Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/80 E. 2023/235 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/80 Esas
KARAR NO : 2023/235

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2022
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı, …, bilgisayar ve yedek parçası satışı ile kurulumu hizmetlerini vermekte olduğunu, müvekkilinin davalı borçlu …’in talebi üzerine kendisine vergiler dahil toplam 12.000,00 TL bedelli bilgisayar takımı sattığını, toplam bedelin 2000 TL. kısmı borçlu, davalı tarafça ödendiğini, ancak kalan kısımın ödenmediğini, müvekkilinin alacaklı, bakiye borcun ödenmesi amacıyla davalı … aleyhine icra takibi yaptığını, bakiye fatura alacağının tahsili amacıyla Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’ nün …. Esas sayılı icra dosyasından başlatılan icra takibi, borçlu davalı tarafın haksız itirazı ile durduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere, davanın kabulünü, davalı borçlu tarafın haksız itirazının iptali ile Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’ nün …. Esas sayılı icra dosyasından başlatılan icra takibinin devamına karar verilmesini, haksız itiraz eden davalı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, fatura alacağına yönelik başlatılan Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu ve tarafların bu hususta anlaşamadıkları tespit edildi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen anlaşma sonucu davacının yaptığı işler karşılığının ödenmemesi sebebiyle şimdilik 2000 TL olmak üzere kısmi alacak davasıdır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda, her ne kadar Küçükçekmece ….. ASHM’nin …. esas …. karar sayılı ilamı ile dosya mahkememize, davacının işletme hesabına tabi tacir esasına göre defter tuttuğundan bahisle görevsizlik kararı verilerek tevzi edilmiş ise de, gerek görevsiz mahkeme kararındaki emsal gösterilen karar gerekse İstanbul BAM …. HD …. esas, …. karar sayılı ilamı, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, ”Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler ” şeklinde olup esnaf tanımını yukarıdaki gibi ifade etmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir., bu kapsamda mahkememizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve yazılan müzekkere cevapları neticesinde davacının işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, incelenen beyannamelerde de VUK 177.maddesinde belirtilen sınırı aşmadığı, ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabına göre ise gerçek kişi tacir işletme kaydının bulunmadığı, sonuç olarak davacının tacir olmadığı anlaşıldığından, eldeki uyuşmazlığın yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan hususlar kapsamında ticari uyuşmazlık olmadığı, davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, mahkememizin karşı görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin KARŞI GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/03/2023
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır