Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1433 E. 2020/330 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1433
KARAR NO : 2020/330

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : …

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/07/2012
KARAR TARİHİ : 17/06/2020
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde, Almanya Federal Cumhuriyeti Yasalarına göre Kurulmuş ve sigortacılık alanında faaliyet gösteren bir anonim şirket olduğunu, sigortalı Enercon GmbH adlı şirketin yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi konusunda ticari faaliyet gösteren uluslararası bir şirket olduğunu, … GmbH şirketinin Türkiye’de ticari faaliyet gösöteren … İmalat Montaj ve Tesisat A.Ş. (….)’a İtalyadaki bir müşterisi için rüzgar türbini kuleleri imalatı için sipariş verdiğini, davacı tarafın sigortalısı … GmbH tarafından Türkiye’de imal edilen rüzgar türbini kulelerinin imalatının tamamlanmasının ardından İtalya’ya sevk edilmesi gerekir iken, bazı teknik nedenlerle sevk edilme işinin ertelenmiş olduğunu, bu durumda da davalı taraf ile ardiye sözleşmesi yapılarak söz konusu rüzgar türbini kulelerinin davalı tarafa ait depolarda depolandığını, davalı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmayıp, ardiyesinde olası risklere karşı gerekli önlemleri almadığını, 20/03/2008 tarihinde yağan şiddetli yağmur esnasında depoyu basan sel nedeni ile yüksek değerdeki rüzgar türbini kulelerinin zarar gördüğünü, davalı tarafın yüksek ücretler karşılığı depolanan milyonlarca Euro değeri olan malın güvenliği için gerekli önlemleri almadığını, hatta ardiyesi için hasar sigortası dahi yaptırmadığını, sigortalının kulelerde meydena gelen hasarı tamir ettirmek için ÇİİMTAŞ’a geri götürmek zorunda kaldığını, müvekkil şirketin hasar ile ilgili tamirat masrafları, malzeme masrafları, nakliye bedeli, hasar tespiti için bilirikişi incelemesi yapılması gibi mal ve hizmet kalemleri karşılığı olarak toplam 253.364,56 EURO tutarında ilave ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek ödenmiş hasar bedeli olan 253.364,56 EURO ‘ nun dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddini savunmuş, davacı tarafın tazminat talebinin zaman aşımına uğradığını, davalı şirketin taşımacılık yaptığını, ana sözleşmesinde iştigal mevzuu içinde ardiye ibaresinin geçmediğinden ardiyeci sayılamayacağını. verilen hizmet karşılığında alınan bedelin çok düşük olduğunu ve ardiye ücreti olarak kabul edilemeyeceğini, davalı şirketin davacı tarafın selefinin ricası üzerine, mevcut iki liman (Roda ve Borusan limanları) idaresine müracaat edip yer tahsisi talebinde bulunmasına rağmen buralardan red cevabı aldığını, son çözüm olarak da söz konusu malları kendi sahasında kabul etmek durumunda kaldığını, ayrıca davacı tarafın selefinin sahanın ve depolanacak malın niteliği ve depolanacağın yerin sağlaması gereken özellikleri konusunda hiç bir bilgi vermediğini ve talepte bulunmadığını belirterek davanının reddini istemiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Yukarıda özetlenen dava sebebiyle Kapatılan Bursa 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda 2012/37 E. 2023/358 K. sayılı ilamla davanın reddine karar verilmiştir. Red gerekçesinde “taraflar arasında sigortalı emtianın saklanması ve depolanmasına ilişkin yazılı bir sözleşme yapılmadığı, aslında imalatçı şirkette depolanan ürünlerin, taşımanın gecikmesi nedeniyle davalıya ait tır parkında depolandığı, bu hususun sigorta ettiren şirket tarafından da kabul edildiği, bu haliyle davalı ile sigorta ettiren arasındaki ilişkinin ardiye ilişkisi değil taşıma ilişkisi olduğu, davalının sadece sigortalı emtianın Türkiye’den İtalya’ya taşınması işini üstlendiği, taşımanın ertelenmesi ve uygun bir depolama alanının bulunamaması nedeniyle davalının asıl uzmanlık alanı olmayan ardiye işini arızi olarak yaptığı, sigorta ettiren şirketin, söz konusu ürünlerin açık alanda bekletileceğini bildiği, esasen bu ürünlerin montaj sahalarında da açık alanda depolandığı, davalının tır parkında muhafaza ettiği mallar için muhtemel tüm tedbirleri aldığı, alınan tedbirlerin yeterli bulunduğu, davalının herhangi bir kusurunun olmadığı” görüşüne yer verilmiştir.
Bu karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.04.2015 gün ve 2014/12540 E. 2025/5857 K. Sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında “kural olarak borç doğuran akitlerde şekil serbestisi geçerli olduğu, ardiye sözleşmesinin de bir şekil şartına tabi olmadığı, 31.03.2008 ve sonraki tarihli faturalardan davalının ardiye ücreti adı altında davacının sigortalısından para tahsil ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda taraflar arasında ardiye ilişkisinin kurulduğunun kabulü gerektiği, somut olayda tarafların kusur durumlarına ilişkin dosyada mübrez raporlar arasındaki çelişkinin giderilmemiş olması nazara alınarak davalının kendisine muhafaza edilmek üzere teslim edilen emtiayı özenle koruma borcunun bulunduğu gözetilerek, bu kapsamda davacı tarafından sigortalanan malların selden zarar görmesini önleyici ne gibi tedbirler alınabileceği, sel sırasında davalının malları kurtarmak bakımından gerekli her türlü özeni gösterip göstermediği hususlarında dosyada mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek biçimde içinde ardiye konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ” belirtilmiştir.
Mahkememizce bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmiş, dosya ardiye konusunda uzman bir bilirkişi, bir makine mühendisi bilirkişi ve bir meteoroloji uzmanı bilirkişi heyetine tevdi edilerek dosyada kayıt ve belgelerden yararlanmak suretiyle davalı Gemtras A.Ş.’nin TIR parkında muhafaza edilen ve davacı şirket tarafından sigorta edilen malların selden korunması için gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı, ortada mücbir sebep bulunup bulunmadığı,riskin meydana geldiği gün görülen yağışın yıllık ortalamalara göre yüksek olup olmadığı ve bu yüksekliğin mücbir sebep yahut ön görülemeyecek hal kapsamında olup olmadığı, muahfaza için alınması gereken tedbirlerin ne olduğu konusunda rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti olayın çözümü için inşaat mühendisi bilirkişi Kadir Sarıaltın’ın da heyete dahil edilmesini talep etmiş, bu talep doğrultusunda bilirkişi sayısı artırılmıştır. İnşaat Mühendisi Kadir Sarıaltın 21.11.2018 tarihli raporunda depo olarak kullanılan arazinin taban arazi olduğunu ve düşük kotta yer aldığını, bir dere yatağı bulunmadığından olası yağışlarda suyun araziye yayılarak ilerlediğini, depo alanlarındaki menfezlerin yetersiz olduğunu, bu nedenle depo alanının dere taşkın etki alanı içinde kaldığını bildirmiştir.
Meteoroloji Mühendisi Feryal Biçkici de 23.11.2018 tarihli raporunda hasar gününde meydana gelen yağışın 9 ila 4 yılda bir tekrar etme ihtimali bulunduğunu, bu yönüyle olağan sayılabileceğini belirtmiştir.
Makine mühendisi ve lojistik uzmanı bilirkişiler de 31.10.2018 tarihli raporlarında Gemtrans firmasının TIR parkı olarak kullandığı yol kenarındaki toprak sahanın depolamaya uygun olmadığını, depolama süresince emtiadan Gemtrans Şirketinin sorumlu olduğunu, yoğun yağış ve sel durumunda alınması muhtemel bir ilave tedbir bulunmadığı kanaatini bildirmiştir.
Dava devam ederken davalı şirket iflas etmiş olduğundan dava kayıt kabul davasına dönüşmüştür.
Alınan tüm bilirkişi raporlarından ve fiili durumdan anlaşılacağı üzere dava dışı sigortalıya ait malların depolandığı alanlar su baskını riski taşıyan açık arazi niteliğindedir. Bu arazi genel itibari ile davalı tarafından tır parkı olarak kullanılmaktadır. Arazinin genel yapısı, tesviyesi ve bölümlere ayrılması bu kullanım amacına yöneliktir. Hasar gören mallar gibi emtianın depolanması için müsait değildir. Her iki taraf da bu durumu görerek ve bilerek emtianın depolanmasına rıza göstermiştir. Her iki taraf da tacirdir. İhtimalleri hesaba katmaları gerekir. Bundan dolayı da meydana gelen zararı eşit olarak paylaşmaları gerekir. Davalı tarafın ardiye hizmetinden ücret alması, kullandığı arazinin özelliklerini biliyor olması sorumluluğunu gerektirse de dava dışı sigortalının kendi mallarının özelliğini dikkate alarak özensizce depolanmasına izin vermemesi beklenir.
Yukarıdaki izahat çerçevesinde, dosyadaki 28.09.2012 havale tarihli ek raporda öngörülen 131.529,86 euro’luk maddi zararın yarısından davalının sorumlu olacağı takdir edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile 65.759,93 Euro rücuen tazminatın dava tarihi olan 20/03/2009 gününden iflas tarihine kadar olan dönem için 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi gereğince işleyecek döviz cinsinden mevduata devlet bankalarınca ödenen faiziyle birlikte Bursa 7. İcra Dairesinin 2016/7 İflas sayılı dosyası üzerinden tasfiyesi devam eden müflis …. Gemlik Ulaştırma Paz. Denizcilik ve Tic. A.Ş. ‘nin iflas masasına alacak olarak kayıt ve kabulüne,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 34.650,85-TL harca peşin yatırılan 7.785,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 26.865,55-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı vekili lehine takdir edilen 42.413-TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça karşılanan 2.490.TL masraftan kabul red oranına göre hesaplana 1.245-TL muhakeme masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 7.785,30.TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı.17/06/2020

İş bu kararın gerekçesi 17/06/2020 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …