Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/260 E. 2023/697 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/260 Esas
KARAR NO : 2023/697

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2023
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin, hizmet sağladığı sektörlerdeki firmaların talepleri doğrultusunda sürekli form üzerine kurumsal kimlik bilgilerini ve logolarını içeren ofset baskı hizmeti sağladığını, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında Kompüterine Oyun Terminallerinde kullanılmak üzere 900.000.000 adet, her iki yüzü baskılı kuponu her biri 1.000 (bin) adetten oluşan paketler halinde ve toplam 900.000 (dokuzyüzbin) paket “Kupon” kağıdının teknik şartnamede belirtilen speclere uygun olarak … tarafından satın alınması konulu 06.03.2020 tarihinde “… Kağıda Alımı Sözleşmesi” (“Sözleşme”) akdedildiğini, sözleşme kapsamında taahhüt edilen 900.000.000 kuponu basmaya ve teslim etmeye başladığını, kuponun tamamının teslim edildiğini, sözleşmenin bitim tarihinden sonra olmak üzere müvekkil Şirket’e 3 Aralık 2021 tarihinde … tarafından gönderilen … yevmiye numaralı ihtarname ile …, Sözleşmenin kapsamında aynı şartlarla %30 daha fazla kupon alımı hakkını kullanacağını bildirdiğini, …’nın bu ek talebi olan 270.000.000 kupon da müvekkil Şirket tarafından yerine getirilerek …’ya teslim edildiğini, ifa tamamlanıncaya kadar kağıdın ton başı alım fiyatı %300’e varan tutarlarda arttığını, … ile yapılan müteaddit görüşmelerde de müvekkil şirketin bu fiyat artışından dolayı büyük zarara uğradığının …’ya bildirildiğini, müvekkili şirket ile davalı arasındaki kupon alım sözleşmesi ilişkisi devam ederken davlının aynı zamanda … ile yapılan ihale kapsamında bu firmadan da kupon alımlarını sürdürdüğünü ve hatta %30’luk ek talep hakkının … tarafından kullanılması halinde müvekkili şirketin telafisi imkansız zararlara uğrayacağının belirtilerek bu opsiyonun kullanılmaması gerektiğinin …’ya bildirilmiş olmasına rağmen … tarafından hakkın kötüye kullanılması suretiyle %30 luk ek alım opsiyonu kullanıldığını, müvekkili şirketin, 2021’de faaliyetlerini karlı biçimde sürdürürken bu sözleşmeden dolayı 2022 yılını zararla kapattığını, sözleşmeye göre 12 aylık üretim planının Covid-19 salgını nedeniyle kupon alımlarının düşmesi nedeniyle üretim süresinin 24 aya uzadığını, müvekkilinin taahhütlerine bağlı kalarak devam ettiğini, artış miktarı olan 270.000.000 adet yeni kuponunun tedarik açısından zor olduğunun bildirildiğini ama hakların saklı tutularak temin edildiğin,, TBK 138 uyarınca bedelin güncellenmesini ve yeni koşullara uyarlanmasının talep edildiğini ancak davalı tarafından kabul edilmediğini, doğmuş zararlarının tespiti ile davalıdan tazminine ilişkin belirsiz alacak olarak şimdilik 1.000 Euro’nun ticari avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 06.03.2020 tarihinde davacı ile müvekkili arasında imzalanan sözleşmede süre belirtilmediğini, sözleşmenin miktarla sınırlandırıldığını, sözleşme gereği ilk teslimatın 8-10 hafta sonra ve aylık minimum 75.000 paket teslim edilecek şekilde 1.19 Euro+KDV birim fiyattan 900.000.000 adet kupon teslim edilmesi gerektiğini, aylık minimum teslim edilmesi gereken paket sayısından ve ilk teslimat süresinden hesapla sözleşme süresinin en fazla 14 ay olması gerektiği ve müvekkilin tüm plan ve programlarını bu çizelgeye göre düzenlediğini, davacı tarafından hazırlanması ve teslim edilmesi gereken kupon kağıdı sayısının sözleşme ile belirlendiğini, toplam miktarın bu sayının altına düşmeyeceğinin, dolayısıyla 900.000.000 kupon kağıdının teslim edileceğinin davacı tarafından bilinmekte/bilinebilecek durumda olduğunu, davacı tarafından belirtilen teslimat sayılarının tutarsız olduğu, hatalı teslimatların kabul edilmemesi nedenleriyle haksız olarak uzatma yapıldığını, bu durumun davacının sorumluluğunda olduğunu, sözleşmenin esas konusu olan 900.000.000 adet kuponun davacının dilekçesinde belirttiğinin aksine 15.03.2021 tarihinde değil 15.03.2022 tarihinde bitirildiğini, davacı tarafı yapılan iş ve eylemlerin hukuki, mali ve ticari sonuçları öngörülebilecek durumda olduğunu, yine TTK 18. maddesi uyarınca hareket etme yükümlülüğünün bulunduğunu, müvekkilinin tüm iş ve işlemlerinin yazılı usul ile sürdürüldüğünü, şifahi olarak işlemlerin yürütülmediğini, müvekkili tarafından sözleşme gereği olan tüm ödemelerin yapıldığını, davacı tarafa her ne nam altında olursa olsun borçlarının bulunmadığını, davacı tarafça istenen faiz ve faiz başlangıç tarihinin de hukuka aykırı olduğunu belirtilerek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, sözleşme nedeniyle uğranılan maddi zararın tazminine ilişkindir.
Taraflar arasında kupon kağıdı alım sözleşmesi imzalanmış ve edimler karşılıklı yerine getirilmiştir. Yine sözleşme kapsamında davalı taraf aynı birim fiyat üzerinden toplam kararlaştırılan ürüne ilave olarak %30 daha fazla ürün talep etmiş, davacı taraf da maliyet artışlarından dolayı aynı birim fiyatı üzerinden zarar etmek suretiyle teslimi gerçekleştirdiğini belirtilerek maddi zararın tazmini talep edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 107/1. maddesinde, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği düzenlenmiştir.
Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklının, hukukî ilişki ile asgarî bir miktar ya da değer belirterek belirsiz alacak davası açabilmesi kabul edilmiştir. Alacaklının bu tür bir dava açması için, dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı ya da bu objektif olarak imkânsız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü, her davada arandığı gibi, burada da hukukî yarar aranacaktır, böyle bir durumda hukukî yararın bulunduğundan söz edilemez. Özellikle, kısmî davaya ilişkin hükümler de dikkate alınıp birlikte değerlendirildiğinde, baştan tespiti mümkün olan hâllerde bu yola başvurulması kabul edilemez.
Sırf taraflar arasında alacak miktarı bakımından uyuşmazlık bulunması, talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması anlamına gelmez. Esas olan objektif olarak talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olmasıdır. Sadece alacak miktarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunması ya da miktarın tartışmalı olmasının belirsiz alacak davası açılması için yeterli sayılması hâlinde, neredeyse tüm davaların belirsiz alacak davası olarak kabulü gerekir ki, bu da yasanın amacına aykırıdır.
Dava dilekçesinin içeriğinde, sözleşmenin başlangıç tarihinde kupon kağıtlarının alım fiyatı 700 USD/ton iken, %30’luk ek alımın bildirildiği tarihteki kupon kağıt ton miktarının 1350 USD/ton olduğu bildirilmiştir. Sözleşme kapsamındaki edimler karşılıklı olarak ifa edildiğinden ve taraflar arasındaki ilişki ani edimli olduğundan, kur, enflasyon, asgari ücret, nakliye ücreti v.s şeklindeki üretim maliyetine etki eden veriler belirlidir ve uğranıldığı iddia edilen zarar miktarının tacir olan davacı tarafından belirlenebilir olduğunun kabulü gerekir.
HMK’nın 114/1-h maddesinde, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartları arasında sayılmıştır. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Hukuki yarar giderilebilir bir dava şartı olmadığından açılan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 346,24 TL harcın mahsubuyla fazla yatırılan 166,34 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 3.120,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/06/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.