Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/320 E. 2020/123 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/320
KARAR NO : 2020/123

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : …
KATİP : … …

ANA DAVADA
DAVACI : …

VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … –

VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 05/02/2020

BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2014/1369 ESAS SAYILI DAVADA
DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : ,,, İNŞ.SAN.VE TİC. A.Ş.

VEKİLİ : Av.

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/12/2014
KARAR TARİHİ : 05/02/2020

BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2014/272 ESAS SAYILI DAVADA
DAVACI : …. ELEKTRİK İNŞAAT TAAHHÜT İMALAT SANAYİ VE TİC.LTD.ŞTİ /ANKARA

DAVALI : … İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ .
VEKİLİ : A

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 01/08/2014
KARAR TARİHİ : 05/02/2020
ANA DAVA

DAVACININ TALEBİ: Davacı taraf özet olarak, inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olan davacı ile davalı arasında şifahi taşeronluk sözleşmesi bulunduğunu, davalının vermeyi taahhüt ettiği hizmet karşılığında toplam 450.000.TL bedelli dört ayrı çek verdiklerini, bu çeklerden 350.000.TL tutarlı üç adedinin ödendiğini, ancak davalı tarafın edimlerini yerine getirmediğini, işin aksatıldığını, davacı tarafın bundan dolayı mevcut ve muhtemel zararlarla karşı karşıya olduğunu 15/07/2013 keşide tarihli 100.000.TL tutarlı çekin ödenmemesi için ihtiyati tedbir konularak bu çek sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmektedir.
ANA DAVADA DAVALININ CEVABI: Davalı taraf ise cevap müddeti geçtikten sonra verdiği dilekçede yetki itirazı ileri sürdükten sonra davanın reddini savunmakta, davanın kurgu ve hayal ürünü olduğunu, verilen çeklerin hangi işe karşılık olduğunun açıklanmadığını, davalı tarafın akdi edimlerini yerine getirdiğini, hangi işlerin eksik kaldığının izah edilmediğini, davacı taraftan cari hesap nedeniyle de alacaklı olduklarını ileri sürmektedir.
BİRLEŞEN DAVA (2014/1369)

DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirketin üst yapı ve alt yapı elektrik işleri yapan bir firma olduğunu, davalı firmanın yüklenici olarak aldığı çeşitli kurumlarda alt taşeron olarak bir kısım elektrik işlerini malzemeli veya malzemesiz olarak imalatını üstlendiğini, bu edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafından ödemelerin yapılmadığını, alacağın tahsili için Bursa 20. icra müdürlüğünün 2014/7327 esas sayılı dosyada icra takibi yapıldığını, davalı tarafından takibe haksız biçimde itiraz edildiğini, borçlu tarafın itirazına gerekçe yaptığı sebeplerin doğru olmadığını, aynı zamanda davalı tarafından Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/320 esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açıldığını belirterek, takibe yapılan haksız itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacı şirkete borcu olmadığını, aksine fazla ödemesinden dolayı alacaklı olduğunu, bundan dolayı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/320 esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, davacının takibe dayanak göstermiş olduğu faturanın defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacı ile aralarında 04/01/2012 ve 05/03/2013 tarihli taşeronluk sözleşmeleri bulunduğunu ancak davacının söz konusu işleri tamamlamadığı gibi teslim edilen 450.000,00 TL bedelli çekleri tahsil ettiğini, buna rağmen fatura üzerinden yeni bir icra takibi yaptıklarını belirterek davanın reddi ile %20 oranında haksız takip tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

BİRLEŞEN DAVA (2014/272)

DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı firma arasında 04.01.2012 tarihinde akdedilen sözleşme uyarınca Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi 200 yataklı araştırma ve uygulama hastanesinin elektrik tesisatının yapımı konusunda anlaştıklarını, bu sözleşme kapsamında müvekkilinin malzemeli yapacağı işin malzemelerini davalının korumak, güvenliğini sağlamak ve hatta allrisk olarak isimlendirilen işyeri risk sigortasını yaptırmak zorunda olduğunu, davacının malzemeleri şantiyesine getirerek imalatlara başladığını, imalatlar devam ederken davalının güvenliğini sağladığı şantiyede hırsızlıklar meydana geldiğini, davalı yanın müvekkilinin zararını görmezden geldiğini ve tüm bu zararları kendi uhdesinde ve sorumluluğunda olmasına rağmen kendisini sorumlu görmediğini, tazminatın allrisk sigortasından alınacağını ileri sürdüğünü belirterek, fazlaya illişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000,00.-TL tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu olayın haksız fiil nedeniyle davacının uğradığını iddia ettiği zararının tazmini istemine ilişkin olduğunu, davacı ile müvekkili arasında gerçekleşmiş ticari işten kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu bildirerek görevsizlik kararı verilmesini, davayı kabul etmemekle birlikte davanın zamanaşımına uğradığını, davacı firma ile malzemeli işçilik olarak anlaşma imzalandığını, dolayısıyla müvekkili şirketin davacının kullanacağı malzeme ve işçileri tedarik etme ve güvenliğini sağlama veya malzemelerin sigortasını yaptırma gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, ayrıca malzemelerin tedarikçisi davacı firma olduğundan, allrisk sigortasından önce davacı firmanın kendisinin mallarına sigorta yaptırmış olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest davaların her üçü de aynı eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak davalarıdır. Taraflar arasında bir taşeronluk sözleşmesi vardır. Taşeronluk tabir edilen sözleşme, aslında bir eser sözleşmesidir. Bu tür sözleşmelerde taşeron yüklenici sıfatıyla, müteahhit de yüklenici sıfatıyla hareket eder. Ana dava ve birleşen davalardaki taraf sıfatları ters olduğundan ifadelerde karışıklığa meydan verilmemesi için bundan sonraki aşamalarda … İnşaat Anonim Şirketi için “yüklenici” Tepeler Elektrik Ltd. Şti. için “taşeron” tabirleri kullanılacaktır.
Davaları ve birbirleri ile bağlantısını anlaşılır biçimde ortaya koyabilmek için taraflar arasındaki akdi süreci özetlemekte yarar vardır.
Ana davanın davacısı … İnşaat Anonim Şirketi, dava dışı Balıkesir Üniversitesi tarafından açılan bir hastane inşaatı ihalesini üstlenmiş ve inşaatı tamamlayarak teslim etmiştir. İnşaatın asıl iş sahibi olan Balıkesir Üniversitesi Rektörlüğüne tesliminden önceki inşaat sürecinde bir kısım elektrik tesisat işlerinin taşeronluğunu davalı … Elektrik Ltd. Şirketi yürütmüştür. Taraflar arasında bu iş için iki ayrı sözleşme imzalanmıştır. Birincisi 3.200.000.TL bedellidir. İkincisi 450.000+KDV’dir. Ana davadaki uyuşmazlık ikinci sözleşmeden kaynaklanmaktadır. İlk sözleşmeden dolayı bir niza çıktığına dair bilgi yoktur. İkinci bir sözleşme yapılmışsa doğal olarak ilk sözleşmedeki sorunların tartışılıp karar bağlandığı ve ikinci sözleşme şartlarının mevcut duruma göre belirlendiği kabul edilmelidir. Nitekim ne davacı taraf ne de davalı taraf ilk sözleşmeden kaynaklanan bir nizadan söz etmemiştir. İlk sözleşme sebebiyle ne kadar iş yapıldığı ve ne kadar ödeme alındığına ilişkin yeterli açıklama yoktur. kinci sözleşme kapsamında yüklenici taşerona dört ayrı çek ile toplam 450.000.TL ödeme yapmış, bu çeklerden üçü, yani 350.000.TL’lik kısmı nizasız biçimde ödenmiştir. Ancak yüklenici, işin zamanında teslim edilmediğini ve eksik yapıldığını ileri sürerek 100.000.TL tutarlı dördüncü çeki ödemekten imtina etmiş, ana dava olan “kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasını” açmıştır. Dava sürerken çekin keşide tarihi gelmiş, çek ödenmiş ve ana dava istirdat davasına dönüşmüştür.
Menfi tespit davasına muhatap olan taşeron, bu kez eser sözleşmesi sebebiyle kestiği faturaları dayanak göstererek ve eser sözleşmesi sebebiyle alacaklı olduğunu iddia ederek bir ilamsız takip başlatmış, yüklenici de eserin eksik teslim edildiğini ve taşeronun bu miktarda alacağı kalmadığını iddia ederek takibe itiraz etmiştir. İtiraz üzerine Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesine 2014/1369 esas sayılı dosya ile “ilamsız takibe itirazın iptali davası açılmış, bu dava eldeki ana davaya birleştirilmiştir.
Yine taşeron taraf, bu eser sözleşmesinin ifası sırasında yüklenicinin sorumluluğunda bulunan şantiye sahasında meydana gelen hırsızlık olayında kendisine ait malzemelerin çalındığını ileri sürerek Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/272 esas sayılı dosyasıyla bir alacak davası daha açmıştır. Bu dava da eldeki ana davaya birleştirilmiştir.
Görüldüğü gibi her üç dava da aynı eser (taşeronluk) sözleşmesinden kaynaklanmakta olup tarafları da aynıdır. Esasen her üç dava için de geçerli olmak üzere ispat külfeti iddia eden taraf üzerindedir. Menfi tespit davasında yüklenici, ücretini ödediği miktar kadar imalat yapılmadığını, taşeronun imal ettiği kısmın ücretinin 350.000.TL’nin üzerinde olmadığını ispat etmelidir. Birleşen davada ise taşeron, imal ettiği iş bedellerini tam olarak alamadığını, yani 450.000.TL’nin üzerinde imalat yaptığını ispat edecektir. Esasen ana dava ispat edilirse ikinci birleşen dava (2014/1369) ispat edilememiş olur. Tersi durum da aynı sonucu doğurur.
Birinci birleşen davada (2014/272) durum farklıdır. Bu davanın doğrudan eser sözleşmesi ile ilgisi olmamakla beraber, eser sözleşmesi sebebiyle yüklenicinin şantiyesinde muhafaza edilen taşerona ait malların çalınmasından söz edilmektedir. Yani yüklenicinin sorumluluğu bu eser sözleşmesine ve sözleşmenin doğasından kaynaklanan muhafaza yükümlülüğüne dayandırılmıştır. Ancak yüklenicinin ana ihale sebebiyle kanundan doğan bir sigorta yükümlülüğü de vardır. Bu davada ispat külfeti yine taşeron üzerindedir.
Taşeron taraf ana davaya karşı yetki itirazında bulunmuş ise de cevap müddeti geçtikten sonra yapılan bu itiraz reddedilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümüne engel teşkil eden en önemli mesele, taraflar arasındaki sözleşmenin kapsamı ve ücretidir. Özellikle ikinci sözleşmede işin kapsamı yeterli açıklıkta ortaya konulmamıştır. Sarahat taşımayan sözleşmeye göre taşeronun sorumluluğu inşaatın tüm elektrik işlerinin malzemeleri de taşerona ait olmak üzere yapılmasıdır. Ancak sözleşmenin 7’nci maddesinden anlaşılacağı üzere sözleşmenin imzalanmasından önceki dönemde, 2011 yılında ve daha sonra ilk sözleşme kapsamında yapılan işler de vardır. Sözleşmede tüm elektrik işlerinin toplam maliyeti 3.200.000.TL olarak kabul edilmiş ise de 2011 yılında yapılan işlerin minha edilmesiyle geriye ne kadar iş kaldığı açık değildir.
Öte yandan Balıkesir Üniversitesi Rektörlüğünün 06.06.2014 tarihli cevabi yazısından anlaşılacağı üzere ihalede alt taşeron kullanılmasına izin verilmemiştir. Bundan dolayı asıl iş sahibinden işin ne kadarının taşeron tarafından yapıldığını öğrenmek mümkün olmamıştır. Davacı/yüklenici 19.09.2014 tarihli dilekçesinde toplam elektrik imalat bedelinin 1.894.425.TL olduğunu ileri sürmüştür.
Bir önemli engel de taşeronun ne kadarlık işi tamamlayıp teslim ettiği, eksik imalat varsa bunun bedelinin ne olduğudur.
Taraflar imalata ilişkin olarak yerinde keşif yapılmasını talep etmişlerse de davanın görüldüğü tarihte durumun keşfen belirlenmesi muhtemel görülmemiştir. Zira hem yükleniciden önceki imalatın seviyesi hem de yüklenicinin işi bıraktığı veya bırakmak zorunda kaldığı gündeki imalat seviyesi belli değildir. Belki tek çözüm yüklenicinin sonradan başkasına yaptırdığı iş miktarı bulunarak sağlanabilir.
Bu sebeple öncelikle defter incelemesi yapılması uygun bulunmuş, taraflar arasındaki ilişki sebebiyle kesilen faturalar, hak edişler ve ödemelerden yola çıkılarak durum anlaşılmaya çalışılmıştır. Bir mali müşavir bilirkişiye taraf defterleri üzerinde inceleme yapma yetkisi verilmiş,davacının aldığı ihale ve bu ihaleden davalı tarafa verdiği iş miktarları esas alınarak ve yine taraflar arasındaki sözleşme ve ek sözleşmeler değerlendirilerek, iş sahibinin üçüncü kişilere yaptırdığı işlere ilişkin faturalar yardımıyla, elektrik tesisat işinin ne kadarının davalı tarafça yapılması gerektiği, taşeron tarafından tamamlanmayan bu sebeple üçüncü kişilere tamamlattırılan iş bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkide yüklenicinin ne kadar ödeme yaptığı, taşeronun iş sebebiyle hak ettiği miktarın ne olduğu, ödemelerin virman yahut çeşitli şekillerde yapılıp yapılmadığı hususlarında rapor hazırlanması istenmiştir.
Bilirkişi 01.10.2015 havale tarihli raporunda davacının yani yüklenicinin kendi defterine göre taşerondan 208.106,12. TL alacaklı göründüğünü, fakat bu hesaptan dava dışı … Ltd. Şti’ne ait 92.790,34.TL’lik virman kaydı çıkartılırsa yüklenicinin alacağının 300.896,46.TL’ye ulaşacağı belirtilmiştir. Yine raporda davalı (taşeron) kayıtları değerlendirilmiş, dava konusu çeklerin kaydedilmiş halinden sonra taşeronun 430.425,72.TL alacaklı göründüğü, bu bakiyenin iş sahibinin kayıtlarında bulunmayan 20.06.2013 gün ve 33134 numaralı 451.880.TL tutarlı faturanın kaydedilmesiyle oluştuğu belirtilmiştir. Bu faturanın tebliğine veya yüklenici tarafından kabul edildiğine dair kayıt yoktur. Yine raporda yukarıda yazdığımız gerekçelere yakın sebepler ileri sürülerek işin ne kadarının taşeron tarafından yapıldığının tespit edilemediği de belirtilmiştir. Raporda yüklenicinin tamamlanan miktar konusunda ibraz ettiybelgeler çerçevesinde 243.409,11.TL tutarında bir hesaba ulaşıldığı açıklanmış, taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesinin 3. maddesinde iş bedeli olarak 450.000.TL + KDV ile anlaşma sağlandığı, 144.000.TL’lik kısmın …. Elektrik isimli başka bir firmaya ödeneceği, taşeronun 300.000.TL aldığını kabul etmesi karşısında çeklerden sadece 300.000.TL’lik kısmını isteyebileceği belirtilmiştir.
Taşeron rapora itirazında, davacı defterinde rastlanmayan 451.880.TL tutarlı faturanın yüklenici tarafından vergi dairesine düzeltme beyanı verilerek kayıtlardan çıkarıldığını ileri sürmüştür.
Yüklenici ise rapora itiraz ederken dava dışı … Ltd. Şti. ile davalı şirketin ortaklarının aynı olduğunu, grup şirketi olduklarını, bu sebeple davacının … Ltd. Şirketine olan 92.790,34. TL borcunu davalıdan olan alacak bakiyesinden virman yoluyla düştüğünü açıklamıştır. Keza davacı ödenen çeklerin hesaba katılmaması yüzünden ek rapor da istemiştir.
Bu aşamada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/272 esas sayılı dava dosyası eldeki davaya birleştirilmiş, hem dava değeri hem de 6545 sayılı yasa dikkate alınarak dosya heyete tevdi edilmiştir.
Heyet halinde rü’yet edilen ilk duruşmada davalının görev ve husumet itirazları ile zamanaşımı def’i reddedilmiştir. Zaman aşımı süresi dolmamıştır, zira eldeki dava eser sözleşmesine dayalıdır.
Birleşen davalar özelinde ifade etmek gerekirse, yüklenicinin nezaretindeki şantiyede bir hırsızlık olayı vaki olmuş, taşerona ait olduğu söylenen bazı tesisat malzemeleri çalınmıştır. Bununla ilgili başlatılan soruşturmada faillere ulaşılamamıştır.
Dosya heyete tevdi edildikten sonra mahkeme bilirkişi incelemesinin keşfen yapılmasına karar vermiş ve Balıkesir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat verdi yazılmıştır. İncelemenin bir elektrik mühendisi, bir mali müşavir, bir sigortacı ve bir hukukçu bilirkişi tarafından yapılması uygun görülmüştür. Bu bilirkişiler ayrı uzmanlık alanından oldukları için raporlarını da ayrı ayrı vermişlerdir. Mali müşavir bilirkişi 28.10.2016 tarihli raporunda tarafların anlaşmasına uygun olarak yüklenicinin toplam 450.000.TL tutarında dört ayrı çek verdiği, taşeronun kendi defterine göre 430.425,72.TL tutarında alacaklı göründüğü, defterler arasındaki farkın 451.880.TL tutarlı faturanın yüklenicinin defterinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı açıklanmıştır.
Elektrik mühendisi bilirkişi de 23.10.2017 tarihli raporunda toplam tesisat işlerinin 8.375.000.TL bedele yapılacağını, bunun 1.894.425.TL’lik kısmının elektrik işleri olduğunu ve bunun 450.000.+KDV tutarındaki kısmının 05.03.2013 tarihli sözleşme ile taşeron Tepeler Elektrik Ltd. Şirketine verildiğini beyan etmiştir. Raporda işin devamı boyunca güvene dayalı iş yapıldığı, yeterli tutanak tutulmadığı belirtilmiş, maddeler halinde şu tespitlere yer verilmiştir:
Nakliyeye esas belgelerin ve irsaliye tutanaklarının şantiyede kullanılacak olan malzemelerin miktarı için geçerli kanıt olamaz.
Her iki sözleşmede de yapılacak işler adlandırılmamış , cins ve miktarları belirtilmemiştir.
İş yerine getirilen malzemelerin miktarlarının her iki tarafça da onaylandığı malzeme tutanak defteri tutulmamıştır.
Malzemelerin şantiyede nasıl saklanacağına dair bilgi ve tutanak yoktur.
İmalat ve montajın tamamlanmasıyla eksilen malzemenin temin ve tedariki konusunda bilgi ve tutanak yoktur.
Şantiye şefi veya sorumlu elektrik mühendisi, günlük iş takibini sağlayan defter tutmamıştır.

Elektrik mühendisi bilirkişi, hastanede imalatın tamamlandığını ancak bu iş için dava dışı Elin Elektrik Ltd. Şti’nin ve Onur Elektrik Ltd. Şti’ne 50 adet fatura kestiğini de açıklamış, raporda Tablo-6’da açıklandığı üzere on dört ayrı firmanın kestiği faturaların dava konusu sözleşme tarihi olan 05.03.2013 tarihinden önceye ait olduğunu da not etmiştir.
Yine elektrik mühendisi bilirkişinin raporuna göre dava dışı Elin Elektrik tarafından fatura edilen kalemlerin bir kısmı pursantajlı maliyet cetvelinde yoktur veya miktar olarak fazladır. Bu şekilde olduğu tespit edilen malzemelerin bedelleri 93.995,81.TL’dir. Bu bedele KDV eklendiğinde 110.915,06.TL’ye ulaşır. Bilirkişiye göre bu malzemelerin bedelleri olarak taşeronun tahsil ettiği 110.915,06.TL bedel yükleniciye geri ödenmelidir.
Dosyaya alınan sigortacı bilirkişi raporunda ise bu tür işlerde All-Risk sigortası yapılması gerektiği, bu sigortanın meydana gelebilecek hırsızlık zararlarını da karşılayacağı, ancak sigorta yaptırılmadığı açıklanmıştır. Bu durumda meydana gelecek zararlardan yüklenici … İnşaat A. Ş. sorumlu olacaktır.
Hukukçu bilirkişi raporuna göre yüklenici … İnşaat A. Ş. taahhüdünü yerine getirmiş, iş tamamlanarak hastane hizmete açılmıştır. İş sahibi Balıkesir Üniversitesi Rektörlüğü taşeronlarla resmî ilişkisinin bulunmadığını, meydana gelen aksaklıkların kendilerine yansıtılmadan yüklenici tarafından giderildiğini bildirmiştir. Yüklenici ve taşeron arasında bu iş için iki ayrı sözleşme mevcuttur. Birincisi 04.01.2012 tarihli 3.200.000.TL bedelli, diğeri de 05.03.2013 tarihli 450.000+KDV bedellidir. Hukukçu bilirkişi diğer bilirkişilerin raporlarını özet olarak raporuna işlemiş ve diğer bilirkişilerin görüşünü de yansıtan bütünlüklü bir açıklama yapmıştır.
Tarafların talepleri doğrultusunda alınan ek raporları zikretmekte yarar vardır. Elektrik mühendisi bilirkişi ek raporunda mevcut ve iptal edilmiş faturalardan malzeme miktarını tespit etmenin zor olduğunu, çalındığı kabul edilen kablo bedelinin 94.408,48.TL olduğunu açıklamıştır.
Taşeron tarafın itirazı doğrultusunda başka bir bilirkişiden çalınan kabloların yaklaşık değeri konusunda ikinci bir rapor alınmıştır. 12.02.2019 tarihli bu raporda çalınan kablo metrajı konusunda yeterli veri bulunmadığı açıklandıktan sonra, taşeronun verdiği bilgiye göre Jandarma ve Savcılık kayıtlarına giren çalıntı kablo bedellerinin cinslerine göre 78.811,92.TL ve 64.429,83.TL olduğu açıklanmıştır. Bilirkişi, itiraz üzerine alınan ek raporunda önceki görüşlerini değiştirmemiş, beyanlarını tekrar etmiştir.
Bu aşamadan sonra taşeron taraf 2014/272 esas sayılı davadaki talebini ıslah etmiş ve 100.000.TL’lik talebini 280.183.TL’ye çıkarmıştır.
Çalınan elektrik kablolarının metrajı, taşeronun bildirdiği ve jandarma/savcılık kayıtlarına giren metrajlar kabul edilmelidir. Taşeron birden fazla hırsızlık olayından ve bir miktar da montajı tamamlanmış kablonun çalınmasından söz etmektedir ki montajı tamamlanmış kablo çalınmışsa elbette kablo fiyatı yanında montaj ücreti de dikkate alınmalıdır. Bu konudaki ayrık görüşümüzü aşağıda belirteceğiz.
Hırsızlık olayı ile ilgili üç ayrı soruşturma dosyası mevcuttur. Bunlar Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/1444 ve 2022/4086 sayılı soruşturma dosyaları ile Bigadiç Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/922 sayılı soruşturma dosyasıdır. Her üç dosya da daimi aramaya alınmış fakat failleri bulunamamıştır.
Buraya kadar izah ettiğimiz hususları her bir dava özelinde ele alıp değerlendirmekte yarar vardır. Ana davada yüklenici … İnşaat A. Ş.’nin talepleri haklı ve yerinde görülmüş ve kabul edilmiştir. Davanın kabulünde temel olarak 23.10.2017 tarihli elektrik mühendisi bilirkişinin raporu esas alınmıştır. Rapora göre dava dışı Elin Elektrik tarafından fatura edilen kalemlerin bir kısmı pursantajlı maliyet cetvelinde yoktur veya miktar olarak fazladır. Bu şekilde olduğu tespit edilen malzemelerin bedelleri 93.995,81.TL’dir. Bu bedele KDV eklendiğinde 110.915,06.TL’ye ulaşır. Bilirkişiye göre bu malzemelerin bedelleri olarak taşeronun tahsil ettiği 110.915,06.TL bedel yükleniciye geri ödenmelidir. Davacının iade istediği miktar ise 100.000.TL’dir.
Ancak kabule esas olan başka sebepler de vardır. Bu dava kabul edilirken ve birleşen 2014/1369 Esas sayılı dava değerlendirilirken yüklenici tarafından, dava dışı … Ltd. Şti. hesabından taşeron hesabına yapılan virman miktarı da dikkate alınmıştır. Zira taşeron taraf da … Ltd şirketi ile ilişkisini inkar etmemiştir. Nitekim elektrik tesisatı imalatına ilişkin işin boyutu davaya konu edilen 450.000.TL’lik sözleşmeden çok daha fazladır. İlk sözleşmenin 3.200.000.TL tutarlı olduğu dikkatten kaçmamalıdır. Elektrik tesisat işinin baştan sona taşeron tarafından yapıldığı iddia edildiğine ve resmî taşeron kullanılmadığına göre ister … Ltd. Şti. isterse başka firma olsun, teslim edilen iş de yapılan ödeme de aynı işin parçasıdır. Üstelik taraflar arasındaki ilk sözleşme 04.01.2012 olmasına rağmen işin daha önce başladığı anlaşılmaktadır. Nitekim bazı faturalar 2011 yılına aittir.
Bir hususu daha belirtmekte yarar vardır ki, görünüşte basit olsa da tarafların sözleşmelerle temelde neyi amaçladıkları ve işin kapsamı muğlaktır. Çünkü 3.200.000.TL’lik götürü ve anahtar teslimi sözleşmeden sonra neden 450.000.TL’lik ikinci sözleşmenin yapıldığı izaha muhtaçtır. Üstüne üstlük hastanenin açılışı 28.02.2013 tarihinde yapılmıştır. Davacı o tarihte tüm işlerin tamamlandığı ve inşaatta eksiklik bulunmadığı iddiasındadır. Gerçeğin böyle olmadığı, kalan bir kısım işler için açılıştan beş gün sonra yeni bir sözleşme imzalandığını kabul etmekten başka çözüm yoktur. Daha da ilginç olan 05.03.2013 tarihli sözleşmede götürü bedelle anahtar teslimi 450.000.TL + KDV anlaşma yapılmış, sözleşmenin 3. maddesinde bunun 300.000.TL’sinin taşerona peşin ödendiği, kalan 144.000.TL’sinin mal tesliminde Elin Elektrik firmasına ödeneceği belirtilmiştir. Buna karşın taşerona biri 150.000.TL diğerleri 100.000.TL olan dört ayrı çekle 450.000.TL ödeme yapılmıştır. Kalan bakiyenin iş bitince fatura edilmesi halinde ödeneceği belirtilmiş, taşeron tarafından kesilen bu nitelikte bir faturaya rastlanmamıştır. Bu hususlar taraflarca net olarak ifade edilmediğinden bilirkişi raporundaki çözüme itibar edilmesi uygun görülmüştür.
Eldeki dava ile birleşen 2014/1369 esas sayılı dava ise reddedilmiştir. Bu konuda yukarıda belirttiğimiz açıklamayı tekrar etmekte yarar vardır. Ana dava ile, birleşen 2014/1369 esas sayılı dava birbirine zıttır. Eğer yüklenici fazla para ödemişse taşeronun bakiye alacağı kalmamış olmalıdır. Bu sebeple ana dava için belirttiğimiz gerekçeler bu dava için de geçerlidir.
Bu dava özelinde temel tartışmanın 451.880.TL tutarlı faturadan kaynaklandığını söylemekte yarar vardır. Bu fatura taşeronun defterinde kayıtlı olmakla birlikte yüklenicinin defterinde kayıtlı değildir. Fatura düzeltme beyannamesi ile defter dışına çıkarılmış olsa da fark etmez. Zira mahkememizin kanaatine göre bu fatura temelde ikinci sözleşme kapsamında kalacak işlere aittir. Aslında davanın her iki tarafı da usuli dürüstlük kuralına uygun davranarak vakıaları olduğu gibi aktarmış değildir. Yukarıdan beri beyan ettiğimiz bir çok husus muğlak kalmıştır. Temelde şunu kabul etmek gerekir ki taşeron taraf işi götürü bedelle ve 3.200.000.TL anahtar teslimi fiyatla aldığına göre işin tamamı bu fiyatları aşmamalıdır. Eğer taraflar ilk sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir nizadan söz etmeden yeni bir sözleşme yapmışlarsa, ilk sözleşmeyi sona erdirmiş ve kalan tüm iş ve ödemeleri ikinci sözleşme ile bir sonuca bağlamış olmalıdırlar. Öte yandan fiilen bazı eksikler kalmış olsa da yüklenicinin açılışa yetişmesi için bazı işleri bizzat yaptığı/yaptırdığı iddiası yüklenicinin üçüncü kişi firmalara yaptığı elektrik malzemesi ödemeleri/faturaları tarafından desteklenen bir iddiadır. Keza ikinci sözleşmeden yedi ay kadar sonra taşeronun işçilerini kendi bünyesine alarak imalata devam ettiği, ücretlerini de ödediğine dair belgeler dosya arasına sunulmuştur. Özetle, taşeron taraf ilk sözleşmeden doğan haklarını saklı tutmadan, bu konuda bir ihtar veya talepte bulunmadan ikinci bir sözleşme yapmışsa ilk sözleşmeden herhangi bir alacağı kalmamış demektir. Dikkat edilirse birleşen davada takibe konu edilen fatura ikinci sözleşmenin imzasından kısa süre sonra 15.04.2013 tarihinde kesilmiştir.
Birleşen 2014/272 esas sayılı davada ise ilk iki hırsızlık olayı sebebiyle çalınan kabloların yaklaşık bedellerine hükmedilmiştir. Bu konuda takdir hakkı da kullanılmış, yaklaşık bir fiyata hükmedilmesi uygun görülmüştür. Taşeronun beyanına göre ilk hırsızlıkta 1800 metre, ikinci hırsızlıkta 2076 metre kablo çalınmıştır. Bu kablolar malzeme halinde çalındığından imalat montaj farkı ve müteahhit kârı eklenmemeli, fatura fiyatları esas alınmalıdır. Bu hususta 12.02.2019 tarihli bilirkişi raporu esas alınmıştır. Buna göre çalınan kabloların fatura değerleri toplam 143.241,65.TL’dir. Miktar konusundaki belirsizlik de dikkate alınarak mahkememizce bu fiyatlar takdiren 140.000.TL kabul edilmiştir. İmalatı tamamlanan ve üçüncü hırsızlıkta çalındığı söylenen kablolar için farklı bir değerlendirme yapılmıştır. Eğer yerinden sökülen bir imalat varsa taşeron tarafından ikinci bir hak ediş ve imalat faturası düzenlenmesi gerekirdi. İmalat tamamlanıp bittiğine göre ve ikinci sözleşme yapıldığına göre bu miktarın da ilk sözleşme kapsamında tasfiye edilmiş sayılması gerektiği kabul edilmelidir. İmalatta kullanılan toplam malzemeye ve faturalara bakıldığında bu miktar bir kablo fazlalığı tespit edilememektedir. Elektrik mühendisi bilirkişilerin raporları da bu istikamettedir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A.
Ana davanın kabulü ile Yapı Kredi Bankası Bursa Fomara Şubesi nezdindeki hesaptan keşide edilen 8186003 numaralı 15/07/2013 vade tarihli 100.000 TL bedelli çek sebebiyle davacının borçlu olmadığının tespitine, çek bedeli ödenmiş olduğundan 100.000-TL’nin 15/07/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı … Elektrik Ltd. Şti’nden alınarak davacı … AŞ’ye ödenmesine,
Alınması gereken 6.831-TL harca peşin yatırılan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.123,25-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı vekili lehine takdir edilen 13.450-TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça karşılanan ve peşin harç dahil edilerek hesaplanan 2.680 TL muhame masrafı ile 1.707,75-TL peşin harcın toplamı olan 4.387,75 TL muhakeme masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

B.
Eldeki dava ile birleşen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkmesinin 2014/1369 esas sayılı davası yönünden davanın reddine,
Davacı tarafın takipte kötü niyetli olduğuna dair yeterli kanaatine ulaşılamadığından davacı aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 29,20.TL maktu red harcının mahsubu ile fazla alınan 2.329,53.TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı vekili lehine takdir edilen 13.800.TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,

C.
Eldeki dava ile birleşen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/272 esas sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile 140.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … AŞ’den alınarak davacı … Elektrik Ltd. Şti.’ne ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 9.563,40-TL harca peşin yatırılan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.855,65-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı vekili lehine takdir edilen 13.450-TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça karşılanan 1.707,75 TL peşin harcın davalı … A.Ş’den alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafça yapılan 677,00 TL masraftan kabul ret oranına göre hesaplanan 339,00 TL’nin davalı … A.Ş’den alınarak davacıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı.05/02/2020

İş bu kararın gerekçesi 05/02/2020 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır