Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/156 E. 2018/931 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/156 Esas
KARAR NO : 2018/931

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – Sağlık-1 Sokak 36/8 Kolej Çankaya Ankara 06410 Çankaya/ ANKARA
DAVALI : 1- … KURUMSAL HİZMETLER DANIŞMANLIK BİLGİSAYAR VE ELEKTRİK REKLAM TARIM HAYVANCILIK GIDA TURİZM İNŞAAT KİMYA OTOMOTİV TAŞIMACILIK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – … …
VEKİLİ : Av. … – Halil Rıfat Paşa Mah. Perpa Tic. Merkezi B Blok, Kat 13, No: 2489 Okmeydanı 34360 Şişli/ İSTANBUL
DAVALI : 2- … – …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2016
KARAR TARİHİ : 28/06/2018
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dilekçesi ile; Davalı şirketin hazır su üreticisi olup müvekkili ile 17/11/2014 tarihli bayilik sözleşmesi imzalanmış ve davalıya aynı gün müvekkili tarafından 17/11/2014 tarihli vade tarihi boş bırakılan 20.000,00 TL lik teminat senedinin verilmiş olduğunu, sözleşmenin 2. Maddesinin son cümlesinde ” … ayrıca bu hususta teminatın yetmediği oranda bakiye alacak için 15 günlük ödeme ihtarında bulunmaya ve bu ihtara rağmen ödeme yapılmadığı taktirde bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak fesih yetkisine sahiptir” denilerek müvekkili tarafından davalı şirkete bir teminat verildiği vurgulanmakta olup, dava konusu edilen 20.000,00 TL lik 20/04/2015 vade tarihli senedin teminat senedi olduğu konusunda şüphe bulunmayıp yine sözleşmenin 10. Maddesi ile “bayi … tarafından kendisine ariyet olarak veya depozito olarak verilen mallar ile iş bu sözleşmeden doğmuş ve doğacak bütün hak ve alacaklarını karşılamak üzere … tarafından talep edilen … ‘ den müteşekkil teminatı vermekle yükümlüdür” şeklinde düzenleme getirildiğini, bu kapsamda müvekkilinin 17/11/2014 tarihli bayilik sözleşmesindeki hak ve yükümlülüklerini dava dışı bayi Mehmet Selahattin Atan’a 27/02/2015 tarihinde devrettiği anılan sözleşmede sözleşmenin başkasına devrini engelleyecek herhangi bir hüküm bulunmadığını, sözleşmenin devri nedeni ile davalının uğramış olduğ bir zarar bulunmadığını, anılan nedenlerle verilen teminat senedinin icra takibine konu edilmesinin doğru bulunmadığını, icra takibine konu edilen senet nedeni ile Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı icra takibinin durdurulmasına, müvekkilinin 20/04/2015 vade tarihli 20.000,00 TL lik senet nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, kötü niyetli davalı aleyhine alacağın % 20 si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile; davacı tarafça takip konusu senedin teminat senedi olduğu yönünde bir iddia ileri sürülmüş ise de, taraflar arasında düzenlenen 17/11/2014 tarihli bayilik sözleşmesinde takip konusu senedin teminat olarak verildiğine dair herhangi bir atıf bulunmadığı gibi senet metni üzerinde de senedin teminat olarak verildiğini gösteren herhangi bir kayıt bulunmadığını, anılan sözleşmenin 3. Maddesi ile ” Bayilik özellikle bayinin yürüteceği bir iş olup, bayinin iş bu sözleşmede yazılı hak, görev, yetki ve sorumluluklarını hiçbir şekilde gerçek veya tüzel kişi ve kurumlara devredemez…” şeklinde getirilmiş düzenleme ile bayilik sözleşmesinin 3. Kişilere devredilemeyeceği, açıkça düzenlenmiş olup, davacı tarafın bu iddiasının da sözleşme hükümlerine uygun olmadığını, söz konusu senedin davacının sözleşmeden doğan taahhütlerinin yerine getirilmesine temin etmek maksadı ile ileride sözleşnenin gereği gibi ifa edilmemesi halinde gerçekleşebilecek zararları temin etmek maksadı ile alınmış bir senet olduğunu, somut olayda özellikle davacı yana bayilik sözleşmesi ve ilişkisi kapsamında teslim edilen 6631 adet 19 LT lik damacana bedellerinin ifası uğruna teslim alınmış bir senet olduğunu, davacı şirketin ticaret ve bayilik faaliyetini Ankara Bölgesi bayisi … Ankara Gıda Nak. İnş. Ltd. Şti aracılığı ile yapmakta olup, … Ltd. Şti ye ait teslim fişlerine bakıldığında 2014 yılı itibari ile piyasa değeri 23.208,50 TL olan ve toplamta 6.631,00 adet 19 Litrelik Kirazlı Yayla Markalı damacanalarının herhangi bir ücret alınmaksızın davacının bizzat kendisine teslim edilmiş olduğunu, davacı tarafın inkar edemeyeceği şekilde sabit olduğunu, aslında bayilik anlaşması kapsamında düzenlenen sözleşme gereği damacanaların müvekkili şirketten satın alınarak piyasaya arz edilmesi gerekir iken bayiye ek mali külfet getirilmemek amacı ile peşin satış yerine senet alınmak sureti ile bilahare damacana satışından elde edilecek kazanç ile fatura kesilerek ödeme yapmak sureti ile işlemin sonlandırılması amaçlanmış olup, senedin de bu amaçla alındığını, davacı yanın ise sözleşmeye aykırı olarak söz konusu bayiliğini müvekkili şirketin bilgisi dışında 80.000,00 TL karşılığında 3. Kişi Mehmet Selahattin Atan’a devrettiğini davacı tarafın bu kapsamda sözleşmeye aykırı davranmış olup, o tarihe kadar cari hale gelen alacaklarının tahsili amacı ile sözleşmenin icra takibine konu edildiğini, davacı tarafça damacanaların kendilerine teslim edilmeyip devredildiğini, yapılan itirazın ve açılan davanın haksız ve kötü niyetli olup davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine alacağın % 20 sinden aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, Menfi Tespit davası olup, davacı …’nın Ankara adresinde bulunan işyerinde davalı şirketin Kirazlıyayla adı altında satışa arz edilen su satışı ile ilgili olarak bayiliğini 17/11/2014 tarihli sözleşme kapsamında aldığı, bayilik ilişkisinin davacı şirketin söz konusu bayiliği dava dışı Mehmet Selahattin Atan’a 27/02/2015 tarihinde devrettiği tarihe kadar devam ettiği, davacı taraf ile bayilik ilişkisinin kurulduğu tarih itibari ile icra takibine konu edilen 17/11/2014 düzenleme, 20/04/2015 vade tarihli 20.000,00 TL lik bir adet bononun teminat olarak alındığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 10 ve 23 maddeleri kapsamında vede tarafların dilekçelerinde yazılı açık beyanları ile anlaşılmış olup, senedin sözleşmenin teminatını sağlamak maksadı ile davalı tarafa verilmiş bir teminat senedi olduğu hususu da taraflar arasında şüphesiz olup, davalı tarafça bilahare sözleşmeden kaynaklı alacaklarının tahsili anlamında söz konusu bononun Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı icra dosyası ile icra takibine konu edilmesi nedeni ile davacının sözleşmeden kaynaklı borçlarının bulunmadığı, senedin de teminat senedi olduğundan bahisle itirazda bulunarak iş bu menfi tespit davasını açtığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve ilişkisi çerçevesinde senedin teminat senedi olarak verildiği şüphesiz olup, verilen teminatın amacının ise sözleşme ilişkisinin sonlanması halinde taraflardan birinin sözleşme ve bayilik ilişkisi çerçevesinde cari hesaptan kaynaklı alacağı ya da sözleşmenin ihlali halinde doğacak zararın teminatı olduğu da şüphesiz olup, senedin teminat senedi olduğundan bahisle hiçbir zaman ödenmeyeceği, kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içermeyip icra takibine konu edilemeyceği ise öne sürülemeyecek olup sözleşme ilişkisi çerçevesinde alınan teminat senetlerinin amacı da budur. Bu nedenle tarafların bedeli nakden ya da malen alınıp alınmadığı yönünde düzenlemenin aksine teminat olarak verildiği kabul edilen senedin taraflardan biri tarafından talil edildiği yani düzenleme sebebinin değiştirildiği de iddia edilemeyecektir, bedeli nakden alınmıştır şeklinde düzenlenen senedin sözleşmenin teminatı olduğu, sözleşme kapsamında ve her iki tarafın beyanları ile anlaşılmaktadır. Burada önemli olan husus sözleşmenin teminatı olarak verildiği anlaşılan senetten dolayı davalı alacaklı tarafın sözleşme ilişkisinin sona ermesi noktasında cari hesaptan kaynaklı bir alacağı ya da sözleşmenin ihlali nedeni ile doğmuş bir zararı olup olmadığının ve var ise tutarının tespiti olup, mahkememizce yapılan yargılama ve incelemenin konusunu bu husus oluşturmakta olup, davalı tarafça davacı tarafa sözleşmenin başlangıcında verilen 6631 adet piyasa değeri 23.208,50 TL olan 19 litrelik damacanaların kendisine iade edilmediği iddia edilmiş olup taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında da sözleşmenin 8. Maddesi ile su satışında kullanılan poli karbonat damacanaların mülkiyeti davacı yana ait olmak üzere satışının yapılacağı kararlaştırılmış ise de, peşin satışın ve ödemenin güçlüğü nedeni ile vadeli olarak teminat senedi karşılığında yapıldığı hususu araştırmaya muhtaç görülmüş davacıya satış ve teslim iş ve işlemlerinin davalı şirketin Ankara bayisi ve dağıtım şirketi olan … Ankara Ltd. Şti tarafından yürütüldüğü anlaşılmakla bu hususların araştırılması kapsamında Ankara Nöb. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat ile davacı … nın ticari defterleri ile dava dışı bayinin ilişki dönemini kapsayan ticari defterleri inceleme konusu yapılmış ise de, taraflar arasında ticari ilişkinin varlığını gösterir herhangi bir bilgiye ticari defterlerde rastlanmadığı, rapor edilmiş olmakla anılan hususlar ticari defter ve dayanağı kayıtlardan tespit edilememiş ancak polikarbonat damacanaların dava dışı bayi tarafından davacıya teslim edildiğine dair belgeler ile fatura düzenlendiğine dair belgeler sunulmuş, davalı şirket defterleri üzerinde yapılan incelemede de aynı şekilde ticari ilişkiyi gösteren hiçbir kayıt tutulmadığı, ticari ilişkinin kayıt dışı yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Davacı tarafça bayiliğin 27/02/2015 tarihli protokol ile dava dışı alıcı Mehmet Selahattin Atan’a devredildiği anlaşılmış olup yapılan bu devrin taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 6. Maddesi hükümlerine aykırı olduğu bu madde ile “bayinin kendi adına veya ayrı olarak iş bu sözleşme konusu işle ilgili olarak tali bayilik kurması ve kurdurması veya 3. Şahislarla ortaklık yapması Arfanın yazılım muvafakatine bağlıdır şeklinde düzenlenmiş olup, davalı şirketin bu konuda izin ve muvafakatinin bulunmadığı, sözleşmenin üçüncü maddesi ile yine “bayilik özellikle bayinin yürüteceği bir iştir, bayi iş bu sözleşmede yazılı hak, görev, yetki ve sorumluluklarını hiçbir şekilde gerçek veya tüzel kişi veya kurumlara devredemez….” şeklinde düzenleme getirmiş olup, davacı şirketin rıza ve muvafakati olmaksızın bayiliği 3. Kişiye devretmesi sözleşmenin anılan maddelerine aykırılık oluşturup bu kapsamda davalı yanın sözleşmenin 23. Maddesi gereği cezai şart talep etmeye hakkı bulunmakta olup, verilen teminat senedinin sözleşmenin anılan maddesi gereği teminatın herhangi bir ihtar veya ihbara gerek kalmaksızın feshe sebebiyet nedeni ile cezai şart karşılığı irat kaydedileceği ve bedelinin bayiden tahsil edileceği düzenlenmiş olmakla davalı yanın teminat bedelini davacıdan talep edebileceği, icra takibinin en azından bu nedenle haklı ve yerinde olduğu anlaşılmakla açılan dava yerinde görülmediğinden reddine karar vermek gerekmiş açılan dava ile icra takibi durdurulmadığından yerinde görülmeyen icra inkar tazminatı – kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1 – Davanın REDDİNE,
Yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı ve icra inkar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2- Alınması gereken 35,90 TL maktu harçın peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 305,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
4- Davalı tarafından yapıldığı anlaşılan 1.780,45 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
6- Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 sayılı HMK’nun 333. Maddesi uyarınca taraflara İADESİNE,
Dair, davacının yüzünde, taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2018 09:41:02

Katip …

Hakim …