Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/346 E. 2023/405 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/346 Esas
KARAR NO : 2023/405

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/04/2023
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkil kurum ile davalı şirketler arasında temizlik hizmetine ilişkin hizmet alımına ait sözleşme imzalandığını, söz konusu firmada görev yapan ve işten ayrılan …’ün idareye dava açarak işçilik alacaklarına ilişkin tazminat talep ettiklerini, açılan dava sonucunda İstanbul …İş Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kararıyla bir kısım taleplerin …’e ödenmesine hükmedildiğini, mahkeme tarafından kararda belirtilen miktarın asıl işveren ve alt işverenden müşterek ve mütelselsil sorumlu tutularak ödenmesine karar verilmiş olup tamamı müvekkil kurum tarafından ödendiğini, bu sebeple İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numarasıyla açılan icra dosyasına müvekkil idarece cebri icra yoluyla ödeme yapıldığını, müvekkil kurum ile davalılar arasında yapılan ihale sözleşmesine ekli şartnamelerde söz konusu işçi alacak haklarından yüklenici sıfatıyla davalı şirketlerim sorumlu olduğunun belirtildiği, bu nedenle müvekkil kurumun rücu hak ve yetkisi bulunduğunu, müvekkilin idare tarafından ödenen 3.764,06-TL davalıdan talep edilmiş fakat olumlu cevap alınamadığını, ayrıca davalı şirketle yapılan arabuluculuk görüşmesi sonuçsuz kaldığı için iş bu davayı açma zarureti doğduğunu, bu sebeple davalı şirketten toplam 3.764,06-TL davlıdan talep edilmiş fakat olumlu cevap alınamadığını, ayrıca davalı şirketle yapılan arabuluculuk görüşmesi sonuçsuz kaldığı için iş bu davayı açma zarureti doğduğunu, bu nedenle davalı şirketten toplam 3.764, 06-TL olan rücu alacağının şirketten ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ettiğini, davanın kabulüne karar verilerek davalı şirketten 3.764,06-TL ‘nin müvekkil kurumun ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, rücuen tazminat talebine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2018/2531 K. 2018/11280 T. 19.06.2018)
Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekmekle, davacının sigortalısının … isimli gerçek kişi olduğu, dava dışı sigortalının tacir olduğu gösterir bir delil davacı tarafça sunulmadığı, sigortalı aracın binek otomobil vasfında olduğu ve davacının burada, dava dışı sigortalısının haklarına halef olması sebebiyle gerçek kişi vasfında olduğu anlaşılmakla mahkememizin görev hususunda yapılan değerlendirmede; dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları mutlak ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır hükmüne karşılık eldeki davanın bu kapsamda mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve yine halefiyete dayalı olarak açılan davada, davacının sigortalısının tacir olmadığı, davalının, kasko sigortacısı olduğu bu haliyle açılan davada mahkememizin görevli olmayıp, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; dava dilekçesi anlatımı doğrultusunda, davacı kurum ile davalı şirket arasında temizlik hizmetine ilişkin hizmet alımına ait sözleşme imzalandığını, söz konusu firmada görev yapan ve işten ayrılan …’ün davacıya dava açarak işçilik alacaklarına ilişkin tazminat talep ettiklerini, açılan dava sonucunda İstanbul … İş Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kararıyla bir kısım taleplerin …’e ödenmesine hükmedildiğini, mahkeme tarafından kararda belirtilen miktarın asıl işveren ve alt işverenden müşterek ve mütelselsil sorumlu tutularak ödenmesine karar verildiği ve davacının ilama dayalı alacağının ödenmesi sebebiyle davalıya rücu ettiği anlaşılmakla, davacı kurumun ödeme yaptığı işçi …’ e halef olduğu görülmekle her ne kadar davacı kurum tacir ise de davanın halefiyete dayalı olduğundan, davacının halef olduğu gerçek kişinin sıfatına haiz olacağından ( bu doğrultuda İstanbul BAM … HD … esasi … karar sayılı ilamı ) bu kapsamda davanın mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asiye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 12/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge , 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu gereği elektronik imza ile imzalanmıştır.