 104,80-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 11.744,37‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

3-Davacı tarafça yapılan (gerek ana davada gerekse birleşen ek davada birlikte) 104,80-TL peşin harç, 90,7‬0-TL başvurma harcı, 521,00 TL ıslah harcı ve 265,85-TL yargılama gideri toplam 982,35‬-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 20.428,86-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,

6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/12/2021

…. Hakim 122455
☪e-imzalı ☪e-imzalı