Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1558 E. 2019/388 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1558
KARAR NO : 2019/388

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -TC Kimlik no- …

VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … –

VEKİLLERİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/12/2016
KARAR TARİHİ : 03/04/2019
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının … Geri Dönüşüm adıyla malzeme satışı ve geri dönüşüm hurda toplama ve parça satışı işi yaptığını, davalıya takibe dayanak yapılan faturalarda yazılı malzemeleri satıp imza karşılığında irsaliyeli fatura karşılığında teslim ettiğini ancak bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine Bursa 4.İcra Dairesinin 2016/15162 esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalının takibe haksız biçimde kısmen itiraz ettiğini, icra takibini itiraz ettiği kısım bakımından durdurduğunu ve itiraz etmediği kısmı da ödediğini, davalının itirazı üzerine davacı tarafın kayıtlarını kontrol etmesi sonucunda davalıdan alacağının 6 fatura toplamının 8.569,16-TL’ye ulaşmasına rağmen davalı tarafın kabul ettiği borç miktarının 3.645,36-TL olduğunu, buna karşılık davalıdan teslim alınan malzemelerin de 1.195,-TL tutarında olduğunu, davalının itirazında kabul ettiği rakam ile müvekkilinin davalıdan aldığı malzeme toplamının 4.840,36 TL olduğunu, bu durumda 3.728,80-TL bakiye alacakları bulunduğunu, müvekkilinin verdiği malzemede herhangi bir hata ya da ayıp bulunmadığını, kaldı ki davalının süresinde ve usulünce ayıp ihbarında bulunmadığını ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
DAVALININ CEVABI : Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuş, davacı firmadan plastik bobin satın alındığını, ancak malların ayıplı çıktığını, bu sebeple durumun bir ihtarla 03/08/2016 tarihinde davacı tarafa bildirildiğini, ihtara rağmen davacının malları iade almadığını, bilakis haksız icra takibi başlattığını ve takibe konu alacağa ayıplı mallar dahil tüm alacağı konu kıldığını, bunun üzerine müvekkilinin ayıplı ürünler için iade faturası keserek ayıplı mal bedelinden geriye kalan tutarı ödediğini, bu yüzden takibe kısmen itiraz edildiğini, davacının icra inkar tazminatı taleplerinin yerinde olamdığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesine ve davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava ticari nitelikteki satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı bir mal satıp teslim ettiğini ispatlamalıdır.
Somut olayda davalının savunması davacının mal teslim olgusunu ispat külfetinden kurtulmasına sebep olmuştur. Davalı taraf malları teslim aldığını kabul etmiş buna karşılık malların ayıplı olduğunu ileri sürmüştür. Bu savunma ispat külfetine yer değiştirir. Artık davalı taraf malların ayıplı olduğunu ispatlamalıdır. Bilindiği gibi satışa konu malların en geç makul süre içinde muayene edilerek varsa süresinde ayıp ihbarında bulunulması gerekir. Ancak muayene ile anlaşılamayan bir ayıbın varlığı halinde alıcının ayıbın ortaya çıktığı tarihten itibaren makul süre içinde ayıp ihbarında bulunması gerekir.
Davalının savunması ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu yolundadır. Bu durumun ispatı için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması uygun görülmüştür. Davalıya ait işyerinde bulunduğu söylenen ve ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde keşif icra edilerek ürünlerde ayıp bulunup bulunmadığı, faturalarla karşılaştırılmak suretiyle teslim edilen ürünlerin ne kadarlık kısmının ayıplı olduğu, ayıp sebebiyle bedelde indirim yapılması gerekip gerekmediği, davalı tarafın iade faturası kesmekte haklı olup olmadığı ve kestiği iade faturasının ayıplı ürün miktarına uygun olup olmadığı konusunda rapor aldırılmıştır.
Bu anlamda makine mühendisi bilirkişi marifeti ile keşif yapılmış, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itiraz ve beyan dilekçeleri değerlendirilerek tekstil işinden anlayan bir makine mühendisi ve tekstil mühendisi bilirkişi yardımıyla yeniden keşif yapılmasının daha uygun olacağı ve bobinler üzerinde boyama denemeleri ile iplik aktarma işlemleri yapılmadan ayıbın varlğının anlaşılamayacağı ve uyuşmazlığın esasını çözecek mahiyette karar verilemeyeceği kanaatine varılmış ve tekstil uzmanlığı bulunan bilirkişi kurulundan alınan 08/01/2019 tarihli heyet raporunda; bobinlerin gözle incelenmesi neticesinde görsel anlamda bir hatanın olmadığı, yapılan boyama denemeleri sonucunda davacının üretimi olduğu iddia edilen bobinlerin boyama işlemi süresince meydana gelen dikey ve yanal kuvvetlere dayanamayıp kırılmalar meydana gelmesi sonucunda kullanılamaz hale geldiği, bu nedenle bobinlerin gizli ayıplı olduğu, yapılan denemeler sonucu 48 bobinden 7 bobinde kırıklar oluştuğu, bunun yaklaşık %14,58’e tekabül ettiği, ancak ayıplı miktarın net olarak gözle ayırım yapılamayacağı ve işlemler sırasında rastlantısal olarak oluşması nedeniyle tüm ürünün ayıplı olarak nitelendirilebileceği, boyama esnasında bobinlerde meydana gelen çatlamaların ve kırılan parçaların boyama makinesi pompasına giderek arızalar oluşturabileceği, ayrıca kenar çatlamalarında iplik aktarımı yapılırken takılmaların gerçekleşeceği, aktarma işinin aksamaya uğrayacağı, bu nedenle bobin üzerinde takılma sonrası kalan ipliğin hurda olacağı, davaya konu emtianın mevcut durumuyla yalnızca hurda olarak değerlendirilebileceği, bobinlerin davacı tarafından iade alınmasının uygun olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Satışa korunan ürünler tekstilde kullanılan üzerine iplik sarımı yapılan plastik bobinler olup, alınan bilirkişi heyeti raporundan da anlaşılacağı üzere gizli ayıplıdır. Davacı tarafın teslim aldığı ürünlerin ayıbını tespit edebilmek için mutad olanın dışında detaylı kimyasal tetkiklere başvurmak zorunda kalacağı anlaşılmaktadır. Gözle muayene yeterli değildir. Bu tür ürünlerde kimyasal muayene ve kabul işlemlerinin teamil olduğuna dair iddia ve veri yoktur. Bobinlerin kullanımı sırasında ayıp anlaşılabilmektedir. Her ne kadar davacı taraf sattığı bobinlerin geri dönüşüm maddesi olduğunu beyan etse de; ürünlerin belli standartı karşılayacak nitelikte olması gerekir. Ayrıca davacı taraf bu ürünlerin geri dönüşüm maddelerinden imal edildiği ve kırılabileceğine dair ön bilgi de vermemiş, verdiğine ilişkin iddia ve savunmada da bulunmamıştır. Toplanan delillerden davacının satıp teslim ettiği bobinlerin gizli ayıplı olduğu ve davaya konu emtianın mevcut durumuyla yalnızca hurda olarak değerlendirilebileceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın reddine,
Yasal şartları oluşmadığı kanaatine varılarak kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 44,40.-TL harcın peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 19,28.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı vekili lehine takdir edilen 2.725,00.-TL ücret-i vekaletin (daha azına hükmedilemeyeceğinden) davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı.. 03/04/2019

İş bu kararın gerekçesi 03/04/2019 tarihinde yazılmıştır.

Katip …

Hakim …