Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1479 E. 2021/661 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1479 Esas
KARAR NO : 2021/661

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLLERİ : Av. ….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … ..
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2016
KARAR TARİHİ : 25/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; davalı ile davacı arasında acentelik sözleşmesinin mevcut olduğunu, …’un da garantör olduğunu, acentelikten doğan borçlarının ödenmesi için davalı tarafa Bursa 10. Noterliğinin 04/03/2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, olumlu sonuç alınamadığını, borçların ödenmesi konusunda herhangi bir sonuç elde edilemeyince taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin Bursa 10. Noterliğinin 18/04/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkili firma tarafından feshedildiğini, davalı … Turizm Taşımacılık Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti. hakkında icra takibine başvurulduğunu, Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyasında 19.04.2016 tarihli icra takibinde 119.263,42- TL asıl alacak, 1.235,11 TL % 10,50 değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ve 306,02 TL ihtarname sonrası can alacak olmak üzere toplam 120.804,55 TL alacak için icra takibi yaptıklarını, Davalının (Borçlu) … Taşımacılık Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti. ‘nin 28.04,2016 tarihli dilekçesi ile takip konusu borcun tamamına itiraz ettiğini, ancak acentelik sözleşmesinin garantörü konumunda olan …’un yasal süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, davalı tarafın ayrıca icra müdürlüğünün yetkisine de itirazda bulunduğunu, acentelik sözleşmesinin 7.20. Maddesine göre sözleşmeden doğan ihtilafların çözüleceği yerin Bursa mahkemeleri ve icra daireleri olduğunu, bu maddenin açık bir yetki sözleşmesi olduğunu, kaldı ki taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap ekstersine ilişkin olduğunu ve bu nedenle müvekkili firmanın ikametgahı adresindeki mahkemenin uyuşmazlığı çözmeye yetkili olduğunu, müvekkili firmanın merkezinin ise Bursa olduğunu belirterek yetki itirazının reddine karar verilerek Bursa 1. İcra müdürlüğü 2016/… esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlunun % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili firmanın ikametgahının İzmir olması nedeniyle genel yetki kuralı gereğince yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olması nedeniyle İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bununla birlikte taraflar arasındaki sözleşmenin imzalandığı yer mahkemesinin de İzmir olduğunu, hesap dökümlerinin tek taraflı olduğunu, müvekkili firma ile karşılıklı mutabık kalınarak düzenlenmiş hesap dökümleri olmadığını, bu cari hesap dökümlerinde belirtilen alacak kalemlerinin hiçbirisinin sebep ve mesnedinin ne olduğu belli olmayan karşılıksız alacaklar olduğunu, cari hesapların da uyuşmadığını, bilet satış çalışmalarının kontür usulü ile yapıldığını, buna göre de kendilerinin davacı hesabına belli bir miktar para yatırdığını ve davacı tarafın da yatırılan para miktarı kadar bilet satışı yapılması için bakiye hesap açtığını ve bu yatırılan para miktarı kadar bilet satışı yapılınca tekrar müvekkili firma tarafından para yatırılarak bilet satışı yapıldığını, bu nedenle bu şekilde bir çalışma sistemi olduğu için davacı tarafa borçlu olmadıklarını, borçlu olunması halinde ise dekont ödemelerinin mahsubunun gerektiğini beyan etmekle , davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, itirazın iptali davası olup yasal süresi içerisinde açılmıştır.
İtirazın iptali davası genel hükümlere göre görülmekte olup yetkili mahkemenin tayininde HMK’nun ilgili hükümlerinin esas alınması gerektiği, taraflardan davacının taşımacılık faaliyeti yapan bir anonim şirket , davalının ise davacı şirketin İzmir’deki yetkili acentası olup bu nitelikleri gereğince iki tarafında tacir olduğu, tarafların yapmış oldukları acentalık sözleşmesinin ” ihtilafların hal yeri” başlıklı 7.20 maddesinde ” işbu sözleşmeden doğabilecek her türlü ihtilafların hal yeri olarak İstanbulve Bursa mahkemeleri ile icra dairelerinin” kararlaştırıldığı, HMK’nun 17 maddesi hükmü amir olup taraflarca Bursa ve İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığı aksinin kararlaştırılmadığı, yetki sözleşmesinin yasaya uygun olduğu anlaşılmakla yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre; mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Davalı taraf, tarafların kontür usulü ile çalıştıklarını iddia etmekle taraflar arasındaki çalışma usulünün bu şekilde olduğunu ispatla mükelleftir. Ancak davalı defterleri “Bilet Satışları” başlığı altında tek hesapta birden fazla şirkete dair kayıt tuttuğu için davacıya olan borç hesabı dahi yapılamamaktadır. Bu anlamda davalı taraf defterleri kontür usulü ile çalışıldığına dair tespitin yapılmasına elverişli değildir.
Öte yandan davacı taraf takipte 306,02 TL ihtarname sonrası cari alacak da talep ettiği görülmektedir. Ancak taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin feshedildiği de gözetildiğinde ihtarname sonrası nasıl bir alacağın doğduğu da davacı tarafça ispatlanabilmiş değildir.
Davacı … AŞ tarafından sunulmuş olan 2013 ve 2014 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürelerinde yaptırılmış olduğu, 2015 ve 2016 yıllarında davacı şirketin E-Defter mükellefi olduğu, 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerine ait beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda sahibi lehine delil teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Buna karşın davalının bir çok firma ile çalışmasına rağmen, otobüs biletleri satışları adı altında tek bir hesap tutulduğu, otobüs biletleri satış hesabının tek bir kayıt altında tutulmuş olması sebebiyle davalı defterlerinden borç hesabı yapılamayacağı görülmektedir. Davalı taraf defter kayıtlarında 20.646,87 TL komisyon faturası düzenlemiş olduğu kayıtlı olmasına rağmen, davacı defter kayıtlarında davalının 23.351,75 TL komisyon faturası kestiği kayıtlıdır. Davacının bu kaydı davalının lehinedir. Yine davalı tarafın dava dosyasına 16/05/2017 tarihli dilekçe ekinde sunduğu ödeme belgelerinin incelenmesi sonucunda Tire için 92.913,00 TL, Ödemiş için 28.061,50 TL ve Torbalı için 24.463,00 TL olmak üzere ödemeleri toplamının 145.437,50 TL olduğu, ancak davacı defter kayıtlarında tahsilatlar toplamının 160.501,50 TL olduğu, davalının yaptıklarını belirttiği ödeme kayıtlarından çok daha fazla tahsilatın davacı kayıtlarında işli olması hasebiyle bu kayıt itibariyle de davacı kayıtlarının davalı lehine olduğu anlaşılmaktadır. Davalı kayıtlarında 2014 yılı sözleşme öncesine dair avans kaydına rastlanmamakla birlikte, davacı taraf C/H ödeme notu ile 13.03.2014 tarihinde 40.000 TL + 28.01.2014 tarihinde 40.000 TL olmak üzere 80.000 TL ödemesine dair dekontları ibraz ederek davalıya 80.000 TL lik avans ödemesi gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Yine davacı tarafça 07/06/2013 ila 26/03/2016 tarihleri arasında muhtelif otobüs seferlerine ait 7301 adet toplam 352.235,00 TL bedelli bilet satımına dair listenin sunulmuş olduğu görülmektedir. Davacı taraf defter kayıtlarının, komisyon kaydı, gönderilen tahsilat kaydı gibi davalı lehine kayıtları bakımından, davalı defterlerine ve belgelerine göre daha lehte olduğu görülmekle, davacı kayıtları esas alınmış; davacı tarafın davalı acenteliğinde yapılan satış bedelinin 352.235,00 TL bedelli bilet satımına dair liste ile ortaya konulduğu ve yine davacının toplam 80.000 TL havalesi de cari hesaba avans kabul edilerek, davacının ticari defter kayıtlarına göre 2014 ila 2016 yılları arasında POS cihazı dahil, komisyon, nakdi tahsilat ve diğer ferileri ile tahsilatların ise 302.076,19 TL bedelli olduğu, listede 07.06.2014 tarihi itibariyle başlayan satışların ise toplam 289.215,00 TL olarak gözükmekte olduğu, sözleşme gereği %5 davalı komisyonunda artırım ve azaltma yetkisinin davacıda olup, kesilen komisyon fatura bedeli değerlendirildiğinde komisyon oranının sözleşmedekinden yüksek uygulandığının anlaşıldığı, ancak davacının tutuğu cari hesap incelendiğinde sözleşmesel bedeller dışında davalı aleyhine ikram bedelleri, servis hizmeti gibi bedeller tahakkuk ettirmiş gözüktüğü, buna karşın sözleşmede ise servisin acente tarafından sağlanacağının belirtildiği anlaşılmakla bu bedel mahkememizce kabul edilmediğinden davacı alacağının ihtarnameye konu cari hesap döneminde 106.208,25 TL olduğu, faizin ise 106.208,25 x 36 x 10,50 / 36500 = 1.099,91 TL olacağı kabul edilmiştir.
Alacak likit olmakla icra inkar tazminatına da hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; Bursa 1.İcra Dairesinin 2016/… sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 106.208,25-TL asıl alacak, 1.099,91 -TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 107.308,16-TL üzerinden devamına,
2-İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında hesap edilen 21.241,65 TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 7.330,22-TL harçtan başlangıçta alınan 2.061,04-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.269,18‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafça yapılan 2.061,04-TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcı ve 1.544,50-TL yargılama gideri toplam 3.634,74‬-TL’nin davanın kabul ret oranına göre 3.228,37- TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 1.028,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 114,93‬-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 14.144,27-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen kısım yönünden belirlenen 4.080,00- TLmaktu vekalet ücretinin (daha azına hükmedilemeyeceğinden) davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup anlatıldı.
25/06/2021

Katip …
☪ e-imzalıdır.

Hakim …
☪ e-imzalıdır.