Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/258 E. 2019/229 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2016/258
KARAR NO : 2019/229

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … – Hacı İlyas Mah. Kıbrıs Şehitleri Cad. No:2 Arkur Doğu Han K:8 D:801-802 Osmangazi/ BURSA
DAVALI : … – TC Kimlik no-…

VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/02/2016
KARAR TARİHİ : 06/03/2019
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 2010 yılından başlayan ticari ilişki bulunduğunu, başlarda ödemelerini düzenli yapan davalının yeterli güven sağladıktan sonra teslim aldığı mal bedellerinin 71.297,48.TL’sini ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Bursa 8. İcra Dairesinin 2016/222 sayılı dosyası ile ilamsız takip yaptıklarını, davalı tarafın takibe haksız biçimde itiraz ettiğini, mal tesliminin taraf defterlerinde kayıtlı olduğunu, vergi dairesine Ba-Bs formları kapsamında bildirimde bulunulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, ticari ilişkiden kaynaklanan borçların listesi verilen çeklerle eksiksiz biçimde ödendiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, aldığı çekleri defterine kaydetmeyen, usulüne uygun defter tutmayan davacının defterlerinin delil olamayacağını, davacının vergi dairesine tek taraflı yaptığı bildirimlerin delil sayılamayacağını ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE: Dava, davacı tarafından davalı hakkında yürütülen icra takibine itiraz nedeniyle icra takibinin durması üzerine, davacı alacaklının alacağını genel hükümlere göre kanıtlamak amacıyla açılmış itirazın iptali davasıdır. (İİK.m.67)
Taraflara ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Ayrıca davalı tarafın listesini sunduğu çekler için ilgili banka şubelerine müzekkereler yazılarak çeklerin ibraz edilip edilmediği, ibrazı halinde ödenip ödenmediği hususu sorularak, ibraz ve ödeme var ise çeklerin tüm cirantalarını gösterir şekilde arkalı önlü görüntüleri celp edilmiştir. Celp edilen çekler nazara alınarak çeklerin ödeme olarak kabul edilip edilmeyeceği ve çeklerin taraf defterlerine kayıtlı olup olmadığı hususunda SMMM bilirkişiden 17/12/2018 tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda davacının davalıya toplam 94.297,28.-TL tutarında faturalar düzenlendiği, buna karşılık davalıdan toplam 28.000,00.-TL tutarında çekle tahsilatının bulunduğu, bu çeklerden 1 adet karşılığı 5.000,00.-TL tutarında olanın karşılıksız çıkması nedeniyle davalı hesabına tekrar borç kaydedildiği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 71.297,48.-TL alacaklı göründüğü, davalı şirketin 2011-2012 yılı defterlerinin yazdırılmadığı, bu nedenle ilgili yıllar için davalı defterleri üzerinde incelemenin gerçekleştirilemediği, davalı şirketin 2013-2017 yılları arası defterlerinin incelendiği, davacı şirkete ilişkin bir bakiye veya kaydın tespit edilemediği, davalı vekilinin davacıya toplam 73.100,00 TL tutarla çekle yapıldığını iddia ettiği ödemelerden 28.000,00 TL olanlarının davacı kayıtlarında yer aldığı, bunların dışında bankalardan gelen cevabi yazı eklerindeki çek görüntülerine göre davalının davacıya ciro ettiği toplam 40.500,00 TL tutarındaki çeklerin davacı kayıtlarında davalıdan tahsilat olarak tespit edilemediği, bu çeklerin davacı alacağından düşülmesi durumunda davacının davalıdan (71.297,48 – 40.500,00 =) 30.797,48 TL alacaklı olacağı belirtilmiştir.
Dosyadaki kanıt ve belgelere, SMMM bilirkişi tarafından düzenlenen ticari defter raporlarına ve bankalardan celp edilen çek görüntülerine göre ( bu çeklerden Çetin Levent cirosuyla alınan çekler de dahil edilmiştir. Zira davacı daha önce de Çetin Levent cirosuyla aldığı çekleri defterlerine işleyerek kaydetmiştir.); davalı tarafından davacıya ciro edilen çeklerle yapılan tahsilatlar da düşüldükten sonra 30.797,48 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş kabul edilen kısım yönünden alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına da hükmolunmuş ancak reddedilen kısım yönünden şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile Bursa 8.İcra Dairesinin 2016/222 sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 30.797,48 TL üzerinden devamına,
İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacak tutarı olan 30.797,48 TL nin %20 si oranında hesap edilecek icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Reddedilen kısım yönünden yasal şartlar oluşmadığı kanaatiyle kötü niyet tazminatına hükm edilmesine yer olmadığına
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 2.103,77 TL harçtan başlangıçta alınan 861,10 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.242,67 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan ve peşin harçta dahil edilerek hesaplanan 1.727,40 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 742,78 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kabul edilen kısım yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.695,69 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Reddedilen kısım yönünden davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.267,27 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 06/03/2019
İş bu kararın gerekçesi 06/03/2019 tarihinde yazılmıştır.

Katip …

Hakim …