Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/776 E. 2021/68 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/776
KARAR NO : 2021/68

HAKİM : ….
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – … …
3- … – … …
VEKİLİ : Av. …..

DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : 2- … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/04/2015
KARAR TARİHİ : 25/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Bursa-Mudanya yolu üzerinde sahibi ve sürücüsü davalı … olan, diğer davalı … tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılmış olan … plakalı aracıyla, yol kenarında park halinde bulunan … plakalı araca ve müvekkilerine çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasından dolayı davalının tamamen kusurlu olduğunu, davacıların meydana gelen kaza nedeniyle uzun, acılı ve sıkıntılı bir tedavi süreci geçirdiklerini, davalının bu süreçte davacılarla görüşmeye dahi gelmediğini, davacılardan …’ın her iki ayağının da kırıldığını, kemik ve dokularının parçalanmış olması nedeniyle ayaklarının kesilmesinin sözkonusu olduğunu, davacı …’in sol ayak bileğinin kırıldığı, platin takıldığını, uzun süreli tedavi görmüş, ancak sağlığına kavuşamadığını, davacı …’in de sol ayak kaval kemiğinde parçalı kırık olduğunu ve platin takılı bulunduğunu ve 8 aylık bir süreçte tedavisinin sürdüğünü ve halen tam olarak sağlığına kavuşamadığını bildirmiştir.
Davacılar vekili müvekkileri adına toplam 9.000,00 TL maddi, 75.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketinin sorumluluğu poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; … plakalı araç müvekkil şirket tarafından 23.03.2013-2014 vadeli … no.lu Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, sözü geçen Sigorta Poliçesi cevap dilekçesi ekinde sunduklarını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Müvekkil Şirketin Sorumluluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, meblağ sigortası olmadığından, poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesinin mümkün olmadığını, bunun için öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespiti gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27.11.2012 tarih 2013/.. E. 2012/.. K. Sayılı ilamın bu yönde olduğunu, tedavi giderine ilişkin primlerin, SGK’ya aktarıldığını; ister hastanede yapılan sağlık giderleri, isterse yol gideri gibi zorunlu ancak doğrudan kanıtlanamayan giderler olsun, SUT hükümleri ve ilgili genelge kapsamında SGK tarafından karşılanmak durumunda olduğunu, dolayısıyla davacının anılan taleplerinin müvekkil sigorta şirketine değil; SGK’ya yöneltmesi gerektiğini, sigorta şirketinin, prim tahsil etmediği bir riski teminat altına almasının mümkün olmadığını, tedavi gideri primlerinin ise 6111 sayılı kanun gereği SGK’ya aktarıldığını, müvekkil şirket nezdinde bu yönüyle bir teminat bulunmadığını, zarar görenin müterafik kusurunun bulunması durumunda tazminattan uygun bir oranda indirim yapılması gerektiğini, bu oran belirlenirken zararın meydana geliş biçimi, zarar görenin müterafik kusurunun zararın meydana gelmesi ve artmasındaki etkinin dikkatle değerlendirilmesini ve müterafik kusur nedeniyle tazminatta indirim yapılmasını talep etmişlerdir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Davacının ceza davasındaki kusur raporuna göre müvekkilinin kusurlu bulunduğunu belirtse de, olay yerinde yapılacak keşifte kaza sonucu yaralanan yayaların sadece araçlara ait olan ve yayaların bulunmaması gereken yolda bulunmaları nedeniyle kaza sonucu yaralandıklarının görüleceğini, davacıların kendi kusurlu davranışlarıyla kaza sonucu yaralandıklarını, müvekkiline atfedilebilecek herhangi bir kusur olmadığını, ayrıca olayda, belediye ve karayollarının kusuru bulunup bulunmadığının da araştırılması gerektiğini, sakatlık derecelerinin, tüm sağlık kurullarınca uygulanan “tüzük” hükümlerine göre belirlenmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu, Ülkemizde, sakatlık derecelerini belirleyen tek yasal düzenlemenin, kısaca SSİT olarak anılan “Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü” ve bu tüzük ekindeki tablolar olduğunu, tüm sağlık kurulları (Adli Tıp Kurumu, Sosyal Sigortalar Kurumu ve öteki Sağlık Kurulları) sakatlık derecelerini (beden gücü kayıplarını) bu tüzüğe göre belirlediklerini, tüzük, uygulanması zorunlu bir nitelik taşıdığından, dava konusu olayda da bu tüzüğün dikkate alınması gerektiğini, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile somut olayın özelliğinin yanı sıra, zarar görende uyandırdığı elem ve ıstırabın derecesi, tazminat takdirinde önemli etkenler oluşturduğunu bu nedenlerde davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava 24.08.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Trafik kazası … plakalı aracın yol kenarındaki park halinde bulunan …. plakalı araca ve davacılara çarpması sonucunda meydana gelmiştir. Kaza sırasında davacıların yaralandığı gerekçesi ile eldeki maddi ve manevi tazminat davası açılmıştır.
Davacının yaralanmasıyla ilgili olarak bir maluliyetinin bulunup bulunmadığı ve varsa oranı ile iyileşme süresiyle ilgili olarak rapor alınmış, … yönünden kazalının iyileşme süresi olay tarihinden itibaren 24 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği 24/08/2013 – 24/08/2015 tarihleri arasında %100 malul sayılacağı diğer dönemlerde ise %26 oranında meslekte kazanma gücünün kaybetmiş sayılacağı kabul edilmiştir. Buna göre düzenlenen 01/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda kazalının bedensel zararının 261.141,15 TL olacağı, davalının kusur oranının %50 oranında kusurlu olduğu dikkate alındığında davalının payına düşen miktarın 130.570,58 TL olduğu TBK 55. Maddesi gereğince SGK ‘nın yapmış olduğu 14.905.38 TL lik geçici iş göremezlik ödeneğinin %25 oranına denk düşen rücu kısmı davalının zararından tenzil edilerek davacının talep miktarının 126.844,23 TL olacağı hesaplanmıştır. Ayrıca …’ın 1.811,45 TL lik tedavi gider zararının davalıların payına düşen 905,73 TL den sorumlu olacağı davacının 1.681,50 TL lik zararının dava dışı SGK’ya yönelmesi gerektiği tespit edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulunun 05/12/2018 tarihli raporuna göre; davacının trafik kazası dolayısıyla maluliyetinin %22.2 oranında olduğu, iyileşme süresinin yirmi dört aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Rapor yeterli açıklıkta ve bilimsel verilere dayalı olduğundan mahkememizce kabul edilmiş ve davacının geçici iş görememezlik süresi kapsamında bakiye maddi tazminat alacağı kalıp kalmadığı konusunda rapor alınmış, 26/08/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre;
Kazalının iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 24 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği 24/08/2013 – 24/08/2015 tarihleri arasında %100 malul sayılacağı diğer dönemlerde ise %26 oranında meslekte kazanma gücünün kaybetmiş sayılacağı kabul edilmiştir. Buna göre düzenlenen 01/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda kazalının bedensel zararının 291.472,15 TL olacağı, davalının kusur oranının %50 oranında kusurlu olduğu dikkate alındığında davalının payına düşen miktarın 145,736,08 TL olduğu TBK 55. Maddesi gereğince SGK ‘nın yapmış olduğu 14.905.38 TL lik geçici iş göremezlik ödeneğinin %25 oranına denk düşen rücu kısmının davalının zararından 3.726,35 TL tenzil edilerek davacının talep miktarının 142.009,73 TL olacağı hesaplanmıştır.
Davacının 30/05/2019 tarihli dilekçesi ile HMK md. 107/1 kapsamında açılan belirsiz alacak davasını HMK md. 107/2 kapsamında 127.749,96-TL arttırmışlardır.
13/11/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davacının talebini 142.915,46 TL ye yükselttiği görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle meydana gelen trafik kazasında davalının %50 kusurlu olduğu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarından anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki kusur raporları kazalının maluliyet oranı dikkate alındığında 01/04/2019 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davacı … yönünden 145,736,08 TL olduğu TBK 55. Maddesi gereğince SGK ‘nın yapmış olduğu 14.905.38 TL lik geçici iş göremezlik ödeneğinin %25 oranına denk düşen rücu kısmının davalının zararından 3.726,35 TL tenzil edilerek davacının talep miktarının 142.009,73 TL olacağı hesaplanmıştır. Ayrıca …’ın 1.811,45 TL lik tedavi gider zararının davalıların payına düşen 905,73 TL den sorumlu olacağı hesaplanmıştır. Bu kapsamda davacı … yönünden maddi tazminat davası yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Diğer davacılar … ve …’in sigorta şirketiyle sulh oldukları ve taleplerinden feragat ettiklerine ilişkin olarak 24.11.2020 tarihli bilirkişi itiraz dilekçesi içeriğinde ve ekinde sundukları ibraname ve feragat dilekçesinin dosyaya sunulduğu görüldü. Bu nedenle her ikisi yönünden feragat sebebiyle manevi tazminat davası yönünden davanın reddine karar verildi.
Davacılar … ve davacı … ‘in maddi tazminat davası yönünden yapılan değerlendirmede; davacı …’in işlemsiz kalan dosyaya devam ettiğine dair beyanda bulunmuş ise de 08/12/2020 – 19/01/2021 ve bu celse olan 25/01/2021 tarihli celselere gelmediği ve mazeret de bulunmadığı anlaşıldı. …’in ikinci kez dosyayı takip etmediği anlaşıldı. Davacılar … ve …’in davalı … yönünden taleplerinin davacı …’in dosyayı yenilemesine rağmen ikinci kez takip etmediği anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı … ‘in davalı … yönünden davayı takip etmediği anlaşılmakla yasal sürenin dolduğundan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı … ‘ın manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmesinde;
Davacı trafik kazası nedeniyle yaralanmıştır. Gerek trafik kazasının oluşumu gerekse yaralanma davacıda manevi bir zarara yol açacağı ortadadır.
Davacı maddi tazminat talebi dışında 75.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Manevi tazminatın belirlenmesi konusunda ise; hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) buna göre davacı … yararına 15.000,00 TL manevi tazminat alacağına hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın maddi tazminat yönünden KABULÜ İLE,
DAVACI … YÖNÜNDEN
142.915,46 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, maddi tazminat alacağının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına,( sigorta şirketine sorumluluğunun poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere)

2-Davanın manevi tazminat yönünden KISMEN KABULÜ İLE,
15.000 TL manevi tazminatın davalılardan (sigorta şirketine sorumluluğunun poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere,) olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
4-Davacılar … ve … yönünden sigorta şirketi yönünden taleplerinin dosyaya sunulan feragat dilekçesi doğrultusunda maddi ve manevi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle AYRI AYRI REDDİNE,
5-Davacılar … ve …’in davalı … yönünden taleplerinin; davacı …’in dosyayı yenilemesine rağmen ikinci kez takip etmediği anlaşıldığından DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
6-Davacı … ‘in davalı … yönünden davayı takip etmediği anlaşılmakla yasal sürenin dolduğundan DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
7-Manevi tazminat davası açısından alınması gereken 1.024,65‬-TL, maddi tazminat davası açısından alınması gereken 9.762,55-TL olmak üzere toplam 10.787,20-TL harçtan başlangıçta alınan 286,91 TL peşin harç, 941,12 TL tamamlama harcı ve 51,80 TL ıslah harcı toplamı 1.279,83 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 9.507,37‬-TL harcın davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan 2.832,25‬-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.586,70 TL’sinin ve davanın açılış gideri 364,31 TL, tamamlama harcı 941,12 TL ve ıslah harcı 51,80 TL olmak üzere toplam 3.943,93 TL yargılama giderinin davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yapılan 263,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 148,20 TL ‘sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
10-Maddi tazminat davası açısından;
A) Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.526,97 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B) Davacılar … ve … ile davalı … İbraname, Feragat Beyanı ve Sulh Anlaşması ile maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat ederek, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden talepte bulunmadıklarından;
Davalı … yönünden vekalet ücreti, yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
C) Davacılar … ve …’in, davalı … yönünden taleplerinin; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi dikkate alınarak;
Davalı … yönünden; kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080 TL maktu vekalet ücretinin davacılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davalıya verilmesine,
11-Manevi tazminat davası açısından;
A)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
B-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı … ‘dan alınarak bu davalıya verilmesine,

C) Davacılar … ve … ile davalı … İbraname, Feragat Beyanı ve Sulh Anlaşması ile maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat ederek, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden talepte bulunmadıklarından;
Davalı … yönünden vekalet ücreti, yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
D) Davacılar … ve …’in, davalı … yönünden taleplerinin; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi dikkate alınarak;
Davalı … yönünden; kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080 TL maktu vekalet ücretinin davacılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davalıya verilmesine,
12-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
25/01/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

*Bu belge 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine göre e-imza ile imzalanmıştır.*