Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/386 E. 2023/869 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/386 Esas
KARAR NO : 2023/869

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2023
KARAR TARİHİ : 19/09/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 27.10.2020 tarihinde, on yaşında ikinci el anjio cihaz satış sözleşmesi imzalanmış, davacı, cihazın kurulum ve kesin teslimini 06.07.2021 tarihinde yaparak cihaza garanti kapsamında 1 yıl da ücretsiz bakım onarım servis hizmeti sunduğunu, davalı hastanenin başka firma ile servis sözleşmesi imzalaması üzerine taraflar arasındaki iş ilişkisi sona erdiğini, davacı firma, anjio cihazına servis hizmeti sunmaya devam ettiği dönemde, kendisine ait bir çok servis ürününü cihazda kullandığı gibi, yine kendisine ait … seti de anjio cihazı kalibrasyon işlemlerinde kullandığını, ancak bu ürünün ebatlarının büyük olması, sürekli taşınmasının pahalı üründe hasar riskini artırması ve sözleşmenin 3 yıl garanti uzatım sürecinin davalı tarafından sürüncemede bırakılması nedenleriyle, ürünü, derhal kendi işyerine geri götürmemiş, aradaki iş ilişkisi ve davalıya duyduğu güven uyarınca geçici olarak hastanede bıraktığını, ilerleyen zamanda, davacının haberi dahi olmadan başka firma ile servis sözleşmesi imzalayan davalı ile iş ilişkisi son bulduğu halde, davalı, davacıya ait … setine, güveni kötüye kullanarak el koymuş ve ürünü iadeden kaçındığını, bahse konu … seti yalnızca anjio servis hizmeti sunan özel eğitim almış mühendisler tarafından kullanılabilen, hastane personelinin kullanmasının mümkün dahi olmadığı hassas komplike araç ve teçhizatken, bu gün itibari ile … set haksız olarak ve kasten 10 aydır hastane elinde tutularak müvekkili telafisi mümkün olmayan türlü mağdur olduğunu, 27.09.2022 tarihinde davalı hastanede keşfe gidildiği, ilgili … setin tamamının hastane elinde bulunduğu,… seti ürünlerinin, satılan anjio cihazından ayrı bağımsız ürünler olduğu, davalıya 10 yıllık ikinci el cihaz satışı yapıldığından cihaz ile verilecek ekipmanların sıfır cihazlardaki gibi değerlendirilemeyeceği ve sadece satış sözleşmesinde belirtilen ürünlerle sınırlı olacağı bunun dışında ekipmanın dahil olmayacağı, ürünlerin … Tıp Çözümleri tarafından satın alındığına dair dosyaya fatura sunulduğu ve nihayet ürünlerin … Tıp Çözümlerine teslim edilmesi gerektiği, tespitlerine yer verildiğini, ürünün en başında, cihazla birlikte ücretsiz verilen sözleşmeye dahil ürün listesinde bulunmasının, madden imkansız olduğu görülmekte olduğunu, davacının en az, ürünün maliyeti oranında zarara uğradığı, kendisine ait … setini başkaca müşterileri ve başkaca cihazlarda kullanamaması nedeniyle iş kayıpları ve zararının her geçen gün artmaya devam etmekte olduğunu, haksız itirazın iptali ile takibin devamı ve likit alacak sözkonusu olduğundan % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile mevcut iş ilişkisi müvekkili … sağlık uygulama ve araştırma hastanesi yönünden kurulmuş arabuluculuk faliyetleri de bu kurum üzerinden devam ettiğini, davacı … tarafından ikame edilen dava ise … adına ikame edilmiş olup husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkili şirketin, davacıya, davacının iddia etmiş olduğu söz konusu miktarda veya başkaca bir borcu bulunmadığından müvekkili şirket aleyhine açılmış olan iş bu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, sayılı nedenlerle davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağı olmadığı halde icra takibine girişmesi haksız ve kötü niyetli olup bu doğrultuda huzurdaki davanın reddini istemiştir.
Dava, Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2018/2531 K. 2018/11280 T. 19.06.2018)
Dava, taraflar arasında yapılan satım ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali isteğine ilişkindir.
İcra takibine konu yapılan alacağının, davalı üniversite ile davacı şirket arasında gerçekleşen satış sözleşmesinden kaynaklı olup, davacı tacir konumunda şirket olmakla birlikte, davalı Üniversitenin tacir kişiliği bulunmamaktadır. Şu durumda, taraflar arasındaki uyuşmazlık mutlak ticari dava olmadığı gibi nispi ticari dava da değildir. Bu nedenle mahkememizin görevli olmadığı asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından görevsizlik kararı vermek gerekmiştir. (İstanbul Bam 9. Hukuk Dairesinin 2022/3151 Esas 2022/2751 Karar sayılı kararı, İstanbul Bam 4. Hukuk Dairesinin 2023/2502 Esas 2023/2349 Karar sayılı kararı,İstanbul Bam 18. Hukuk Dairesinin 2023/1754 Esas 2023/1434 Karar sayılı kararı)
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; Davanın mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır