Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/882 E. 2023/982 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/882 Esas
KARAR NO : 2023/982

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2023
KARAR TARİHİ : 10/10/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle; Müvekkilinin … tarihinde … üst geçidinde seyir halindeyken davalılardan …’in sev ve idaresindeki tır yolun üzerinde bulunan köprünün yüksekliği ile aracının yüksekliğini doğru bir şekilde kararlaştıramadığı, bu sebeple aracın köprünün altından geçtiği sırada araç üzerinde bulunan konteynırın köprüye takıldığı ve savrularak müvekkilin aracının üzerine devrildiği tespitiyle davalı hakkında kamu davası açılmasına karar verildiğini, müvekkilin uğradığı maddi ve manevi zararların tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Davacı taraf, meydana gelen trafik kazası neticesinde maddi ve manevi tazminatı, … plaka sayılı aracın ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesini düzenleyen şirket olarak … Sigorta A.Ş.‘den talep ettiğini, davacının maddi tazminata ilişkin taleplerinin … plakalı aracın zorunlu trafik sigortasından karşılanması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği maluliyet raporunun rasyonel olmadığını, işbu rapora dayanarak fahiş miktarda manevi tazminat talep edildiğini, davacı tarafınca 2918 sayılı ktk gereği müvekkili şirkete zorunlu olan başvuru şartını yerine getirmediğini, davaya konu alacak haksız fiilden kaynaklandığından ve haksız fillerden doğan alacaklara yasal faiz işletildiğinden, davacı ile müvekkili sigorta şirketi arasında herhangi bir ticari iş ilişkisi de bulunmadığından, sigorta poliçesinden kaynaklanan uyuşmazlığa yasal faiz işletilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın usulden reddini istemiştir.
Davalı … Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Somut olayda dava konusu kazanın oluşumunda müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, kazanın meydana geldiği geçitte köprünün sağ kısmının daha alçak olduğunu fark eden müvekkilinin orta şeride yönelse dahi kazanın meydana gelmesini engelleyemediğini, levhaların gerçeği yansıtması ve hatasız olması son derece önem arz ettiğini, müvekkilinin ise bu levhalara göre hareket ettiğini, dolayısıyla suçun oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, suçun oluşumunda trafik levhalarının hatalı yerleştirilmiş olması esas etken olduğundan, müvekkiline atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığından belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, Sürücü … ‘in kullandığı aracın davacının aracının üzerine devrilmesi neticesinde meydana gelen trafik kazasında uğradığı maddi ve manevi tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2018/2531 K. 2018/11280 T. 19.06.2018)
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; eldeki uyuşmazlığın haksız fiile dayalı olduğu, bu durumda nispi ticari dava olarak bakıldığında, tarafların tacir olup uyuşmazlığın ticari işletmelerinden kaynaklı olması koşulunu sağlamadığı ve yine uyuşmazlığın mutlak ticari dava bakımından incelenmesinde, husumetin ZMSS kapsamında sigorta şirketine yöneltilmediği, davalı … Sigorta’ nın kazaya karışan … plakalı aracın kasko sigortacısı olduğu hususları birlikte değerlendirilerek, davanın mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asiye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar hazır olan tarafların yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır