Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/374 E. 2023/442 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/374 Esas
KARAR NO : 2023/442

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2023
KARAR TARİHİ : 25/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Levazım ve Ayniyat Müdürlüğünce 26 kalem eğitim mobilyası alımı hususunda … ihale kayıt numarasıyla açık ihale usulünce ihaleye çıkılmış olup mezkur ihalenin müvekkili uhdesinde kaldığını, müvekkilince ihale ve şartnameler gereği yapılması gereken edimlerin yerine getirildiğini, ihale konusu malzemelerin üretilip davalıya tesliminin gerçekleştirildiğini ancak ihale sonrası davalı tarafça müvekkiline karşı olan edim ve sorumluluklarının tam olarak yerine getirilmediğini müvekkilinin alacakları davalı idare tarafından eksik ve geç yatırıldığını, ihale sonrasında 01/07/2020 tarihinde düzenlenen e-arşiv faturasında teslim edilen 26 parça ihale konusu malın toplam değerinin 839.646,00 TL olduğunu fakat davalının müvekkili şirkete 5 farklı zamanda toplam değeri 832.275,77 TL’ye tekabül eden eksik ödeme gerçekleştirdiğini, 06.11.2020 tarihinde 132.275,77 TL, 02.12.2020 tarihinde 200.000,00 TL, 08.01.2021 tarihinde 200.000,00 TL, 02.02.2021 tarihinde 150.000,00 TL, 03.03.2021 tarihinde 150.000,00 TL ödeme yapıldığını, taraflar arasındaki düzenleme ile ihale bedelinin ifa zamanının açıkça düzenlenmiş olup ödeme süresinin ilk faturanın kesilmiş olduğu 01/07/2020’den itibaren 120 gün belirlenmiş ve ifanın son günü 29/10/2020 tarihinin tatil gününe denk gelmesi hasebiyle ifa tarihinin 30/10/2020 tarihi olduğunu fakat belirtilen ödeme süresi (120 gün) içinde idarece müvekkili şirkete hiç ödeme yapılmadığını, ve ödemelerin geciktirildiğini, yapılan ödemelerin de kısım kısım yapıldığını, bu durumun da müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, mevcut durumda anılan sözleşme ile ödeme süresinin açıkça belirlenmiş olup söz konusu ödeme tarihinin en geç 30/10/2020 olup, bu tarihin geçmesiyle borcun muaccel hale geldiğini, davalı idarenin kanunun açık hükmü sonucunda ihtar çekilmesine lüzum olmaksızın temerrüde düştüğünü, yine, aynı kanunun 118. Maddesi uyarınca borcun geç ifa edilmesinden kaynaklanan zararları gidermekle yükümlü hale geldiğini, bu nedenlerle şimdilik eksik yatırılan 500,00 TL bakiye kısmın avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2018/2531 K. 2018/11280 T. 19.06.2018)
Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; yapılan araştırmalar neticesinde davalının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı olduğu, belediyenin tacir sıfatı taşımadığı ( Yargıtay 3. HD 2017/8888 esas, 2018/1601 karar) anlaşılmakla uyuşmazlığı çözmede mahkememiz görevli olmadığı dikkate alınarak, ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde verilen karar tarafların yokluğunda okunup,usulen anlatıldı. 25/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır