Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/10 E. 2022/598 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…. TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2013/10
KARAR NO : 2022/598

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACILAR ….
….
VEKİLİ :Av. ….
DAVALI :1- …..
VEKİLİ :Av…..
DAVALI :2-….
VEKİLİ :Av…..
DAVA :Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 08/01/2013
KARAR TARİHİ : 16/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Dava dilekçemizi tekrar ederiz, müvekkillerim davalı bankanın Çekirge- Ulucami- Beşevler Sanayi Şubesinde 3 ayrı şubede hesaplarının bulunduğu, bu hesaplardaki mevcut paraların davalı banka çalışanı diğer davalı … … tarafından müvekkillerinin yetkilendirmesi, muvfakat ve izni ve vekaleti olmadan çekildiği, bankanın çalıştırdığı yetkilinin işlemlerinden sorumlu olduğundan; müvekkilim … … yönünden 60.000,00 TL ve 13.000,00 USD’nin, müvekkil davacı … … yönünden 60.000,00 TL’nin hesaptan çekilme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesin talep ve dava ederim, dedi. Beyanı okundu, imzası ile tasdik olundu.
Davalı … TAŞ vekili cevap dilekçesinde; bankamız eski çalışanı … …’ın bankadaki yolsuzluk işlemlerinin derhal davacı … …’a bildirildiği, bu konuda gerekli bilgilendirme yapılarak varsa zararının giderilmeye çalışıdığı, dier davacı … …’ın herhangi bir zararının ve eksiğinin olmadığı, bankanın iç denetiminde de bu davacının hesabında bir noksanlığa rastalanılmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ederim, dedi. Beyanı okundu, imzası ile tasdik olundu.
Davalı … … Vekili duruşmadaki beyanında; Davaya yazılı cevap vermedik, ancak müvekkilimin banka işlemlerinden dolayı davacıların herhangi bir zararı oluşmamıştır, hesaplarında bir eksiklik olmamıştır, müvekkilim aleyhinde Bursa 2.Ağır Ceza Mahk. 2013/222 Esas sayılı dosyada dava görülmektedir, bilirkişi raporu alınmıştır, dava sonuçlanmak üzeredir, davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava bankacılık sözleşmesi kapsamında alacak istemine ilişkindir.
Davacıların davalı bankanın üç ayrı şubesinde hesabının bulunduğu, diğer davalı olan banka çalışanı … davacıların muvaffakatı olmadan banka hesaplarında bir kısım para transferleri yaptığı gerekçesiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı bankanın sorumluluğu adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine dayandırılmıştır.
Uyuşmazlığı aydınlatılması için banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerekmektedir. Olayla ilgili olarak Bursa 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/222 sayılı dosyasında yargılama yapılmış, bu dosya DYS üzerinden dosyamız arasına celp edilmiş, dosyada bilirkişi incelemeleri yapılmıştır.
Mahkememizce birden fazla kez bilirkişi incelemesi yapılmış, daha önceki raporlarda hesaplamalar ve tutarlar arasında çelişki bulunduğundan resen başka bir bankacı bilirkişi seçilerek raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek biçimde rapor düzenlenmesi istenmiştir.
Yapılan incelemede; davacı … …’ın davalı banka nezdinde Türk Lirası cinsinden 27774 vadesiz hesap, 15967 nolu vadesiz hesap, 69279 nolu vadesiz ve 338 nolu vadeli hesap üzerinden, USD cinsinden 27305 nolu ve 34370 nolu vadeli hesap üzerinden gerçekleştirildiğini, davacı … …’ın davalı banka nezdindeki Türk Lirası cinsinden 4572 vadesiz, 5442 vadesiz, 1467967 yatırım hesabında zimmete para geçirildiği anlaşılmıştır. Davalı … tarafından zararın giderilmesi kapsamında bir kısım geri ödemeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Hesaplardan alınan tutarlar ve davalı … tarafından iade edilen tutarlara ilişkin hesaplamalar dikkate alındığında netice olarak davacı … …’ın zarar miktarının 7.350,00 USD anapara 1.532,39 USD faiz olmak üzere toplam 8.882,39 USD, 43.253,00 TL anapara, 37.779.80 TL faiz olmak üzere toplam 81.032,80 TL olduğu davacı … …’ın zarar miktarının 2.671,47 TL olduğu hesaplanmıştır.
Davalı …’ün sorumluluğu haksız fiil sorumluluğu, diğer davalı bankanın sorumluluğu ise çalışanı …’ün vermiş olduğu zararlardan dolayı vermiş olduğu bankacılık hizmetinden kaynaklanmaktadır.
Davalı …’ün haksız fiil sorumluluğunun bulunduğu sabittir, nitekim davalı tarafından zararın giderimi kapsamında bir kısım gere ödemeler de yapılmıştır. Diğer davalı banka ise basiretli tacir yükümlülüğü bulunan tüzel kisi tacirdir. Çalışanını iş ve eylemlerinden ve üçüncü kişilere ihmalen yahut bilerek verdiği zararlardan sorumludur.
TBK m. 66 ise dört fıkradan oluşmaktadır. “Adam çalıştıranın sorumluluğu” kenar başlıklı hükme göre:
“Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.
Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.
Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür.
Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.”
Görüldüğü gibi, kanunda sorumluluk bakımından; (f. 1), kurtuluş beyyinesi (f. 2) ve rücu imkânı (f. 4) bulunmaktadır.
Bununla beraber, belirtmek gerekir ki, bu düzenleme , eskiden de uygulamada kabul gören bir sorumluluk tipiydi. Örnek olarak, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2.10.1978 tarihli ve 11751/10809 sayılı kararı verilebilir. Anılan karara göre “İstihdam eden işin kuvvetine ve önemine nazaran kifayetsiz personel kullanırsa veya işin yapılmasını ya da yürütülmesini tehlikeli bir şekilde düzenlerse organizasyon bakımından kusurlu hareket etmiş olur. Keza istihdam edenin işin yürütülmesini sağlayan çalışma aletlerinin ve kullandığı malzemenin işe yarar olması lazımdır. Eğer çalıştırdığı adamlara tevdi ve teslim ettiği araç ve gereçler ve işte kullandığı malzemeler bozuk ve hatalı ise, yine organizasyon bakımından kusurlu davranmış olur”
Öncelikle belirtmek gerekir ki, bir haksız fiil sorumluluğu ile ilgili aranan genel şartlar organizasyon sorumluluğu açısından da aranır. Diğer bir ifade ile, bir kişinin bu hüküm uyarınca sorumlu olması için, hukuka aykırı bir fiil, zarar ve fiil ile zarar arasında bir illiyet bağı bulunmalıdır. Ancak, TBK m. 66/f. 3’teki sorumluluk bir kusursuz sorumluluktur ve bunun sonucunda da kusur aranmaz.
Düzenleme ile ilgili özel olarak da, adam çalıştıranın sorumluluğundan farklı olarak, organizasyon sorumluluğun doğabilmesi için bir işletmenin varlığı şart olduğu gibi zarara da bir işletmenin faaliyetinin yol açmış olması aranır.
TBK m. 66/f. 3 hükmünün kanunda yer alması ile beraber, işletme şeklindeki bir organizasyonda adam çalıştıran bir kişi, çalıştırdığı kişiyi seçmede, ona talimat vermede ve onu denetlemede gerekli özeni gösterdiğini ispatlayarak ve mesela, zararın işletmesinde yeterli sayıda personelin olmamasından doğduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacaktır. Aynı zamanda işin gerektirdiği organizasyonun da doğru ve gereklerine uygun bir şekilde kurulduğunu da ispat etmesi gerekecektir.
Bu tip bir sorumluluk, örneğin, editörlerin, gazete çalışanlarının yazdıkları yazılar nedeniyle üçüncü kişilerin haklarının ihlâl edilmesi nedeniyle gündeme gelebilir, aynı durum eldeki davada olduğu gibi davalı banka çalışanlarının bu işletme ve organizasyonundaki çalışmaları sebebiyle verdiği zararlar bakımından da ortaya çıkabilir.
TBK m. 66//III hükmü, organizasyon sorumluluğunu (işletme sorumluluğu), işletme organizasyonuna (çalışma düzeni) ilişkin objektif özen yükümlülüğüne aykırılığına dayalı olarak, bir olağan sebep sorumluluğu şeklinde düzenleme altına almıştır. Böylelikle, objektif nitelikteki işletme organizasyonuna özen gösterme yükümlülüğünün yerine getirilmemiş olması halinde, işletme faaliyeti nedeniyle ortaya çıkan zarardan kusur mevcut olmasa da işleten (işletmede adam çalıştıran) sorumlu tutulur.
Organizasyon sorumluluğunun ortaya çıkmasında göz önünde bulundurulan sebeplerin, günümüz işletme yapılarının zarar riskini arttırması, menfaat-risk dengesi ve risk ilişkisi, ispat sorunu-işletme bünyesindeki zarar kaynağının belirlenmesinin zorluğu ve işletenin zarar riskine karşı tedbir alma olanağı olmak üzere dört başlık altında değerlendirilmesi mümkündür.
Organizasyon sorumluluğunu ortaya çıkaran zararın kaynağı faaliyeti gösterilmiştir. Bu bakımdan, zarara, işletme faaliyeti çerçevesinde sebep olunması gerekir. Organizasyon sorumluluğunun, temel hareket noktasını, çalışanların sebep oldukları zararlar oluşturmaz ve işletme faaliyeti zararın kaynağı olarak belirir. Bunlar, faaliyetin yürütülmesinde kullanılan taşınır ve taşınmaz maddi unsurlar olabileceği gibi; faaliyetin çıktılarını teşkil eden ürün ya da hizmet de olabilir. (OĞUZMAN/ÖZ, Borçlar Genel, Cilt-2, s. 145)
İşletenin, organizasyon sorumluluğundan sıyrılması, TBK m. 66/II yanında, TBK m. 66/III’te düzenlenen özen yükümlülüğü gerekliliğinin yerine getirdiğinin ispat etmesinden ileri gelmez. İşleten bakımından, öngörülen kurtuluş kanıtı, sadece TBK m. 66/III uyarınca organizasyona özen göstermiş olduğunun ispatına bağlıdır. İşletenin, çalışanın seçiminde, talimatlandırılmasında, gözetim ve denetiminde özen göstermesi gereği, söz konusu alanlardaki özenin, organizasyona özen kapsamında olmasının bir sonucudur. Söz konusu durum, adam çalıştıranın sorumluluğunun ve organizasyon sorumluluğunun TBK m. 66 hükmü içerisinde iki ayrı fıkra halinde birbirinden bağımsız sorumluluk hükümleri olarak düzenlenmesinden kaynaklanır. Bu bakımdan, sorumluluktan kurtulabilmek için işleten, TBK m. 66/II ile 66/III uyarınca özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat etmez; sadece TBK m. 66/III uyarınca organizasyona özen gösterdiğini ispat eder.
Somut olayda davalı banka çalışanı diğer davalı …’ün eylemlerini 10 yıllık zaman süresince gerçekleştirmiş olması karşısında işletme organizasyonunun denetiminde özen yükümlülüğüne uygun davrandığından söz edilemez. Diğer yönden davacılar bakımından da bu durum müterafik kusur teşkil eder bu bakımdan ortaya çıkan zarardan müterafik kusur indirimi yapılmalıdır. %20 indirim oranının uygun olacağı kabul edilerek davacı … …’ın karşılanmayan 8.882,39 USD ve 81.032,80 TL zarar tutarından, davacı … …’ın karşılanmayan 2.671,47 TL zarar miktarından %20 indirim uygulanarak davacı … …’ın 7.105,91 USD ve 64.826,24 TL alacağınını, davacı … …’ın 2.137,17 TL alacağının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Bu alacak kaleminin içerisinde faiz bulunmakta ise de davacının belirlenen alacak kalemleri bir zarar alacağı olduğundan alacakların tamamına faiz işletilmesi uygun bulunmuştur.
Davacı …’ın 81.032,80 TL zarar tutarından %20 indirim uygulanarak 64.826,24 TL alacağa hükmolunmuşsa da davacının TL alacak isteminin 60.000,00 TL olduğu hükümde talebin aşılmış olduğu sonradan farkedilmişse de kısa karar açıklandıktan sonra hüküm değiştirilemeyeceğinden bu hususa gerekçeli kararın yazımı sırasında değinilmesine ihtiyaç duyulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacı … …’ın davasının KISMEN KABULÜ ile 7.105,91 USD ve 64.826,24 TL alacağın davalılardan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine,
2-Yabancı para alacağına dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4A maddesi uyarınca TL alacağına dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
3-Davacı … …’ın davasının KISMEN KABULÜ ile 2.137,17 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya ödenmesine,
4-Davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
5-Harçlar Yasası gereğince davacı … …’ın davası açısından alınması gerekli 6.007,20 TL ve davacı … …’ın davası açısından alınması gerekli 146,00 TL olmak üzere toplam 6.153,20 TL harçtan başlangıçta alınan 2.044,05 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.109,15 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 2.621,55 TL harç, 3.262,55 TL yargılama gideri toplam 5.884,10 TL’nin kabul red oranına göre 206,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 147,75 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 141,84 TL’sinin davacıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 10.871,72 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6- Davacı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.137,17 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 8.322,10 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan tahsili ile davalılara ödenmesine,
8-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/05/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır