Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1069 E. 2021/115 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/1069 Esas – 2021/115
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1069 Esas
KARAR NO : 2021/115

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI :….
VEKİLİ :Av. ….
.
DAVALI :S.S. ….

VEKİLİ :Av. …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/08/2017
KARAR TARİHİ : 10/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Sürücü ….’nın idaresindeki ve davacı …nun yolcu olarak bulunduğu 16 U …. plakalı araç 06/07/2017 tarihinde Bursa istikametinden Yalova istikametine seyir sırasında . … evleri altından geçtiği esnada gidişe göre yolun sağında bulunan bordür taşlarını atlayıp tepelik kısmında bulunan palmiye ağacına aracının ön kısmıyla çarpıp bu çapmanın etkisiyle araç savrularak ters şekilde durarak tek taraflı yaralamalı trafik kazasına neden olduğunu, bu kaza sonucunda davacı sol femur parçalı kırığı ve yüzde kesiler oluştuğunu ve bunun üzerine ameliyat olmak zorunda kaldığını, sol diz kapak ve bel arasında 3 tane platin takıldığını ve 60 gün istirahatı gerektiğini bildirir rapor aldığını, kaza soncunda davalı sigorta firmasına başvurulduğunu ve sigorta firmasınca olumlu yada olumsuz herhangi bir cevap verilmediğini, dolayısıyla davacının maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, kaza sonrası davacının tedavi görmesi gerektiğini, bu nedenle şimdilik toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı taraf usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:Dava 16/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maluliyete dayalı maddi tazminat alacağı davasıdır.
Olay tek taraflı bir trafik kazasıdır ve davacı, kazayı yapan araçta yolcu olarak bulunmaktadır.
Davacıya ait kaza sonrası tedavi evrakları toplanmış ve ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan davacının kaza nedeniyle maluliyetinin oluşup oluşmadığı araştırılmıştır. Alınan rapora göre Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre özür oranının bulunmadığı iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir.
Alınan raporlara göre aktüer hesaplama yapılmış davacı için 16.638,43 TL geçici iş görememezlik tazminatı alacağının ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Davacı da davasını bu alacak istemi yönünden ıslah etmiştir.
Davalı sigorta vekilinin talep edilen ve geçici iş göremezlik alacağının teminat kapsamı dışında olduğunu ileri sürdüğünden bu alacağın talep edilemeyeceğine ilişkin davalı itirazlarının değerlendirilmesi gerekmiştir.
2918 sayılı Kanun’un 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Genel olarak sağlık hizmeti giderleri, fatura ile ispat edilmelidir. Ancak bazı giderlerin belge ile ispatlanması zordur. Biz bunlara faturalandırılmayan giderler olarak adlandırıyoruz. Örneğin yol giderleri gibi. Bu gibi giderler için hakimin belgelendirilmediği gerekçesi ile reddedilmesi doğru değildir. Çünkü TBK 50/2 maddesi gereği uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyecektir. Bu nedenle kişinin haksız eylemden zarar gördüğünün ve bedensel zarara uğradığının ispatlaması yeterli olup, ayrıca iyileşme harcamaları için fatura ve makbuz gibi belgeler bulup getirmesi şart değildir. Hiçbir belge sunulmasa bile, hakim, görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür. (HGK.26.04.1995, E. 1995/11-122 K.1995/430)
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar; Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, Tedaviyle ilgili diğer giderler, Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler, sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
Bakıcı giderleri
Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir. Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idare düzenleme niteliğindeki genel şartlar ile genişletilmesi ve daraltılması düşünülemez. Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder. Böyle bir durumda idari düzenleme hükümleri değil kanun hükümleri uygulanmalıdır.
Diğer yönüyle genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez. Buna göre davalı vekilinin geçici iş görmezlik, kaçınılmaz tedavi gideri ve bakıcı giderlerinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğuna ilişkin savunmaları kabul edilmemiştir.
Kaldı ki Yargıtay yerleşik uygulamasında kaza nedeniyle tedavi giderlerinin bir kısmını SGK sorumluluğunda bırakırken SGK sorumluluğu dışında kalan tedavi giderleri yönünden sigorta şirketini sorumlu tutmaktadır ki bu giderler doğrudan tedavi için oluşan giderler olup yasa maddesini yargıtay daraltarak uygulamaktadır. Uyuşmazlı konu husus ise doğrudan tedavi için oluşan gider olmayıp geçici iş görememezlik süresine ilişkin alacaktır. Yargıtay maddeyi daraltarak uygularken idari düzenleme ile tedavi giderlerinin kapsamını genişletmek mümkün değildir.
“Mahkemece alınan 14.12.2015 havale tarihli adli tıp uzmanından alınan bilirkişi raporuna göre, SGK tarafından karşılanması gereken tedavi giderleri 7.374,72 TL, SGK tarafından karşılanmayan ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda kalan tedavi giderleri 5.070,79 TL olarak belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 17 Hukuk Dairesi 01.10.2019 tarih 2016/20385 E,2019/8761)
Bu nedenle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili her ne kadar dava dilekçesi ekinde davalı sigortaya yönelik hasar dosyası açılması ve zararının giderilmesi talebine ilişkin talep dilekçesini dosyaya sunmuş ve davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğünü ifade etmiş ise de; bu talep dilekçesinin davalıya tebliğ edildiğine dair tebliğ şerhi olmamakla ve davalı sigorta tarafından dava dilekçesi ile birlikte hasar dosyasının açıldığı belirtilmekle dava tarihini temerrüt tarihi olarak esas almak ve faizi bu tarihten başlatmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile 16.638,43 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 1.136,57 TL harçtan başlangıçta alınan 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.105,17 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 peşin harç, 267,07 TL ıslah harcı, 862,50 TL yargılama gideri ve ATK fatura gideri 562,00 TL olmak üzere toplam 1.754,37 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin (daha azına hükmedilemeyeceğinden) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/02/2021

Katip 167761
e-imzalıdır

Hakim 122455
e-imzalıdır