Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1601 E. 2018/705 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1601
KARAR NO : 2018/705

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …. SAĞLIK GÜVENLİK BİR. DAN. HİZ.
SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. (V.N : …)
VEKİLİ : Av. …
Ankara Yolu Evke Trade Tower Gülbahçe Mah. Dr. Sadık Ahmet
Cad. No:17-19 K:5 D:32 Osmangazi/Bursa
DAVALI : … ALÜMİNYUM METAL HIRDAVAT İMALAT
SAN VE TİC. LTD. ŞTİ. (Çekirge Vergi Dairesi: 0680794277
VEKİLİ : Av. …
Hacıilyas Mah. 1.Sezen Sk. No:4 Arat İş Merkezi D:7 Bursa
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Söz. Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2016
KARAR TARİHİ : 17/05/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davacı şirketin İş Güvenliği Uzmanlığı ve İşyeri Hekimliği faaliyetini sürdürdüğünü, davalı şirket yetkilileri ile 13/10/2015 tarihli teklif formu kapsamında sözleşme düzenlendiğini, tarafların ıslak imzası ile imza altına alındığını, bu sözleşme kapsamındaki tüm hususlarda anlaştıklarını, davacının sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, işyerinde gerekli incelemeleri yaptığını, ve İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı tespit defterini düzenli olarak düzenlediklerini ve bu tutanakların da taraflarca ıslak imza ile imzaladıklarını, bu süreçte davacı şirket tarafından usule ve yasaya uygun olarak faturalar düzenlendiğini, ancak sözleşmeye taraf borçlu şirketin borçlarını ödemediğinin, cari hesap dökümü ve ticari defterlerle sabit olduğunu, davalının borçlunun borçlarını ödememesi üzerine Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı dosyası ile 11/10/2016 tarihinde 8 adet fatura alacağına ilişkin 2.802,00 TL asıl alacak, 0,82 TL işlemiş faiz alacağı üzerinden icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ;davayı kabul etmediklerini, davacı ile davalı arasında İş Sağlığı ve Güvenliğinin sağlanması kapsamında sözleşme yapıldığını, davacının icra takibine konu ettiği faturalara istinaden alacak talebinde bulunduğunu, ancak fatura içeriği hizmetin davacı şirket bünyesinde görevli İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi tarafından gereği gibi ifa edilmediğini, bu durumun davacıya sürekli olarak bildirildiğini, işyerine gelmelerinin ve Risk Değerlendirmesi, İSG Risk Analizleri, çalışanlara ilişkin yapılması gereken sağlık taraması, iş kazalarına ilişkin analizler, rapor tanzimi, iş güvenliği kapsamında alınması gereken önlemler, sigortalı çalışanların işyerine uyumluluğu, İş Sağlığı ve Güvenliği uzmanınca verilmesi gereken eğitim seminerlerinin yapılması vb gibi teknik konularda rapor/belge tanzim edilmesinin talep edildiğini, İş Yeri Hekimi ve İş Güvenliği uzmanı tespit defterinde dahi İşyeri Hekiminin işyerine geldiğine dair herhangi bir imzanın mevcut olmadığını, bu hizmeti verecek kurum ve kuruluşlar ile , İş Yeri Hekimi ve Iş Güvenliği uzmanın bu hizmetin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı işverene karşı sorumlu olduklarını, çalışanlara İSG uzmanı tarafından verilmesi gereken sertifikalı eğitimlerin verilmediğini, davacı tarafından dosyaya sunulan fatura ve belgelerin davacının görevini tam olarak yaptığı anlamına gelmeyeceği, bu nedenle icra takibine itirazda bulunduklarını, davanın reddi ile kötüniyetli takip nedeniyle %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava Bursa 13.İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine yaptığı itirazın iptali davasıdır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki iş yeri hekimi ve iş güvenliği hizmetinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf fatura içeriğindeki hizmetin iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı tarafından gereği gibi ifa edilmediğini, iş yeri hekiminin davalı şirkete gelmediğini, gereken hizmeti ifa etmediğini dolasıyla takibe konu faturalardan dolayı davalının davacıya borçlu olmadığını savunmuşlardır.
Dosya arasına davalı firmanın 13/10/2015 tarihli fiyat teklif mektubu ile iş yerini hekimi ve iş güvenliği uzmanının tespit defterlerindeki imzalı tutanakları ve faturalar dosyaya sunulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafça verilmesi gereken iş yeri hekimi ve iş güvenliği hizmetinin verilip verilmediği buna ilişkin davacı tarafça düzenlenen takibe konu faturalar dolayısıyla davalının davacıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İl Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, İl Sağlık Müdürlüğünce istenilen kayıtların müdürlükte bulunmadığı bildirilmiş Sağlık Bakanlığına yazılan müzekkereye de bilgi sistemlerinde sorgu yapılabilmesi için firmada görev yapan personelin TC kimlik numaralarına ihtiyaç duyulduğu bildirilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılan müzekkereye de iş yeri hekimlerinin düzenlemiş olduğu reçeteler medula kayıtlarına doktar adı soyadı , diploma numarası vb bilgiler manuel olarak kaydedilerek faturalandırıldığını, medula sistemine iş yeri reçetelerinin hangi iş yerinde üretildiği kaydedilmediği, hekim kaşelerinde iş yeri adı bulunmadığı, davalıdan gelen reçetelerin şirket adıyla arşivlenmediğini, reçetelerin kişi adına kaydedildiğini ve doktorun düzenlediği reçetelerin çalışanların istedikleri eczaneye başvurarak alabilecekleri düşünüldüğünde yüzlerce eczanenin SGK’ya fatura etmiş olduğu reçeteler arasından iş yeri hekiminin reçetelerine ulaşmanın reçeteler arasında da üzerine iş yeri kaşesi basılmış ise söz konusu reçetenin tespit edilebilmesi, tek tek incelenerek ayrılması ve tespitinin sağlıklı bir şekilde yapılamayacağı bildirilmiştir.
Dosya kapsamından davacı ve davalı taraf tanıkları dinlenmiş ve beyanları alınmıştır.
Toplanan bu delillere göre davacının vermiş olduğu hizmetin ve takip konusu alacağın varlığını belirlemenin bu haliyle mümkün olamadığı anlaşılmakla her iki taraf tacir olduğundan söz konusu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olup olmamasına göre bir değerlendirme yapılmak zere taraflara defterlerini ibraz etmeleri için süre verilmiştir. Zira tacirler bakımından ticari defter ve belgelerde delil niteliğindedir. Tacirler ticari ilişkilerinde aldıkları ve verdikleri mal ve hizmetler ile yaptıkları ödemeleri defterlerine kaydetme yükümlülüğünde bulunduklarından bu konuda tarafların ticari defter ve belgelerinde inceleme yapılması hem daha pratik hemde daha sağlıklı sonuçlara ulaşma imkanı sağlayabilecektir.
Tüm bu hususlar gözetilerek taraflara 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defter ve belgelerini hazır etmeleri için kesin süre verilmiş kesin süreye riayet etmemenin müeyyidesi olan defter ibrazından kaçınmış sayılma hali taraflara hatırlatılmıştır.
Mahkememizce verilen inceleme gününde davacı taraf defterlerini ibraz etmiş ancak buna karşılık davalı taraf defterlerini sunmaktan kaçınmıştır. TTK’nun ve HMK’nun defter ibrazına ilişkin maddeleri ve mahkememiz ara kararı doğrultusunda davacının ticari defter ve belgelerinde inceleme yapılmak suretiyle takip konusu alacağın varlığı belirlenme yoluna gidilmiştir.
Buna göre davacının takip konusu alacak tutarında davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmış, bu sebeple davanın kabulüne karar verilmiş, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına da hükmolunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile Bursa 13.İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı icra dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptaline,
2-Takibin 2.802,00 TL asıl alacak üzerinden alacağa takip tarihinden itibaren yıllır %10,50 avansı faizinden az olmamak üzere artan oranlarda faizi ile birlikte devamına,
3-2.802,00 TL’nin %20’si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 191,40 TL harçtan başlangıçta alınan 47,86 TL’nin mahsubu ile bakiye 143,54 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 77,06 TL harç, 588,00 TL yargılama gideri toplam 665,06 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı uyuşmazlığın miktarına göre kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/05/2018

Katip …

Hakim …