Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/335 E. 2023/506 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/335 Esas
KARAR NO : 2023/506

DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ : 07/04/2023
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; Müteveffa (…) 15.12.2022 tarihinde vefat ettiğini, …’ün vefatı nedeniyle tek ortaklı Limited Şirket olan … Ürn. San. Tic. Ltd. Şti’ndeki hisselerinin 1/4 ü müvekkiline miras olarak kaldığını, … Ürn. San. Tic ltd. Şti’nde tek ortaklı olması sebebiyle müdürsüz kaldığını, banka hesapları yönetilemediğini, sigorta primlerinin eksiksiz yatırılması hususunda gerekli tedbirlerin alınamadığını, davalı şirket mirasçıları arasında husumet olması sebebiyle pay intikali yapılamadığını, şirketin ana merkezinin bulunduğu iş yeri kirasının yüksek olması hasebiyle banka hesaplarının yönetilemediğini, şirket borçlarının giderek arttığını, işbu nedenlerden dolayı şirketin veraseten pay devri yapılmasını ve şirketin varlığının davamına ilişkin gerekli işlemlerin yapılması için şirkete müdür atanması gerektiğini, müvekkili yasal mirasçı olduğunu, müvekkilinin olağanüstü genel kurul toplantısına çağırma yetkisinin doğduğunu, beyan ederek TTK madde 410 uyarınca davanın kabulü ile davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısına çağırılmasını, gerekli hazırlık ve işlemlerin yapılabilmesi için kayyım olarak şirekt hissedarı …’ün atanmasını davalı şirket mali müşavirine davanın ihbar edilerek davalı şirket Ticari Defterlerinin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısının yapılması için istenmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER: Ticaret Sicil kayıtları, İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 27.12.2022 tarihli … Esas … karar sayılı veraset ilamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, limited şirketin genel kurul toplantısını yapılması için kayyım atanması ve devir tescil işlemlerinin yapılması taleplerinden ibarettir.
6102 sayılı TTK’nın 410/2 nci maddesi hükmü “Yönetim kurulunun . Devamlı olarak toplanmaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurul toplantıya çağırabilir. Mahkemenin kararı kesindir” şeklindedir.
Bilindiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup bunlara dava şartları denir. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil davanın esasına girebilmesi için karanan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkeme davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir.
Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. (HMK 114/1-h)
Dava açmaktaki hukuki yarar için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez H., Atalay, O./Özekes, M.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297).
6102 sayılı TTK’nın 598/2 maddesinde ” (1)Esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulur.
(2) Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verir.
(3) Sicil kaydına güvenen iyiniyetli kişinin güveni korunur.” hükmüne yer verilmiştir.
Limited şirket ortaklık payının miras yoluyla mirasçılara intikal etmesi durumunda TTK’nun 520’nci maddesinde yer alan pay devrine ilişkin şartlar aranmadan pay devri gerçekleşmektedir. Diğer ortakların muvafakati aranmaksızın lehine ortaklık payı tesis edilen şahıs (miras yoluyla intikal) ortak sıfatına haiz olur.
Diğer taraftan, şirket ana sözleşmesinde mirasçıların ortaklığa alınmasına ilişkin bazı şartlar konulmuş ya da ortakların muvafakatı aranmış olabilir.
Limited şirketlerde intikal eden servetin “ticari sermaye” olarak değerlenmesi gerekir (Bu servetin bir ortaklık hakkı yani hisse senedi olarak değerlenmesi gerektiğini ileri sürenler de vardır.). Bu nedenle ölüm tarihi itibariyle kısa dönem bilançosu çıkarılarak nihai tarhiyatta değerlemeye esas alınması gerekir. Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesi uyarınca mirasçılar isterlerse ölüm tarihinden önce gelen dönem bilançosuna göre bulunacak özsermayeyi ya da ölüm tarihi itibariyle düzenlenecek bilançoyu esas alarak bulunacak özsermayeyi beyanlarında esas alabilirler.
Mirasın reddi durumunda ise ortaklık payı kendi başına diğer ortaklara geçemez. Bu durumda mahkemeye başvurularak terekenin çıkarılması gerekir. Mahkeme tereke borçlarını ödedikten sonra kalan bakiye varsa red eden mirasçının varsa diğer mirasçılarına ve vefat edenin kalan mirasçılarına ödeme yapar.
Somut olayda; dosyaya sunulan mirasçılık belgesi incelendiğinde, vefat eden ortağın yaşı küçük mirasçıları bakımından sulh hukuk mahkemesince kayyım atanması gerekir bu nedenle davacı ile küçük çocukların menfaatinin dengelenmesi gerekir. Davacı veraset ilamından küçüklerin annesi olup küçüklerin şirketteki hisse payı ile davacının şirket tereke intikal hisse payı arasında çatışmanın yaşanmaması gerekir bu nedenle olağanüstü genel kurulda küçüklerin hisseleri temsili bakımından sulh hukuk mahkemesince kayyım atanması gerekeceğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerini davacı üzerinden bırakılmasına,
3-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinden iadesine,
Dair HMK. 320/1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oybirliğiyle karar verildi 05/05/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır