Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/433 E. 2023/511 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/433 Esas
KARAR NO : 2023/511

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 03/05/2023
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … numaralı çekin … tarihinde keşide edildiğini ve … ibraz tarihi olarak düzenlendiğini, … numaralı çekin … tarihinde keşide edildiğini ve … ibraz tarihi olarak düzenlediğini, … numaralı çekin … tarihinde keşide edildiğini ve … ibraz tarihi olarak düzenlendiğini, … numaralı çek ise bankada boş olarak bulunduğunu, Söz konusu bu çeklerin artık banka tarafından ödeme yükümlüğünün bulunmaması ve çeklerin zayi olması nedeniyle iptali gerektiğini, Çekin keşide edilen hesap zamanaşımına uğrasa dahi, hukuken geçerli bir çekin yasal süresi içinde ibraz edilmesi halinde, bankanın yasal yükümlülük bedelini ödeme yükümlülüğünün devam edeceğini, Öte yandan, çek hesabının zamanaşımı sebebiyle kapatılmış olması bankaya yasal yükümlülük tutarını ödemekten kurtarmadığından, TMSF’ye gelir kaydedilmek üzere T.C. Merkez Bankasına devir işlemleri yapılırken, bu hesaba bağlı olarak verilen ve henüz iade edilmeyen çekler nedeniyle bankaların ödemekle yükümlü olduğu yasal yükümlülük bedelleri için hesap üzerindeki rehin haklarını kullanabilecekleri, bu tutarları ayırarak varsa kalan bakiyeyi zamanaşımı prosedürüne tabi tutabilecekleri düşünüldüğünü, Oysaki müvekkilinin düzenlediği çekler için bu söz konusu olmayacağını, Muhatap bankanın ödeme yükümlüğü, TTK m. 796’da belirtilen ibraz süresinin geçmesiyle sona erdiğini, Zira TTK m. 799, f. 2 hükmü uyarınca, ibraz süresi geçtikten sonra artık muhatabın ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, 5941 sayılı Çek Kanunu m.3/9 Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi hâlinde, muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erdiğini, Çekin ibrazı için öngörülen süreler (TTK m. 796) zamanaşımı değil, hak düşürücü süreler olduğunu, Her iki kanundan da anlaşılacağı üzere müvekkilinin düzenlemiş olduğu çeklerde artık muhatap bankanın ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, Bankanın ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı çekler nedeniyle müvekkilinin yeni çek defteri talebinin reddedilmesi nedeniyle söz konusu bu çeklerin iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu, izah edilen nedenlerle davanın kabulünü talep etmiştir.
Dava TTK’nun 651. maddesi gereğince kıymetli evrakın zayi sebebi ile iptaline ilişkindir.
TTK’nun 818. maddesi yollaması ile aynı yasanın 680 inci madde uyarınca bir çekin kısmen doldurulmuş veya sadece imzalanmış olması hâlinde tedavüle çıkarılması mümkün ve geçerli olup böyle bir çek için TTK’nun 757,758,759 ve devamı maddeleri uyarınca iptalini istemek hakkı sadece hamile aittir. Böyle bir iddiaya sahip keşideci yani imzasını içeren fakat kaybettiği çekin bedelinin kendisinden istenmesi hâlinde aynı kanunun 792 inci maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti yönünde dava açmak hakkına sahiptir. Çek iptali davası ile amaçlanan hamilin belgesi olarak borçludan çek bedeli tahsil hakkı sağlamaktır. Keşidecinin böyle bir alacağı da söz konusu değildir. Çek keşidecisi bu hâli ile ancak rızası dışında elinden çıktığını söylediği çek bedeli kendisinden talep edildiğinde veya çekin kimde olduğunu öğrendiğinde TTK’nun 790-792 inci maddeleri uyarınca çeki elinde bulunduran kişiyi hasım gösterip davasını açmak ve mahkemeden o aşamadan sonra tedbirleri istemek hakkına sahiptir.
HMK’nun “Dava Şartlarının İncelenmesi başlıklı 115. maddesi; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü amirdir.
Tüm dosya kapsamı ve davacının iddiası ile dava konusu çekin davacının çek hesabına ait olduğu ve davacının işbu davayı keşideci (hesap sahibi) sıfatı ile açtığı anlaşılmıştır (hamil sıfatı ile açmadığı anlaşılmıştır).
Mahkememizce de benimsenen birçok yerleşik Yargıtay kararında belirtildiği gibi TTK nun 651. maddesinde genel hüküm ve özel hüküm niteliğindeki TTK. nun 818/s maddesi yollamasıyla 757. maddesi uyarınca ancak hamilin zayi nedeniyle çek iptal davası açabileceği ve keşideci olan davacının dava açma (aktif husumet) ehliyeti olmadığı anlaşılmıştır.
Zayi olmuş çek hakkında keşideci, ibraz süresi geçtikten sonra çekten cayabilir veya çekte imzası yoksa her zaman muhatap banka şubesini çekteki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde uyarabilir veyahut hamile karşı menfi tespit davası veyahut da lehtara karşı menfi tespit ve/veya istirdat davası açabilir.
Davacı, çek hesabı sahibi olduğundan hesap sahibi tarafından zayi nedeni ile iptal davası açılamaz. HMK nun 114/1-d (tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartıdır) ve HMK nun 115/2. maddeleri gereğince dava şartlarından olan bu hususun sonradan giderilmesi mümkün olmadığından bu konuda davacıya ek süre vs. verilmesine gerek olmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-TTK’nun 818/1-s yollamasıyla TTK.757 maddesine göre iptal talebi hamile ait olduğundan, keşideci olan davacının dava açma hakkının bulunmaması sebebi ile reddine,
2-Alınması gerekli harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacının yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 05/05/2023

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)