Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/403 E. 2018/694 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2016/403 Esas
KARAR NO : 2018/694

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … -TC Kimlik No: … , …,
2- … – TC Kimlik No:… , Çırpan mah. Altıparmak Sk. No:60/9 Osmangazi/BURSA
VEKİLİ : Av. … – Sakarya Mah. Kıbrısşehitleri Cd. Alper Sk. Torunlar İş Hanı K:1 D:3-4 Osmangazi/Bursa Osmangazi/ BURSA
DAVALILAR : 1- … – TC Kimlik No: …, …
2- … – TC Kimlik No:…, …
3- … – TC Kimlik No:…, …,
4- … – TC Kimlik No:…, …
5- … – …
VEKİLİ : Av. … – Demirtaşpaşa Mh. …
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2016
KARAR TARİHİ : 16/05/2018

Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıların davalı kooperatifin Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri olduğunu, kendi üzerlerine aldıkları araçların bütün masraf , vergi ve kredileri kooperatif tarafından ödenmesi sonrasında kooperatife kiraya verdiklerini, bununla birlikte vergi usulsüzlükleri ve haksız kesintilerde bulunduklarını, bu yolla kooperatif ve davacılar zarara uğratıldığını, Kooperatif Kanunu 98. Ve TTK 553 maddeleri uyarınca davalıların pay sahiplerine karşı da sorumlu olduğunu, şimdilik her bir davacı için 5.000,00 TL’Den toplam 10.000,00 TL tazminatın zararın oluştuğu tarihten itibaren en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddini savunmakta, davacı tarafın 2013 yılında 16 BK 542 plakalı aracı taşıma işinden çekerek kooperatiften ayrıldığını, durumun BURULAŞ’A da bildirildiğini, üyeliklerinin de kendiliğinden sona erdiğini, davacı tarafın iddia ettiği 2013 yılında satılan … ve … plakalı araçların davalıların uhdesinde tutulmasının mümkün olmadığını, satılan bu araçların bedelleri mazot bedeli olarak Gemlik İş Bankası aracılığıyla mazot borcuna karşılık olarak ödendiğini, davalıların uzun yıllardır kooperatifin yöneticisi olduklarını, ve iddia edilen eylemleri gerçekleştirmelerinin mümkün olmadığını, ayrıca Kooperatif Ana Sözleşmesinin 10.maddesine göre kooperatif ortağı … ve … adına alınan araç ile ilgili yapılan işlem ana sözleşmenin 10.maddesine aykırı olmadığını, davalılara ait kooperatife kiraya verilen araçların değeri düşmesine rağmen halen elde edilen gelirin tamamının kooperatife aktarıldığını, davalılardan …’nın denetim görevini yerine getirmediği iddiasının da kabul edilemeyeceğini, davacı tarafça iddia edilen zararı öğrenme tarihinden itibaren iki yıllık süre içinde açılmayan davanın zamanaşımı nedeniyle reddini savunmuşlardır.

DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava kooperatif üyeleri tarafından kooperatifin yönetici ve denetçileri aleyhine açılan sorumluluk davasıdır. Kural olarak bu tür davalarda tüzel kişiliğin uğradığı zararın davacı üye veyahut ortaklara değil tüzel kişiliğin kendisine ödenmesi gerekir. Zira davacı üyeler doğrudan zarar görmüş değillerdir. Kooperatifin uğradığı zarar sebebiyle payları nispetinde ve dolaylı olarak zarar görmüş, paylarından kaynaklanan alacak hakları azalmış kabul edilir.
Davalılar bir kooperatifin yöneticisi sıfatını taşımaktadır. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 98.maddesi çerçevesinde özel haller dışında anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanması gerekir. Nitekim anonim şirket yönetim kurulu üyeleri görevlerini yaparken özenli davranmak zorundadır. Bu özen borcu ihmal yahut ihlal edildiği takdirde yöneticinin ortaklığa, ortaklara veya ortaklık alacaklılarına karşı sorumluluğu doğacaktır. Keza yönetim görevi tedbirli bir yöneticinin özeni ile, şirket menfaatlerini öne alan dürüstlük kuralına uygun biçimde ifa edilmelidir. Yöneticinin bu borçlara aykırı davranarak zarara neden olduğu iddiası davacı tarafça ispatlanmalıdır.
Davacının iddiaları daha çok mali bir takım iş ve işlemler sebebiyle kooperatifin zarara uğratıldığı yönündedir. Bu sebeple bir mali müşavir bilirkişi tarafından kooperatifin mali durumu ve davalılara atfedilen eylemlerin kooperatif yönünden ekonomik olumsuz sonuç doğurup doğurmadığı rapor edilmelidir. Sektörden anlayan makina mühendisi bir bilirkişi yanında genel değerlendirme açısından heyete katılan hukukçu bilirkişi de görevlendirilerek rapor alınması uygun bulunmuştur.
Bilirkişi heyeti 23/02/2018 tarihli raporunda, karşılıklı beyanları irdelemiş, ayrıca Gemlik C.Başsavcılığının talebiyle Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Başkanlığınca hazırlanan raporu değerlendirmiş, elde edilen verileri mali kayıtlarla karşılaştırmıştır. Rapora göre yöneticilerin sorumluluğundan söz edebilmek için dört şartın bir araya gelmesi gerekir. Bunlar sırasıyla kanuna ve esas sözleşmeye aykırılık, kusur, zarar ve illiyet bağıdır. Davalı yöneticiler pasif husumet ehliyetine ve taraf sıfatına haizdir. Ancak davalı kooperatif aslında zarara uğrayan tüzel kişidir. Zararda etkisi ve katkısı bulunduğundan söz edilecek bir durum yoktur. Yukarıda açıklandığı üzere gerçekte ortaya çıkan zararın da kooperatife ödenmesi gerekir. O halde kooperatifin davalı sıfatı yoktur.
Bilirkişi raporunda davacı tarafın iddiaları sırasıyla ticari defter ve kayıtlarla karşılaştırılarak görüş bildirilmiştir. Birinci iddia kooperatif adına kayıtlı iki minibüsün üyelere danışmadan satılması ve elde edilen paranın yöneticiler uhdesinde kalması iddiasıdır. Kayıtlara göre … ve … plakalı iki otobüs toplam 106.000-TL bedelle satılmış, elde edilen satış bedelleri kooperatifin banka hesabına yatırılmıştır. Satıştan elde edilen paranın usulsüz kullanıldığına yahut yöneticilerin uhdesinde/zimmetinde kaldığına dair hiçbir kayıt ve delil yoktur. İkinci iddia …plakalı aracın muhasebe görevlisi … tarafından satın alınmış olmasına rağmen ödemelerinin ve işletim masraflarının kooperatifçe karşılandığı yönündedir. Yapılan incelemede aracın … tarafından satın alındığı ancak hemen 5 yıllık dönemi için kooperatife kiralandığı belirlenmiştir. Kiralama süresi içerisinde araç taksitleri ve masrafları kooperatif tarafından ödenecektir. İlk iki yıl kredi taksidi ödenecek sonraki üç yıl için herhangi bir kira bedeli ödenmeyecektir. Kayıtlara göre kooperatif araç için şimdiye kadar 73.388,40 TL ödemiş, ancak 150.923,28 TL’lik gelir elde etmiştir. Bu durumda kooperatifin bir zararından söz edilemez. Kredibilitesi olmayan kooperatifin fiilen araç alma imkanı bulunmadığından, aracın kayden … adına alınıp kredilendirildiği yönündeki davalı savunmasına mahkememizce itibar edilmiştir. Aynı durum yani davacıların üçüncü iddiası yönünden yine kooperatif yönetim kurulu üyesi … adına alınan …,……,… plakalı araç için de geçerlidir. Dördüncü iddia kooperatif başkanı …, kardeşi olan … ve denetim kurulu üyesi … tarafından satın alınan … plakalı araçların kredi ödemeleri ve masraflarının kooperatifçe karşılandığı ileri sürülmüştür. Mali Müşavir bilirkişi bu üç araç için ödenen kredi miktarı ile ödenmesi gereken kira bedellerini mukayese ederek durumdan kooperatif aleyhine bir zarar doğmadığını belirtmiştir. Davacıların beşinci iddiası şirketin kötü yönetildiği ve masrafları karşılayamaz duruma getirildiği yönündedir. Ancak bu konuda somut bir sebebe dayanılmamıştır. Kooperatif kayıtlarına göre de zarar doğuracak herhangi bir eylem yahut zarar tespit edilememiştir.
Bilirkişi heyetinin bu yöndeki görüşleri örneği dosya arasında bulunan teftiş raporuyla da uyumludur. Teftiş raporunda da kooperatifin kredi itibarı ve yeterli teminatı bulunmadığından üye ve ortaklar adına kredi çıkmasını teminen kişiler adına işlem yapıldığına temas edilmiştir. Bu işlemlerden kooperatifin zararı değil yararı söz konusudur. Hem teftiş raporundan hem eldeki davada yer verilen diğer bilgi ve belgelerden anlaşıldığı kadarıyla ortaklar arasında bir kutuplaşma söz konusudur. Eldeki davanın da bu çerçevede açıldığı, bir kısım ortakların her fırsatta birbirlerini savcılığa veya mahkemeye verdikleri kanaatine varılmıştır. Davacı ortağın lehine tahakkuk etmiş bir ortaklık alacağı da yoktur. Ne şirketin doğrudan, ne de davacıların doğrudan yahut dolaylı zararı söz konusu değildir. Haksız kâr payı dağıtıldığına dair veri de bulunamamıştır.
Öte yandan süreç içinde yönetim kurulunun iş ve eylemlerinden dolayı ibra edildiği belirlenmiştir. Yukarıda açıklanan hususlar herkesçe bilinen ve sır gibi saklanmayan hususlardır. İbranın yöneticiler lehine oluşturduğu hakların ihlal edilmemesi gerekir. Elbette özellikli bazı işlemlerin genel kurulda tartışılarak ibranın makul bir temele dayanması önemlidir. Ancak herkes tarafından bilinen hususlar gerçek bir usulsüzlüğe işaret ediyorsa ve buna rağmen yöneticiler ibra ediliyorsa bunun da geçerli hukuki sonuçları olmalıdır.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı S.S. 54 NOLU … KÖYÜ MİNİBÜS VE OTOBÜS TAŞIYICILARI KOOPERATİFİ yönünden davalının taraf sıfatı bulunmadığından davanın reddine,
Diğer davalılar yönünden davanın reddine,
Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 134,88 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalılar vekili lehine takdir edilen 2.180-TL ücreti-i vekaletin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, anlatıldı. 16/05/2018

İş bu kararın gerekçesi 16/05/2018 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …