Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1155 E. 2018/405 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO : 2016/1155
KARAR NO : 2018/405

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –

VEKİLİ : Av. … – Kartaltepe Mah. Pembe Ay Sokak No: 14/7 34144 Bakırköy/ İSTANBUL

DAVALILAR : 1- … – TC Kimlik No:… , …,
2- … – TC Kimlik No:… , …
VEKİLİ : Av. … – Atatürk Cad. Kardeşler İş Hanı Kat:3 No:303 Osmangazi/ BURSA
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2016
KARAR TARİHİ : 28/03/2018

Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde davalıların, davacı şirketin 25/06/2013 tarihine kadar şirket yönetiminde görev yaptıklarınıa, davalı …’in yönetim kurulu üyesi ve genel müdür, davalı …’ın yönetim kurulu üyesi ve mali işler müdürü olarak görev yaptığı dönemde Çanakkale Lapseki İlçesindeki 3 taşınmazı 755.000,00 TL bedelle satın aldıkları halde taşınmazların gerçek değerinin Lapseki SHM 2014/10 D.İş dosyasındaki tespit raporuna göre; 22/12/2016 tarihinde 65.082,12 TL olduğu, şirketin 30/12/2005 tarihi itibari ile 450.000,00 TL + 305.000,00 TL + 10.000,00 TL olmak üzere imzasız tediye makbuzları ile 755.000,00 TL ödeme yapmış olarak gösterildiğini, taşınmazların satıcıların beyanına göre; 40.500,00 TL satış bedelini aldıklarını beyan ettiklerini, davalıların şirketi 755.000,00 TL – 40.500,00 TL = 714.500,00 TL zarara uğrattıklarından ve şirket parasını zimmetlerine geçirdiklerinden bu bedelin 15/12/2006 tarihinden itibarne işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddini savunmakta, taşınmazların 2006 yılında şirket yönetim kurulu başkanının talimatı ile 22/12/2006 tarihinde satın alındığını, bu tarihten sonra yapılan 2007-2010 ve 2013 tatrihli genel kurulşarda şirket yönetim kurulu üyelerinin ibra edilp aklandıklarını, dava konusu iddiaların zamanaşımına uğradığını, davalı …’ın imza yetkisinin olmadığını, taraflar arasında Bursa 7.ASCM de 2014/911 Esas sayılı kamu davası görüldüğü için bu davanın açıldığını, taraflar arasında halen Bursa 1.ATM de 2015/411 Esas sayılı davanın da derdest olduğunu, ileri sürülen tüm iddiaların haksız olduğundan; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava şirket yöneticileri aleyhine açılan sorumluluk davasıdır. Dava tazminat davası biçimde açılmışsa da şirket yönetiminde bulunan yönetim kurulu üyelerinden … ve …’in müdürlük görevleri esnasında şirketi zarara uğratacak biçimde taşınmaz alımı yaptıkları ileri sürülmektedir. Davacı taraf davasını haksız fiil niteliğindeki hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve zimmet olarak nitelemişse de mahkememizce bu tavsife iştirak edilmemiştir.
Davacı şirketin aynı olay sebebiyle ceza soruşturması başlanması için şikayete bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple Bursa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/397 esas sayılı dosyasıyla soruşturma başlatılmıştır. Bu kovuşturma beraat ile sonuçlanmış ancak henüz kesinleşmemiştir.
Yapılan değerlendirmede sorumluluk davası niteliğinde olan talebin bu çerçevede ele alınması gerektiği sonucuna varılmıştır. Şirket yöneticisi olan davalıların eylemlerinden sonraki genel kurullarda ibra edildikleri ortadadır. Kural olarak şirket müdürleri ibra edildikleri hususlarda sorumluluklardan kurtulurlar. Şirket, yöneticilerini ibra etmiş olmakla eldeki davadaki talep haklarını da kullanamayacaktır. Bir an için eylemin gizlenmiş bir suç olduğu kabul edilse dahi şirketin murakabesi altındaki ortakların bu hususu gizlediklerine dair yeterli ve inandırıcı delil yoktur. Üstelik şirketin bugünkü yönetim kurulu başkanının o gün de yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü anlaşılmıştır. Yönetim kurulu başkanı hakkında dava açılmadan iki yönetim kurulu üyesi hakkında dava açılması da makul değildir.
Şirket ortakları arasındaki alacaklar beş yıllık zaman aşımına tabidir. Ancak davacı tarafın eylemin suç vasfında olduğuna yönelik iddiası sebebiyle zaman aşımı olgusu üzerinde durulmamıştır. Her halükarda şirket yönetim kurulu üyelerinin müspet eylemden sorumlulukları bulunmadığı, taşınmazın gerçek değerinin şirketin diğer organları tarafından bilinebilir ve belirlenebilir nitelikte olmasına rağmen davalıların genel kurullarda ibra edildikleri nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
İşbu dava sebebiyle konulan tedbirlerin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin derhal kaldırılmasına,
Alınması gereken 35,90-TL harcın, peşin yatırılan 12.201,88-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 12.165,98-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan 22-TL posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalılar vekili lehine takdir edilen 42.530-TL ücreti-i vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, anlatıldı.28/03/2018

İş bu kararın gerekçesi 28/03/2018 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …