Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1390 E. 2021/403 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2016/1390
KARAR NO : 2021/403

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACILAR: 1- …
2-…..
VEKİLİ : Av. ….

DAVALILAR: 1-…
VEKİLİ : Av. …..
2- …
VEKİLİ : Av…..
3- …
VEKİLİ : Av..
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 0311/2016
KARAR TARİHİ : 12/04/2021
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ: Davacı tarafın dava dilekçesinde 04/11/2009 günü meydana gelen trafik kazasında her iki davacının ayrı ayrı yaralandıklarını, davacılardan …’un sakat kaldığını, kazada kusurun davalı tarafa ait olduğunu bu konuda ceza mahkumiyeti bulunduğunu belirterek davacıların bedensel kazanma gücü kaybı, tedavi giderleri, bakıcı ve ulaşım giderleri gibi maddi zararlara uğradığını, davacıların ekonomik geleceğinin sarsıldığını, olay sebebiyle manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek maddi zarar miktarının belirlenmesini ve maddi zararın davalılardan müteselsilen tahsilini, sigorta şirketinin limitle sınırlı sorumlu tutulmasını, her iki davacı için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
DAVALILARIN CEVABI: Davalı Remzi vekili davanın reddini istemiş, ceza mahkemesinden alınan kusur raporunun hukuk hakimini bağlamayacağını yeniden kusur raporu alınması gerektiğini, yedi yıldan sonra dava açılmış olmasının acı ve elem iddiasıyla bağdaşmadığını, sakatlık var ise davalının bundan sorumlu olmadığını ileri sürmüştür.
Davalı … A.Ş vekili ; KTK 97.maddesi gereğince dava ön şartı yokluğundan reddini gerektiğini, belirsiz alacak davası açılamayacağını, kusurla ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını, tedavi giderlerinden SGK’nun sorumlu olduğunu , dolaylı zararlar ve bakıcı giderlerinin poliçe kapsamında olmadığını ancak dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini, maluliyetin Adli Tıp raporuyla tespitini istediklerini ileri sürmüştür.
Davalı … vekili de davanın ön şart yokluğundan usulden reddi gerektiğini, belirsiz alacak biçiminde talepte bulunulamayacağını , kazadan sonra davacıların dava açmayacaklarına dair beyanda bulunduklarını, bakıcı giderlerinden sorumlu olmadıklarını ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava trafik kazası sebebiyle tazminat taleplerine ilişkindir. Davacı taraf maddi tazminatla birlikte ayrı ayrı manevi tazminat taleplerini de ileri sürmüş, sigorta şirketinin sadece maddi tazminattan sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
Haksız fiil sebebiyle tazminat davalarında temel olarak haksız bir fiilin varlığının ve haksız fiilde davalı tarafın kusurununu belirlenmesi gerekir. Kusurun oransal biçimde dağılımını belirlemek amacıyla başka bir trafik bilirkişiden rapor alınması uygun görülmüştür. Bilirkişi raporunda davalı sürücünün %100 (tam), davacı …’un kusursuz olduğunu bildirmiştir. Bu görüş ve oran oluşa uygun bulunarak mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Delillerin toplanması aşamasında davacıların ATK dan maluliyet raporları alınmıştır.
Kaza tarihi 04/11/2009 olduğundan kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirleme yapılması gerekmektedir. (Kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No:2020/….,Karar No: 2021/….) her iki davacı yönünden alınan rapor da Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranları belirlendiğinden hüküm kurmaya uygundur.
Davacı …’un maluliyet oranı %63 olup iyileşme süresi 9 aydır. Davacı …’un maluliyet oranı %3,1 olup iyileşme süresi 3 aydır.
Davacıların talep edebilecekleri maluliyet tazminat alacak miktarları yönünden bilirkişi raporu alınmıştır. Aktüerya hesabından anlayan bilirkişi 03.01.2021 tarihli raporunda davacı …’un 233.851,24 TLmaluliyet tazminatı , 6.552,60 TL bakıcı gideri olarak tazminat alacağı, 322,29 TL yol gideri tazminatı alacağı bulunduğu belirlenmiştir. Davacı …’un 19.402,23 TL maluliyet tazminatı , 2.142,90 TL bakıcı gideri olarak tazminat alacağı, 322,29 TL yol gideri tazminatı alacağı bulunduğu belirlenmiştir. Bu hesaplama TRH 2010 hesaplama tekniğine göre hazırlanmış olup yerleşik yargıtay uygulamalarına da uygun olduğundan mahkememizce hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur. (“TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, Esas No : 2020/10352,
Karar No: 2021/2596)
Yargılama devam ederken davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödeme yapılmış ve davacılar sigorta şirketi yönünden davadan feragat etmişlerdir.
Sigorta şirketi yönünden açılan davaların feragat nedeniyle ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Davacı Orhan 150.000,00 TL davacı Gülfer için 16.962,13 TL ödeme yapılmıştır. Bu alacakların işleyen faizleri vekalet ücreti ve yargılama gideri de ödenmiştir. Davacı ile davalı sigorta şirketi bu şekilde anlaştığından feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de davalı sigorta şirketi lehine vekalet ücretine hükmolunmamıştır.
Davacı ödeme sonrası kalan tutarlar kadar davasını ıslah etmiş ve ıslah istemini ödenmeyen tazminat alacak tutarları için yapmıştır.
Buna göre davacı … için 90.726,13 TL maddi tazminat alacağının, davacı … için 4.915,30 TL maddi tazminat alacağının davalılar … ve … …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Tazminat alacaklarına kaza tarihi olan 04/11/2009 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmıştır.
Davacıların manevi tazminat istemleri de bulunmaktadır. Manevi tazminatın belirlenmesi konusunda ise; hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Kazada davalı araç sürücüsü tam kusurludur. Davacı …’un maluliyet oranı %63 olup iyileşme süresi 9 aydır. Davacı …’un maluliyet oranı %3,1 olup iyileşme süresi 3 aydır. Davacı Ayfer davacı Orhan’ın eşi olup kendi yaralanması ve maluliyeti dışında eşinin yaralanması ve maluliyetinden de manevi olarak etkilenmiştir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak manevi tazminat alacak tutarları belirlenmelidir. Bu sebeple davacı …’un manevi tazminat davasının kabulü ile 50.000 TL manevi tazminat alacağının, davacı …’un manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 15.000 TL manevi tazminat alacağının davalılar … ve … …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Tazminat alacaklarına kaza tarihi olan 04/11/2009 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmıştır.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacıların davalı … AŞ’ye yönelik davasının feragat nedeniyle reddine,
4.915,30 TL maddi tazminat alacağının davalılar … ve … …’ten kaza tarihi olan 04/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı …’a ödenmesine,
90.726,13 TL maddi tazminat alacağının davalılar … ve … …’ten kaza tarihi olan 04/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı …’a ödenmesine,
Davacı …’un manevi tazminat davasının kabulü ile 50.000 TL manevi tazminat alacağının davalılar … ve … …’ten kaza tarihi olan 04/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı …’a ödenmesine,
Davacı …’un manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 15.000 TL manevi tazminat alacağının davalılar … ve … …’ten kaza tarihi olan 04/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı …’a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Maddi Tazminat yönünden alınması gereken 6.533,26- TL harcının, peşin yatırılan 348,39-TL ile ıslah anında yatırılan 1.599,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.585,71 TL harcın … ve … …’ten müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
Manevi Tazminat yönünden alınması gereken 4.440,15-TL … ve … …’ten müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafça yapılan toplam muhakeme masrafı yargılama sırasında davalı sigorta şirketi tarafından ödendiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
Maddi Tazminat yönünden davacı … lehine takdir edilen 12.568,98 TL ücret-i vekaletin davalılar … ve … …’ten müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Maddi Tazminat yönünden davacı … lehine takdir edilen 4.080,00 TL ücret-i vekaletin davalılar … ve … …’ten müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Manevi Tazminat yönünden davacı … lehine takdir edilen 7.300,00 TL ücret-i vekaletin davalılar … ve … …’ten müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Manevi Tazminat yönünden davacı … lehine takdir edilen 4.080,00 TL ücret-i vekaletin davalılar … ve … …’ten müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden davalılar … ve … … lehine takdir edilen 4.080,00-TL ücret-i vekaletin davacı …’tan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
Davacı tarafın yatırdığı peşin olarak yatırdığı 348,39-TL ile ıslah anında yatırılan 1.599,16-TL harcın … ve … …’ten müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davalı … AŞ’ye yönelik davada tarafların vekalet ücreti ve yargılama gideri konusunda anlaştıkları anlaşılmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı.

İş bu kararın gerekçesi 12/04/2021 tarihinde yazılmıştır.

Katip …..
e-imzalıdır

Hakim …..
e-imzalıdır