Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/398 E. 2023/868 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/398 Esas
KARAR NO : 2023/868

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2023
KARAR TARİHİ : 19/09/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili firma baskı nakış işi yapan bir firma olduğunu, davalı taraf ile müvekkili firma arasında baskı nakış işi yapması için anlaştıklarını, Bu kapsamda müvekkili firma yapmış olduğu işleri 14.09.2022 tarihinde davalı tarafa teslim ettiğini, müvekkilinin işi eksiksiz ve doğru bir biçimde tamamladığını, nitekim davalı taraf sunulan hizmete karşılık herhangi bir ayıplı ya da eksik hizmet ihbarında bulunmadığını,. bu kapsamında müvekkili hakkettiği ücreti için davalı tarafa 27.12.2022 tarihinde fatura tanzim ettiğini, ancak davalı taraf tanzim olunan işbu fatura bedelini ödemekten kaçındığını, davalı taraf ödemesini ifa etmemesine karşılık aleyhinde Bakırköy …. İcra Müd. … Esas Sayılı icra dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı taraf süresi içerisinde yalnızca alacaklıya borcum yoktur diyerek itiraz ettiğini, bu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali için icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı dilekçesinde, taraflar arasında baskı nakış ticareti bulunduğunu, malların teslim edilmesine rağmen faturalarının ödenmediğini iddia ettiğini, müvekkili şirket yetkilileri davacıyı tanımadığını, sürekli çalıştıkları bir firmanın yönlendirmesi ile … isimli bir kişi ile tanışmışlarsa da davacının iddia ettiği gibi bir ticaret sözkonusu olmadığını, müvekkilinin, takibe konu faturadan kaynaklanan bir borcu bulunmadığını, davacı her ne kadar mal teslimine dair irsaliyenin olduğunu iddia etmişse de davacının müvekkiline herhangi bir mal teslim ettiğine dair irsaliye mevcut olmadığından davanın reddini talep etmiştir.
Dava, Taraflar arasındaki alım-satım ilişkisi kapsamında davacı tarafından faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2018/2531 K. 2018/11280 T. 19.06.2018)
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; davanın mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asiye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır