Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/427 E. 2023/906 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/427 Esas
KARAR NO : 2023/906

DAVA : Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ : 02/05/2023
KARAR TARİHİ : 25/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/09/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın ve dosyanın tetkiki sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının anonim şirketlerinin pay sahiplerine belirlenen sorumlulukları uyarınca hareket eden ve TTK hükümlerinde yer alan görevlerini hukuka uygun bir şekilde yerine getirmiş bir tacir sıfatına haiz olduğunu, fakat her ne kadar davacının elinden gelen özeni göstermeye gayret etmişse de karşı tarafın aksi bir tutum sergileyerek davacıyı olabildiğince mağdur ettiğini, davalı yan davacının bilgi edinme ve denetim hakkını ihlal ettiğini ve bunun sonucunda ortaklık bağını zedelediğini, davacının şirket yöneticisi …’dan ve şirket muhasebecisinden defalarca şirkete ait kar ve zarar evraklarını talep ettiyse de herhangi bir evrak tarafına sunulmadığını, hatta şirkete ilişkin malların gümrükte tutulduğunu kendisinin üzerinde aramalar olduğunu iddiasında bulunduğunu ve bu iddiaların hepsinin asılsız olduğunun ortaya çıktığını, bilgi alma hakkının anonim şirketlerde hesap verebilir ve şeffaf bir yapının kurulmasına yardımcı olduğunu, bu tür şirketlerin işleyişi ve istikrarlı olarak devam etmesinde önemli bir yere sahip olduğu kuşkusuz olduğunu, anonim şirketlerde bilgi alma ve inceleme hakkı pay sahiplerinin en temel haklarından biri olup vazgeçilmez ve devredilemez nitelikteki hakları arasında olduğunu, her pay sahibinin şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteme ve inceleme hakkına sahip olduğunu, bunun kısıtlanıp ya da engellenmesinin hukuka açıkça aykırılık taşıdığını, anonim şirketlerde bilgi edinme ve inceleme hakkının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun TTK. 437. maddesinde şirket pay sahipleri bakımından düzenlendiğini, davacının tarafına sağlanmasını istediği bilgilerin şirketin menfaatini zedeleyecek bir nitelik taşımadığını, TTK 437/III. maddesi ile bilgi alma hakkının sınırının belirlendiğini, davacının pay sahibi olarak talebinin haksız ve hukuki bir dayanağı olmadan gerekçesiz reddedilmesininin mağduriyet oluşturduğunu beyanla davacının bilgi edinme hakkının hukuka uygun olarak yerine getirilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: açılan davanın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, davalı şirket … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti ünvanı ile … sicil numarası ile İstanbul Ticaret siciline kayıtlı bir şirket olduğunu, faaliyet konusunun plastik, granül imalatı, alım-satımı, ihracatı, ithalatı ve pazarlamasını yapmak ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler olduğunu, şirketin limited şirket olduğunu, anonim şirket olmadığını, ticaret sicili kayıtlarına göre, şirketin 3 ortağı bulunduğunu, sermayenin 15.000,00 TL’sinin şirket müdürü …, 75.000,TL’sinin … ye ait olduğunu kalan 7.500.00 TL’nin ise davacı … ‘ya ait olduğunu, davacının İran İslam Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, davacının şirketin anonim şirketi olduğunu ileri sürmüş ve pay sahibi olduğunu, davacının bilgi alma ve denetleme hakkının ihlal edildiğini ve mahkemenin 6102 sayılı TTK 437. madde ve devamı maddeleri uyarınca bu hakkın yerine getirilmesi yönünde karar vermesini talep ettiğini, davanın usulüne uygun bir şekilde açılmadığını, yasal koşulları oluşmadan kötü niyetli bir dava olduğunu, Davalı şirket limited şirket olduğundan öncelikle 6102 sayılı TTK 614. Maddesinin uygulanması gerektiğini, TTK’nın 644. Maddesinde anonim şirketlere ilişkin hükümlerden hangilerinin limited şirketlere de uygulanacağına dair düzenleme bulunduğunu, her ortağın bilgi alma ve inceleme hakkını önce şirket müdürüne ileteceğini, bu talebin ret edilmesi halinde, hak sahibi önce şirket genel kuruluna itiraz yoluna başvurması gerektiğini, genel kurulun da bu talebi ret etmesi halinde yasanın ortağa dava açma olanağı tanıdığını, öncelikle talebi reddedilen ortağın konuyu şirket genel kuruluna taşıyabileceğini, kanun burada ortağın genel kurula başvurusunu şart koştuğunu, müdürlerin talebi reddetmesi üzerine genel kurulun resen toplanıp bu konuda bir karar alamayacağını, dava dilekçesine bakıldığında davacının hiç bir somut bilgi ve belge sunmadığını ve genel ifadelerle davacının şirketin kar ve zarar evraklarını talep ettiğini fakat şirket yetkilisinin ve muhasebecinin bu talebi yerine getirmediğini yazdığını, davacının ne zaman , ne şekilde bilgi ve belge istediğine dair açıklayıcı bir bilgi yazılmadığını, davacının davalı şirketten hiç bir zaman bilgi ve inceleme talep etmediğini, bununla birlikte davacı, yasa da açıkça yazıldığı şekilde şirket yetkilisinin ret ettiğini iddia ettiği bilgi ve belge inceleme talebini genel kurula da taşımadığını Davacı yasal yolları tüketmeden davasını açtığını, 1994 yılında kurulan davalı şirkete davacının 2018 yılında ortak olduğunu, ticaret sicilinden de görüldüğü gibi sermaye payının 7.500.00 TL olduğunu, davalı şirketin 2021 yılından beri ticari faaliyette bulunmadığını, … vergi numarası ile vergi dairesine verilen beyannamelerden de bu durumun anlaşılabileceğini, şirketin bankada parası, adına kayıtlı araç ve taşınmaz kaydı bulunmadığını, şirketin herhangi bir mal varlığının bulunmadığını, davacının, davalı şirketin mali durumunu iyi bildiğini. fakat davacının, davalı şirkete ortak olduğu tarihten bu yana yabancı uyruklu diğer ortakla birlikte hareket ederek şirketin hiç bir giderine katılmadığını, davacı tarafın şirketin muhasebesine ödenen ücret, kira gideri, vergi harç ve masrafları, sgk primlerini ödeme gibi şirketin ticari hayatına devam etmesi için ortaklıktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı şirket yetkilisinin bu giderleri şahsi mal varlığından karşıladığını, bu durumun şirketin muhasebecisi olan ….’in dinlenmesi halinde ve şirket kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması halinde açığa kavuşacağını, şirket yetkilisi davacıdan diğer ortaktan bu yükümlüklerini ifa etmelerini isteğinden davacı kötü niyetle huzurdaki davayı açtığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılması taleplerinden ibarettir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde sunduğu vekaletnamenin süresinin geçerlilik süresinin 22/09/2020 olduğunun anlaşıldığı, mahkememizin 03/05/2023 tarihli tensibinin … ‘nolu ara kararı ile “…davacı vekilince dava dilekçesi ekinde sunulan tercüme vekaletnamede, geçerlilik süresinin 22/09/2020 olduğu görülmekle; HMK 76. ve HMK 77. Maddelerine göre, vekaletnamelerini sunması bakımından 1 hafta kesin süre verilmesine, bu süre içinde sunulmadığı takdirde veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise davanın açılmamış ve gerçekleştirilen işlemlerin yapılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtar edilmesine,.. ” karar verildiği, iş bu tensip zaptının davacı vekiline 01/06/2023 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davacı vekilinin süresinde yeni vekaletnamesini sunmadığı, davacı asil tarafından, yapılan işlemlerin kabul edildiğini beyan edecek surette herhangi bir dilekçe sunulmadığı anlaşılmış olup, açıklanan sebeplerle HMK 76. ve 77. maddeleri uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 76. ve 77. maddeleri uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL harcın peşin yatırılan 179,90 TL’den mahsubu ile eksik ‭89,95‬ TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ edileceği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle 2 haftalık yasal süresi içerisinde mahkememize sunulacak dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 25/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır