Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1520 E. 2018/718 K. 21.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2016/1520
KARAR NO : 2018/718

HAKİM : … …
KATİP : … …
ANA DAVA
DAVACILAR : 1- … – T.C. No:…
Cumhuriyet Mah. Nilüfer Hatun Cad. N:26/9 Nilüfer Bursa
2- … – Yeşil M. Sağlık S. Aydın N:11 Yıldırım Bursa
3- …

VEKİLİ : Av. …
Gazcılar Caddesi Petek Sokak No:1 Osmangazi / BURSA

DAVALI : 1- … – T.C. No:…..
Çamlıca Mh. Hürmüz Sk. No:3 İç Kapı No:1 Nilüfer/BURSA
VEKİLİ : Av. … – Gümüşçeken Cad. N:8/1 Osmangazi/ BURSA

2- …

DAVA : Menfi Tespit ve İpoteğin İptali
DAVA TARİHİ : 30/11/2016

BİRLEŞEN DAVA
DAVACI : … – T.C. No:….
Çamlıca Mh. Hürmüz Sk. No:3 İç Kapı No:1 Nilüfer/BURSA
VEKİLİ : Av. … – Gümüşçeken Cad. No:8 K:1 Osmangazi/ BURSA
DAVALI : … – Cumhuriyet Mah. Nilüfer Hatun Cad. Anıtsal Sitesi K:2 D:8 Nilüfer/ BURSA
VEKİLİ : Av. … – Gazcılar Cad. Petek Sokak No:1 Osmangazi Bursa
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/01/2017

KARAR TARİHİ : 21/05/2018

Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı taraf dava dilekçesinde özet olarak davacıların davalı …’e herhangi bir borcu bulunmadığını, tarafların ortak olduğu aie şirketlerinin nakit ihtiyaçlarının karşılanması ve bu bedellerin ödenmesi konusunda taraflar arasında bir taahhüt sözleşmesi imzalandığını, bu taahhüt sözleşmesi kapsamında …’in aile şirketleri lehine yaptığı tüm ödemelerin 1.000.000 USD kabul edilerek tasfiyesi konusunda anlaşma sağlandığını, bu borç karşılığında sözleşmede yazılı taşınmazların %60 hissesinin …’ye devredildiğini, bu sebeple davalı …’in bankaya kefil sıfatıyla yaptığı, ödeme sebebiyle alacak hakkı bulunmadığını, kendileri aleyhine başlatılan Bursa 5.İcra Dairesinin 2016/… esas sayılı dosyası sebebiyle davalılara borçlu olmadıklarının tespiti ile ipoteğin iptaline karar verilmesini talep etmektedir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, … aleyhine Bursa 5. İcra Dairesinin 2016/… sayılı dosyasıyla ipoteğin para çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, bu alacağın sebebinin …’in Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş ile … arasındaki kredi sözleşmesinden doğan 62.757-TL’lik alacağı kefil sıfatıyla ödemesinden kaynaklandığını 21/01/2011 tarihli taahhüt sözleşmesinin bu alacakla ilgisi bulunmadığını, kaldı ki bu sözleşmenin de geçersiz olduğunu Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/645 eesas sayılı dosyasınada sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle davadan feragat edildiğini ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte ipotek yükümlüsünün borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davalılardan … ipotek sözleşmesinin tarafı olmayıp dava dışı ipotek alacaklısı Finans Katılım Bankası A.Ş.’ye ödeme yaparak temlik alan kişi konumundadır. … Bursa 5. İcra Dairesinin 2016/… sayılı dosyasında alacaklı durumda olup davacılardan … aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmıştır.
Eldeki davanın açılış biçimi çözümü zorlaştıracak bazı unsurlar içermektedir. Esasen davada ileri sürülen talep, ipotek takibi sebebiyle borçlu bulunulmadığının tespiti ve ipoteğin kaldırılması olduğuna göre davanın tarafları da ipotek yükümlüsü ile ipotek alacaklısından ibaret olmalıdır. Yani davacı …’in davalı … aleyhine dava açarak bu taleplerini ileri sürmesi yeterlidir. Ancak davanın daha karmaşık biçimde ileri sürülmesi bazı tartışmaları zorunlu kılmıştır. Bu sorunları sıralayacak olursak;
Davacı …Ş., ne sıfat ve sebeple davacı olarak gösterilmiştir?
Davacı … Ltd. Şti., ne sıfat ve sebeple davacı gösterilmiştir?
Davalı … ne sebep ve sıfatla davalı gösterilmiştir?
Davada Bursa 5. İcra Dairesinin 2016/… sayılı dosyası nedeniyle borç bulunmadığına dair menfi tespit talebinde bulunulmakla birlikte ipoteğin de kaldırılması istenmiştir. İpotek ise davacılardan …’nin Türkiye Finans Katılım Bankasından kullandığı kredinin teminatı olarak verilmiştir. Eldeki davada … de davacı olarak gösterilmiştir. Takibin tarafı olmayan …’nin taraf sıfatı bu yönüyle tartışmalıdır. Ancak davalı …’in ipotek dışında rücuen alacak iddiasıyla …’ye de başvurması mümkün ve muhtemel olduğundan bu şirketin davacı sıfatının bulunduğu kabul edilmiştir.
İpotek ve kredi sözleşmesinin tarafı olmayan …’nin taraf sıfatının da bu çerçevede ele alınmasında yarar vardır. Aile şirketlerinden biri olan …’nin bazı borçların tasfiyesi için taraflar arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmenin tarafı olması karşısında, …’nin de bazı ödemelerden sorumluluğunu tartışma konusu haline getirme potansiyeli taşımaktadır. Üstelik … 21/01/2011 tarihli sözleşme sebebiyle bir taşınmazın %60 hissesinin … tarafından …’ne devri gerektiği iddiaları da vardır. Ancak bu iddialar dava düzeyinde değildir. Hukuki yararı tartışmalı bir tespit talebinin bulunabileceği ve taraf sıfatını taşıyabileceği değerlendirilmiştir.
Aynı tartışma davalılardan … için de söz konusudur. Esasen ipotek temlikinin ve takibinin tarafı olmayan …’in taraf sıfatı da olmamalıdır. Ancak aşağıda açıklayacağımız üzere taraflar arasında düzenlenen 21/01/2011 tarihli sözleşmenin tarafı olan …’in bu sebeple davalı gösterildiği anlaşılmaktadır.
Elbette hem … hem de davalı …’in taraf sıfatına ilişkin bu kabuller zorlama yorumlar olarak düşünülebilir. Bu konudaki eleştirilerin haklı yönleri bulunması da mümkündür. Ancak davalı tarafın bu konularda sessiz kalması, temel ilişkinin 21/01/2011 tarihli sözleşme olması nazara alınarak, taraflar arasındaki tartışmaları sona erdirecek şekilde karar verilmesi yararlı görülmüştür. Ancak aşağıda açıklayacağımız üzere mahkememizce varılan karar aşamasında hatalar yapılmıştır.
Davanın anlaşılabilmesi açısından sürecin özetlenmesinde yarar vardır. Karı – koca olan … ve … kendi mal varlıklarından davacı …Ş.’nin bazı borçlarını ödemişlerdir. … aynı zamanda bu aile şirketinin ortağıdır. Şirkete verilen borçların tasfiyesi için 21/01/2011 tarihli bir sözleşme düzenlenmiştir. Buna göre sözleşmede yer alan taşınmazların %40’lık hissesi karşılığında …’ye verilen borçlar tahsil edilmiş sayılacaktır. Davalı … adına alınan bir taşınmaz hissesinin borçları da … tarafından ödenecektir. Ödemeler bitince … taşınmazların %60’lık hissesini …’ne devredecektir. Nitekim bu %60’lık payın şirket adına tescili için bir dava açılmışsa da feragatle sonuçlanmıştır.
İpoteğin kaldırılması ve menfi tespit iddiasının çözümü, davalı …’in Türkiye Finans A.Ş.’ye yaptığı 62.757.TL tutarlı ödemenin 21/01/2011 tarihli sözleşme kapsamında olup olmadığının belirlenmesine bağlıdır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede bu ödemenin 21/01/2011 tarihli sözleşme kapsamında kaldığı ve sözleşme çerçevesinde tasfiyesi gerektiği, ipotek temlikinin davalı … yönünden bir anlam ifade etmeyeceği sonucuna varılmıştır. Dikkat edilirse ipotek temlik sözleşmesi 12/09/2014 tarihli ise de temlike esas olan ödeme 05/02/2009 tarihlidir. … bu ödemeyi kefil sıfatıyla yapmıştır. O halde 21/01/2011 tarihinde yapılan ve o güne kadarki tüm ödemelerin tasfiyesini amaçlayan sözleşme kapsamında 62.757.TL’lik bu tutar da vardır. … 21/01/2011 tarihli sözleşmeye muvafakat vermiş, kefil olarak da imza atmıştır. O halde artık sözleşme kapsamında tasfiye edilmiş sayılacak bir alacağı mükerrer biçimde tahsil etmek için ipotek temlik sözleşmesine dayanması dürüstlük kuralına aykırıdır.
Ana davada davacı …’in ipotek sebebiyle menfi tespit iddiası tartışmasız biçimde haklıdır. Davanın bu yönüyle kabulü gerekir. Ancak eldeki davanın karar aşamasında üst üste gelen hatalar yapılmış, bazı hususlar unutulmuştur. Davacı tarafın ipoteğin kaldırılması talebi konusunda bir karar verilmesi unutulmuştur. Üstüne üstlük elimizdeki davaya birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/34 E. Sayılı dosyası bir karışıklık eseri dava dosyası arasına girmemiş, bu nedenle karar aşamasında birleşen dava hakkında bir karar verilmesi gözden kaçırılmıştır. Gerekçeli kararın yazımı aşamasında ortaya çıkan bu durumu düzeltme imkanı yoktur. Ancak istinaf yoluna başvurulduğu takdirde, yukarıda özetlenen diğer tartışmalı hususlar da değerlendirilerek verilmesi muhtemel bir bozma kararı sonrasında bu hata düzeltilebilecektir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile Bursa 5. İcra Dairesinin 2016/… sayılı dosyasıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip sebebiyle davacı borçlu …’in ve takip dışı davacılar … Ve …’nin davacıya borçlu olmadığının tespitine,
Şartlar oluşmadığından davalılar aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 4.286,93-TL harca peşin yatırılan 1.071,74-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.215,19-TL harcın davalılardan müteselsilen tahsiline,
Davacı vekili lehine takdir edilen 7.254-TL ücret-i vekaletin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça karşılanan ve peşin harç dahil edilerek hesaplanan 1.279,24-TL muhakeme masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 21/05/2018

İş bu kararın gerekçesi 20/06/2018 tarihinde yazılmıştır.

Katip …

Hakim …