Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/103 E. 2021/792 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/103 Esas
KARAR NO : 2021/792

BAŞKAN :…
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :1-….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA İHBAR OLUNAN :1-….
VEKİLİ :Av. …
DAVA İHBAR OLUNANLAR : 2-….
3- …
Hocahasan Mah. 6.Bahçe Sk. No:16 İç Kapı No:12 Osmangazi/ BURSA
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2016
KARAR TARİHİ : 08/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanında; Dava dilekçemizi tekrar ederiz, müvekkilim davalı bankanın 4000.33101 nolu vadesiz mevduat hesap müşterisi olup, müvekkilimin vadesiz hesabındaki parasını aynı şube içinde işlem gören diğer davalıya ait 9355 nolu yatırım hesabına aktardığı, aktarılan paralar şube çalışanı ve yatırım uzmanı… tarafından EFT işlemleri ile hesaptan çekildiği, 03/01/2013 tarihli hesap özetine göre müvekkilimin zararı 552.442,50 TL’ye baliğ olduğu, 31/01/2013 tarihinde hesap üzerinde Bursa 1.SHM’nin 2013/10 D.iş dosyasından tespit raporu alındığı, davalı banka çalışanları hakkında da Bursa 2.Ağır Ceza Mahkemesinde 2013/114 esas sayılı ceza davasının derdest olduğu, buna göre müvekkilimin uğradığı 552.442,50 TL’nin 07/01/2013 zarar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava ederim şeklinde talepte bulunmuştur.
Davalılar vekili beyanında; 13/05/2016 tarihli cevap dilekçemizi tekrar ederiz, müvekkil banka hakkında açılan dava haksız ve yersiz olup, açılan davanın öncelikle husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, davacının yatırım işlemlerinde… ile birlikte hareket edip yatırım işinde zarar edince davacı haksız kazanç elde etmek için müvekkilini hedef aldığı, olayla ilgili Bursa 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/114 esas sayılı dosyasının derdest olduğu, bu davanın sonucunun beklenmesinin gerektiği, diğer müvekkil yönünden; davacının şirket çalışanı… ile birlikte hareket edip hisse senedi ve VOB piyasalarında birlikte hareket edip işlem yaparak zarar ettiği, zararını ise müvekkillerinden çıkarmaya çalıştığı, zarar gerçek olmadığından davacının taleplerinin yerinde olmadığı, davacının…’ya yatırım işlemleri için tam yetki verdiğinden bu kişinin borsada ve VOB piyasasında yaptığı usulsüz işlemlerinden kendisinin sorumlu olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunuyorum şeklinde beyanda bulunmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava bankacılık işlemleri dolayısı ile davalıların kusurlu eylemlerinden kaynaklı ortaya çıkan zararın tazmini istemine ilişkindir.
davacının davalı bankanın 4000.33101 nolu vadesiz mevduat hesap müşterisi olup, müvekkilimin vadesiz hesabındaki parasını aynı şube içinde işlem gören diğer davalıya ait 9355 nolu yatırım hesabına aktardığı, aktarılan paralar şube çalışanı ve yatırım uzmanı… tarafından EFT işlemleri ile hesaptan çekildiği, 03/01/2013 tarihli hesap özetine göre davacının zararının 552.442,50 TL olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/114 esas sayılı dosyasında… ile birlikte diğer sanıklarda yargılanmaktadır. Davacı bu dosyada zarar gören katılan konumundadır. Davalı tarafın, davacının yatırım işlemlerinde… ile birlikte hareket edip yatırım işinde zarar edince davacı haksız kazanç elde etmek için davalı tarafı hedef aldığını iddia etmişse de bu iddianın yargılandığı bir ceza dosyası bulunmamakta olup aksine davacı Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/114 esas sayılı dosyasında katılan konumundadır. Bu sebeple bu davanın bekletici mesele yapılması talebi yerinde görülmemiştir.
Davacı taraf dosya sanığı… tarafından düzenlendiği iddia olunan 03/01/2013 tarihli hesap özetine dayanarak bu hesap özetindeki 552.442,50 TL tutar kadar alacaklı olduğunu iddia etmişse de bu hesap özetinde herhangi bir imza bulunmadığı gibi bu hesap özeti içeriğinin kayıtlarla örtüşmesi gerekmektedir. Bunun için bilirkişi incelemesi yapılmalıdır.
Ceza dosyasında davacıya atfen atıldığı iddia olunan bir takım belgelerde imza incelemesi yapılmıştır.
Ayrıca mahkememizce de Grafolog bilirkişiden 14/01/2013 tarihli portföy değerine ilişkin mutabakat belge aslı üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda rapor alınmasına karar verilmiş yapılan inceleme sonucunda.“14.01.2013” tarihli “hesap özeti” üzerindeki “mutabıkım” el yazısının, ve imzanın, davacı … eli ürünü olmadığı rapor edilmiştir.
Toplanan tüm bu delillerle birlikte dosyada hesap bilirkişisinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetinin06.09.2017 tarihli raporunda 204.000,00 asıl alacak,105.668,88 faiz, olmak üzere toplam 309.668,88 TL alacak hesaplanmıştır. Aynı heyetin 11.07.2018 tarihli ek raporunda 424 000,00 asıl alacak, 193.172,19 faiz, olmak üzere, toplam 617.172,19 TL. Alacak miktarı hesaplanmıştır.
Rapor ve ek rapor hüküm kurmaya elverişli olmadığından ve sonuç itibariyle de birbiriyle çelişkili olduğundan farklı bir heyetten bilirkişi raporu alınmıştır.
İnternet işlemleri bilgisayar log kayıtlarından davacı …’ın 28.09.2010 tarihinden 01.02.2012 tarihine kadar internet üzerinden hesap bakiyesini sorguladığı, en son 01.02.2012 tarihinde saat 14:41:14’te davalı …. nezdindeki hesabında bulunan tüm nakit ve menkul kıymet cari bakiyelerini (overall) gördüğü anlaşılmaktadır. Davacının davalı ….’ye verdiği 01.02.2012 tarihli talimat ile hesabına bağlı internet hesabının kapatılmasını istediği ve bu isteğinin bu tarihte yerine getirildiği tespit edilmektedir. Bu kapsamda davacının internet işlemleri log kayıtlarına göre, 01.02.2012 tarihi itibariyle davacının 27.09.2010 tarihinden 01.02.2012 tarihine kadar hesabında meydana gelen tüm işlemleri bildiği ve işlemleri kabul etmiş sayılmalıdır. Bu nedenle davacının hesabında meydana gelen zararların tamamının 01.02.2012 tarihinden sonra oluştuğu kabul edilmiştir.
Bu kapsamda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davalı …. Bursa Acentesi eski müdürü…’nın sahte olarak düzenlediği dava dilekçesi ekinde verilen hesap özetlerinde davacının toplam varlıklarının (tüm nakit ve menkul kıymetlerinin) cari değeri 03.01.2013 tarihinde 552.442,50 TL ve 03.12.2012 tarihinde 471.224,00 TL olarak gözükmesine karşın bilirkişi incelemesi için ibraz edilen ve muhasebe kayıtlarından çıkarılan hesap özetlerinde ise davacının toplam varlıklarının (tüm nakit ve menkul kıymetlerinin) cari değerinin 03.01.2013 tarihinde 84.601,86 TL ve 03.12.2012 tarihinde 14.435,72 TL olduğu görülmektedir. Ayrıca, 05.04.2019 tarihli imza incelemesi konulu Bilirkişi Raporunda 14.01.2013 tarihli “Hesap Özeti” üzerinde “…” adına atılı bulunan mevcut imzanın, mevcut mukayese imzalarına istinaden … el ürünü olmadığı kanaatine varılmıştır. İmza incelemesi yapılan 14.01.2013 tarihli hesap özetinde davacının varlıkları toplamı 83.199,49 TL iken, dava dilekçesi ekinde verilen en yakın tarihli (03.01.2013 tarihli) hesap özetinde davacının varlıkları toplamı 552.442,50 TL olarak gözükmektedir. Bu hesap özetlerine göre davacının sahte hesap ekstreleri ile aldatıldığı anlaşılmaktadır.
Ceza Mahkemesinin davalı …. Bursa Acentesi eski müdürü…’nın müşterilerin rızası dışında VOB ve hisse senedi işlemleri yaptığı, şikayetçinin hesaplarından rızası olmadan para çekip yatırdığı, şikayetçinin adına dekontlara ve ordinolara imza veya paraf attığı, sahte olarak şikayetçiyi aldatmak ve eylemini gizlemek için sahte hesap dökümleri tanzim ettiği, mal edinerek zimmetine geçirdiğine ilişkin hükmünün esas alınması durumunda, 01.02.2012 tarihinden sonra davacı … hesabında yapılan menkul kıymet ve VOB işlemlerin… tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda, davacının internet üzerinden hesabını incelediği ve hesap bakiyesi ile mutabık olduğunun kabulü gereken 01.02.2012 tarihinden sonra hesabına yatırılan ve çekilen paraların davacı tarafından mı yoksa davalı …. Bursa Acentesi müdürü… tarafından mı yapıldığının tespiti önem arzetmektedir.
Toplanan deliller ceza dosyası içeriği ve bilirkişi raporları itibariyle, imza incelemesi konulu 25.04.2016 ve 15.09.2014 tarihli bilirkişi raporlarının her ikisinde de davacının imzası ile yatırıldığı ve çekildiği konusunda mutabakat bulunan nakit yatırma ve çekme işlemleri esas alındığında; 01.02.2012 tarihinden sonra hesaba davacı imzası ile yatırılan para olmadığı sadece EFT ile gelen paralar toplamının 70.000,00 TL ve her iki raporda mutabakat sağlanan davacının imzası ile çekilen nakit tutarının (63.000,00 TL + 3.000,00 TL = 66.000,00 TL olduğu görülmektedir. Davacının 01.02.2012 tarihli 270.051,87 TL varlık toplamına EFT ile yatan para tutarı 70.000,00 ilave edilmesi ve davacı imzası ile çekildiği tespit edilen 66.000,00 TL’nin bu varlık tutarından düşülmesi sonucunda davacının alacak tutarının 270.051,87 TL + 70.000,00 TL -66.000,00 TL = 274.051,87 TL olduğu kabul edilmiştir.
Dava dilekçesinin ekinde sunulan 07.01.2013 tarihli …. hesap özetinde gösterilen 552.442,50 TL’nin kayıtlarla örtüşmemesi ve bu tutarın doğrulanmamış olması ve hesap özetinin içerik olarak sahte olması nedeniyle bu hesap özeti dikkate alınarak davacının iddia ettiği gibi alacak tutarının bu miktarda olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Bunun kayıtlarla doğruluğunun tespiti zorunludur.
Dava dilekçesinde 07.01.2013 tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edildiğinden yukarıda hesaplanan 274.051,87 TL alacağa 26.01.2016 dava tarihine kadar avans faizi üzerinden yapılan hesaplamaya göre 95.589,67 TL faiz alacağının bulunduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple davacının zarar miktarı 274.051,87 TL+ 95.589,67 TL olmak üzere 369.641,54 TL olarak belirlenmiştir.
Davacı tarafın çektiği tutar olarak bildirilen 13/04/2012 tarihinde 3.000,00 TL ve 25/02/2012 tarihinde 63.000,00 TL’ye ilişkin olarak ceza dosyasında yapılan iki grafoloji raporunda da imzanın davacıya ait olduğu tespit edilmekle bu hususta bir kez daha bilirkişi incelemesi yapılmasında yarar görülmemiştir. Nitekim 21.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda da bu tutarlar davacı alacağından düşülerek hesaplama yapıldığı için ayrıca bir ek rapor alınmasına gerek duyulmamıştır.
Davacı tarafça 80.000,00 TL ve 4.000,00 TL tutarlı işlemler davacı alacağına eklenmesi ve bu nedenle yeniden rapor alınması istenmişse de 21.12.2020 tarihli raporda bu tutarlar davacı alacağına eklenmiş olduğundan yine ek rapor alınmasına ihtiyaç duyulmamıştır.
Sonuç itibariyle davacının zarar miktarı 274.051,87 TL+ 95.589,67 TL olmak üzere 369.641,54 TL olarak belinlenmiş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
369.641,54 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 25.525,02 TL harçtan başlangıçta alınan 9.434,34 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 16.090,68 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 9.434,34 TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcı ile 8.912,30 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 18.375,84 TL yargılama giderinden kabul oranına göre 12.295,35 TL ‘ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davalı …. ‘ ce yapılan 84,00 TL yargılama giderinden red oranına göre 27,80 TL’ nin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 34.324,91 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 21.246,07 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı oybirliği ile açıkça okundu, anlatıldı.08/09/2021

Başkan ….
e-imza
Üye …
e-imza
Üye .
e-imza
Katip ….
e-imza