Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/423 E. 2018/454 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/423 Esas – 2018/454
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/423
KARAR NO: 2018/454

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :1-…’E Velayeten TC : ………
……… TC : ………….
……. TC : ………….
VEKİLİ : Av. …….
Kıbrıs Şehitleri Cad. Bilgi İş Mrk. No:18/25 Osmangazi/Bursa
DAVALI : ………. TC : ……….
Değirmenlikızık Mah. 2. Afacanlar Sokak No:4 Yıldırım/Bursa
DAVALI : … SİGORTA A.Ş
VEKİLİ : Av………
Saray Mah., Dr. Adnan Büyükdeniz Cad. No:13 Kat:3
Ümraniye/İstanbul
İHBAR OLUNAN : SGK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
VEKİLİ : Av……….
Sakarya Mah. Ulu Cad. 5.Güler Sk. Banuşoğlu İş Merkezi No:4 K:4
D:417 Osmangazi/Bursa
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/03/2015
KARAR TARİHİ : 05/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında özetle ; olay tarihi olan 21/09/2013 tarihinde davalı…’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Değirmenlikızı Mahallesi Afacanlar Sokak üzerinde seyir halinde iken …’e çarparak hayati tehlike geçirmesine ve vücudunda oluşan kırıkların hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, olay nedeniyle görülen Bursa 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2014/125 E. Sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda davalı yanın olayın oluşumunda 5/8 oranında kusurlu sayıldığını, müvekkilinin olay nedeniyle mağdur olduğunu ve zor günler geçirdiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın her iki davalıdan, 5.000,00 TL manevi tazminatın ise sadece…’dan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı… beyanlarında özetle ; davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kendisinin olayın oluşumunda hiçbir kusurunun olmadığını düşündüğünü, mağdur çocuğun tedavileri ile de ilgilenmiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; hadiseye sebep olduğu belirtilen … plaka sayılı aracın müvekkili şirkette ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kazada tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve netleştirilmesi gerektiğini, tedavi giderlerine ilişkin tazminatın borçlusunun ve muhatabının SGK Başkanlığı olduğunu ve bu nedenle davanın SGK’ya ihbar edilmesi gerektiğini, ceza davasının sonucunun beklenmesini ve maluliyet zararına ilişkin Aktüerler Derneğine bağlı bir aktüer tarafından hesaplama yapılmasını talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava 21/09/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maluliyetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Söz konusu kazanın 21/09/2013 tarihinde meydana geldiği, davacı …’in yaralanmasına neden olan … plakalı aracın sürücüsünün… olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu aracın ZMMS sigorta şirketi diğer davalı … Sigorta A.Ş’dir. Aracın sigorta poliçesi incelendiğinde kaza tarihinin sigorta poliçesi tarihleri içerisinde kaldığı görülmektedir.
Kaza dolayısıyla Bursa 7.Sulh Ceza Mahkemesinin 2014/125 esas sayılı dosyasında yargılama yapılmış, sanığın kazada tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile taksirle basit yaralama suçundan sanığın beş ay hasip cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür.
Kaza dolayısıyla kusur oranlarının tespiti bakımından İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor aldırılmış buna göre davalı…’ın meydana gelen kazada tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı Mustafa’nın İstanbul Adli Tıp Üçüncü İhtisas Kurulundan maluliyetine ilişkin rapor aldırılmış, davacı küçüğün kaza dolayısıyla %27 oranında malul kaldığı görülmüştür.
Gerek kusur oranları gerekse maluliyet durumu karşısında aktüer bilirkişisinden davacının maluliyet tazminat alacağı hesaplattırılmış, kaza tarihinde yürürlükte bulunan sigorta genel şartlarına uygun yapıldığı görülen hesaplamaya göre davacının maluliyet tazminatının 242.168,49 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yargılama aşamasında davalı sigorta şirketinden 50.000,00 TL aldığı maddi tazminat karşılığında bu davalıya yönelik davasından feragat etmiştir.
Yapılan ödemeyi dikkate alarak davacı taraf maddi tazminat davasını davalı Mevlüt yönünden 176.168,49 TL’ye ıslah etmiştir.
Burada davacı tarafın davalı sigorta şirketinden feragatinin diğer davalıya etkisi ve hukuksal değerlendirme yapılmasında fayda vardır.
Taraflar davalılar davacıya karşı müteselsil borçlu konumundadırlar. Türk Borçlar Kanunun 162 ve devamı maddeleri müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümleri düzenleme altına almıştır.
TBK m 162’ye göre; Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk doğar.
Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hâllerde doğar.
Madde 163’e göre; Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir.
Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder.
163. Maddeden de anlaşılacağı üzere davacı sigorta şirketine dava açmadan doğrudan diğer davalıya dava açabileceği gibi müteselsil borçluların sorumluluğu borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder. Dolayısıyla davacı taraf sigorta şirketi yönünden davadan feragat etmiş olsa da diğer davalı bakımından sorumluluk borcun tamamı ödeninceye kadar devam edecektir.
Davacı bütün zararının tazminini müteselsil borçlulardan her ikisinden isteyeceği gibi birisinden de isteyebilir. Borçlar Kanunu’nun 166. maddesi hükmüne göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde, diğerleri bu oranda borçtan kurtulurlar. Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. (Yargıtay17. Hukuk Dairesi 06.06.2017 Esas No: 2014/22096 Karar No : 2017/6432)
Davacı alacaklı tarafın teselsülden açıkça feragat etmiş olması gibi bir durumda dosyamız bakımından söz konusu değildir.
Madde 166’ya göre; Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur.
Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler.
Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır.
Davalı sigorta şirketinin yaptığı ödeme diğer davalıyı bu oranda dava dosyasında borçtan kurtarmıştır. Mahkememizce ödeme sonrası kalan alacak kısmı yönünden alacağa hükmolunmuştur.
Yargıtay bir takım kararlarında davacı tarafın ibra ve feragatinin davalı araç malikinin durumunu ağırlaştırıp ağırlaştırmadığı üzerinde durulmaksızın karar verilmesini bozma nedeni saymıştır.
Bu konuda dosyamız bakımından mahkememizin değerlendirmesi ve görüşü şu şekildedir;
Kanun veya sözleşme ile aksi belirlenmedikçe, borçlulardan biri kendi davranışıyla diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. (TBK m. 165)
Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır. (TBK m. 165)
Burada zorunlu mali sorumluluk sigortasının hukuksal niteliği ve amacına değinmekte yarar vardır. Motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin zarara uğramasına neden olunması durumunda, o aracı işletenin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli sınırlar içinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, ya da kısa adıyla Trafik Sigortası denilmektedir.
Daha kısa bir anlatımla, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, KTK. m. 91’de belirtildiği üzere işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamak amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür.
Yasanın 85/1. maddesine göre de, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Yasanın 91/1. ve 85/1. maddeleri bir arada ele alındığında, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nı yapan sigortacının poliçede belirlenen limite kadar, işletenin sorumluluğunu üstlendiği sonucuna varılabilmektedir
Bu bağlamda KTK’nın 85/1 maddesi ile müteselsil borçluluk durumu meydana getiren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında davacı tarafın sigorta şirketinden feragatinin diğer davalının durumunu ağırlaştırdığından söz etmek mümkün değildir. Zira davalılar arasında akdedilen ve müteselsil sorumluluğu doğuran zorunlu mali mesuliyet sigorta sözleşmesi ile sigortalının üçüncü kişilere verdiği zarardan sigorta teminat limiti tutarında davalı sigorta şirketini sorumlu tutmaktadır. Başka bir değişle söz konusu zararı ödemek durumunda kalak tutarı davalı sigorta şirketinden talep hakkına sahiptir. Davacının bu feragati davalılar arasındaki iç ilişkiye tesir etmediği gibi sigorta şirketinin sigortalısına karşı olan sorumluluğunu da ortadan kaldırmamaktadır.Sigorta poliçesi teminat limiti de dikkate alındığında feragatinin diğer davalının durumunu ağırlaştırdığının kabulü mümkün değildir.
Bu sebeple davacının ıslah ettiği maddi tazminat miktarı yönünden davalı… sorumludur. Her ne kadar meydana gelen olay bir haksız fiil ise de ve haksız fiilerde tazminat alacağı haksız fiilin meydana geldiği tarihte muaccel hale gelirse de davacı taraf taleplerinde faiz taleplerini dava tarihi ve ıslah tarihi olarak belirlediğinden taleplerine uygun olarak hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat alacağı belirlenirken kusur durumu ile maluliyet oranının yanında tarafların içinde bulunduğu sosya ekonomik durumlarda dikkate alınmıştır. Verilecek manevi tazminat bir taraf için zenginleşme nedeni olmaz iken diğer taraf içinde yıkım sebebi olmamalıdır. Davacı taraf sigorta şirketine yönelik davasından feragat etmiş, bakiye maddi tazminat davalının ödeme yükümlülüğünde kalmıştır. Bu yönlerde nazara alındığında davalının sosya ekonomik durumu da göz önüne alınarak 5.000,00 TL manevi tazminata hükmolunmuştur.Yine manevi tazminat yönünden de yasal faiz talep edilmediğinden manevi tazminata da yasal faiz işletilmemiştir.
Davacı vekilinin duruşmadaki ve dosyaya UYAP üzerinden 26/07/2016 tarihinde gönderdiği beyan dilekçesi ve 19/07/2016 tarihli ibraname ve temlikname başlıklı belgeden davacı tarafın davalı sigorta şirketi yönünden davadan açıkça feragat ettikleri feragatin sıhatine ve niteliğine ilişkin olarak davacı tarafça da herhangi bir iddia ileri sürülmediği anlaşılmakla davalı sigorta şirketi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketi lehine hükmolunacak vekalet ücreti belirlenirken davacı tarafın davalı sigorta şirketinden feragatini 26/07/2016 tarihinde yapılmış olması her ne kadar davacı vekili ıslah dilekçesinde 177.168,49 TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiş ise de ıslah dilekçesi tarihinin fergatten yaklaşık iki yıl sonra 07/02/2018 tarihinde yapılmış olması , dosyaya davacı taraça sunulan tüm beyanlarda sigorta şirketi dışındaki davalıdan tahsil edilmesine ilişkin açık talepleri karşısında ıslah dilekçesindeki davalılardan tahsiline ilişkin beyanın maddi hatadan kaynaklandığı açıkça belirli olduğu, tüm dosya kapsamıyla davacının bakiye alacak yönünden diğer davalıdan tahsil isteminin bulunduğu anlaşılmakla dava dilekçesinde belirlenen 1.000,00 TL maddi tazminat miktarına göre feragat nedeniyle vekalet ücreti yönünden değerlendirme yapılmış ve davalı sigorta şirketi lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.000,00 TL maktu vekalet ücretine hükmolunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Feragat nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş ‘ye yönelik davanın reddine,
2-177.168,49 TL maddi tazminat alacağının faiz konusunda taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL’sinin dava tarihi, bakiyesi olan 176.168,49 TL ‘sinin ıslah tarihi olan 07/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı…’dan tahsili ile davacı …’e ödenmesine,
3-5.000,00 TL manevi tazminatın davalı…’dan tahsili ile davacı …’e ödenmesine,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 12.443,93 harç başlangıçta alınan 25,20 TL peşin harç ile 601,71 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 11.817,02 TL harcın davalı…’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 652,11 TL harç, 698,60 TL yargılama gideri , 725,50 TL ATK fatura bedelleri olmak üzere toplam 2.076,21 TL’nin davalı…’dan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacının davalı sigorta şirketi yönünden yaptığı yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 16.880,11 TL nispi vekalet ücretinin davalı…’dan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davalı … Sigorta A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı… ve İhbar Olunan SGK vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/04/2018

Katip

Hakim