Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/120 E. 2018/468 K. 09.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO : 2016/120
KARAR NO: 2018/468

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …TD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. … – Ayrancı Mah. Şair Nazım Sokak Çankaya Konut Kuleleri D-Blok Kat20 No:44-45 Çankaya/Ankara

DAVALI : …
Çınar Mahallesi Ulubatlı Hasan Bul. Stadyum Caddesi Merinos Kavşağı No:40 Osmangazi/ BURSA
VEKİLİ : Av. …… – Maltepe Mah. Eski Çırpıcı Yolu Sok. No: 8 Parima İş Merkezi K.13 Cevizlibağ 34010 Zeytinburnu/ İSTANBUL

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/01/2016
KARAR TARİHİ : 09/04/2018
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı taraf dava dilekçesinde özet olarak taraflar arasında elektrik enerjisi aboneliğinden kaynaklanan sözleşme bulunduğunu, bu kapsamda kendilerine tüketim faturaları düzenlendiğini, faturalarda maktu sayaç okuma bedeli tahsil edilmesi gerekirken nispi ücret tahsil edildiğini, nispi ücrete ilişkin EPDK kararının danıştay tarafından iptal edilmesi sebebiyle bu ücretlerin haksız tahsil edildiğinin ortaya çıktığını ileri sürerek, 2011 Ocak – 2012 Aralık dönemleri arasında fazladan tahsil edilen sayaç okuma bedellerinin iadesini istediklerini, miktarın bilirkişi tarafından tespitinden sonra harcı ikmal etmek üzere belirsiz alacak talep ettiklerini bildirerek şimdilik 10.000-TL’nin 6183 sayılı kanunun 51. Maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : DDavalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğini, talep haklarının zaman aşımına uğradığını, Danıştay 13. Dairesi tarafından o günlerde meri olan tarifesi yönetmeliğinin 15. Maddesi gereği iptal kararının geçmişe yönelik uygulanamayacağını düzenleyici bir işlemin iptalinden dolayı daha önce tesis edilen düzenleyici bireysel işlemlerin iptali gerekmediğini, düzenleme yetkisinin EPDK’ya ait olduğunu, kaldı ki 6444 sayılı kanunda değişiklik yapan 6719 sayılı kanun gereğince mahkemelerin denetim yetkisinin düzenleyici işleme uygunlukla sınırlı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır. Sözleşmenin tarafı olan abone, kendisinden fazla tahsilat yapıldığını ileri sürmektedir.
Uyuşmazlık, abonenin kendisinden daha önce yürürlükteki mevzuata uygun biçimde tahsil edilen perakende satış hizmet bedelinin, mevzuatın sonradan iptali gerekçesine dayanarak iadesini isteyip istememeyeceği noktasındadır. Bilindiği gibi Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 875 sayılı kararı ile belirlenen geçiş dönemi tarife uygulamaları başlıklı ikinci bölümünün B bendi gereğince sayaç okuma hizmetlerini içeren perakende satış hizmet bedeli tüketilen enerji bedeli üzerinden nispi biçimde tahsil edilmekteydi. Danıştay 13. Dairesi tarafından iptal edilen bu hükmün yürürlükten kalkması sebebiyle artık sayaç okuma hizmetlerinin maktu bir ücrete tabi olması söz konusudur. Bu iptal kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 2011/1901 sayılı kararıyla belirtildiği üzere serbest tüketici konumundaki aboneler yönünden hüküm ifade edecektir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05.02.2014 gün ve 2013/20678 esas sayılı kararında belirtildiği üzere “Danıştayın iptal kararları geçmişe etkilidir. İptal kararları, iptali istenen tasarrufu ve ona bağlı işlemleri yapıldıkları tarihten itibaren ortadan kaldırır. İşlem hiç yapılmamış gibi hüküm ve sonuç doğrur. İşlemden önceki hukuki duruma dönülür ve genel etkilidir.” O halde iptal kararlarının serbest tüketici olan abonelerle sınırlı biçimde lehe değerlendirilmesi gerekir. Davacıdan sadece maktu sayaç okuma bedeli tahsil edilebileceğine göre fazla tahsilatın iadesi gerekir.
Dosya bir elektrik mühendisi bilirkişiye teslim edilerek dava konusu dönemde davacıdan ne kadar nispi sayaç okuma bedeli tahsil edildiği, tahsil edilmesi gereken maktu sayaç okuma bedelinin ne kadar olduğu yolunda rapor alınmıştır. 11.09.2017 tarihli rapora göre maktu sayaç okuma bedelleri tenzil edildikten sonra davacıdan fazla tahsil edilen nispi sayaç okuma bedelleri toplamı 43.609,66 TL’dir. Bilirkişi raporunda davacının serbest tüketici konumunda olup olmadığı da ele alınmış, davacının yıllık tüketim miktarları nazara alındığında serbest tüketici statüsünde olduğu belirtilmiştir.
Davacı taraf davasını ıslah ederek 51.459,39.TL talep etmiştir. Mahkememizde yapılan değerlendirmede davanın haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Zira dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanun iptal edilmemiş ve yürürlükte kalmış hükümler açısından etkilidir. 6719 Sayılı Kanunun yürürlüğünden önce iptal edilerek mevzuat hiyerarşisinden ve meriyetten kalkan bir hükmün bu kanunla tekrar hayata dönmesi mümkün değildir. 6719 Sayılı Kanunla eldeki davalar açısından ve meri mevzuata uygun olan maliyet kalemleri açısından düzenleme yapılmıştır. Halbuki nispi sayaç okuma bedellerine ilişkin EPDK kararı çok daha önce iptal edilmiştir. 6719 Sayılı Kanunun meriyetine kadar geçen dönemde bir boşluk vardır. Üstelik her dava kural olarak açıldığı gündeki şartlara tabidir. Açık bir yasa hükmü olmadıkça sonradan yürürlüğe giren mevzuat geçmişe etkili olmaz. 6719 Sayılı Kanundaki denetim sınırlamaları ve bunun henüz kesinleşmemiş davalara da uygulanmasına iliskin hüküm, daha önce iptal edilmiş hükmü canlandıran bir hüküm değildir.
Davacı tüketim miktarları itibariyle serbest tüketici statüsündedir. Yürürlükteki mevzuata göre bunun için ayrıca belge alması gerekmez. Daha açık bir ifade ile, belli tüketim limitlerini aşan her elektrik tüketicisi, serbest tüketici olarak belli haklara sahip olur. Daha önce zorunlu olan belge alma şartı artık kalkmıştır. Serbest tüketici Yönetmeliğinin 6’ncı maddesinin 2’nci paragrafı 16.03.2013 tarihinde yayınlanan yönetmelikle birlikte yürürlükten kaldırılmıştır. O halde davacıdan serbest tüketici belgesi getirmesi istenemez. Şartları tutuyorsa serbest tüketici haklarından yararlanması esastır.
Tüm bu hususlar bir arada değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiş, bilirkişinin KDV hesaplanmadığı nazara alınarak re’sen uygulama yapılmıştır. Zira tahsil sırasında bu bedelin KDV’si de tahsil edilmiştir. Davanın kısmî dava biçiminde açıldığı nazara alınarak faiz uygulaması dava ve ıslah tarihine göre kademeli olarak hükme bağlanmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile 51.459,39 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Alacağın 10.000 TL’lik kısmına 29/01/2016 dava tarihinden itibaren bakiye 41.459,39 TL’sine ise ıslah tarihi olan 26/02/2018 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
Alınması gereken 3.515,19-TL harca peşin yatırılan 170,78-TL harç ile ıslah anında yatırılan 709 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.635,41-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı vekili lehine takdir edilen 6.010-TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça karşılanan ve peşin harç dahil edilerek hesaplanan 1.012,78-TL muhakeme masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 09/04/2018

İş bu kararın gerekçesi 17/12/2018 tarihinde yazılmıştır.

Katip …

Hakim …