Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/316 E. 2023/908 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/316 Esas
KARAR NO : 2023/908

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2022
KARAR TARİHİ : 25/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 02/05/2022 tarihinde mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalıların internet sitelerinde … ismiyle yayınlanan haberlerin içeriğindeki beyan ve iddiaların yalan, gerçek dışı, karalayıcı, haber etiğinden uzak, mesnetsiz ve iftira mahiyetinde olduğunu, haberlerin müvekkili şirket aleyhine kamuoyunda manipülasyon yaratmak niteliği taşıdığını, müvekkiline yalan ve asılsız isnatlarda bulunulduğunu, davalılardan … Ticaret Limited Şirketi’nin içerik sağlayıcı oldukları diğer davalı …’un Genel Yayın Yönetmeni olduğu sitede, “ … Grubu ile ilgili bomba iddia! ‘Bir başka bankada daha…’” başlıklı; ve yine davalılardan … Ticaret A.Ş. internet sitesinde yayınlanan haberin dürüstlük kuralından, kamuoyu bilgilendirme amacından, basın esit ve ilkelerinden çok uzak olduğunu, kötü niyetli, haber sırrını aşan, karalayıcı söylemlerden ibaret olduğunu, yine … günü https:/… URL adresiyle “…, … kredisini ödemiyor” başlıklı; şeklindeki yalan, asılsız ve iftira niteliği taşıyan açıklamaları neticesinde Müvekkil Şirket’in ticari itibarı zedelenmeye çalışıldığını ve kişilik haklarının ağır bir surette ihlal edildiğinden, müvekkili şirketin ticari itibarına saldırı niteliğindeki hakaret ve iftira mahiyetindeki açıklama ve içerik nedeniyle davanın kabulü ile müvekkili için 100.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … Tic. Aş ve … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 10/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalılardan … Aş … Gazetesi …. Gazetesi ve gazetenin İnternet sitesi olan www…net in sahibi olduğunu, diğer davalı …’in gazetenin Ankara muhabiri olduğunu, müvekkili şirketin sahibi olduğu internet sitesinde benzer iddiaların diğer müvekkili davalı … tarafından haberleştirildiğini, haberin verilmesinde üstün kamu yararı bulunduğunu, davaya konu haberin basın özgürlüğü sınırları içerisinde ve hukuka uygun olduğunu, davacının kişilik haklarının zedelendiği, haberin hukuka aykırı olduğu yönündeki iddiaların mesnetsiz ve de hukuka aykırı olduğunu, davaya konu haberin gerçek ve güncel olduğunu, haberin verilmesinde üstün kamu yararı bulunduğunu, davaya konu haberin verilmesinde öz ve biçim arasındaki dengenin muhafaza edildiğini, davacı yönünden oluşmuş bir zarardan bahsedilemeyeceğini, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, açılan davanın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … Tic. Ltd. Şti vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 20/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili …’un www….com adlı haber sitesinin genel yayın yönetmeni olduğunu, internet ortamında yapılan yayın hakkında tazminat talep edilecek ise Basın Kanunun uygulanacağı için davaya konu husumette Basın Kanunu’na göre belirleneceğini, Basın Kanunu’nun tazminat sorumluluğunu düzenleyen 13.maddesinde sorumlular arasında genel yayın yönetmeninin sayılmadığını, müvekkili …’un sorumluluğu bulunmadığını ve husumet eksikliğinden reddi gerektiğini, davaya konu haberin birçok haber sitesinde yakınma konusu haber minvalinde haberler yapılmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili yayıncı kuruluşun da bu çerçevede haberler yaptığını, müvekkili yayın kuruluşunun mesleki vazifesini yerine getirdiğini, davacı tarafından talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacı … iddia ettiği gibi kişilik hakkı ihlaline sebebiyet veren bir haberin varit olmadığını, müvekkili yayın kuruluşunun görünürde gerçekliğe uygun haberleri, yayıncılık ilkeleri, İİHS, anayasa ve basın kanunu çerçevesinde ve yayın politikasına uygun olarak yayınlamış ve bu minvalde Yargıtay uygulamalarına, gerek basın ve ifade hürriyetinin sınırlarına riayet ettiğini, haksız ve mesnetsiz davanın ve fahiş tazminat talebinin öncelikle husumet yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Ticaret sicil kayıtları, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; basın yoluyla marka ve kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyanın Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …esas, … karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği tespit olundu.
Türk Medeni Kanunu’nun 24. Maddesine göre “Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.”
Türk Borçlar Kanunu 58. Maddesine göre “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasna hükmedebilir.” hükmüne amirdir.
İfade özgürlüğü demokratik bir toplumun en önemli temellerinden birisi olup, toplumsal ilerlemenin ve her kişinin gelişiminin başlıca koşullarından birini teşkil etmektedir. AİHS’nin 10. maddesinin ikinci fıkrası saklı kalmak koşuluyla, ifade özgürlüğü yalnızca iyi karşılanan ya da zararsız veya önemsiz olduğu düşünülen değil, aynı zamanda kırıcı, hoş karşılanmayan ya da kaygı uyandıran “bilgiler” ya da “düşünceler” için de geçerlidir, çoğulculuk, hoşgörü ve açık düşünce bunu gerektirir ve bunlar olmaksızın “demokratik bir toplum” olamaz. 10. maddede benimsenen ifade özgürlüğü bu şekilde olmakla birlikte, yine de bu dar bir yorum gerektiren istisnalar içermektedir ve bu hakkı kısıtlama ihtiyacının ikna edici bir biçimde ortaya konması gerekmektedir (Pakdemirli v. Türkiye kararı, başvuru no: 35839/97, 22 Şubat 2005).
İfade özgürlüğü geniş bir şekilde yorumlanmakta ise de, sınırsız olmadığı da Sözleşme’nin 10. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilmiştir.
Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında bu hürriyetlerin kullanılması, sınırlandırılması düzenlenmiş; millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabileceği ifade edilmiştir.
Düşünce ve kanaat özgürlüğü sınırının aşılması ve kişilik hakkına saldırı seviyesine ulaşması hâlinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddeleri gereğince manevi tazminat istenebilecektir. (YHGK 2017/4-1415, 2018/211)
….5187 sayılı Kanunun 3. maddesinde;
“Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir. Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayımızda 01.05.2022 tarihinde yapılan ve dava dilekçesi ekinde sunulan haber içerikleri incelendiğinde haberlerde güncel konulara ilişkin bir takım değerlendirmelerde bulunulduğu, dava konusu yazının basın özgürlüğü kapsamında kaldığı, halkın, dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olma hakkının olduğu, basının da bu doğrultuda olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve sorumlu olduğu, güncel olan konulara ilişkin haberlerin gazetecilik tekniği gereği okuyucunun ilgisini çekmesi için çarpıcı başlıklara yer verilerek iddia kapsamında ve eleştiri sınırları içerisinde aktarıldığı, bu itibarla yayının basın özgürlüğü kapsamını aşmadığı ve doğrudan kişilik hakları ve ticari itibarına saldırı mahiyetinde bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.(Emsal İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/2689 esas 2023/1877 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.707,75 TL harcın mahsubuyla bakiye ‭1.437,9‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının diğer davalılar yönünden yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 17.900,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalılar tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/09/2023

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)