Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1630 E. 2020/302 K. 03.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO : 2014/1630
KARAR NO : 2020/302
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … OTOMOTİV TİC. VE SAN. A.Ş.
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/12/2014
KARAR TARİHİ : 03/02/2020
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde taraflar arasında bir ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında iki aracın takasa alındığını, araçlar üzerinde haciz kaydı bulunduğundan resmî satış işlemlerinin tamamlanamadığını, durumun davalı tarafa iletilmesine rağmen sonuç alınamadığını, borcun ödenmemesi üzerine Bursa 12. İcra Dairesinin 2013/… sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın takibe haksız biçimde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf davanın reddini istemiş, dava dilekçesinin ekinde yeterli belge sunulmadığını, faturaların tebliğini kabul etmediklerini, kaldı ki faturanın alacağı ispata yeterli olmadığını, taraflar arasında bir takas sözleşmesi bulunduğunu ve davacıya 24.500.TL tutarında bir araç verildiğini, başkaca mal ve hizmet alınmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için gerekli şartların oluşmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava ilamsız takibe itirazın iptali davasıdır. İlamsız takibe konu edilen alacağın araç takas sözleşmesinden kaynaklandığı, takasa verilen aracın üzerindeki haciz kaydı sebebiyle noter satışı yapılamamasından doğduğu ileri sürülmüştür. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf takasa alınan araç üzerindeki haczin neden olduğu zararı ispat etmelidir. Ancak davalının savunması itibariyle takas sözleşmesinin varlığını ispata gerek kalmamıştır.
Davacının sunduğu belgelerden taraflar arasında araç satışı ve takas sözleşmesi bulunduğu görülmüştür. Davalının imza inkarı çelişkilidir ve inandırıcı olmaktan uzaktır. Davalı tarafın biri 22.500.TL diğeri 24.500.TL’ye sayılan iki otomobili takasa verdiği, karşılığında 52.508,16.TL tutarlı bir otomobil satın aldığı sabittir.
Davacı taraf davayı ispat sadedinde taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi deliline dayanmıştır. Tarafların tacir oldukları ve ticari nitelikteki işlerinin defterlerinde kayıtlı olması gerektiği gözetilerek taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması uygun görülmüştür. Bunun için öncelikle İstanbul’da bulunan davacı defterleri incelenmiştir. Bilirkişi 14/12/2015 tarihli raporunda davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, sahibi lehine delil olma vasfını taşıdığını, davacının kendi defterlerine göre 6.266,66. TL alacaklı olduğunu açıklamıştır. Raporda taraflar arasındaki alışverişe ilişkin tüm fatura ve ödemeler bir tablo halinde gösterilmiştir. Tabloya göre taraflar arasında çok sayıda işlem vardır ve davalının inkara dayalı savunması inandırıcı değildir.
Bu kez davalı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi için davalının bulunduğu Osmaneli Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, davalı tarafa talimat mahkemesince gönderilen ihtara rağmen davalı taraf defter ve kayıt sunmamıştır. Halbuki davalı tarafa defter sunmaması halinde davacı tarafın defterlerine istinaden karar verilebileceği ihtar edilmiştir.
Davalı taraf defter sunmaktan kaçındığından davacı defteri de usulüne uygun olarak tutulduğundan davacının ispat külfetini yerine getirdiği kabul edilmiştir. Mahkememizce davacının iddia ve delillerine itibar edilmesinde sakınca görülmemiş, buna karşılık davalı tarafın savunması inandırıcı bulunmamıştır. Zira davalı hakkında yine araç servis hizmetinden kaynaklanan başka bir alacak iddiasına dayalı takip ve dava bulunmakta olup davalı o dosyada da soyut inkarla yetinmiştir.
Dava sürerken davalı iflas etmiş, bir süre iflas kararının kesinleşmesi ve ikinci alacaklılar toplantısı beklenmiş, ancak Osmaneli Asliye Hukuk Mahkemesince verilen iflas kararı Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2017/2632 E. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bu durumda artık iflas davasının sonucunun beklenmesine gerek görülmemiş ve dava esastan kabul edilmiştir.
Alacağın likit olduğu ve davalının itirazının alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu kabul edilirken davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın kabulü ile Bursa 12.İcra Müdürlüğünün 2013/12308 sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu ve alacağın belirlenebilir bulunduğu nazara alınarak davalı borçlunun dava konusu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 45,50-TL harca peşin alınan 25,20.TL harcın mahsubu ile bakiye 20,30-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı tarafından yapılan ve peşin harçlar dahil edilerek hesaplanan 1.271,20.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı vekili lehine takdir edilen 665,33-TL ücreti-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair verilen kesin karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı.03/02/2020
İş bu kararın gerekçesi 27/03/2020 tarihinde yazılmıştır.

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır