Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/519 E. 2020/551 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/519
KARAR NO : 2020/551

HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … – …
Av. … – …
Av. … …
Av. … –
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 17/04/2015
Birleşen Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/709 Esas-2015/581 Karar sayılı
dosyasında;
DAVACI : … …
DAVALI : … – …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/05/2015
KARAR TARİHİ : 06/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2020
Mahkememizin 2013/264 Esas-204/71 Karar sayılı kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/14742 E-2015/1224 K sayılı kararı ile bozularak Mahkememizin 2015/519 Esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 02/04/2002 tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince müvekkilinin davalı … Sigorta’nın Bursa acentesi olarak görev yapmaya başladığını, müvekkilinin 8 yıldan fazla süreyle davalının Bursa bölgesinde büyük bir başarıyla acentelik görevini sürdürdüğünü, 2000 yılında yıllık prim üretiminde Türkiye ikincisi 2003 yılında ülke çapında en etkin acente seçildiğini, taraflar arasında 02/04/2002 tarihinde imzalanmış olan acentelik sözleşmesinin davalının 06/09/2010 tarihinde haksız feshi ile sona erdiğini, davalının hiçbir sebebe dayanmadan acentelik sözleşmesini tek taraflı feshettiğini, görevini büyük bir başarıyla sürdüren müvekkilinin, sigorta için önemli bir müşteri çevresi kazanmasına sebep olduğunu, sözleşmeyi haksız yere fesheden davalı şirketin müvekkili tarafından şirkete kazandırılan müşteri çevresi ile iş yaparak menfaat sağlamaya devam ettiğini, davalı şirketin müvekkilinin oluşturmuş olduğu müşteri çevresinden herhangi bir karşılık ödemeden yararlanmış olması nedeniyle denkleştirme (portföy) tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, sözleşmenin feshinden sonra müvekkili tarafından davalı şirkete dava konusu tazminatın ödenmesi yönünde sözlü talepte bulunulduğunu, davalı tarafından da bu talebin kabul edildiğini, ancak davalı şirketin müvekkilinin tazminatını ödemediği gibi müvekkilini ödeme vaadi ile sürekli beklettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL denkleştirme tazminatının sözleşmenin feshi tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı arasında 02/04/2002 tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği müvekkilinin davalı firmanın Bursa acentesi olarak görev yapmaya başladığını, müvekkilinin acentelik süreci içerisinde davalı tarafça sürekli onure edildiğini, mesleki başarısı sebebiyle terfiye layık görüldüğünü, davalı tarafından hazırlanan 13/08/2005 tarihli yazıda müvekkilinin başarısından duyulan memnuniyet sebebiyle müvekkilinin terfisine karar verildiği, 2000 yılı yıllı k prim üretimde Türkiye 2.si, 2003 yılı Top Aptivist/Türkiye (Türkiye çapında en etkin acente) seçildiğinin açıkça belirtildiğini, taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin davalı tarafından gönderilen 06/09/2010 tarihli azilname ve fesih ihbarı ile haklı nedene dayanılmaksızın tek taraflı olarak feshedildiğini, Bursa kapatılan 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/264 esas sayılı dosyası ile davalıya yöneltilen tazminat davasının konusunun aynı olduğunu, bu davanın ek dava niteliğinde olduğunu belirterek anılan dosya ile birleştirme kararı verilmesini, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında münakit Bursa 10. Noterliğinin 02/04/2002 tarih ve 10470 yevmiye numaralı ile onayladığı acentelik sözleşmesi ile bu acentelik sözleşmesini müteakiben akdolunan 28/08/2009 imza tarihli acentelik sözleşmesi bizzat davacı yanca dosyaya sunulmuş olan Beyoğlu 41. Noterliğinden keşideli 06/09/2010 tarih 26601 yevmiye numaralı fesih ihtarnameleri ile feshedilerek davacıya İstanbul Beşiktaş 8 noterliğinin 10/04/2002 tarih ve 11853 yevmiye numaralı vekaletname ile verilen yetkilerin kaldırıldığını, aleyhlerinde açılmış olan dava denkleştirme tazminatına ilişkin olduğunu, TTK’nun 122/4. açık olarak söz konusu tazminatın sözleşme ilişkisinin sona ermesinden 1 yıl içinde ileri sürülmesi gerektiğinin hükme bağlanmış bulunduğunu, davacı taraf ile müvekkili şirket arasındaki acentelik sözleşmesinin 06/09/2010 tarihinde sona ermiş olmasına rağmen tazminat talebine dair davanın 08/10/2013 tarihinde açılmış olduğunu, müvekkili şirket aleyhinde açılan davanın zaman aşımı nedeniyle usul yönünden reddi gerektiğini, davacı taraf dava dilekçesinde her ne kadar denkleştirme tazminatına yönelik sözlü taleplerde bulunduğunu iddia etmiş ise de, bu konuda müvekkili şirkete tazminat talep edildiğine dair zaman aşımını kesecek nitelikte bir başvuru yapıldığına dair herhangi bir kaydın mevcut olmadığını, davacı tarafın denkleştirme tazminatına yönelik iddialarının hukuken temeli bulunmadığını, davacı tarafın tazminat için gerekli maddi koşulları sağlayamadığını, davacı ile müvekkili arasında münakit acentelik sözleşmesinin davacının protföyünde bulunan müşterileri … Emeklili A.Ş’ye geçirmeye başlamış olması sebebiyle ve esasen davacı tarafın bahsi geçen şirket ile çalışmak istediğini beyan etmesi üzerine fesih olunduğunu, davacı tarafın portföyünden elde edilebilecek önemli bir menfaatin de söz konusu olmadığını belirterek, öncelikle müvekkili şirket aleyhine ikame olunan davanın zaman aşımı nedeniyle usul yönünden reddine, davanın usulden reddine ilişkin taleplerinin reddolunması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafından açılan ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Mahkememizin 2015/709 Esas-2015/581 Karar sayılı kararı ile Mahkememizin 2015/519 Esas sayılı dosyası arasında tarafları ve konuları bakımından hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu, davanın aynı hukuki ilişkiden kaynaklandığı ve dava dosyalarının birlikte görülmesinde usul ekonomisi yönünden yarar görüldüğü bildirilerek dava dosyalarının birleştirilerek yargılamanın Mahkememizin 2015/519 Esas sayılı dosyası üzerinden yürümesine karar verilmiştir.
Davacı ile davalı arasında 02/04/2002 tarihli acentelik sözleşmesi imzalanmıştır. Taraflar arasındaki bu sözleşme davalının 06/09/2010 tarihindeki haksız fesih nedeniyle sona erdirilmiştir. Eldeki dava TTK 122 ve Sigortacılık Kanunun 23.maddesine dayalı olarak denkleştirme istemi tazminatına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan 2016/4 talimat sayılı dosyası ile alınan 10/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının sözleşmenin feshinde herhangi bir kusuru bulunmadığı, dosyadaki bilgi, beyan ve delillere göre davacının müşterek portföyü sayesinde davalının önemli menfaatler elde etmeye devam ettiğine, ispata yeter olmadığı,davacının portföy tazminatı talep etme hakkı olduğunu, taktir edilmesi halinde dahi dosyadaki delillerle davacının talep edebileceği portföy tazminatı miktarının hesaplanmasının mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda dosya acentelik döneminde bir yıl öncesine ilişkin ticari defter ve dayanağı kayıtların incelenmesinin istenilmesi üzerine İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilerek ek rapor alınması istenilmiştir. İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/71 Talimat sayılı dosyası ile alınan ek raporda; portföy tazminatı hesabına binaen davalı yanın belgeleri sunmamış olmasından dolayı hesaplanamadığı bildirilmiştir. Bu kez kök rapor düzenleyen heyete sigorta uzmanı da eklenerek İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/25 Talimat sayılı dosyası ile alınan 05/11/2011 tarihli bilirkişi raporunda; davaya konu olayda davacı tarafından dosyaya sözleşmenin feshinden önceki son beş yılın komisyon gider belgelerinin sunulması veya davalı firmadan komisyon gider belgelerinin temin edilebilmesi halinde davacının sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23.maddesinin 16.bendi gereğince davacı acentanın 5 yıllık komisyon giderlerinin ortalaması alınmak suretiyle tespit edilecek ortalamayı geçmemek kaydıyla denkleştirme tazminatı talep edebileceği bu bilgiler ışığında gider belgelerinin dosyada bulunmaması davalı firma avukatı ile yapılan görüşmelerde kayıtların eski olduğu firma birleşmesi nedeniyle kayıtlara ulaşamadıkları bildirildiğinden gerekli inceleme yapılamadığı mahkeme tarafından komisyon gider belgelerinin temin edilmesi halinde tekrardan inceleme yapılacağı bildirilmiştir.
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/9 Talimat sayılı dosyası ile alınan 03/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; dosyada yıllık komisyon belgesi olmayıp sadece aylık olarak 2010 yılına ait 6 aylık komisyon gider belgesinin mevcut olması nedeniyle 5684 sayılı Kanunun 23/16 maddesi gereğince davacı acentanın yıl içerisinde 6 ay olarak çalıştığının mevcut belgelere göre tahmini olarak yıllık yaklaşık olarak 36.153,21 TL denkleştirme tazminatı talep edebileceği bildirilmiştir.
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/55 Talimat sayılı dosyası ile alınan 22/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı vekili tarafından banka hesap ekstreleri ile aylık olarak sunulan 2019 yılı komisyon bedelinin 80.509,23 TL olduğu 2010 yılı komisyon bedelinin 32.422,88 TL olduğu toplamda 112.932,11 TL olduğu ortalamasının ise 56.466,05 TL olduğu hesaplanmış olmakla davacı acentanın iki yıllık mevcut komisyon belgelerine göre yıllık yaklaşık olarak 56.466,05 TL yıllık denkleştirme tazminatı talep edebileceği sonucuna varılmıştır. Dosya kapsamında alınan tüm raporlar birlikte incelendiğinde; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 23.maddesinin 16.bendi gereğince sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyor ise sigorta acentesinin sigorta şirketinden tazminat talep edebileceği hükmü gereğince bilirkişilerce hesaplanan iki yıllık mevcut komisyon belgelerine göre davacının 56.466,05 TL denkleştirme tazminatı talep edebileceğine karar verilmiştir.
Her ne kadar kısa kararda birleşen dava dosyasının dosya numarası sehven 2019/709 Esas sayılı olarak belirtilmiş ise de; bu husus gerekçeli karar yazım aşamasında farkedilerek 2015/709 Esas sayılı dosya olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Davanın 2015/519 Esas ve birleşen dava dosyası olan 2015/709 Esas sayılı dosyalar yönünden
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE
56.466,05 TL yıllık denkleştirme tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fesih tarihi olan 06/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte tahsiline
2-Alınması gereken 3.857,19 TL harçtan başlangıçta alınan 1.373,43 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 2.483,76 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.425,43 TL harç ve 3.040,65 TL yargılama gideri toplamı 4.466,08 TL’nin davanın kabul ret oranına göre 3.152,15 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 8.140,59 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.530,09 TL
vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair taraflar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay Temyiz Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2020

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)